İSTANBUL (İHA) - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Teknolojisi Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Fatma Yonsel, daha ucuz olması sebebiyle tercih edilen deniz taşımacılığının bir çok sorunu da beraberinde getirdiğine dikkat çekerek, "Bu sorunlardan biri ve en önemlisi, deniz taşımacılığı sonucunda oluşan deniz kirliliğidir. Günümüzde büyük boyutlara ulaşan deniz kirlenmesi sorunu, denizci ülkelerin yanı sıra tüm dünya toplumlarını ilgilendiren bir konu haline gelmiştir" dedi.
Doç. Dr. Fatma Yonsel, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, deniz taşımacılığı ve taşımacılık kaynaklı atıkların, denizlerdeki toplam kirliliğin yüzde 20'sini oluşturduğunu vurgulayarak, "Yolcu gemilerinde de, yasal olmamasına rağmen yağlı balast tanklarının yıkanması, sintine sularının denize boşaltılması ve çöplerin denize dökülmesi, problemlerin büyümesine katkıda bulunmaktadır. Bu tip işlemler sebebiyle denize bırakılan petrol ürünlerinin, yaklaşık 1 milyon ton/yıl gibi inanılmaz boyutlara ulaşması, tüm dünya ülkelerinde endişelere yol açmaktadır" diye konuştu.
Doç. Yonsel, gemi ulaşımı kaynaklı deniz kirliliğine yol açan maddeleri ise şöyle sıraladı:
"Petrol ürünleri, radyoaktif maddeler, kütle halinde taşınan zehirli sıvı maddeler, paket halinde veya taşınabilir tanklarda, yük konteynerlerinde, vagon veya kamyonlu tanklarda taşınan zararlı maddeler, gemilerin sintine, balast ve tank yıkama suları, atık sular (tuvalet, lavabo, duş ve mutfaklardan gelen sular) ve gemilerin çöpleri."
Yukarıdaki sıralamaya, bazı gelişmiş ülkelerin, kendi çevre etki alanlarından uzaklaştırmak amacı ile uluslararası anlaşmaların kapsamı dışında kalan ülke denizlerine taşıttığı zararlı endüstri atıklarını da katmak gerektiğini belirten Doç. Dr. Fatma Yonsel, bu gruba giren zararlı atıkların, Afrika'nın geri kalmış ülkelerine para ile aktarıldığı gibi, bazı denizlere de gizlice bırakıldığını kaydetti.
ATIKLARIN ZARARI İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Fatma Yonsel, taşımacılıkta oluşabilecek kazalar sebebiyle ortaya çıkan petrol kirlenmesinin, gemi kaynaklı kirleticilerin en önemlileri olduğunu söyleyerek, "Yağ, deniz suyundan daha az yoğunluğa sahip olduğundan, yüzeyde bir tabaka oluşturur, bu da canlılar için hayat kaynağı olan oksijenin deniz içine yayılmasını önler. Bütün bu atıklar deniz canlılarına zarar vermekte, insan sağlığını dolaylı olarak bozmakta, denizlerimizin kullanım imkanlarını azaltmakta ve balıkçılık dahil diğer kullanımları açısından kalitesini negatif yönde etkilemektedir" dedi.
Türkiye'yi çevreleyen denizlerde de kirlenme düzeyinin, çok acil kararlar alınmasını gerektirecek boyutlara ulaştığını bildiren Doç. Yonsel, "Denizlerde petrol kirlenmesinin takibi ile ilgili olan bazı çalışmalar, İstanbul Boğazı'ndaki petrol kirliliğinin Karadeniz kaynaklı olduğunu göstermektedir. Karadeniz'i kirleten petrol ürünlerinin yıllık miktarı ise 410 bin tona ulaşmaktadır" şeklinde konuştu.