HABER

"Densizliğin bu kadarına pes"

"Densizliğin bu kadarına pes"

ANKARA (İHA) - CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Başbakan Erdoğan'ı eleştirerek, "Densizliğin, suçlamanın, yerini ve konumunu bilmeden konuşmanın bu kadarına pes. Binlerce insan canını dişine takarak, geceli gündüzlü çalışarak akademik hırsızlık da dahil hiçbir yolsuzluğa bulaşmadan ülkeleri adına çalışarak, ülkelerini pazarlamadan, teslimiyetçi hiç olmadan, büyük güç çevrelerinin buyruğuna girmeden akademik kariyer sahibi olmuşlardır. Başbakanın yetersiz hakemliğine ve ucuz değerlendirmelerine aldırış bile etmeden çizgilerini korumaktadırlar... AKP'nin ve başbakanın AB'ye girmek, sadece kendi görüşlerini Türkiye'ye uyarlamak için zaman kazanma stratejisidir. Uyanın artık..." dedi.

CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç, beraberinde TBMM Milli Eğitim komisyonu üyesi CHP'li milletvekilleriyle birlikte Parlamentoda bugün bir basın toplantısı düzenledi. Başbakanın şartlandırılmış bir eğitimden geçtiğini söyleyerek, 3 yıllık AK Parti eğitim programını değerlendiren Koç, "Üniversite başbakana göre orta öğretim kurumları gibi müfredat programı ile idare edilebilecek, siyasi erke göre şekillendirilebilecek bir yapı. Üniversiteler gerçekten böyle mi olmalıdır?" diye sordu.

Üniversitenin hiçbir baskı hissetmeden eğitimini sürdürmesi gerekliliğini ifade edene Koç, başbakanın, başbakanlık sıfatını kullanarak ileri geri konuştuğunu kaydetti ve "Amaç, belirtitği üniversite çizgisinin dışında siyasal inatlaşma ile kadrolaşma alanı yaratmaktır. Başbakanın temel amaçları Ünivresitelerde kadrolaşmak, meslek lisesi sağduriyeti altında imam - hatiplere yol açmak, türban konusunu tartışmak ve kendi düşüncelerini eğitim alanının tümüne egemen kılmak. Sahnede AB'ye koşan Türkiye senaryosu..." ifadelerine yer verdi.

Başbakanın söyledikleri ile yaptıklarının birbirini tutmadığına işaret eden Koç, "Oyun net ve açık, 'demokrasi benim yolumu açtığı sürece benim görüşlerimi yaşama geçirmeme müsaaade ettiği sürece benim için kullanılacak bir araçtır.' Amaç hiç değildir... Savcı fezlekelerinde, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, zimmetine para geçirme, evrakta sahtecilik, kalpazanlık suçlamalarnıyla karşı karşıya bir çok bakan ve milletvekili dokunulmazlık zırhıyla koruyan ve yargıya güvenmedikleri için, dokunulmazlıkları kaldırmadıklarını açıklayan bu kadronun yargı bağımsızlığı konusunda samimiyeti ortadadır. Başbakan son veciz nutkunda kankasını yani Müsteşarı Ömer Dinçer'i savunuyor. Kimse bu kişiyi suçlayamazmış. Tencere dibin kara, seninki benden kara..." diye konuştu.
Koç, açıklamalarında şu ifadelere de yer verdi:

"Densizliğin, suçlamanın, yerini ve konumunu bilmeden konuşmanın bu kadarına pes. Binlerce insan canını dişine takarak, geceli gündüzlü çalışarak akademik hırsızlık da dahil hiçbir yolsuzluğa buşalmadan ülkeleri adına çalışarak, ülkelerini pazarlamadan, teslimiyetçi hiç olmadan, büyük güç çevrelerinin buyruğuna girmeden akademik kariyer sahibi olmuşlardır. Başbakanın yetersiz hakemliğine ve ucuz değerlendirmelerine aldırış bile etmeden çizgilerini korumaktadırlar... AKP'nin ve başbakanın AB'ye girmek, sadece kendi görüşlerini Türkiye'ye uyarlamak için zaman kazanma stratejisidir. Uyanın artık... AKP'nin Türkiye'yi eşit haklara sahip bir AB ülkesi yapmak gibi bir gayreti yoktur. Türkiye'nin üniversitelerini medreseleştirmesine izin vermeyeceğiz. Türkiye'yi şeriat devleti veya ılımlı İslam'la yönetilen ülke haline dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz. Bu ayını bir kısmı hala iyi niyetli bir kısmı ise kendi ekonomik çıkarları örtüştüğü için alkışlarla, övgülerle desteklemeye devma eden çevrelerin iyi değrelendirilmesi gerekiyor."

En Çok Aranan Haberler