İstanbul Cumhuriyet Başsavcığı Basın Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, Deniz Yücel'in, Almanya'da yayın yapan Die Welt isimli yayın kuruluşunda, 26 - 27 Ekim 2016 tarihli yazılarındaki ifadeleriyle ilgili suç duyurusunda bulunulduğu ve bu kişi hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinde hüküm bulan, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçundan soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı.
Başsavcılıkça Yücel'in daha önce İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı dava dosyasının istenerek incelendiği bilgisine yer verilen iddianamede, Yücel'in 26 ve 27 Ekim 2016 tarihli, suça konu yazılarına yer verildi.
Yücel hakkında, bu yazılardaki ifadeleriyle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçundan kamu davası açıldığı ancak İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesince yasal unsurlar bulunmadığı gerekçesiyle bu suçtan beraat kararı verildiği hatırlatılan iddianamede, Yücel'in eyleminin, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılama" suçunu oluşturduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulduğu dile getirildi.
İddianamede, Yücel'in alınan ifadesinde, "26 Ekim 2016 tarihli yazısında Kürt ve Türklerle ilgili aktardığı bir fıkranın 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçu olarak değerlendirdiği, Almanya'da Almanca olarak yayımlanan yazısıyla hangi halkı nasıl kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini bilmediği, 27 Ekim 2016 tarihli yazısında ise kullandığı 'Ermeni soykırımı' ibaresinin suç sayıldığı, soykırıma basketbol maçı diyemeyeceği" şeklinde savunma yaptığına işaret edildi.
Basın Kanunu'na söz konusu yazının günlük olmayan bir dergide yayımlanması nedeniyle 6 aylık dava açma süresine tabi olduğu ve bu haliyle 6 aylık sürenin suçun öğrenilme tarihi olan 11 Eylül 2020'de başladığının kabul edilmesi gerektiği dile getirilen iddianamede, şüpheli Yücel hakkında soruşturmaya izin verilmesi için 12 Şubat 2021'de fezleke düzenlendiği, bu tarih itibariyle 6 aylık sürenin durduğu ve 6 aylık dava açma süresi içerisinde iddianame düzenlendiği anlatıldı.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 13 Mart 2021'de şüpheli Yücel hakkında soruşturma izni verdiği kaydedilen iddianamede, bu kişinin, Almanca dilinde 26 Ekim 2016'da Kürtler ile ilgili ve ertesi gün Ermeniler ile ilgili yazdığı yazılardaki söylemlerinin, Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyet devletini aşağılayıcı nitelikte olduğu öne sürüldü.
İddianamede şüpheli Deniz Yücel'in, "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Deniz Yücel hakkında 2018 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, sanığın muhabir olarak görev yaptığı Die Welt gazetesinde, farklı tarihteki haber ve yazılarında, "silahlı terör örgütleri PKK ve FETÖ propagandası yapma ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarını işlediği belirtilmişti.
İddianamede, Yücel'in, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkın bir kesimini diğer bir kesimine yönelik olarak kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlarından 4 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Yücel, soruşturma kapsamında 27 Şubat 2017'de tutuklanmıştı. İddianameyi kabul eden İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Şubat 2018'de hazırladığı tensiple Yücel'in tahliyesine karar vermişti.
Yücel, aynı gün akşam saatlerinde Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'na ait araçla geldiği Atatürk Havalimanı'ndan özel uçakla Almanya'ya gitmişti.
Davayı 16 Temmuz 2020'deki duruşmada karara bağlayan mahkeme heyeti, Deniz Yücel'i "PKK terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırmış, sanık hakkında "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" ile "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlarından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti.
AA