Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri tarafından açıklanan ve kamuoyunda aylardır tartışılan ‘Dershanelerin kapatılması ve SBS’nin kaldırılması’ konusunu değerlendiren Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Ezberci ve sınavcı eğitim sistemi devam ettikçe, eğitimde fırsat ve kalite eşitsizliği sürdükçe dershaneler de SBS de kaldırılamaz. Zorla yapılması durumunda bundan en çok yoksul ve dar gelirli ailelerin çocukları zarar görür.” dedi. Hem Başbakan Erdoğan hem de milli eğitim bakanları tarafından benzer açıklamaların daha önce de yapıldığını söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “SBS ve dershanelerin kaldırılması konusu temcit pilavı gibi 2-3 ayda bir ısıtılıp kamuoyunun önüne sunuluyor. Eşitsizlikçilik ve adaletsizlikçilik üzerine ve yapboz politikalarla idame ettirilen mevcut eğitim sisteminde bu mümkün değildir. Hükümet, suçu dershanelerde ve SBS’de değil, izlediği yanlış, danışıksız ve istikrarsız eğitim politikalarında aramalıdır.” diye konuştu. "MEB’İN İNANDIRICILIĞI AZALDI"Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan ‘SBS’nin Kaldırılması Yol Hartası’nda SBS’nin yerine 36 adet sınav önerildiğini hatırlatan Gürkan Avcı, “Milli Eğitim Bakanlığı, dershaneye kayıt konusunda velilerin acele etmemesi gerektiğini söylüyor, fakat dinleyen yok. Dershanelerin kapatılması konusunda da SBS’nin kaldırılması konusunda da yetkililerin açıklamalarının kamuoyu nezdinde pek inandırıcılığı kalmadı.” dedi." HÜKÜMET, DEDİĞİNİN TAM TERSİNİ YAPTI"Hükümetin, yıllardır ‘sınavlar kalkacak, dershaneler kapanacak’ diye konuştuğunu fakat hep tam tersini yaptığını söyleyen Gürkan Avcı, AK Parti iktidarları döneminde hem resmi dershanelerin hem de kayıtsız ve kaçak dershanelerin sayısının arttığını, OKS yerine 3 sınavlı SBS sınavının getirildiğini ve şimdi de SBS yerine 36 adet sınav getirilmek istendiğini kaydettiği açıklamasında, şunları söyledi: "11 yıllık iktidarı döneminde 5 bakan eskiten, binlerce bürokratını havuza atan, eğitim sisteminde deneme yanılma yöntemli sayısız reform, değişiklik ve uygulamayı icra eden AK Parti hükümetinin eğitim politikalarından, halkın rahatsız ve şikâyetçi olduğu gün gibi aşikârdır. Eğitimde büyük bir başarısızlık ve hüsran yaşayan AK Parti hükümetinin bugün eğitim sistemini teslim ettiği milli eğitim bakanı, bakan yardımcısı, müsteşar, müsteşar yardımcıları ve genel müdürlerin çoğu ve ilk 5’i eğitimci değildir. Cumhuriyet tarihi boyunca ne Sağlık Bakanlığı'nda sağlıkçı olmayan ne de Adalet Bakanlığı'nda hukukçu olmayan bir bakan, bakan yardımcısı, müsteşar görev almamıştır. AK Parti hükümetinin eğitime ne kadar önem verdiğini buradan da anlamak mümkündür. Öte yandan piyasacı, niteliksiz ve istikrarsız mevcut eğitim sistemi devam ettiği müddetçe, eğitimde fırsat ve kalite eşitsizliği sürdükçe, ‘Ne kadar para, o kadar iyi eğitim’ anlayışına prim verildikçe sınavları tümüyle kaldırmak, dershanelerin kapısına kilit vurmak fiili anlamda mümkün değildir. Altyapısı eksiz, donanımsız ve öğretmensiz okullarda okuyan yoksul, dar ve sabit gelirli ailelerin çocuklarına bir fırsat ve umut veren dershanelerin cebren kapatılması durumunda bundan Türk eğitim sistemi büyük zarar görür. Hükümetin amacı, bağcıyı dövmek değil üzüm yemekse destekleyici ve takviye edici çağdaş eğitim kurumları olan dershaneleri değil kapatması, desteklemesi ve eğitim sistemine olan katkı ve artılarını daha yaygın ve derinlikli bir çerçevede planlaması gerekmektedir. Sınavların kaldırılması ile dershanelerin kapatılması projesinin, gerek gözde lise ve kolejlerin önünde yaşanacak ciddi yığılmalar nedeniyle gerekse her tarafı saran tabela Anadolu liseleri yüzünden de zor olacağını düşünüyorum. Ayrıca bölgeler, ilçeler, semt ve mahalleler arasındaki eğitim kalitesi farkı da merkezi sınavların nesnelliğini tartışılır kılacaktır. Ayrıca, yıllardır sıkıntısını çekiyoruz ki şişirilmiş notlara, kanaat puanlarına itibar edildiği müddetçe sınavların kaldırılması ne kadar adaletli olacaktır." "YOKSA YİNE SADECE ADI MI DEĞİŞECEK?"Öte yandan, yazılı açıklamasında, dershanelerin, özel okula dönüştürmek için kapatılmasının teşvik edilmesini de sağlıklı bulmadığını belirten Gürkan Avcı, şunları ifade etti: "Bugün özel okullarımız zaten eksik ve yarım kapasiteyle çalışıyor, mevcut kontenjanlarını doldurabilmiş değiller. Tüm dershaneler özel okul yapılsa dahi sınavcı, ezberci eğitim sistemi devam ettiği müddetçe dershane ihtiyacı tekrar nüksedecek, özel dersler, kayıtsız dershaneler, evlerde grup eğitimleri gibi uygulamalar hızla artacaktır. Merkezi de olsa yerel sınavlar da olsa, 36 sınav değil tek sınav da olsa dershaneler, tüm çağdaş dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ihtiyaç olarak devam edecektir. Eğitimde esas durulması gereken nokta bugüne ve konjonktürel engellere yönelik değil, geleceğe ve ortak bir zemine yönelik çözümlerde buluşulmasıdır. Yoksa Hüseyin Çelik döneminde OKS’nin kaldırılarak adının SBS olarak değiştirilmesinde olduğu gibi dershanelerin kapatılarak adının etüt merkezi olarak değiştirilmesi ne ihtiyacı ne de sorunu ortadan kaldırmaz. Son olarak değinmek isterim ki hükümet eğitimde başarı denilince yalnızca SBS, LGS, LYS sınav sonuçları ve skorlarına bakmayı bırakmalı, okullarda spor, sanat ve müzik eğitimlerini de çok önemsemeli, başarılı okul ve öğrencileri yeteneklerinden dolayı teşvik etmeli, ödüllendirmelidir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz