Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, depresyonun kilo artışına sebep olduğunu söyledi.
Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, “Depresyon mu kilo artışına sebep olur, kilo artışı mı depresyona sebep olur? Depresyonda antidepresan ilaç tedavileri kilo artışına sebep olur mu? Eğer ilaçlar depresyonu tedavi ediyorsa aldığım kilolardan sonra ben gene depresyona girermiyim? O zaman nasıl tedavi olacağım? Bu sorular depresyonun gelişmesinde ve tedavisinde sürekli sorulmaktadır. Bunlara açıklık getirmek, kulaktan dolma bilgilerle kafamızın karışmasına engel olmasını sağlar” dedi.
“Şişmanlık (obezite) depresyon nedenleri arasındadır”
Şişman bireylerde özgüven sorunlarının oldukça yüksek olduğunu ifade eden Dr. Üney, “Günümüzde ideal kadın ve erkek tipi tanımlanmıştır. “Fit” tabir edilen grup ön planda tutularak giysiler bile onlar hedef alınarak hazırlanmaktadır. Kilolu insanlar ise neredeyse bu konuda ihmal edilmiştir. Kilolu insanlarda daha sık görülen şeker hastalığı, tansiyon problemleri, kalp problemleri, harekette kısıtlanmalarda depresyona eğilimi artırmaktadır. Bunlarla beraber sosyal fobi ve endişe bozuklukları da sık görülür. Başarısız diyet ve egzersiz girişimleri de yoğun özgüven problemleri oluşturmaktadır. Bunun dışında toplumun şişmanlara alaycı bakışı, çalışma hayatına kabulde fiziksel görünümün ön plana çıkması ve dolayısıyla kilolu kişilerin tercih edilmemesi zaten kendi fiziksel görünümünden rahatsız olan bu bireylerin depresyona girmelerini kolaylaştırmaktadır. Birçok obez bu duruma içsel bir tepki olarak daha fazla yeme davranışı sergilemektedirler. Artık kısır bir döngü oluşur ve depresyon kader gibi olur. Tam da bu noktada depresyon tedavi edilmeli ve kişinin kendine güveni tekrar kazandırılmalı ki, tekrar hayatın içinde üretken biri olabilsin ve belki de kilo ile ilgili tedavilerde daha kararlı ve cesur olabilsin” diye konuştu.
“Depresyon kilo artışına neden olabilir”
Depresyonun bazen özellikle başlangıç dönemlerde iştahta değişikliklerle başladığını kaydeden Dr. Üney, “Tipik olmayan veya maskeli depresyonlarda kilo artışı daha sık görülür. Yani gerginlik, mutsuzluk ve umutsuzluk kişiyi mutlu olabileceği etkinliklere yönlendirir. Bunlardan en kolayı yemek yemedir. Bir depresyon türü olan kadınlarda adet öncesi gerginlik sendromunda çikolata ve şeker ihtiyacı ve tüketimi artar. İçe kapanıklık, enerji azlığından dolayı yemek yapmak yerine fast-food tarzı yemeklerle beslenme kilo artışı nedenlerindendir. Ayrıca depresif dönemlerde isteksizlik ve bitkinlik nedeniyle egzersiz yapmak daha zorlaşır, bunun sonucu olarak da kilo artışı kaçınılmaz olur. Fiziksel kaygılardan dolayı oluşan kilo artışı da depresyonu daha da ağırlaştırabilir. Genelde insanımız birçok hastalıkta ilaç tedavilerini, komşu veya arkadaşlarının yaşadıkları tedavi tecrübelerinden ya da internetteki forum sitelerinde yapılan yorumlar üzerinden bilgi edinir. Ancak bu bilgi kaynakları ne kadar güvenlidir? Depresyon ilaçlarının ilk birkaç gün uyum dönemindeki yan etkileri nedeniyle tedaviler sıklıkla bırakılmaktadır. Tekrar hekimine başvurup yan etkileri konuşmak daha gerçekçi olmasına rağmen, kişi tedavisini terk etmekte ve depresyonuyla yaşamak durumunda kalmaktadır. Depresyon tedavisi hasta ve psikiyatrist arasında çok iyi bir işbirliği gerektirmektedir. Bunun nedeni tedavinin en az altı ay sürmesidir. Dolayısıyla altı ay ilaç kullanacak kişinin mutlaka yaşamını etkilemeyecek, günlük işlerine zarar vermeyecek tarzda ilaçlar kullanması gereklidir. Dünyada her insandan sadece bir tane vardır. Oysa depresyon ilaçları sınırlı sayıdadır. Kişiye özgü ilaç tedavisinin oluşabilmesi için tedavinin başlangıç dönemlerinde işbirliği daha önemli olmaktadır. Eğer ilaç tedavisi sırasında kilo alınıyorsa bu durumu psikiyatristinize bildirmeniz gerekir ki, tedavide yeni ilaç alternatifleri değerlendirilebilsin. Depresyon ilaçlarında yan etkilerden korkmak yerine işbirliğini geliştirmek önemlidir” açıklamalarında bulundu.
Tedavide, depresyonun ağırlığına göre ilaçlar dışında psikoterapilerin de faydalı olduğunu belirten Dr. Üney, “Psikoterapi bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının korunması ve geliştirilmesini amaçlayan psikolojik tedavilerin genel adıdır. Ancak psikoterapiler hakkında oldukça yanlış bilgi vardır. Psikoterapilerin de birçok şekli vardır ve bunların birçoğu kişinin tedavisinde etkili olmaktadır. Ancak bilinenin aksine konuşup, sohbet edip rahatlama yöntemi değildir. Bu durum arkadaşlarınızla ve ailenizle yaptığınızdan farklıdır. Durumun ağırlığına göre birkaç aydan birkaç yıla varan psikoterapiler mevcuttur. Psikoterapinin gerekliliği, süresi, görüşme sıklığı, görüşme zamanı ve hedefler terapinin ilk seanslarında belirlenir. Psikoterapi seansları arasında kişi kendisini değerlendirir, ruhsal durumuna daha fazla odaklanır ve verilen görevleri yaparsa terapinin başarılı olması mümkündür. Yani psikoterapi dertleşme ve öğüt alma durumu değildir. Ayrıca psikoterapi bu konuda eğitim almış psikiyatrist ve psikologlarca yapılmalıdır. Bununla birlikte depresyon hakkında bilgilenme ve eğitimde tedavide önemlidir” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz