LEFKOŞA (İHA) - KKTC'nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kuzey Kıbrıs'ta bir gazetedeki Ergenekon soruşturmasıyla ilgili haberleri eleştirerek, "Ergenekon nedir, henüz bir mahkeme kararı yoktur" dedi.Milliyet Gazetesi'nden telefonla arandığını ve Ergenekon davasında aranan bir kadının telefon konuşmalarında kendinin adının geçtiği yönünde soru sorulduğunu söyleyen Denktaş, "Tekrar ediyorum İlhan Selçuk içeriye alındıktan sonra hükümeti devirecek, darbe yapacak diye, önem vermedim artık Ergenekon haberlerine. Buna da önem vermedim. Bana herkes gelir, herkes gider. Böyle birisini tanımıyorum. Böyle bir kadını görmedim, bilmiyorum. O günlerin randevu defterlerini araştırdım böyle bir isim gelmiş değildir"ifadelerini kullandı.
Denktaş, Yenidüzen Gazetesi'nin manşetini görünce konuyla ilgilendiğini ve yapılan konuşmaları dikkatle okuduğunu dile getirerek, "Ne tuhaftır ki bu hanımın telefonları dinleniyor ama benimle telefon teması yaptığı yok. Çok ilginç. Ama başkalarına, diğer tutukluya (ki o zaman tutuklu değillerdi herhalde bunlar), bizimle temas ettiğini, benim kendisine diğer kişiye telefon ettiğim ve içeride bulamadığım gibi yalanlar var. Benimle kadının telefon teması yok. Çünkü olmamış. Böyle bir kadın beni ziyaret etmedi, randevu almadı, görmedim" dedi.Yenidüzen Gazetesi'ne bir mektup yazdığını söyleyen Denktaş, bugün Yenidüzen Gazetesi'nde yayınlanan mektubunu da gazete sayfalarından okudu.
YENİ DÜZEN'İN BUGÜNKÜ İDDİALARI
İç sayfalarda yer verilen söz konusu mektubuyla birlikte bugün baş sayfadan yayınlanan başka bir haberde "Taşdemir" adında bir kişinin, ART'nin frekansının Kıbrıs'tan satın alındığını söylediğini ve "Sanırım Rauf Denktaş'a 3 bin veya 5 bin dolar verildi. TV'nin binası ve teknik malzemeleri sendikanın parasıyla alındı. Sahte faturalarla ART'ye sürekli para aktarılıyor. Kıbrıs'taki araziler ve binalar Denktaş aracılığıyla neredeyse bedavaya kapatıldı" şeklindeki iddialarına yer verildiğini kaydetti.
"TAŞDEMİR'İN YALANINI YÜZÜNE VURUYORUM"
Taşdemir'in yalanını yüzüne vurduğunu söyleyen Denktaş, frekans veren makamın namuslu insanlardan oluştuğunu ve yarın ortaya çıkarak bu konuda gerçekleri memlekete duyuracaklarını umut ettiğini belirtti. Böyle bir şeyin olmadığını söyleyen Denktaş, "3 ya da 5 bin dolar verilmiş bana. Bu adam herhalde ya akıl hastasıdır, yahut Mustafa Özbek'e olan düşmanlığı nedeniyle aklına gelen her yalanı söyleyebilmektedir" dedi.
"BUNLAR SEÇİMLER DOLAYISIYLA YAPILIYOR"
Denktaş, böyle bir zamanda bu gibi haberlerin çıkmasının sebebini, "Türkiye ve KKTC'de yapılacak seçimler dolayısıyla Denktaş soyadına kızgın olan bazı makamların, Denktaş isminin Kıbrıs ve Türkiye'de fazla sevilmesinden dolayı bu ismin kirletilmesini istemesi" olarak değerlendirdi. Mustafa Özbek hakkında tutuklama kararı çıkmadan önce bir kirletme başlatıldığını söyleyen Denktaş, "Güya Kıbrıs'tan dünyanın malını, mülkünü aldı ve bu adamın da söylediği gibi, benim vasıtamla bedava fiyata aldı" şeklinde konuştu.
DÖKÜMLERE BAKILSIN"
İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Sarper Özdoğan'ın TAK Müdürlüğü'ne 5 Kasım 2008'de gönderdiği bir basın duyurusu olduğunu söyleyen Denktaş, "İhtiyat Sandığı'nda biriken paranın en karlı alanlarda verimli bir şekilde işletilmesini sağlamakla yükümlüyüz. Alınan mallar sendika adına alındı ve verilen paraların da öyle bedava olmadığını gösteren açıklamalar var. Her şey ihaleye çıkılarak en yüksek teklifi veren Türk Metal Sendikası'na kalıyor. Bunların dökümü vardır" dedi.
Denktaş, karı-koca arasında bile konuşulan sözlerin alınıp basına verildiğini dile getirerek, "Ergenekon nedir henüz bir mahkeme kararı yoktur. Ergenekon'un başı kimdir mahkeme kararı yoktur" dedi.
"BENİ BUNLARLA SUSTURAMAZLAR"
Bu gibi olayları beklediğini ekleyen Denktaş, Türkiye'de Kıbrıs davasını savunduğunu belirtti. Denktaş, Kıbrıs davasının tek devlet, tek halk, tek egemenlik ve Avrupa Birliği normlarının kesintisiz uygulanacağı bir ortama doğru götürüldüğünü söyledi.Rauf Denktaş, gelip giden ABD ve İngiltere'nin ve AB yetkililerinin yaptıkları beyanatlara bakıldığında, Rum tarafının Annan Planı'nda kabul etmediği ne varsa kabul edebilir hale getirmek için bir gayret olduğunun görüldüğünü iddia etti. Denktaş, EOKA ve Başpiskopos'un Hristofyas'ın kendilerine verdiği özel bilgilerden sonra çok memnun olduklarını açıkladıklarını da hatırlatarak, "Eğer hala Kıbrıs Türkleri ve Türkiye işlerin teslimiyete gittiğini görmez ve bu kanaldan çıkmazsa tehlikeli bir durumda olacağız. Bunları söylediğim için herhalde gücenenler vardır ve beni susturmak istiyorlar. Ama bunlarla susturamazlar. Türk milletine milli davamızın ne olduğunu, nelere gitmekte olduğunu söylemek bizim borcumuzdur. Sayın Talat'ı ikaz etmek bizim görevimizdir" dedi.