HABER

"Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz"

ERZURUM (İHA) - Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlatarak, ülke nüfusunun yüzde 90'ının deprem riski altında yaşadığına dikkat çekti.

Erzurum Valiliği ve Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti'nce ortaklaşa düzenlenen ve bugün Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi Salonu'nda gerçekleştirilen "Deprem" konulu panelde konuşan Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, "2003 yılında şiddeti 2'den düşük olan 3 bin 820; 4'den büyük olan 149 deprem kaydedilmiştir. Depreme hazırlıklı olmalıyız. Bunu bir yaşam tarzı, yaşam kültürü olarak değerlendirmeliyiz" dedi.

Panele konuşmacı olarak katılan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü öğretim üyeleri Prof. Dr. Niyazi Türkelli ve Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu da, "Doğu Anadolu'da yer kabuğu hareketleri" ve "Güvenli bina yapımı ve denetimi" konularında bilgi verdi.

Prof. Dr. Niyazi Türkelli, Aşkale Depremi'ne sebep olan fay hatlarının en fazla 5.5 büyüklüğünde depremlere yol açabileceğini belirterek, Erzurum için en riskli fay hattının Doğu Anadolu Fay Hattı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Türkelli, şehre 100 kilometre uzaklıktaki bu fay hattının 6'dan şiddetli depremler üretebileceğine dikkat çekerek, bu fay hattı üzerinde olması muhtemel depremlerin Erzurum'da yıkıcı olmaması için, binaların depreme dayanıklı inşa edilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu da, yerel yönetimlerin kendi bölgelerinde deprem röntgenleri çekmeleri ve deprem riskine karşı kent bina envanterleri ve alt yapı envanterlerini tespit etmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye'de sadece birkaç şehrin yaptığı bu çalışmanın Erzurum'da da yapılmasının zorunluluğuna dikkat çekti.
Deprem riski taşıyan tüm kentlerde bu çalışmanın yapılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu, "Bugün Erzurum'da yaşanan 5.1 büyüklüğündeki bir depremin ardından köyler enkaz yığınına dönüşüyorsa, bu geri kalmış yapı teknolojisinin eseridir. Erzurum eski bir yerleşim yeri. Çok eski binaların olacağını düşünerek, binalardaki gerekli çalışmanın yapılmasının faydalı olacağına inanıyorum" diye konuştu.

Öte yandan, "Deprem Dede" lakaplı Kandilli Rasathanesi eski Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın emekli olmasından sonra bu göreve getirilen Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu; kendisine "Deprem Anne" denilmesi konusundaki görüşü sorulduğunda, Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın "Deprem Dede" şeklinde adlandırılmasının doğru ve çocuklarla olan ilişkilerinin bu yakıştırmada etkili olduğu karşılığını verdi. Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, "Önemli olan yapılacak iştir. İşi başardıktan sonra bu tür yakıştırmalar olabilir. Deprem anne veya baba olarak anılmaktan da rahatsız olmuyorum. Kamuoyu böyle görüyorsa söylenecek bir şey yok" şeklinde konuştu.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler