Türkiye’deki Deniz Feneri soruşturmasında tutuklandıktan 107 gün sonra tahliye olan eski RTÜK Başkanı Zahid Akman, savcılık sorgusu sırasında Almanya’daki Deniz Feneri e.V.’nin kurulması fikrinin, Kanal 7’de “Şehir ve Ramazan” isimli programı sunan sunucu Uğur Arslan’dan çıktığını söyledi. Akman, Alman yargısının “nitelikli dolandırıcılık” suçundan hapse mahkum ettiği Mehmet Gürhan’ın hem Deniz Feneri e.V. hem şirketlerde yöneticilik yapmasından hoşnutsuzluk duyduğunu belirterek, “İlke olarak ticari faaliyeti olan bir kişinin dernek gibi akçeli bir işe girmesine karşıyım” diye konuştu.
Akman, HSYK incelemesinin ardından görevden el çektirilen 3 savcıya 7 Temmuz’da verdiği ifadesinde, Deniz Feneri e.V.’nin nasıl kurulduğu ve nasıl yönetildiğine ilişkin çarpıcı bilgiler verdi. Alınan bilgiye göre Akman’a sorulan sorular ve yanıtları özetle şöyle:
- Deniz Feneri ve Deniz Feneri e.V. derneklerinin kurulmasına bir katkınız telkin ya da teşvikiniz olmuş mudur?
Benim her iki derneğin kurulmasına herhangi bir katkım ya da teşvikim olmamıştır. Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği kurulmadan önce ve ben Ankara temsilcisi iken Uğur Arslan adlı kişi Kanal 7’de ve Ramazan’da yayınlanan Şehir ve Ramazan isimli bir program yapıyordu. Programın içeriği yoksul ya da muhtaçlara yardım idi. Program ilgi görünce Kanal 7’ye yardım talepleri gelmiş, bunun üzerine Uğur Arslan yardım taleplerini ve yardım dağıtımını organize etmek için bir dernek kurulması fikrini ileri sürmüş, Deniz Feneri’nin böyle kurulduğunu biliyorum.
- Derneklerin kurulmasında size bilgi vermişler ya da izin almışlar mıdır?
Benden onay aldıklarını Türkiye için hatırlamıyorum. Almanya’daki şirketlerde yöneticiliğim olmakla ve aynı dönemde Mehmet Gürhan, Deniz Feneri e.V.’nin yöneticisi ne onay aldı ne onay verdim. Almanya’da inisiyatif tamamen Gürhan’da idi. Şahsen Gürhan’ın hem Almanya’daki şirketlerin bir kısmında yetkili hem de Deniz Feneri e.V.’nin yetkilisi olmasından hoşnut değildim.
- Hoşnutsuzluğunun sebebi neydi?
Bir şirkette çalışan kişinin aynı zamanda içinde paranın bulunduğu bir dernekte çalışmasını doğru bulmuyorum. Zira bir zaman sonra elde ettiğiniz ticari kazanç bu derneğin topladığı parayla ilişkilendirilebilir. Bu nedenle rahatsızlık duyuyordum. Aynı konu Deniz Feneri derneğinin yöneticisi olan ve o dönemde Kanal 7’de personel müdürü olan Engin Yılmaz için de söz konusu oldu. İstanbul’da diğer şüphelilerle bir araya geldiğimde konuşma sırasında Engin’in hem Deniz Feneri’nde hem Kanal 7’de görev almasının doğru olmadığı yine tarafımdan ifade edilmişti.
- Şüpheli Şahin Küsmüş’ün Almanya’daki şirketleri yönetmek için işe alınması nedeniyle İstanbul’da yapılan ve Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik ve İsmail Karahan’ın bulunduğu toplantıda neden bulundunuz?
Şahin Küsmüş’ün iş toplantısında benim de bulunduğum yönündeki beyanını kabul etmiyorum, bulunmuş olamam.
- Almanya’daki ve Türkiye’deki tüm şirketlerdeki isim, sermaye, hissedar ve yönetici değişikliklerinin sık sık yapılmasının sebebi nedir?
- Ortağı olduğum şirketlerde birbirine yakın isim kullanılmasında, sık isim değişikliği yapılmasında özel bir niyet olduğu kanaatinde değilim. Bunlar tamamen ticari amaçla yapılmış işlemlerdir.