Hayatımızın gerçeği olan deprem, birçok insan için tedirginlik yaratıyor. Kişilerin ailesi ve yakın çevresinin de dahil olduğu felaket senaryolarının korku ve endişe durumlarını daha da tetiklediğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Deprem korkusu kişilerde yüksek sese karşı aşırı hassasiyet, her an deprem oluyormuş hissi veya beklentisi, yoğun korku, uyku bozuklukları ve yeme düzeninde bozulmalar şeklinde karşımıza çıkıyor ve genellikle kişi depremin kendisinden değil olası sonuçlarından endişe duyuyor” şeklinde konuştu.
Deprem ve yarattığı etkilerin korku, öfke, suçluluk ve pişmanlığın insanların deprem sonrasında gösterdiği tepkiler arasında görülebileceğini söyleyen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Deprem gibi travmatik olaylar, kişilerin bir süre tedirginlik yaşamasına neden oluyor. Günlük yaşamında bu gibi yaralayıcı ve oldukça etkileyici bir deneyim yaşamayan kişi için deprem sonrasındaki süreç oldukça zorlayıcı olabiliyor ve kişinin yeniden yaşamına kaldığı yerden devam etmesi ayları hatta yılları bile bulabiliyor” dedi. Özellikle enkaz altından çıkmış veya yakınını kaybetmiş kişiler için durumun çok daha zor olduğunu dile getiren Dokuzlu, “Sağlıklı olan, bu süreçten bir süre sonra normal yaşama devam etmektir ancak travma yaşayan kişi adaptasyon evresinde ve travmayla başa çıkma konusunda zorluk yaşıyorsa mutlaka uzman desteği almalıdır” açıklamasında bulundu.