Düzce depreminin 3. yıldönümü münasebetiyle açıklama yapan Tandoğan, Türkiye'nin dünyanın en hareketli fay kuşaklarından birisi olan Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Yurdumuzda geçmişte bir çok yıkıcı depremler olduğu gibi gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir. Bunun nedeni yurdumuz topraklarının yüzde 92'si deprem bölgeleri içerisinde yer almaktadır. Nüfusumuzun yüzde 95'i deprem riski yüksek bölgelerde yaşamaktadır. Ayrıca büyük sanayi merkezlerinin yüzde 98'i ve barajlarımızın yüzde 93'ünün deprem riski yüksek bölgelerde olduğu bilinmektedir. Ülkemizde oluşan depremlerde her yıl ortalama bin 3 vatandaşımız ölmekte ve 7 bin 94 bina yıkılmaktadır. Burada şu gerçek ortaya çıkıyor, Türkiye bir deprem bölgesidir."
Güvenli konutların inşaa edilmesi gerektiğini belirten Tandoğan, "Depremlerden korunmanın ön şartı fay hatları üzerinde yeni uydu kentler oluşturulmamalı ve deprem güvenlik konutlar inşa edilmelidir. Yapının üzerine oturacağı zeminin; zemin dinamik emniyet gerilmesi, taşıma gücü, elastisite modülü, poisson oranı, temel kaya derinliği, yeraltı suyu varlığı ve derinliği, deprem riski, sıvılaşma analizi gibi fiziksel özellikleri arazide yapılacak jeofizik sismik-rezistivite etüdü ile belirlenebilmektedir. Bu nedenle yapı projelendirilmeden önce mutlaka zemin edütü yapılmalı ve edüt sonuçlarına göre statik projeler oluşturulmalıdır" diye konuştu.