ANKARA (İHA) - Şehit aileleri ile Ankara Ticaret Odası (ATO), kapatılan DEP'in 4 eski milletvekili Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak'a yemek misillemesi yaptı.
4 eski milletvekilinin geçen hafta Washington Restaurant'ta ABD Büyükelçisi ile AB ülkelerinin büyükelçilerine yemek vermesinin ardından, bugün de şehit aileleri, gaziler ve ATO, aynı restaurantta aynı büyükelçileri yemeğe davet etti. Türkiye Harp Malülü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği ile ATO birlikte büyükelçilere yemek verdiler. Washington Restaurant'ta saat 12.30'da başlayan yemeğe Hollanda, İngiltere, Slovenya büyükelçilik düzeyinde katılırken, Almanya, İsveç, Fillandiya, Estona, Slovakya, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Belçika ile ABD de diplomat düzeyinde katıldı. Geçen hafta 4 eski DEP milletvekilinin verdiği yemeğe 6 büyükelçinin yanısıra AB Türkiye Tamsilcisi Hans Jörg Kretschmer katılmıştı.
Yemekte bir konuşma yapan Türkiye Harp Malülü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Esat Arslan, Zana ve arkadaşlarını kendilerinin ABD himayesinde oldukları izlenimi vermek için isminden dolayı Washington Restaurant'ı seçtiğini iddia etti. DEP milletvekillerinin vatana ihanet suçundan hüküm giydiklerine dikkat çeken Arslan, Türk yargısının ikinci bir yargılama sürecini açmasının hukukun siyasallaşması anlamına geldiğini savundu. Konuşmasında hükümeti de eleştiren Arslan, çıkartılan Topluma Kazandırma Yasasına tepki göstererek, "Bir takım mihraklara şirin gözükmek için çıkartılan pişmanlık yasaları ile çıkan ancak topluma değil de dağlara kazandırılan terörist eylemlerine devam ediyor. Son dönemde 41 şehit verdik. Biz terörle mücadele etme konusunda kararlıyız" dedi.
ATO Başkanı Aygün, konuşmasında, Zana ve arkadaşlarını hedef aldı. Yemeğin amacının şehit aileleri ve gazileri, yabancı misyon temsilcileri ile biraya getirmek, terör nedeniyle yaşanan acıları birinci ağızdan anlatabilmek olduğunu ifade eden Aygün, Türkiye'nin terörle mücadelesinde yalnız bırakıldığını söyledi. Bugün yemek yenilen restoranda geçen haftada Zana ve arkadaşlarının yemek verdiğine dikkat çeken Aygün, "Bu yemeğe katılmış olan bütün ülkelerin büyükelçilireni yada temsilcilerini ve AB'nin Türkiye temliscisini bizim yemeğimize davet ettik. O gün Zana ve arkadaşlarını dinlediler. Bugün de bizi dinlemek için aramızda bulunuyorlar. Davetimize icabet etmeyen dost ülkelerin değerli temsilcilerinin daha önemli uğraşlarının olduğuna inanıyor ve bir değerlendirme yapmak istemiyorum" şeklinde konuştu. ATO'nun mesleki ve sivil toplum örgütü olduğuna dikkat çeken Aygün, kurumsal sıfatı olmayan ve haklarındaki mahkumiyet kararı devam eden Zana ve arkadaşlarının düzenlediği yemekli toplantının garipsenmediğine göre kendi toplantılarının da garipsenmemesi gerektiğini savundu. PKK terör örgütünü ETA, İRA ve El Kaide'ye benzeten Aygün, terör örügütünün tek amacının ülkeyi bölmek ve bağımsız bir Kürt Devleti kurmak olduğunu söyledi.
PKK'nın 1984-2001 yılları arasındaki terörist faaliyetlerine ilişkin rakamsal bilgiler veren Aygün, toplam 30 bin vatandaşın çoluk çocuk, genç, yaşlı denmeden şehit edildiğini, binlercesinin sakat bırakıldığını anlattı. Terörle mücadeleye 100 milyar dolar harcandığını ve bunun da Türk ekonomisini sıkıntıya soktuğunu belirten Aygün, Zana ve arkadaşlarının tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmelerinin toplumsal barış açısından kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak değerlendirdiklerini ifade etti. Zana ve arkadaşlarından Türkiye'nin üniter yapısının bölünmezliğini ve gelişmiş bir Türkiye ülküsü etrafında birleşme arayışları içerisinde olmalarını beklediklerini ancak bu beklentilerinin kısa sürede boşa çıktığını dile getiren Aygün, eski milletvekillerini serbest bırakılmalarından sonraki demeçlerine ilişkin eleştiriler getirdi.
Zana ve arkadaşlarının Türkiye Cumhuriyeti ile terör örgütü ile aynı mesafede olduklarını açıkladığına dikkat çeken Aygün, "PKK ve onun son uzantısı KONGRA-GEL ile organik bağları bulunduğu halde, siyasal zeminde sahte bir arabulucu taşımaktadır. Yargılanma sürecinde olmalarına rağmen, katıldıkları meydan mitinglerinde, bölücübaşı Öcalan lehine ve PKK lehine slogan atılmıştır" dedi. Zana'nın KONGRA-GEL'in terör örgütleri arasına alınmasından sonra BM Genel Sekreteri, AB Konseyi Genel Sekreteri, AB Komisyon Başkanı, ABD Başkanı ve NATO Genel Sekreterine birer mektup yazarak, konuya ilişkin tetkikini dile getirdiğini söyledi. Zana'nın mektubunda Türkiye'de bir barış dönemi yaşanıyorsa ve AB olan ilişkeleri ivme kazanmışsa bunda 'Kürt Halk Lideri 'Sayın' Öcalan'ın da rolü olduğunu belirttiğini anlattı. "İşte düşünceleri bu kadar nettir. Bu netlikte terör vardır" diyen Aygün, konuşmasına şöyle devam etti, "Leyla Zana bir siyasi yada arabulucu değil. Terör örgütünün siyasi işlerden sorumlu diplomatıdır. Bu nedenle sayın büyükelçilerimizin Zana ve arkadaşlarını terörle bağlantısı olmayan, siyasi arabulucu rolü üstlenmiş teröre karşı, barışı savunan ve öyle davranan beyaz bir sayfa açmak isteyen masun bir siyasi temsilci olarak görmemelerini diliyoruz. Zana ve arakadaşları ile siyasi dialog AB'nin terör listesine aldığı terör örgütüne cesaret vereb 'f6rle mücadelesinde yalnız ilir".
AB Dönem Başkanı Hollanda'nın Ankara Büyükelisi Sjoerd I. H. Gosses konuşmasında geçen haftaki yemeğe ilişkin değerlendirmeler yaptı. Türkiye'de bazen gerçeği bilmenin güç olabildiğini savunan Gosses, AB olarak öncelikli amaçlarının şiddete son vermek olduğunu geçen haftada 4 eski DEP milletvekiline bu mesajı verdiklerini söyledi. Daha önce cezaevinde oldukları için Zana ve arkadaşları ile konuşamadıklarını belirten Gosses, Arslan ve Aygün'ün 4 eski DEP milletvekili hakkındaki yorumlarına da "Onlar hakkında yaptığınız yorumlar sizin sorumluluğunuzda ama bizde onları ne düşündüğünü bilmek zorundayız' diyerek cevap verdi.
Kesinlikle kararlı olmadıklarının altını çizen Gosses, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Çünkü Türkiye AB üyesi olacaksa Türkiye'nin nasıl bir ülke olduğunu bilmemiz lazım. Hangi taraftan gelirse gelsin şiddete karşıyız. Yeniden patlayan şiddet Türkiye ile AB ilişkilerini etkileyebilecek düzeyde. Bİz barış konusunda yapabileceğimz ne varsa onu yapmaya kararlıyız. Geçmişte kalan karanlık dönemliri değerlendirmekten çok geleceğe bakıyoruz".
ABD Büyükelçiliği Ticaret Ateşesi John Kunstadter ise konuşmasını Türkçe yaptı. Sözlerine, "Muhterem şehit anne ve babaları" diye başlayan Kunstadter, ABD olarak 15 Ağustos 1984'ten beri terörle mücadelede Türkiye'ye destek olduklarını söyledi.
Öte yandan, yemek başlamadan önce Ahmet Özaydın isimli şehit babası yaşadıklarını karşısında oturan Gosses'e anlattı. Oğlu Serkan Özaydın'ın bir Ramazan günü şehit edildiğini söyleyen Özaydın, "Bir avuç capulcuya değer verilmesinden sıkıntı duyuyoruz" dedi. Gosses, Özaydın'ın konuşmakla yetindi. Konuşmaların ardından yemek basına kapatılırken, katılımcılara ATO'nun hazıladığı PKK'nın terörist eylemlerine ilişkin bilgilerin bulunduğu dosyaların yanısıra Atatürk'ün fotoğraf albümü verildi. DEP'lilerin yemeğinde beyaz masa örtüleri yerini şampanya rengine bırakırken, beyaz karanfillerin yerini de sarı çiçekler aldı.