Dalgalar arasında kaybolmadan hemen önce, anne ve babası ‘Senin can simidin var. Onu kurtar’ diyerek, bebeklerini ona emanet etmişti...
Yunanistan’ın en büyük adası Girit’in Hanya kentindeki Venizelos Devlet Hastanesi’nde tedavi gören 19 yaşındaki Suriyeli Dooa Al Zamel ile 17 aylık Nadya’nın hikâyesi, Suriye’de yaşanan insanlık dramının boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi. İkilinin yolları, 10 Eylül’de, Malta açıklarında batan ve aralarında Suriyeli ve Ortadoğulu kaçak göçmenlerin olduğu, 100’ü çocuk 500 kişinin öldüğü tahmin edilen faciada kesişti.
AÇIK DENİZDE 4 GÜN
Onlarca kaçak taşıyan bot sulara gömülünce dalgalarla boğuşmaya başlayan küçük Nadya’nın anne ve babası, bir can simidi ile su üstünde durmaya çalışan Dooa’yı görünce, “Onu al, belki kurtulursunuz” diyerek, bebeklerini emanet etmişti. Anne ve babası birkaç dakika sonra Akdeniz sularında kaybolurken, Dooa ve Nadya o can simidine tutunarak tam dört gün azgın dalgalara, soğuğa, susuzluğa ve korkuya karşı mücadele verdiler.
VE İKİNCİ ZAFER
İkiliyi, dört gün sonra bölgede seyreden bir yük gemisi fark ederek kurtardı. Yunan Hava Kuvvetleri’ne ait bir helikopterle Girit’e getirilen iki kazazede, tedavi altına alındı.
Ölüm tehlikesi bulunan Nadya, doktorları bile hayran bırakan direnişiyle yaşam mücadelesini kazandı. Gözlerini ilk kez bu pazar açan minik Nadya’nın ilk gördüğü kişi, kurtarıcısı Dooa oldu. Nadya, Dooa’nın merakla bakan yüzüne, gülümseyerek karşılık verdi. Gözyaşlarına boğulan ve “O minik yavrunun hayatı benim elimdeydi. Kurtarmak için mücadele vermeliydim” diyen Dooa da faciada nişanlısını kaybetti. Öte yandan, küçük Nadya’yı evlatlık edinmek için yüzlerce Yunanlı aile başvuruda bulundu.