İSTANBUL (İHA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Türkiye AB üyesi olmadığı sürece biz de AB'yi istemeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanlığına tekrar aday olmayacağını açıklayan Denktaş, Kıbrıs'tan Türklerin çıkarılması durumunda buranın 13. ada olarak Yunanistan'a verileceğini ve Türklerin denizlerdeki hakimiyetini kaybedeceğini söyledi.
İstanbul Kültür Üniversitesi'nde düzenlenen ve Rektör Prof.Dr.Tamer Koçel, öğretim üyeleri ve öğrencilerin katıldığı "17 Aralık Sonrası KKTC ve AB" konulu konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Önümüzdeki dönemde seçimlere katılmayacağım. Kıbrıs'ta bize inanan bir grup halk var. Bu halkla beraber örgütlenip Kıbrıs için mücadele edeceğiz" dedi.
Kıbrıs'ın hiç bir zaman bağımsızlığından vazgeçmeyeceğini söyleyen Denktaş, Kıbrıs'ta Türklerin canlarını verdiğini, milli bir dava olduğunu ve bu davanın sonuna kadar devam edeceğini belirtti. Konuşmasına, Atatürk'ün genç subaylara 1938 yılında, "Bugün biz savaşa girersek ikmal yollarımız nedir? Ne gibi yol çizeriz?" sorusunu sorduğunu ve bir çok fikir veren subayların, "Eğer Kıbrıs elimizde değilse bütün ikmal yolları tıkalıdır" dediğini anlatarak devam eden Denktaş, Kıbrıs'ın önemini vurgulayarak, "Lozan Anlaşması'yla birlikte Kıbrıs İngilizlere zorunlu olarak bırakılmıştır. Ancak Rumların Girit'te yaptığı gibi, Girit modeli Kıbrıs'a uygulanmaya başlanmıştır. Adaya Rumlar yerleştirilerek tamamen Türklerin elinden çıkarılmaya çalışılmıştır. Kıbrıs'a Enosis uygulanmaktadır. Kıbrıs'ta Türk ve Yunan garantörlüğü geldiği ve Cumhuriyet kurulduğu zaman sorunların çözüldüğünü sanmıştık. Ancak bugün Rum Kesimi Lideri Papadopulos'un da içinde bulunduğu bir grup, örgütlenerek Rum Kesimi'ndeki gençleri silahlandırmaya başladı. Yüzlerce Kıbrıslı Türk, yaşlı, kadın, çocuk demeden katledildi. Anayasa, uluslararası anlaşmalar, insan hakları çiğnendi. Ben bütün bunlarla mücadele ederek bugüne kadar müzakerelere devam ettim" dedi.
Kıbrıs'ta müzakerelerin bitmemesinin tek bir nedeni olduğunu; Amerika, İngiltere ve zaman zaman da Rusya'nın Türk halkının haklarını gasp ettiğini kaydeden Denktaş, "Adada tek bir hükümeti, Rum hükümetini meşru olarak kabul etmiş, bizi hiçe saymışlardır. Tarihe baktığımda Kıbrıs sorunu Rumlar açısından o zaman çözülmüştür. Ancak bunu anlayan yok. Bugün Amerika dahil bunu kabul etmekte ve şunu itiraf etmektedir. 'Eğer biz o tarihte Rum hükümetini meşru kabul etmeseydik, Makaryos adaya Rusları getirecek ve Akdeniz'de bir Küba kuracaktı. Biz bundan korktuk' diyor. Ancak bunu gören hiç kimse yok. Bugün AB kapısına gelen Türkiye'nin önüne sözde Ermeni soykırımı getiriliyor. Yapılan işgallerden Türkiye'nin özür dilemesi gerektiğini söylüyorlar. Türkiye böyle bir soykırım yapmadı. Yıllar önce Osmanlı zamanında güya yapılmış olarak kabul ediliyor. Biz özür dilersek, Kıbrıs'ı verirsek, o zaman sorun çözülmüş olacak. Biz haklarımızdan vazgeçmeyiz. Dünyada sorulması gereken en önemli kavram egemenliktir, bağımsızlıktır, vatanımızdır, hiç bir şey bunların üzerinde olamaz. Hiç birinden vazgeçmeyi kabul edemeyiz" şeklinde konuştu.
Günümüzde fakir ülkelere "globalleşme" adı altında yaklaşılarak, sömürgeler oluşturduğunu da sözlerine ekleyen Denktaş, zengin ülkelerin ise bunları kullandığını savundu. Kıbrıs'a da Annan Planı ile girdiklerini ifade eden Rauf Denktaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kıbrıs'ı Annan Planı ile işgal ettiler. Büyük paralar dökerek Türk medyasını donattılar. Kıbrıs Türkünün gözünü bağladılar. Ancak kimse gerçeğinin farkında değil. Adada iki halk vardır. Birisi üstün kabul edilip, diğerinin hakları gözardı edilemez. Eğer egemenlik iki halka da eşit olarak verilirse, bizi karşılarına alıp masaya otururlarsa o zaman çözüm olur. Annan Planı ile bizi ikiye böldüler, Türk-Yunan dengesini bozmaya çalışıyorlar. Bizi adadan atmaya çalışıyorlar. 'Kıbrıs meselesi hukuki değil, siyasi bir meseledir' diyorlar. Bunu dedikleri zaman sizin hukukunuz çiğnenmiştir. Siyasi karar verilmiştir. 'Tren AB'ye doğru gidiyor. Treni kaçıracaksınız.' Bunu dedikleri an sizin bütün hukuki temel haklarınız elinizden alınmış demektir. Biz azınlık değiliz. Rumlar ile eşit haklarımız vardır. Bizler Kıbrıs'ın kurucularıyız. Türkiye AB üyesi olmadığı sürece biz de AB'yi istemeyiz. Türkiye elbetteki AB'ye girecektir. 15 ya da 20 yıl bunu bilemeyiz. AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var. Çünkü Türkiye bir markettir. Avrupa Devletleri aynı zamanda Türkiye'yi kendilerine jandarma olarak almaya çalışıyorlar. Ancak Türkiye AB'ye girerse mutlaka bağımsız ve egemen devlet olarak girmelidir. Hiç bir hakkından vazgeçmemelidir. Bugün eğer Kıbrıs'tan Türkler çıkarılırsa, Kıbrıs Yunanistan'a 13. ada olarak verilecektir ve Türkiye denizlerdeki hakimiyetini kaybedecektir. Güney denizleri petrol açısından çok önemlidir. Türkiye bütün bu menfaatlerinden vazgeçmiş olacaktır."
Rektör Prof.Dr.Tamer Koçel, konuşmasının ardından Rauf Denktaş'a iki çini tabak hediye ederken, öğrenciler çiçek takdim etti.