CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Anayasa değişikliği paketine eleştirerek, "Böyle bir yetkiyi peygambere versen peygamberi bozarsın. Olmaz, kimseye bu yetki verilmez, verilmemeli. Hele 15 yıllık yönetiminde hata üstüne hata yapmış ise, 15 yılda 15 tane büyük hatası varsa bu olmaz" dedi.
Sabah saatlerinde Trabzon’a gelen CHP Antalya Milletvekili ve CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Ramada Otel’de partisince düzenlenen toplantıya katıldı. CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, CHP Trabzon İl Başkanı Turgay Güngör, Trabzon Baro Başkanı Sibel Suiçmez, partililer ile çok sayıda kişinin katıldığı toplantıda Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili konuşan Baykal, şunları söyledi:
"BU PROJEYİ ÖNERECEK OLAN İNSANLARIN İMZALARINI BOŞ KÂĞITLARA ALDILAR"
"Bir Anayasa değişikliği projesi ortaya atıldı. Hep konuşulurdu ama herkes değişik nedenlerle bir anayasa değişikliğini destekleyen tutum içindeydi. Herkes daha iyi, daha sivil, özgürlükleri güvence altına alacak, hukuku bağımsız ve tarafsız hale getirecek, etkin kılacak, Türkiye’ye yakışan bir Anayasa'nın ortaya çıkmasını istiyordu ve destekliyordu. Ama bu son proje ortaya çıkınca anladık ki hiç de öyle herkesin zaten uzun süreden beri dile getirdiği türden bir anayasa değilmiş bu. Bu projeye baktık nereden çıktı diye? Projenin sahibi gözükmüyor. Sahibi perde arkasında. Ön planda yok. Bu projeyi önerecek olan insanların imzalarını boş kâğıtlara aldılar. Yani bu Anayasa değişikliğini meclise sunan milletvekili arkadaşlarımız neyi sunduklarını bilmeden imza attılar. Bu değişiklik bütün Türkiye’yi ilgilendiriyor. Bu anayasada mutabakat yok. İçeriği bile bilgilendirilmeden, bırakın milleti, milletvekilleri bilgilendirilmeden bir yerlerde pişirilmişi, kotarılmış."
"DÜNYADA YOK BÖYLE BİR UYGULAMA. TÜRKİYE’DE NİYE OLSUN?"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini eleştiren ve bu tür sitemin dünyada eşi benzeri olmadığını savunan Baykal şöyle devam etti: "Tek adama bu yetkiler verilir mi? 80 milyonuz arkadaşlar. Türkiye’yiz biz. 600 yıl bir imparatorluğu ayakta tutmuş bir milletiz. 100 yıldır da bir cumhuriyeti dünyanın en zor koşullarında, 7 düvele karşı bir namus mücadelesini zaferle sonuçlandırarak, olmadık koşullarda dimdik bir Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak ve bu bölgede 100 yıl yaşatarak bugünlere getirmiş bir milletiz. Şimdi bu milletin 80 milyonu diyecek ki; ‘Ben yapamıyorum, sen gel yapıver. Bir kişi kim olursa olsun. Olmaz arkadaşlar. Böyle bir kişi tasavvur edilemez. Dünyada yok böyle bir uygulama. Türkiye’de niye olsun? Yani ben imkânsızlıkları siyaseten başarmış bir milletim. Gideceğim, ‘al sen beni yönet, istediğini yap’ diyeceğim. Olmaz böyle bir şey arkadaşlar. Beşer şaşar. Böyle bir yetkiyi peygambere versen peygamberi bozarsın. Olmaz, kimseye bu yetki verilmez, verilmemeli. Hele 15 yıllık yönetiminde hata üstüne hata yapmış ise, 15 yılda 15 tane büyük hatası varsa bu olmaz."
"MİLLETİ CEBREN TOPLUYOR ‘MİTİNG’ DEDİĞİ ALANA"
Referandumda herkesin bir kararı olduğu ve buna saygı gösterilmesi gerektiğini savunan Baykal şunları söyledi: "Bu oylamada ‘hayır’ diyen de çıkacaktır. Yani millettin yarısı terörist mi? Ey analar sizlere hitap ediyorum; oğullarınız, torunlarınız arasında, ‘Evet’ de ‘Hayır’ da diyen çıkacaktır. O ‘Hayır’ diyen çocuklarınızı terörist olarak mı yetiştirdiniz? Size bunu söylemeye kimin ne hakkı var? Devletin bütün olanaklarını, uçaklarını, helikopterlerini bütün teşkilatını resmi yazılarla seferber ediyor, her türlü devlet kasasından harcamayı yapıyor, milleti cebren topluyor ‘miting’ dediği alana. Oraya çıkıyor, milletin yarısına hakaret ediyor, ‘terörist’ diyor. ‘PKK’lı’ diyor ve bu da referandum kampanyası oluyor. Olur mu böyle bir şey arkadaşlar? Bu neyi gösterir? Söyleyecek, getirdikleri tasarıyı savunacak dayanaklarının olmadığını gösterir. Saadete gel, konuyu anlat. Bırak şimdi kenarda dolaşmayı, düzenlemeyi konuşalım. Bu kargaşanın içerisinde benim vatandaşım tapusunu alıp götürmek var mı? Buna izin verecek miyiz? Sakın ha, bu gürültüye kulak asmayın."
"AMA OLMUYOR, YANİ VİTES KAVRAMIYOR, ARABA TIRMANAMIYOR"
Dışişleri Bakanı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'na Hollanda'da yapılan muameleye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Baykal, şöyle devam etti: "Baktılar ki buna millet tepki gösterdi. Vatandaş 'Hayır' diyecek, 'Bu suç mu Allah aşkına?' diyor. Kim diyor? Vatandaş diyor. Hafif ağız değişikliği yapmaya başladılar şimdi. Ama olmuyor, yani vites kavramıyor, araba tırmanamıyor. Bunu gördüler, şimdi de Avrupa işi çıkardılar. Kardeşim bırak elleyelim şu maddeleri. Avrupa işinden bu işi kapatmaya çalışıyorlar. Avrupa işinden bir şey çıkmaz. Avrupa işi anlaşıldı ki karmaşık bir iş. Konuşulduğu gibi değil. Siz neyin peşindesiniz? Dalaşmak, nemalanmak mı ya da oraya gidip vatandaşlarla konuşma derdinde misin? Her ülke egemendir. Her ülke derki kendi ülkesi içerisinde siyaset yapsın. Elbette böyle bir sorun karşısında yapılanlar insanlığa da sığmaz, hukuka da sığmaz, hakka da sığmaz, nezakete de. O ayrı bir iş. Onun tepkisini gösterelim. Ama bu olayın altında hukuku sağlam zemin olmadan bir dalaşma talep eden bir anlayışla bu konuya yaklaşmış olmamız var."
"BIRAK BU LAFLARI. O TERÖRİSTMİŞ, BU TERÖRİSTMİŞ"
Yeni anayasaya karşı olduğunu ve kararından ötürü şahsına terörist diyenlerin alnını karışlayacağını dile getiren Baykal, "Arkadaşlar 'Evet' diyene saygı duyarım ama Anayasa’nın içine bakarak 'Evet' desin lütfen. Anayasa’nın içine baksın, onun ülke ve toplum için yararlı olduğunu düşünüyorsa, 'Evet' desin. Başımın üstünde yeri var öyle yapanın. Ama bak Avrupa öyle diyor, teröristler bilmem ne yapıyor. Sakin ol malını anlat malını. Anayasayı anlat. Anlat da görelim. Bu anlayışı milletimize yerleştirmemiz lazım. Aman kuru gürültüye pabuç bırakmayın. Getir anlat maddeleri, verelim kararı. Bırak bu lafları. O teröristmiş, bu teröristmiş. Ben bu Anayasa’ya tamamen karşıyım arkadaşlar. Kim bana terörist diyecekse alnını karışlarım. İnşallah Trabzon’da da aslan gibi hayır çıkaracak. Terörist kimmiş, Trabzon kimmiş göreceksiniz" diyerek konuşmasını noktaladı.
(DHA)
SON 24 SAATTE NELER YAŞANDI?