Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Depresyon nasıl hissettiriyor, inanın bilmek istemezsiniz!

Kederden daha karanlık, bir içe çökme şekli ya da bir parça buz; nasıl adlandırırsanız adlandırın depresyon kapana kısılmışlığın en korkutucu hali.

Depresyon nasıl hissettiriyor, inanın bilmek istemezsiniz!

Mustafa Cem Dönmez / Mynet Haber

Her yıl Nisan ayının son haftasında Depresyon Farkındalık Haftası düzenleniyor ve bu 7 günlük periyotta, depresyonun daha düşük bir formunu, mutsuzluk, zavallı hissetme gibi depresyona yakın duyguları deneyimleyen insanlar için bir farkındalık yaratmak amaçlanıyor.

Depresyon; tıp dünyasında yaygın olarak nörokimyasal kökenleri olan fiziksel bir hastalık ya da konuşarak, davranışsal terapi ile çözülebilecek olumsuz bir düşünme alışkanlığı olarak tanımlanıyor. Bu iki eğilimden hangisinin daha doğru olduğu henüz tam olarak bilinmese de bu makalenin amacı depresyonun nedenlerine odaklanmak değil. Hakkında sonsuz sayıda makale ve kitap yayınlanmış olsa da depresyon toplum tarafından tam olarak anlaşılamıyor. Depresyon yaşayan insanın çevresindekilerin %97,5'i acı çeken kişiyle empati kuramıyor veya ciddiye almıyor.

Dışarıdan bakıldığı zaman depresyon yaşayan insan hasta numarası yapan, itici bir kişiliğe sahip birisi olarak görünüyor olabilir. Fakat depresyon aslında daha karmaşık, incelikli ve mutsuzluktan çok daha karanlık bir durum, daha çok insanın kendi içine doğru patlamasıdır. Öyle ki depresyonun en ciddi aşamalarında yürüyen bir ölüye dönüşürsünüz.

Bu durumda depresyon gibi yanlış isimlendirilmiş bir laneti nasıl kederden ayırt edeceğiz?
Başlangıç olarak depresyonda da Alzheimer hastalığında görünen semptomlar yani unutkanlık, kafa karışıklığı ve yanlış yönlendirme görülmeye başlar. En küçük kararları vermek bile bir işkenceye dönüşür. Depresyon sadece zihninizi değil aynı zamanda bedeninizi de etkiler. Örneğin; yürürken sendelemeye veya düz bir çizgi üzerinde yürüyememeye başlarsınız. Daha sakar ve daha dikkatsiz hareket edersiniz. Depresyondayken sadece nefes alan ve yaşayan iki boyutlu bir insana dönüşür, gerçek kişilik yapınızdan uzaklaşmaya başlarsınız.

Sürekli korku içinde ya da korkuya yakın bir duygu hissedersiniz ve tam olarak neden korktuğunuzu bilemezsiniz. Göğsünüze kurşun gibi ağır bir his oturur, sanki sevdiğiniz birinin ölümüne şahit olmuşsunuz gibi bir histir ve bunu yalnızca siz bilirsiniz. Bu dönemde tamamen yalnız ve dışlanmış hissedersiniz.

Kişiliğiniz, sizi gerçekten siz yapan özellikler değişir. Fakat en can alıcısı da içinizde kıyametler koparken dışarıdan bu anlaşılmaz. Dışarıdan yalnızca git gide yükselen öfkeniz ve alınganlığınız fark edilebilir. Aynaya baktığınızda gördüğünüz yüz sizin yüzünüz, gözler sizin gözlerinizdir ancak gözlerinizin arkasında, derinizin altında kara bir fırtına kopmaktadır. Bazen bir sokağın ortasında durup nedensiz bir şekilde avazınız çıktığı kadar çığlık atmak istersiniz. Yazar Andrew Solomon bu hissi “Kusmak istiyorsunuz ancak ağzınızın olmadığını fark ediyorsunuz” Şeklinde tanımlıyor.

Depresyonla ilgili bir diğer durumda yaşadığınız paradokstur. Hasta olduğunuzun farkındasınızdır, bunu bilirsiniz ama buna rağmen bunu reddetme eğiliminde olursunuz çünkü depresyonun kötü bir ünü vardır. Yazar Tim Lott, The Guardian'da yazdığı makalede, birçok yaratıcı iş yapan ve sanat çevresinde olan insan depresyon acısı çektiğini söylüyor. Depresyonu tüm evreleriyle en çok yaşayan ve acısını çeken insanların başında yazarlar geldiğini belirtiyor ve yaşadığı depresyonun olumlu bir etkisi olarak yazarlığa yönelmesini gösteriyor. Ayrıca ne yaşanırsa yaşansın bütün bu korkutucu sürecin sonucunda hemen hemen bütün depresyon hastaları bu durumdan sıyrılıyor ve normal bir insana dönüşüyor.

Kabul etmek gerekir ki depresyon yaşayan insanlar gerçeklikle sadece belli belirsiz bir şekilde iletişim kurabiliyorlar. Fakat yapılan birçok araştırma makul derecedeki depresiflerin, hayatı normal insanlara göre daha gerçekçi olarak algılıyor. “The Meaning of Madness” kitabının yazarı Neel Burton bu durumu “modern yaşamın anlamsız, modern toplumların absürt ve yabancılaşmış olduğuna dair sağlıklı bir düşünce” olarak tanımlıyor. Başarıya yönelik ve iş odaklı günümüz yaşantısında bu gerçekler içten içe bir tehdittir.

Depresiflerin üstünde bazen psikoz boyutunda bir hastalık olduğuna dair çarpık bakış açısı var ancak depresyon orada bir yerde ve herkesi ele geçirebilir ve bu acıyı yaşamamış büyük bir çoğunluk gerçekten hiçbir zaman anlamayabilir. Bunun sebebi bu insanların hayalgücünden yoksun olmaları ya da daha da kötüsü anlamak istememeleri olabilir. Bu gerçekten çok depresif bir durum.

Kaynak: What does depression feel like? Trust me – you really don’t want to know
İllüstrasyon: Sébastien Thibault

En Çok Aranan Haberler