Kahramanmaraş merkezli 10 ili vuran 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin 11'inci gününde yaşam bulgusuna ulaşılan enkazlarda arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Canlı emaresine ulaşılamayan bölgelerde ise enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor.
Deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarına katılan Zonguldaklı maden emekçisi Ömer Tok'un konuşması ise sosyal medyada gündem oldu.
Madenci Ömer Tok, duygu dolu konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"En başından beri burdayız. 600'e yakın personelimizle çalışıyoruz. Her enkazın başındayız. Isı, ses bizim için hiç fark etmiyor. Nerede olmamız gerekiyorsa oradayız. Burada da bir ısı alındığı söylendi. Biz de bir umut diye buraya koşarak geldik. Bizim için vazgeçmek yok. Mücadelemize devam ediyoruz. İlk gün nasıl heyecanla gelmişsek hala da aynı heyecanla aynı motivasyonla çalışıyoruz. 60 saate varan uykusuzluklarımız da oldu. Ama bu hiçbir zaman bizim motivasyonumuzu azaltmadı. Arkadaşlarım hala güçlü hissettiklerini söylüyorlar. Hala çalışmaya hazırlar. Yine bu enkazdaki umut gibi onlarca umudun peşinden gittik. Yine gitmeye devam edeceğiz, yine çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü kendimizi güçlü hissediyoruz. İnsanlarımıza umut olmaya geldik. Biz madenciyiz, umudun, koşmanın ne demek olduğunu en iyi biz biliriz. Çünkü yer altında ışıkları görmeden çalışıyoruz. Işığın ne olduğunu da çok iyi biliyoruz. Yer altında, enkaz altında kalan vatandaşlarımızı en iyi anlayabilecek grup biziz. Bu amaçla bizi de bütün arkadaşlarımızı da motive eden bu çalışma.
Madenciler korkusuz değildir aslında. Korktukları için daha iyi mücadele ederler. Geri döndüklerinde sevdiklerine kavuşmak isterler. Şimdi buradaki insanları da canlı olarak sevdiklerine kavuşturmak için çalışıyorlar. Bizim tek farkımız, hani bir laf son zamanlarda dolaşmaya başladı, 'Gözümüzün kesmediği yere biz gireriz'. Risk anlayışımız biraz daha farklı. Buna korkusuzluk da denilebilir ama arkadaşlarıma bu korkusuzluğu aşılayan aslında umudun peşinde koşma hissi. Arkadaşlarımla birlikte ilk günden beri çalışıyoruz. Bizim yorgunluğumuz milletimizin yorgunluğunun yanında hiçbir şey. Biz çalışırız, bir süre sonra belki bu yorgunluğumuz azalır ama biz insanlarımızın yanında olmadığımız zaman kendimizi daha yorgun hissederiz. Şu an yorgun görünüyor olabiliriz ama içimizde hiçbir yorgunluk yok."