Habertürk televizoynuna konuşan İTÜ Öğretim Üyesi Okan Tüysüz: "Bölge aktif fayların olduğu bölge. Bölgede bilinen en büyük deprem 1970 yılında meydana geldi. Bin kişiye yakın bir can kaybı olduğunu, bazı kayıtlarda binin üstünde, biliyoruz. 5.9'luk ana depremin ardından da depremler meydana geldi. Bölge tektonik açıdan aktif, artçı depremler olacaktır." dedi. Tüysüz, Simav'daki depremin başka bir yerde başka bir depremi tetikleyip tetiklemeyeceği sorusu üzerine de "Bir başka yeri tetikleyeceğini söylemek zor. Bunun için daha güçlü depremlerin olması gerekit. 6 büyüklüğündeki depremler pek yüzeye yaklaşmamış depremlerdir" dedi.
[**
**](https://www.mynet.com/tarihteki-en-buyuk-depremler-110100571924 )
[**
**](http://haber.mynet.com/detay/guncel/kutahyada-deprem/571882)
Şener Üşümezsoy: İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy da depremin, Simav'daki dağın kuzeyinde yer alan bir fay hattında meydana geldiğini, geniş bir alanda hissedilen depremin 6.3'lük bir deprem olduğunu düşündüğünü söyledi.
Prof. Dr. Üşümezsoy, depremin 7'ye yakın bir şiddeti olduğunu vurgulayarak, ''Depremde, 15 km'lik bir fay yırtılmış olmalı. İnsanların sokakta kalmalarına gerek yok. 6.3'lük bir deprem bölgedeki fayın gerilimini boşaltan bir depremdir. Dumlupınar Üniversitesinde bir binanın yıkılması da depremin 6.3 büyüklükte olduğunu gösteriyor. Ancak Simav'da nasıl duyulduğunu şu an bilmiyoruz'' diye konuştu.
PROF. DR. Orhan Tatar: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Tatar, ''Olağan bir deprem. Özellikle Ege Bölgesi'nde normal fay diye nitelendirdiğimiz Simav fayı ve buna benzer aktif faylar üzerinde 6 ve üzeri büyüklükte bu tür depremleri gelecekte de yaşamak sürpriz olmayacaktır'' dedi. Aynı zamanda Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışma Kurulu Üyeliği görevini de yürüten Prof. Dr. Tatar, Türkiye saatiyle 23.15'te meydana gelen depremin merkez üssünün Kütahya'nın Simav ilçesinin yaklaşık 13 kilometre kuzeydoğusu olduğunu söyledi. Depremin 4.6 kilometre derinlikte meydana geldiğine işaret eden Prof. Dr. Tatar, ''Bu depremi üreten fay, Batı Anadolu açılma rejimi içinde yer alan önemli faylardan birisi olan Simav fayı üzerinde bulunuyor. Orta büyüklükteki bu deprem, muhtemelen yüzey kırığı da oluşturmuş olmalıdır. Deprem sonrasında birtakım daha küçük ölçekte artçı depremlerin meydana gelmesi olağandır'' diye konuştu. Tatar, vatandaşların, deprem esnasında kısmen de olsa zarar görmüş yapılarda bir süre oturmamasının yararlı olacağını hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Simav fayı aktif bir fay. ÇOMÜ'nün jeoloji ve jeofizik mühendisliği bölümlerinin ortaklaşa yürüttüğü ve öğretim üyemiz Prof. Dr. Süha Özden'in yürütücülüğünü yaptığı Simav fayının deprem aktivitesini konu alan bir TÜBİTAK projemiz de halen devam ediyor. İlgili proje kapsamında bölgede kurulu sismik kayıt istasyonuyla sürekli kayıt alınmaktadır. Bu, olağan bir deprem. Özellikle Ege Bölgesi'nde normal fay diye nitelendirdiğimiz Simav fayı ve buna benzer aktif faylar üzerinde 6 ve üzeri büyüklükte bu tür depremleri gelecekte de yaşamak sürpriz olmayacaktır. Söz konusu bölgede her zaman deprem potansiyeli vardır.''
Prof. Dr. Orhan Tatar, son depremin, Marmara Denizi'nde beklenen olası bir depremle bağlantısı bulunmadığını belirterek, ''Bu tamamen bağımsız, farlı bir jeolojik yapı içinde gelişen depremdir'' dedi.
İTÜ Öğretim Üyesi Naci Görür: "Son aldığımız haberlere göre depremin odağı Simav. Bu bölgede Simav fayı var. daha önce de deprem üretmiş. Bu deprem orta büyüklükte. Normalda bunun fazla can ve mal kaybının olmaması gerekir. Ancak kırsal alanda bu depremin hiç de beklenmedik can ve mal kaybına mal oludğunu biliyoruz. Aldığımız haberlere göre can kaybı yok. Bu ne kadar net bir bilgi bilmiyorum. Kırsal alanlarda hasar vermiş olabilir. Bir de orada siyanür sızıntısı vardı. Umarım bu siyanür havuzuna olumsuz etkisi olmasın. Sızıntı miktarını artırmış da olabilir. Marmara fayını etkiler mi? Böyle bir ilişki yok. bunu beklemiyoruz. Daha büyük deprem olabilir mi. bunu beklemiyoruz."
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan: "Ciddi hasar yapabilecek bir deprem. Bölgede kırsal yapılarda ciddi hasarlara neden olabilir. Yerel yöneticilerin hasar tespiti yapması gerekir. Yardıma ihtiyaç olan yerleşimler olabilir. Konuşmamız gereken yer şu an için Simav'dır. Bu depremin Marmara ile ilişkisini kurmaya vaktimiz yok. Bu büyüklükteki depremlerde bazen ciddi hasar oluşabiliyor."
İÜ Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu: Tetikleyici olması için depremlerin çok güçlü olması gerektiğini belirten Gündoğdu şunları söyledi: ''Tetikleyici özelliği olacak şekilde büyük bir deprem değil. Zaten 1970 yılında enerjilerin oraya transfer olması gerekiyor, Simav civarlarına. Bu deprem hiçbir yeri tetikleyecek yapıda değil. Orta büyüklükte bir deprem, çok uzak alanlardan duyulması son derece normal."
Gündoğdu, ''Orta büyüklükte bir deprem, çok uzak alanlardan duyulması son derece normal'' dedi. Kütahya Simav'da 1970'de 7.2 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiğini hatırlatan Gündoğdu, ''Ama o deprem Simav merkezde değil, denize yakın bir yerde olmuştu. Bir yıl kadar önce de aynı yerde 4'ü geçen depremler meydana gelmişti. Yani bir aktivite orada gelişiyordu. Bu akşam önce 3.8, daha sonra 5.9, daha sonra da 4.6 büyüklüğünde çok sığ sayılabilecek sarsıntılar oldu. Peş peşe bir yırtılmayı ifade ediyor bu durum. Öncü-artçı meselesine girmek şu an için yanlış. Ama bir yırtılmayı bize ifade ediyor. Bu da çok büyük hasara neden olacak bir deprem değil, ama yine yapılarımızın durumuna bağlı. Sabaha doğru daha net haberler gelecektir'' şeklinde konuştu.