HABER

Deprem sonrası tsunami tehlikesi

TRABZON (İHA) - Bangladeş, Endonezya, Sirilanka ve Hindistan'da meydana gelen 7.4 ve 8.5 büyüklüğündeki depremler sonucu oluşan ve şuana kadar yaklaşık 400 kişinin ölümüne neden olan 'Tsunami'ler geçmişten günümüze özellikle okyanus aşırı ülkelerde büyük felaketlere yolaçıyor.

İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 'Tsunami' sözcüğü, 15 Haziran 1896'da Japonya'da, 21 bin kişinin hayatını kaybettiği Büyük Meiji Tsunamisi'nden sonra Japonlar'ın yaptığı yardım çağrılarıyla dünya dillerine yerleşti. Japonca'da 'liman dalgası' anlamına gelen tsunami; okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu büyük deniz dalgaları ile kendini gösteriyor. Tsunamiden sonra oluşan dalganın diğer deniz dalgalarından farkı ise su zerreciklerinin sürüklenmesi sonucu hareket kazanması olarak ifade ediliyor. Derin denizde varlığı hissedilmezken, sığ sulara geldiğinde dik yamaçlı kıyılarda ya da V tipi daralan körfez ve koylarda bazen 30 metreye kadar tırmanarak çok şiddetli akıntılar oluşturabilen bu dalga; insanlar için deprem, tayfun, çığ, yangın ya da sel gibi bir doğal afet haline gelebiliyor.

TSUNAMİ ÖNCE TEK DALGA OLARAK GELİYOR Tsunami ilk oluştuğunda tek bir dalga olarak görülüyor. Ancak kısa bir süre içerisinde üç ya da beş dalgaya dönüşerek çevreye yayılmaya başlıyor. Bu dalgaların birincisi ve sonuncusu çok zayıf olurken, diğer dalgalar etkilerini kıyılarda şiddetli biçimde hissettirebilecek bir enerjiyle ilerliyor. Bu nedenle depremlerden kısa bir süre sonra kıyılarda görülen yavaş ama anormal su düzeyi değişimi ilk dalganın geldiğini gösteriyor. Bu değişim, arkadan gelecek olan çok kuvvetli dalgaların ilk habercisi oluyor. Bu durumda yapılacak en önemli şey ise biran önce kıyıdan uzaklaşmak. Deniz içerisinde seyir halinde bulunanlar ise kıyıdan uzaklara, derin sulara giderek dalganın kendilerine ve deniz taşıtına vereceği zararı azaltabilir, hatta önleyebilir. Deniz kıyısında olanlar içinse, denizden uzaklara ve yükseklere gitmek gerekiyor. Tsunamiden korunmak için ise uzmanlar şu önerilerde bulunuyor;
"Deniz kıyısında yerleşim yeri seçerken; tsunami riskini de diğer doğal afetler(deprem, sel, tayfun vb.) gibi değerlendirmek alınabilecek ilk önlemdir. Küçük bir depremde bile Tsunami olabilir. Hemen yüksek yerlere doğru gidilmelidir. Deniz yanında yalıyar biçiminde yüksek bir yamaç varsa hemen yüksek yerlere doğru gidin. Tsunami'nin ilk dalgası geldikten sonra tehlikenin geçtiğini sanmayın bazen ikinci dalga ilk dalgadan daha büyük olabilir. Radyodan Tsunami haberlerini dinleyerek gerekenleri yapın"

MARMARA DENİZİ'NDE TSUNAMİ TEHLİKESİ
Marmara Denizi'nde tsunami üretebilecek koşullardaki her deprem (büyüklükleri 6.0'dan büyük olan, sığ odaklı ve genellikle eğim atımlı faylanmalar) tsunami tehlikesi oluşturabiliyor. Tarihsel verilere göre, Marmara'da tsunami oluşma olasılığı 100 yılda bir olarak görülüyor. Oluşabilecek herhangi bir depremde meydana gelebilecek tsunaminin, Marmara Denizi'nde doğu-batı doğrultusunu geçme süresi 50 dakikayı buluyor. Ancak bu kapalı denizde çalkantının devam etmesi ve yansıyan dalgaların etkili olmasının beklenmesi gerekiyor. 1509 İstanbul Depremi ile oluşan tsunaminin İstanbul surlarını aştığı ve dalganın tırmanma yüksekliğinin 6 m'ye ulaştığı biliniyor. Gene tarihsel verilere bakıldığında Marmara'da etkili olmuş tsunamilerin varlığı biliniyor.
1894 İstanbul Depremi'nde de oluşmuş olan tsunami İstanbul'da bazı yerlerde deniz 50 m'ye kadar çekilmiş ve geri dönmüş fakat sahil sınırı değişmemişti. Geçmişte olmuş tsunamilerden anlaşılacağı üzere Marmara Denizi'nde, tsunami üretebilecek bir depremden sonra; zayıf da olsa bir risk bulunuyorr. Ancak, oluşacak tsunaminin Pasifik Okyanusu'nda meydana gelen ve dalga boyu 30 metreyi geçen tsunamiler gibi olmayacağı ise bilim adamları tarafından açıklanıyor.

En Çok Aranan Haberler