“Ben Bayhan’ı hiç bir zaman eleştirmedim. Biz onunla helalleştik kapattık o konuyu… Ona da soruyorlar… Zaman aşımına uğradı biz helalleştik ikimizin rahatsız olacağı bir durum yok. İkimizin yolu ayrı, tepkim onu eleştirmek hor görmek için değildi. Hayatım boyunca kibirli bir insan olmadım ve böyle insanları da sevmiyorum.”
“Herkes çıkışta parmağımdaki sargıyı merak etti. Orada her yer demir kapı ve kapılar çok ağır parmağım kapıya sıkıştı ve orada bir iz kaldı.”
“İçerde kendimi en kötü hissettiğim an annemin geçirdiği büyük ameliyatlarda yanında olamamak oldu. Canımı çok acıttı. Avukatım ve kardeşlerim aracılığıyla iyi olduğuna dair haberler alsam da rahat edemedim çok sıkıntı çektiğim zamanlar oldu bir de kardeşimin çocuğu doğduğu zaman yanlarında olamadım. Ailemizin ilk torunu İrfan Mert… Çok hüzünlendim. Kardeşim onun doğum fotoğraflarını getirdiğinde cezaevindeki feryatlarım aklımdan silinmeyecek gibi…”
“Firari olduğum dönemde hissettiğim duygu, oraya bir daha geri dönmeyi istememek. Yoksa polisten kaçmak değil. İşlemediğim bir suçu layık gördüler ama insanın gücüne gidiyor ve bir daha bilerek gitmek istemiyor oraya bilerek gitmek kabus gibi… Firari olduğum altı ay çok zordu ve olağanüstü saçma bir dönemdi. Zor bir dönemdi. Firari dönemde hayatım çok daha kısıtlıydı ne avukatınla en ailenle görüşebiliyorsun çok kabus bir dönemdi.”
Deniz Seki, kendisinin hapse atılmasının sorumlusu olarak gösterilen Hüsnü Şenlendirici ile ilgili olarak Armağan Çağlayan’ın sorduğu ‘Kendini aşk mağduru olarak tanımlıyor musunuz?’ sorusuna: “O bir yol kazasıydı aşk değildi. Ben de bu süre boyunca yoğun bakımdaydım ve geçti diyelim” şeklinde bir yanıt verdi. Şimdilerde hayatında güzel bir ilişki olduğunun altını çizen Seki, “Hayatımdaki kişi beni hiçbir zaman bırakmadı. Ben özgür değildim ama o da dışarıda özgür değildi. Tahliyeme yakın yapılan ayrılık haberlerine de zaten bu yüzden inanmadım. Her şey yolunda”
Seki, yaşananlardan sonra kendisine bir iade-i itibar yapılması gerektiğini düşündüğünü şu sözlerle dile getirdi: “Bana bir iade-i itibar borcu olduğunu düşünüyorum yargının. Savcıların ve yargının gün gelecek bu sorunu çözeceklerine inanıyorum. İşlemediğim bir suçtan bu cezayı aldım. Beni yargılayan mahkemeler kapandı ancak benim davam bitmedi. Özel yetkili mahkemelerin tutukladığı insanlar bırakıldı ama ben bırakılmadım. İnanın bunun nedenini ben de bilmiyorum. Adalet Bakanlığı’ndan bu konuyla ilgili cevap bekliyoruz. Bunun için sabredeceğim gerçekten çok haksız yere yattım, yıllarım heba oldu. Beni tutuklayan yargıçlar ya tutuklu ya da kaçak bu da çok şaibeli bir durum. Devlet büyüklerimize güvenerek ve buradan seslenerek bu sorunun çözüleceğini umuyorum. Zaten yeniden yargılanma için başvurduk. İade-i itibar istiyorum ve bu da benim en doğal hakkım. Yargının dengelerini kaybettiği zaman görülen davalarda o kişilerin itibarı iade edildi. İtibarı iade edilmeyen bir ben kaldım.
İçerde dine mi yöneldiniz? Maneviyat biraz daha ağır basmış gibi görünüyor?
Ben hep böyleydim. Yedi yaşında Kuran kursuna gittim dedem bütün sureleri öğretmişti. Küçücükken tüm dini vecibelerimi biliyordum orada o kadar kendinle ve Allah’la baş başasın ki huşuya geçiyorsun şükür namazlarımı kıldım, tespihlerimi çektim dualarımı okudum ben hep böyleydim siz bilmiyordunuz. Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz derler ya bu da öyle bir şey benim için… Ben hep böyleydim orada biraz daha kendimle baş başa kaldığım için derin yolculuklar yaptım.
Son gecen nasıldı?
Tahliyeden bir gün önce bir gece düzenledik. İftarımızı yaptıktan sonra bir araya geldik, ben kendi tarifim olan irmikli börekten hazırladım. Arkadaşlarım pasta yaptı, taze limondan limonatalar yaptık, çaylar demlendi. Bulunduğum koğuşta bir arkadaşım daha vardı şarkı söyleyen onunla birlikte bir repertuar yapmak istedik ancak sonrasında içimizden ne gelirse okumaya karar verdik. Gece boyunca herkes şarkı söyledi. 21 kişiydik ve herkes tek tek şarkı söyledi.
En çok neyi özledin?
Şarkılar, konserler, müzik, güzel insanlar, güzel dostlar, memleketimi gezmek, dünyayı gezmek, sevmek, çoğalmak, artmak, paylaşmak ama müzik müzik müzik
Çoğalmak deyince çocuk mu istiyorsun? Evlilik de olacak…
Evlilik inşallah olacak… Hayat paylaşınca güzel çocuk da istiyorum tabi ki.
Sizin içeri atılmanıza sebep olan şey uyuşturucu temin etmek suçlamasıydı. Gerçekten temin ettiniz mi?
Temin etmedim. Temin ettiysem ettiğim kişiler neden ceza almadı? Onlar nerede? Ben yıllarca bunun cezasını çektim. Çok şaibeli bir durum var ve bu durumun bir an önce ortaya çıkmasını istiyorum.
En çok neyin özlemini çektin?
Mikrofonumu çok özledim. Şarkı söylemeyi, ağaca sarılmayı, çimene basmayı, denize girmeyi, lunaparka gitmeyi özledim. Halıya basmayı özledim. Her yer taş mümkünse uzunca bir süre plastik görmek istemiyorum.
Seni ziyarete gelmeyenlere kırgınlığın var mı?
Eminim ki gelmek isteyip de gelemeyen çok insan vardır. Buraya ziyarete gelmek için pek çok prosedürden geçmeniz gerekiyor. Kimseye kırgın değilim küs değilim. Mesela Kenan Doğulu’nun beni ziyaret etmek istediğini biliyorum. Bunun için çok çaba sarf etti ama gelemedi. Ona kırılmıyorum çünkü gelmek istediğini biliyorum.
Hapisteyken bir de dizide oynadınız?
Evet üç gün süren bir dönemdi. Dizi çekilirken kendimi star gibi hissettim mahkum Deniz olmadım o süre boyunca. Sonra bir gün gittiler. İşte onlar gittikten sonra bir hafta boyunca kendime gelemedim. Onlar gittikten sonra yaşadıklarım son derece ilginçti. Müthiş bir anı oldu.
Son olarak neler söylemek istersin?
Hayatta hepimizin başına her an her şey gelebilir. Kaderin içinde keder de mutluluk da var. Şikayet etmemek gerek çünkü şikayet edilen yere mucizeler uğramazmış. Birbirinizi sevip sarmalayın, sevgi her şeyin ilacı sizi çok özledim ben geldim işte buradayım buluşmamıza az kaldı. (Deniz Seki o anlarda gözyaşlarına hakim olamayarak ağladı)