Cinsel işlev bozukluğu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Dilek Meltem Taşdemir Erinç, “Cinsel yaşam bireyin kendi ruhsallığını ve kendi bedenini tanıması ile başlar. Bedensel ve ruhsal bazı hastalıklar cinsel yaşam sorunu olarak çiftleri etkileyebilir” diyen Erinç, “Sağlıklı beden ve sağlıklı bir ruhsal yapının yanında birbirini seven, karşılıklı güvenle örülü ilişkilerde doyumlu bir cinsel yaşam mümkündür” dedi.
HASTALIKLAR CİNSEL YAŞAMI OLUMSUZ ETKİLİYOR
Yrd. Doç. Dr. Dilek Meltem Taşdemir Erinç, cinsel yaşamı olumsuz etkileyen hastalıklar hakkında şu bilgileri verdi:
“Hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, kalp yetmezliği gibi kalp-damar sistemi hastalıkları, kronik böbrek yetmezliği, karaciğer hastalıkları, solunum yetmezlikleri, bazı genetik hastalıklar (penisin yapısal ve doğumsal hastalıkları, kadın genital organı hastalıkları), diyabet, tiroid hastalıkları, Parkinson hastalığı, epilepsi, omurilik yaralanmaları, tümörler, bazı ilaçlar, geçirilmiş ameliyatlar (prostat ve karın içi ameliyatları) ve büyük damar ameliyatları gibi çok geniş bedensel hastalık grubu cinsel işlev bozukluğu sebebi olabilir.
PSİKİYATRİK HASTALIKLAR, CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞUNA YOL AÇIYOR
Depresyon başta olmak üzere birçok psikiyatrik hastalık; kaygı bozukluğu, performans kaygısı, obsesif-kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, panik bozukluk, şizofreni gibi psikotik bozukluklar, kişilik özellikleri, beden algı bozuklukları, fobiler veya kaçınmalar, cinsel sapkınlıklar, evlilik sorunları, gebelik korkusu, yas ve stres unsuru olabilecek yaşam olayları, toplumsal cinsiyet rollerine atfedilen her unsur cinsel işlev bozukluğu sebebi olabilir.”
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI NELERDİR?
Yrd. Doç. Dr. Dilek Meltem Taşdemir Erinç, cinsel işlev bozukluklarını şöyle sıraladı:
1.“İstek bozuklukları: Cinsel istekte azalma bozukluğu, cinsellikten tiksinme bozukluğu,
2.Cinsel uyarılma bozuklukları: Kadında cinsel uyarılma bozukluğu, erkekte sertleşme bozukluğu,
3.Orgazm ile ilgili sorunlar: Kadında ve erkekte orgazm bozukluğu, erken boşalma cinsel ilişkide ağrı duyma veya vajinismus cinsel işlev bozuklukları olarak sıralanabilir.”
HER 3 KİŞİDEN 1'İ CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU YAŞIYOR
“Kültürler arası yapılan araştırmalarda farklı kültür ve ülkelerde farklı oranlarda cinsel sorunların yaşandığı; ancak ortak olarak ‘sık rastlandığı’ söylenebilir” diyen Erinç, çok sayıda çalışmanın değerlendirilmesinde her 3 kişiden 1’inin cinsel yaşamının herhangi bir döneminde en az bir kez cinsel işlev bozukluğu yaşadığının saptandığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dolayısıyla riskli popülasyon ‘genç erişkinlik dönemi’dir denilebilir. Ergenlik dönemi, gebelik,loğusalık, menopoz gibi yaşamın fizyolojik-bedensel değişimlerinin olduğu özellikli dönemler cinsel işlevler ve cinsel eğitim açısından özel ilgiyi hak eder.
TÜRKİYE'DE CİNSEL SORUNLARIN EN ÖNEMLİ KAYNAĞI: EĞİTİMSİZLİK
Ülkemizde yapılan bir çalışmada cinsel sorunlarının en önemli kaynağının %62 ile eğitimsizlik ve bilgisizlik olduğu belirlenmiştir. Dolayısıyla cinsel eğitimden yoksun her yaş ve cinsiyetten birey risk altındadır diyebiliriz. Örneğin; plansız gebelikler, cinsel yolla bulaşan hastalık korkusu gibi eğitimle giderilebilecek konular, önlemlerin önceden alınmış olması ve önlemlere dair bilgi sahibi olmak, olası cinsel işlev bozukluğunu engeller. Cinselliğe ilişkin mitleri yani yanlış inançları, yanlış bilgi ve koşullanmaları düzelterek cinsel yaşam sorunlarının çözümüne yardım edilebilir.”