EĞİTİM

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Derebeylik sistemi nedir, özellikleri nelerdir? Derebeylik rejimi nasıl ortaya çıktı ve yıkıldı?

Derebeylik veya Feodalizm, Avrupa’da ortaya çıkan siyasi, ekonomik ve sosyal alanda uygulanan bir idari yönetim düzenidir. Roma İmparatorluğu’nun dağılmasıyla ortaya çıkan siyasi kaosta meydana gelmiştir. Halkta sosyal sınıf farklılıkları, mülkiyet sahipliği ve tarım ekonomisi alanında kendini gösterir. Bu sistemde halk ve toprakların mülkiyeti tek bir kişiye ( soylular, şövalyeler veya rahipler gibi) aittir. Peki, derebeylik sistemi nasıl oluştu ve yıkıldı?

Derebeylik sistemi nedir, özellikleri nelerdir? Derebeylik rejimi nasıl ortaya çıktı ve yıkıldı?

Derebeylik yönetiminin en belirgin özelliği hem üzerinde yaşanılan toprakların hem de üzerinde yaşayan halkın mutlak otoritenin malı sayılmasıdır. Avrupa’daki siyasal yaşam Kavimler Göçü’nden çok etkilendi, bu sosyal gelişme; krallıkların halk üzerindeki otoritesinin sarsılmasına, zamanla savaş ve yağmaların çıkmasına neden oldu. Derebeylik sisteminin en önemli yıkılma nedenleri arasında 1789 yılında gerçekleşen ‘Fransız Devrimi ile birlikte coğrafi keşifler, haçlı seferleri ve avrupada sanayi çağına geçiş’ gösterilebilir.

Derebeylik sistemi nedir?

Avrupadaki siyasal yaşam, Kavimler Göçü ile çok etkilendi. Bu sosyal gelişme ile avrupadaki krallıklar halklarının ve sahip oldukları toprakların hak ve hukukuna yeterince sahip çıkamadılar. Yağma ve savaşlar başladı. Bu durumda halkın yönetime olan güveni de sarsıldı. Krallar eski Roma kanunlarından esinlenerek kanun ve kurallar oluşturdular. Ülkelerini bir çeşit eyalet sistemi olan kontluklara, hatta daha küçük yönetim biçimlerine böldüler. Yönetime çeşitli isimlerde burjuva, soylu ya da rahipleri atayarak, onlara şato ve geniş araziler verdiler. Böylece Derebeylik yani feodalite ortaya çıktı.

Savaşlarda tüm varlığını kaybeden halk, hayattta kalabilme özürlüğünü devam ettirebilmek için bu yeni rejime sıkı sıkıya sarıldı. Gün geçtikçe soylular ve krallar, bağlılık yemini ile hizmet karşılığında bu arazileri emirlerindekilere paylaştırdılar. ( Himaye ve Tımar.) Böylece ‘Vassal’ ve ‘Süzeren’ler oluştu. Bağlılık yeminiyle koruma altına alınanlar Vassal’lar, onları koruyanlar da Süzeren’lerdi. Süzeren’ler Vassal’lara belirli bir kira karşılığında topraklarını işleme hakkı verdi. Böylece 9. Yüzyıldan itibaren sınıfsal farklılık ve hiyerarşik düzen daha belirlenerek derebeylik rejimi oluşmuş oldu.

Derebeylik sistemi özellikleri nelerdir?

  • Roma İmparatorluğu dağılmıştır ve hemen ardından Batı Avrupa’da ortaya çıkmıştır.
  • Üretimin temel aracı topraktır, derebeylikte bu önemli üretim aracı sadece derebeyler arasında paylaşılmıştır.
  • Sınıfsal bölünme kendini gösterir. Krallar, soylular, şövalyeler ve halk.
  • Derebeyi askeri güce de sahip olmuştur.
  • Bu düzende Papa’nın yetkisi oldukça fazlalaşır, hatta kralın yetkisinin üstüne çıkar. Çünkü Papa halka, bu sistemin ‘Tanrı buyruğu’ olduğunu empoze etmiştir.
  • Dışa kapalı bir ekonomik prototipi olan ‘Derebeylik’, farklı topluluklar arasında olan ekonomik ilişkileri sınırlandırarak dış ticaretin de gelişmesini engellemiştir.

Derebeylik sistemi nasıl ortaya çıktı?

Avrupadaki siyasal yaşam, Kavimler Göçü ile çok etkilendi. Bu sosyal gelişme ile avrupadaki krallıklar halklarının ve sahip oldukları toprakların hak ve hukukuna yeterince sahip çıkamadılar. Yağma ve savaşlar başladı. Bu durumda halkın yönetime olan güveni de sarsıldı. Krallar eski Roma kanunlarından esinlenerek kanun ve kurallar oluşturdular. Ülkelerini bir çeşit eyalet sistemi olan kontluklara, hatta daha küçük yönetim biçimlerine böldüler.

Yönetime çeşitli isimlerde burjuva, soylu ya da rahipleri atayarak, onlara şato ve geniş araziler verdiler. Böylece Derebeylik yani feodalite ortaya çıktı. Savaşlarda tüm varlığını kaybeden halk, hayattta kalabilme özürlüğünü devam ettirebilmek için bu yeni rejime sıkı sıkıya sarıldı. Gün geçtikçe soylular ve krallar, bağlılık yemini ile hizmet karşılığında bu arazileri emirlerindekilere paylaştırdılar. ( Himaye ve Tımar.)

Derebeylik sistemi nasıl yıkıldı?

Derebeylik sisteminin en önemli yıkılma nedenleri:

  • Haçlı Seferleri
  • Fransız Devrimi
  • Coğrafi Keşifler
  • Avrupa’da Sanayi Çağı’na geçiş

Süzeren’ler Vassal’lara belirli bir kira karşılığında topraklarını işleme hakkı verdi. Böylece 9. Yüzyıldan itibaren sınıfsal farklılık ve hiyerarşik düzen daha belirlenerek derebeylik rejimi oluşmuş oldu.

Haçlı seferleri sırasında derebeylerinin çoğu ölmüş ya da ordularını kaybetmiştir. Tarımsal faliyetlerin gerilemesi ve ticaretin gelişmesi yeniçağ başlangıcında coğrafi keşiflerin yapılması, papa ile krallar arasındaki çekişmelerin krallar lehine son bulması derken, zamanla krallıkların kavimler göçü ile otoritelerinin zayıflaması ve 15. Yüzyılda barutun bulunması ve ateşli silahların kullanılması bu küçük krallıkların ortadan kalkmasına, mutlak krallıkların güçlenmesine neden oldu. Yeniçağ’da Almanya hariç tüm avrupa ülkelerinde, Yakınçağ’da ise Almanya’da Derebeylik yani feodalite sona erdi.

Feodalizm nedir?

Arazi mülkiyetine sahip olan soyluların topraklarında yaşayan halka, çalışmaları ve kendilerine sadık olmaları karşılığında güvenlik, para ve hizmet sağlaması düzenine ‘Feodalizm’ denir. Latin kökenli bir sözcük olan ‘Feodalizm’, taşınabilen değerli mal anlamına gelen ‘Feodum’dan (Tımar) türetilmiştir. Feodal halkın ideolojik örgütlenişi yukarıdan aşağıya, ‘korunan/ korunan’ düzenindedir. Yerelliğin baskın olduğu, merkezi otoritenin zayıflığı sözkonusudur.

Feodal yönetimin özellikleri nelerdir?

Feodal yönetimin en belirgin özelliği sınıfsal oluşumlardır:

  • Soylular: Üretim yapan toprak işçilerinin yani köylülerin üzerinde olan hakim sınıf, yaşayan sınıfın ancak onda birini oluşturuyordu. Üretim yapmadan köylülerin üretiminden pay alırlardı. (Bazı coğrafyalarda ‘Senyör’ adı ile adlandırılırlardı.) Feodal beylikleri barış zamanlarında feodal beyliği ve malikaneyi yönetirken, savaş zamanlarında şövalye donanımlarını kuşanıp orduyu yönetmeye konuşlanırlardı. Kendi dünyalarında başka sıfatlarla hiyearşik bir sınıflama da oluşturmuşlardı. (Dük, Marki, Kont, Baron, Vikont vs.)

  • Ruhban Sınıfı: Katolik kilisesine bağlı ruhbani, güç odaklarıdır. Kilise ve manastır ileri gelenleri büyük arazilere sahiptirler. Ortaçağ’da Katolik dinsel ideolojinin hakim olduğu Avrupa’da Papa’nın yaptırım gücü çok yüksekteydi. Başrahip ve başkeşişler feodal beylerle aynı yetkilere malik oldular. Öyle ki; Frank Karolenj ve Kutsal Roma-Germen İmparatorları bile, Papa'nın önünde diz çöktürülerek taç giydiriliyordu.

  • Kölüler: En alt Feodalite tabakasını oluşturan köylü sınıfı, üretiklerinin en büyük kısmını soylulara verir, kendileri için sadece doyacak bir miktarını alırlardı. Üstelik soyluların yaşadıkları şatolarda tamir ve tadilat işçiliği yaparlardı. Yaşadıkları toprakları terk etmek, başka topraklara yerleşmek kesinlikle yasaktır. Üretim karşılığında soylular, köylülerin sadece güvenlik ve aidiyet ihtiyacını karşılıyorlardı.

En Çok Aranan Haberler