HABER

Depresyondaki hastada ölüm riski daha yüksek

Depresyondaki hastada ölüm riski daha yüksek

MERSİN (İHA) - Mersin İl Sağlık Müdürü Aytekin Kemik, depresyonlu hastaların, kalp kriziyle hastanede yatan hastalara göre ölüm oranının daha yüksek olduğunu söyledi.

Kemik, yaptığı açıklamada, ruh ve bedenin bir arada var olduğunu, birinde ortaya çıkan herhangi bir rahatsızlığın, diğerinde de sorunlara yol açabileceğinin altını çizerek, bedensel bir hastalığın kişide ruhsal olarak üzüntü, keder, sıkıntı gibi olumsuz duygulara neden olduğunu, psikiyatride de bu duruma genel olarak; 'uyum bozukluğu' adı verildiğini belirtti.

Kanser olduğunu öğrenen bir insanın kapıldığı derin üzüntünün yanında uyku ve iştahtaki bozulma, içine kapanıklık gibi durumlarının da uyum bozukluğuna örnek gösterilebileceğini kaydeden Kemik, bedensel hastalıkların ruhsal durumu etkileme şekillerinden birinin da tamamen organik olduğunu söyledi.

Ruh ve bedenin işlevsel bir bağla bağlı ve beraber çalışan iki oluşum olduğunu ifade eden Kemik, "Herhangi birinde oluşan bir hastalık, diğerinde de denge bozulmasına ve hatta hastalığa yol açar. Hastalığın vücutta yol açtığı fiziksel değişiklikler, bu iki sistemi birbirine bağlayan beyni ve santral sinir sistemini etkileyerek vücudumuzun idarecileri yolu ile ruhsal bozulmalara da yol açar. Bunlara alkol ve uyuşturucu madde kullanımı örnek olarak gösterilebilir" dedi.

Toplumdaki hasta insanlar üzerinde yapılan çalışmalara dikkat çeken Kemik, ortalama olarak kanser ve şeker hastalarının dörtte birinde, kalp damar hastalarının da beşte birinde depresyon tespit edildiğine işaret ederek, söz konusu depresyon tablosunun da esas olarak bedensel hastalığın iyileşmesini geciktirdiğini, tedavi sırasında da ortaya çıkabilecek olumsuzlukları arttırdığını kaydetti.

Kalp kriziyle hastanede yatan hastalara göre depresyonu olan hastaların ölüm oranının daha yüksek olduğunun bilgisini veren Kemik, şeker hastalarında ruhsal problemler, kan şekerinin alınan ilaçlara rağmen düzenlenememesine neden olacağını, bu nedenle de bedensel hastalığa bağlı olarak ruhsal hastalığı ortaya çıkanların psikiyatrik destek gerektiğini dile getirdi.

Kemik, "Böylece hastanede yatış süreleri kısalmakta, tedavi başarı oranları yükselmektedir. Bedensel hastalıklara bağlı ruhsal hastalıklar, psikiyatri ile diğer tıbbi branşların yakın işbirliğini gerektiren, insanların ruh hastalıklarını tedavi eden, insanın bütünlüğü için çok önemli bir tıp branşı olduğunu gösteren bir alandır. Kalp krizi geçirip veya mide ameliyatı olup hastaneye yatan herhangi bir kişinin, tedavisine psikiyatrik destek sağlanması gerekli bir durumdur. Ruh sağlığı bozuk olan insanlar,
genel sağlık hizmetlerinden yararlanma konusunda isteksizdirler ve çoğunlukla hastalıklarının tanımlanmaması ve tedavi edilmemesi yönünde davranış sergilerler" diye konuştu.

Hastanın ailesi ve yakın çevresinin duyarlı davranmasının, hastaların yaşam kalitelerinin yükselmesi açısından oldukça önemli olduğunun altını çizen Kemik, insanın yaşam boyu bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığının beynin gelişimiyle yakından ilgili olduğunu, beyin gelişiminin de büyük oranda yaşamın ilk yıllarında özellikle de anne karnında ve doğumdan sonraki ilk 3 yılda oluştuğunu vurguladı. Kemik, çocuk gelişiminin erken dönemlerinin, hayatın sonraki dönemlerindeki zihinsel becerileri, kritik düşünme yeteneklerini, kendine güveni, öğrenmeyi, problem çözme becerilerinin geliştirilmesini ve başkalarıyla uyumlu ilişkiler geliştirebilme kapasitelerine etkileyeceğini savundu.

Bu konuda artan bulguların; gelişimin ilk yıllarının temel önemi konusunda geniş bir görüş birliği oluşturduğunu dile getiren Kemik, çocuğun düşünme, konuşma, öğrenme yeteneklerinin yetişkinlikteki değerlerinin ve sosyal davranışlarının temellerini ilk 36 ayda atacağını, kazanmış olduğu yeteneklerin de çocuğun başarısını ve verimliliğini belirleyeceğini ifade etti.

Aytekin Kemik, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Beyin gelişiminin, yetişkinlikteki bedensel sağlığı etkilediğini gösteren bir çok araştırma vardır. Hızlı beyin gelişimi dönemindeki olumsuz koşulların koroner kalp hastalığı, yüksek tansiyon, insüline bağlı olmayan diyabet, düşük immün seviye ve obeziteye yol açtığı gösterilmiştir. Özellikle; anne ve babanın ruhsal sağlığı, çocuklarının duygusal ve davranışsal problemlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Eğer anne veya baba depresyon, anksiyete bozukluğu, yüksek düzeyde stres, şizofreni gibi ruhsal bir sorun yaşıyorsa yardım alması önemlidir. Sağlık çalışanları, ebeveynlerin ruhsal sorunlarının çocukları nasıl etkilediğini bilmeli ve onlara gerekli desteği sağlamalıdır."

En Çok Aranan Haberler