Mersin’in Silifke ilçesinde bulunan dershaneler ortak bir basın açıklaması yaptı. Dershanelerin tahmini cirosunun 1.5-2 milyar dolara ulaştığı, 100 bin kişiye istihdam sağlayan bir sektörün kapatılma düşüncesinin çok ilginç olduğu ifade edilen açıklamada, "Her geçen yıl giderek büyüyen ve günümüzde milyonlarca öğrencinin eğitim gördüğü özel dershanelerin kapatılması, henüz tam anlamıyla oturmamış eğitim sistemine ciddi bir darbe vuracaktır." denildi.Silifke Ticaret Odası Toplantı Salonu'nda basın mensupları aracılığıyla dershanelerin kamuoyuna yaptığı ortak açıklamayı sözcü Ertan Öz yaptı. Yapılan açıklamada şunlar yer aldı: “Özel dershaneler yaygınlaşmaya başladığı1970’li yıllardan beri eğitim sistemimizin en fazla tartışılan konularından biri olmuştur. Bu günlerde bu tartışmalar en üst noktaya ulaşmıştır. Başbakanımızın birkaç gün önce bir TV programında dershanelerin kanunla kapatılarak 2014-2015 eğitim öğretim yılı faaliyetinde yer almayacağını açıklaması, ülke genelinde çok ciddi tepkilere yol açmıştır. Dönem içerisinde kendilerine karşı sergilenen her türlü olumsuz tavra rağmen özel dershaneler varlıklarını, giderek artan nicelik ve profesyonelleşme ile sürdürmüşlerdir. Günümüzde Türkiye’de 81 ilde toplam 4 bin 83 dershane olup, MEB verilerine göre dershane bulunmayan il yoktur. İstanbul’da 657, Ankara’da 496, İzmir’de187, Mersin’de 63, Silifke’de ise 7 dershane vardır. Bu dershanelere 1 milyon 219 bin öğrenci devam etmektedir. Bu öğrencilerin yaklaşık 100 bini bu dershanelerde ücretsiz olarak yararlanmaktadır. TOBB verilerine göre, bu dershanelerde 50 bin öğretmen, 20 bin yardımcı personel olmak üzere yaklaşık 70 bin kişi çalışmaktadır. Dolaylı istihdamı da sayarsak yaklaşık 100 bin civarında kişiye istihdam sağlamaktadır. Dershanelerin tahmini cirosu ise 1.5-2 milyar dolara ulaşmaktadır. Dünyada yaşanan küresel kriz ortamında 100 bin kişiye istihdam sağlayan ve 2 milyar dolarlık bir sektörün kapatılma düşüncesi çok ilginçtir.Özel dershaneciliğin ortaya çıkmasının temel nedeni, eğitimin kademeleri arasındaki geçişlerde rekabete dayalı sınav sisteminin olması yatmaktadır. Özel dershaneciliğin açılmasına ve yaygınlaşmasına sebebiyet veren faktörler günümüzde de geçerliliğini devam ettirmektedir. Günümüzde öğrenciler ve velilerin çoğunluğu okullara kıyasla dershanelerde genel olarak daha iyi eğitim verildiğini ve dershanelerde daha iyi öğrendiklerini belirtmektedirler. Öğrenci ve velilerin özel dershaneleri başarının anahtarı olarak algılamasında, özel dershanelerin ürettiği kazanımların yanında dershanecilik sektörünün her türlü yeniliğe kısa sürede uyum sağlaması etken olmuştur. Aileler, eğitim öğretimin devlet tarafından verilen ücretsiz bir hizmet olması gerektiğini düşünerek, özel dershanelere duyulan ihtiyacı yadırgamakta, ancak bunu çocukların geleceği için bir yatırım olarak gördüklerinden lüks bir davranış olarak görmemektedirler.Özel dershanelerin yaygınlaşmasında, sürekli artan yüksek öğretim talebinin giderek karşılanamaz hele gelmesi önemli rol oynamıştır. 2012’de 2 milyon lise öğrencisi sınava girmiş, bu öğrencilerin yalnızca 50 bini çok iyi ve iyi bölümleri kazanmışlardır. Sınavlara girenlerin yarısı bir programa yerleşememiştir. Yaklaşık bin 500 okul birincisi üniversiteye yerleşememiş, 50 bin aday üniversite sınavından sıfır çekmiş, 16 net bile yapamayıp barajın altında kalan 350 bin öğrenci vardır. Durum böyle iken bu kurumların kapatılması hangi mantıkla açıklanabilir.Bütün liseleri Galatasaray, Kabataş, İstanbul Erkek Lisesi'ne, üniversiteleri Boğaziçi, İTÜ, OTDÜ yapıp kontenjanlarını da talep sınırına taşınmadıktan sonra atılacak her adım fırsat eşitsizliğini büyütecek, kaybedenler yine garibanlar olacaktır.DERSHANELERE GERÇEKTEN ZENGİN ÇOCUKLARI MI GİDİYOR?Sadece zengin çocuklarının dershaneye gittiği iddiası doğru değil. Onların çocukları hem özel okula gidiyor, hem özel ders alıyor.SETA’nın yaptığı araştırmaya göre, çocuklarını dershaneye gönderen çocukların aileleri ekonomide ya orta kesime ya da düşük kesimi oluşturuyor. Dershanelere giden öğrencilerin yaklaşık yüzde 85’ini, geliri aylık 750 TL altında olan ailelerin çocukları oluşturuyor.Maksat dar gelirli ailelerin dershaneler para akıtmasını engellemek ve hiç kimseye dershaneye göndermeyerek 'yarışta eşitlik' sağlamak ise bu mantıkla özel dersin yasaklanması gerekir. Hatta daha da ileri gidip özel okullar bir çok açıdan daha geniş imkanlara sahip oldukları için öğrencileri daha iyi yetiştiriyorlar; o okullarda okuyan öğrencilerin üniversite kazanma ihtimali daha yüksek oluyor. Bu fırsat eşitliğine aykırı bir durum yaratıyor. Öyle ise bütün özel okulları kapatalım, anne babaları özel okullara her yıl binlerce lira para ödemekten kurtaralım, bütün çocukların aynı tip okulda öğrenim görmelerin sağlayalım da denebilir. Bu ise yaklaşık 1 milyon öğrencinin kullandığı 'öze ders' imkanlarına çok daha az sayıda varlıklı öğrencinin kavuşmasıdır.Dershanelerin kapatılması teşebbüs hürriyetini garanti altına alan anayasanın 48. maddesi ile devletin temel amaç ve görevlerini tanımlayan 5. maddesine aykırıdır. Anayasanın 48. maddesinde herkes dilediği alanda çalışma, sözleşme hürriyetine sahiptir, özel teşebbüsler kurmak serbesttir ifadesi, bunuyor. Anayasaya göre insanlar yasalara uygun olmak kaydıyla istediği iş yerini veya istediği dershaneyi açabilir. Kapatma durumunun gerçekleşmesi durumunda ise dershanecilerin Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurma hakkının doğacağı unutulmamalıdır.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz