Demokrat Eğitimciler: 19 Mayıs törenleri bayram değil eziyet

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, 19 Mayıs törenlerinin bayram değil eziyet olduğunu söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarına yönelik valiliklere gönderdiği genelge ile ilgili Avcı, “Nitelikli ve çağdaş eğitimin önündeki engellerden birisi de eğitim yılının başından sonuna kadar serpiştirilmiş, sözden ve hamasetten öteye geçemeyen şekilci törenlerdir.” dedi.
Atatürk’ün gençlere hediye ettiği 19 Mayıs Bayramı'nın modası geçmiş kutlanış şeklinin değiştirilmesi, içerik ve ruh yönü eksik militarist geçit törenlerinden vazgeçilmesi gerektiğini belirten Avcı, "Törenler için aylarca yağmur, çamur altında milimetrik şekilde hizaya sokulmaya çalışılan, derslerden geri bırakılan, ailelere kıyafet parası külfeti oluşturan bu anlayış gençler için bayram değil ancak eziyet olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Bayram ve törenlerde şekil yerine öze, hamaset yerine işin ruhuna hitap eden çağdaş ve sivil kutlamaların yapılması gerektiğini söyleyen Avcı şu görüşleri dile getirdi:
"Bayramlar bürokrat ve kamu görevlileriyle doldurulmuş statlar yerine okullara, cadde ve sokaklara inmeli halkla iç içe kutlanmalıdır. Bu anlamda okullarda yapılan kutlamaların vatandaşların da katılımıyla daha hoş olacağı kanaatindeyim. Mevcut uygulamada beden eğitim öğretmenleri ikinci dönem okula hemen hemen hiç uğramıyor ve bu durumda diğer öğrenciler için ders kaybı oluşturuyor. Öte yandan öğrencilerimiz resmî tören ve bayramlarda tören kıtası olarak kullanılmak da istemiyor. Öğrencilerin ‘asker’ gibi davranmaya zorlanması pedagojiye ve çocuk gelişimine uygun değildir. Bırakalım öğrenciler öğrenciliklerini bilsin, askerler de askerliklerini. Kaldı ki bayram kutlamaları “isteğe bağlı” hale gelmeli ve öğrenciler bu noktada zorlanmamalıdır. Bayramlar elbette ki bizim bayramlarımızdır. Fakat baskıcı, militarist, totaliter mantıkla heba edilen dersler, aylar ve maddi külfet ne Atatürk’ün muasır medeniyet vizyonu ile ne de bilim ve mantıkla açıklanabilir. Bu itibarla Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i destekliyoruz. Eğitim sisteminde büyük reform ve devrimlere devam edilmelidir. Milli eğitimde nasıl geldiyse öyle gitsin mantığı artık son bulmalıdır. Milli eğitimde eskimiş, hantal ve çağdışı anlayışlarda, anlamı ve bağlamı kalmamış yönetmeliklerde, ritüellerde ve çağdışı uygulamalarda ısrar etmek en başta Atatürk’ün telkin ve tavsiyelerine ve gençliğimize en büyük ihanettir.