Kanser ile kalp ve damar hastalıklarından sonra yaşam kalitesini bozan 3. hastalık olarak adlandırılan ve daha çok üretken dönemde görülmesiyle sosyo ekonomik zararlara yol açtığı belirtilen depresyon, "kadınları daha çok seviyor".
Ege Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Fisun Akdeniz, "99 Sayfada Depresyon" isimli kitabında, duygu durumundaki bir hastalık olan depresyonun tanımlanmış 9 belirtisi bulunduğunu belirterek, bunları, "karamsarlık, haz alamama, uyku bozukluğu, iştahla ilgili değişiklikler, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu, kendine güvensizlik, hareketlerde artış ya da sürekli yatma isteği ile intihara eğilim" olarak sıraladı.
Akdeniz, karamsar ve çökkün ruh hali ile haz alamamanın, depresyonun olmazsa olmazları arasında bulunduğunu, hastalığın tanısının konulması için 9 belirtiden 5'inin görülmesinin yeterli bulunduğunu kaydetti. Akdeniz, "psikiyatrinin nezlesi" olarak adlandırılan hastalığın, kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sık görüldüğünü bildirdi.
Doç. Dr. Akdeniz, hastalığın kadınlarda daha sık görülmesinin nedenlerini şöyle açıkladı:
"Östrojen hormonu, özellikle üreme çağında belli bir düzeyde, öncesinde çok yüksek değil ve menopoz ile birlikte tekrar düşmeye başlıyor. Östrojenin azlığı depresyonla ilgili olabilir mi diye araştırılmış ve olayın östrojen hormonunun beyni etkilemesiyle bağlantısının olduğu görülmüştür. Sonuçta kadınlar biyolojik olarak sürekli hormonsal dalgalanmaya maruz kalıyorlar. Üreme hormonlarıyla birlikte beyindeki birçok madde de dalgalanıyor. Beyindeki iletimi sağlayan serotonin, noradrenalin, dopamin gibi maddeler var. Östrojen, bu maddeleri etkiliyor. Bu da kimi hastalıklara yatkınlık, kimisine karşı koruma sağlıyor."