YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Deprem Sonrası Orta Hasar Devam Ediyor

Kış kapıda ve orta hasarlı binaların güçlendirilmesi henüz tamamlanmadı.

Van Depreminin birinci yıldönümünde evleri ağır hasarlı olarak belirlenmiş ailelerden adlarına TOKİ konutu yaptırılmış olanlar kuralarını çektiler. Kevenli, Kalecik, Edremit kuraları ile kayıtlı depremzedeler bir anlamda evlerine kavuştular. Binalar hemen hemen taşınmaya hazır hale geldi. Çevre düzenlemeleri tamamlandı, tamamlanıyor.

Hafif hasarlı evlerin sahiplerinin çoğu da onarımlarını tamamlayıp evlerine geçtiler. Devletimiz onlara vaadettiği 1.250 TL tutarındaki karşılıksız onarım desteklerini ödedi, ödüyor.

İlk hasar tespitinde orta hasarlı olarak belirlenip itiraz edilmeyen evlerin sahipleriylerle, ilkinde hafif oldukları halde itiraz sonrası orta hasara çekilip etiketleri değiştiren evlerin sahipleri depremin yükünü omuzlarında taşımaya devam ediyorlar.

Onların deprem güçlendirmeleri ne yazık ki her şeyi planlı, düzenli, takvimli yapan devletimize bağlı TOKİ tarafından yapılmadı, yaptırılmadı. İlk defa böyle büyük bir felaketle yüz yüze gelmiş olan ve pek çoğu inşaat işinden habersiz olan site, bina, apartman sakinlerinin iki yıl ödemesiz 15.000 er TL'lik kredilerle başlarının çaresine bakmaları kararlaştırıldı.

Bu pek çok soruna yol açabilecek, sıkıntılar doğuracağı önceden belli bir karardı. Evlerin güçlendirilmesi için ehil ve hazır parası olan firmalar için çok kısa sürelerde yapılabilecek bir iş iken, ehil olmayan, hazır parası olmayan buna rağmen kontrolsüz bir şekilde ve büyük bir iştahla bu fırsattan sonuna kadar yararlanabilmek için kısa sürede tamamlayabileceğinden çok daha fazla işi alan firmalar için durum tamamen tersineydi. Yani bu kontrolsüz bir şekilde çok iş alan firmaların türlü sorunlar yaşayacakları, işleri geciktirecekleri, sürüncemede bırakacakları apaçık belliydi.

Orta hasarlı konut sahiplerine, onların seçtikleri temsilcilere, "biz bu işi 90 günde bitiririz ama her ihtimale karşı, yasal yaptırımla yüz yüze gelmeyelim diye sözleşmeye 120 iş günü yazdık, erken bitireceğimizden emin olun" diyen firma sahipleri bu sözleşmenin ardından başka ve çok sayıda iş aldıklarında ilk işi verenlerin, sözleşme imzalanmış olduğu için yapabilecekleri bir şey kalmamış oluyor. Hatta onların bir kısmı gün ve iş günü arasındaki farkı bilmediğinden sözleşmedeki 120 iş gününün 120 gün olduğunu düşünüyor.

Bu tarz işlerde deneyimli olduğunu ifade eden, ev sahiplerinin devletten alacakları kredi ile işi yapacağını bilen firmaların parayı belli bürokratik işlemlerden sonra, biraz gecikmeli olarak alacaklarını bildikleri kabul edilir. Yani onlar sözleşmeyi imzalarken karşılığının nasıl kendilerine geleceğini aşağı yukarı tahmin ederler. İşleri üstlendikten sonra da verdikleri sözleri yerine getirirler.

Bu firmalar, güçlendirme sürecinde ne tür sorunlarla karşılaşacaklarını da bilirler. Projelerin kabul edilip edilmeyeceğini, onaylarının gecikip gecikmeyeceğini, diğer bütün bürokratik işlerin ne kadar zaman alacağını, nasıl ve ne şekilde çözüleceklerini bilirler.

Üretim sürecinde demir, beton, yetişmiş eleman sorunu yaşayabileceklerini ve bunları çözme yollarının neler olacağını bilirler.

İş başlayıp aksamalar meydana geldiğinde ev sahiplerine izinler çıkmadı, projeler kayıp, demir ya da çimento sıkıntısı var, mikser bulunmuyor, kalıpçı ve demirciler gelmediler, patron hastalandı gibi maazeretler ileri sürmezler.

Yapılacak işin mevsim koşullarından etkilenecek kısımları varsa ve o iş için olumsuz koşulları olan mevsimler kapıdaysa ne yapacaklarını öngörürler, plan, programlarını ona göre yaparlar.

Projelerinin, yaptıkları işlerin denetime takılıp vakit kaybına yol açmasına fırsat vermezler. Güçlendirmenin her aşamasında işi denetler, soruna neden olacak yanlış ya da eksik işlerin yapılmasına engel olurlar.

İnsanların onların verdikleri sözler doğrultusunda kiralara gitmemiş olduklarını, konteynırlarda, tanıdık evlerinde, başka şehirlerde beklediklerini; bir an önce işlerin bitip evlerine dönmelerine fırsat verilmesini istediklerini de bilirler, ev sahipleri çeşitli yöntemlerle ve şekillerde onlara ulaşır, gereken uyarıları yaparlar. Firmalar o sorumluluk bilinciyle işi olabildiğince erken ve temiz bir şekilde bitirmeye özen ve gayret gösterirler.

O zor süreçte devletimiz de, güçlendirme kredisi adı altında belli bir para vermeyi vaad ederek harekete geçirdiği bu çalışmaların sağlıklı ve zamanında tamamlanması için yüklenici firmalara yasalara ve kurallara uygun bir şekilde yapılması gereken ödemeleri çok fazla bürokratik işleme bağlamadan, zorlaştırmadan, geciktirmeden yaparak, hafif ve ağır hasarlı ev sahiplerinin işini kolaylaştırdığı gibi orta hasarlı ev sahiplerinin işini de her halde kolaylaştırır. Ödemelerin ve işlerin aksamaması için önlemler alır.

Biz afetzedelerin, zor zamanlarında hep yurttaşının yanında olan devletin afet sonrası benzer süreçlerde de, işi yapan özel sektör firmaları dahi olsa işlerin sağlıklı yürütülüp yürütülmediğini izlediğini, bürokratik işlemleri kolaylaştırdığını, kalifiye eleman, beton, çimento, taşıma v.s. sorunların yoğunlaşması durumunda sektörün eksiklerini tamamlaması için zorunlu hallerde devreye girip yardımcı olduğunu, evlerinde oturma izinleri yasalara uygun şekilde devlet eliyle kaldırılmış olan ailelerin rahatlaması için "baba" yanını gösterdiğini görmeye çok ihtiyacımız olduğunu ifade etmeme sanırım gerek yok.

Evet, hafif ve ağır hasarlı ev sahiplerinin sorunları kimi istisnalar dışında çözülmüştür. Ancak orta hasarlı evleri olanların sıkıntıları devam etmektedir.

Güçlendirme çalışmalarının aksadığı kimi apartmanların sakinlerine "bu kış sizin binada kalorifer yanmaz, başınızın çaresine bakın, evinizi taşıyın" şeklinde yapılan telkinler onları daha da tedirgin etmektedir.

Bu evlerin sahiplerinden olup da konteynır kentlerde kalanlar da vardır ve konteynır kentlerin TOKİ konutlarının tesliminden sonraki durumları net değildir.

Van'ımız büyük ölçüde depremin etkilerinden kurtulmuş olsa da yukarıdan büyük ölçekli bakıldığında geceleri kimi semtlerin, apartmanların ışıklarının yanmadığı net olarak görülür.

O apartmanların ışıklarının yanması, o apartmanlarda yaşayacak olanların ışıklarının yanması anlamına geliyor. Bütün bunlar için çalışmaların hız kazanması zorunlu. Resimdeki örnekte olduğu gibi paydos etmiş şantiyelerle bunun tamamlanması mümkün değil.

Bu anlamda sorumluluk sahibi her kim varsa üzerine düşeni bir an önce ve en iyi bir şekilde yapıp o ışıkların yanmasına yardımcı olması beklenen şeydir.

Ancak o ışıklar da yandığında Van yeniden ışıl ışıl bir şehir haline gelebilecektir.

‎08 ‎Ekim ‎2012 ‎Pazartesi

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler