İZMİR - Uyuşturucu ticareti yapmak suçundan aldığı hapis cezası kesinleşen ve denetimli serbestlik yasasından yararlanma başvurusu cezaevi yönetimince reddedilen hükümlü, ikinci talebinin infaz hakimliğince kabul edilmesiyle cezaevinden çıktı. Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesinde 10 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan ve 2008 yılında 10 ay hapis cezası verilen, daha sonra da cezası Yargıtay tarafından onanan hükümlü Hakan U, 24 Mart 2014 günü Buca Açık Cezaevi'ne teslim oldu. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda yapılan değişiklikle, denetimli serbestlikten yararlanma talebini içeren bir dilekçeyle cezaevi yönetimine başvuran Hakan U'nun bu isteği reddedildi. Cezaevi yönetimi, 02.09.2012 tarihli Hükümlülerin Açık Ceza İnfaz Kurumlarından Ayrılma Yönetmeliğini hatırlatarak, "Haklarında üst sınırı 7 yıldan az olmayan başka bir suçtan soruşturma ya da kovuşturması devam etmekte olanlar ile üst sınırı 7 yıldan az olmayan bir suçtan henüz kesinleşmemiş mahkumiyet kararı bulunanlar, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilmeleri hükmü konulmuştur” maddesini gerekçe gösterdi. Red kararı sonrasında Buca Kapalı Cezaevi'ne nakledilen Hakan U'nun avukatı Orhan Altın, bu kez İzmir İnfaz Hakimliği'ne başvurarak, Anayasa Mahkemesi'nin 26 Aralık 2013 tarihinde, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda yaptığı değişikliği gerekçe olarak gösterdi. Altın, dilekçesinde “5275 sayılı kanunun 105/A-7-b maddesinde hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği ve cezasının üst sınırı 7 yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma başlatılması halinde denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir, hükümlü hakkında kovuşturmaya yer olmadığı veya kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi halinde hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hakimi tarafından karar verilir” hükmünün iptal edildiğini belirtti. Dilekçesinde, müvekkilinin denetimli serbestlik uygulamasından yararlanabileceği şartları taşıdığını ifade eden Altın, buna rağmen yasa değişikliği göz önüne alınmadan kapalı cezaevine naklinin yapıldığını, bu uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin kararına aykırı olduğunu kaydetti. Altın, denetimli serbestlik süresi içinde tahliyesini talep eden müvekkilin üst sınırı 7 yıldan az olmayan bir suçtan yargılandığı gerekçesiyle kapalı cezaevine alınması uygulamasının yeni yasa değişikliğiyle taban tabana zıt olduğunu, iptal edilmiş bir hükmün uygulanmasında yönetmeliğin gerekçe gösterilmesinin “normlar hiyerarşisine” uygun olmadığını hukuka da aykırı bir durum yarattığını, kanunla iptal edilmiş bir kanun maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını belirtip, müvekkilinin tahliyesini talep etti. İnfaz hakimi Mehmet Ayan, hükümlü Hakan U'nun 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 105/A-1 maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle” salıverilmesine hükmetti. Karar sonrası gazetecilere açıklama yapan Avukat Orhan Altın, “Bu durumda yüzlerce tutuklu var. Müvekkilimin denetimli serbestlikten yararlanmasıyla diğer tutuklular da başvurup tahliye olmaya başladı. Kanun iptal edilmiş, hükümlünün tahliye edilmesi gerekiyor. Ama, cezaevi yönetimi iptal edilmiş kanunun yönetmeliğini gerekçe gösterip salıvermiyor. Bu açıkça hukuka aykırı bir durumdu. İkinci başvurumuzla bu hukuksuzluk giderilmiş oldu” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz