FRANKFURT(İHA)- Avrupa Konvansiyonu Başkanı Valery Giscard d'Estaing'in Türkiye'nin AB üyeliği karşıtı açıklamalarını değerlendiren Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, d'Estaing'in Türkiye'yi farklı kültürel kökeni nedeniyle reddettiğini belirterek, "d'Estaing, açıklamalarıyla Türkiye ve AB arasında anlaşmaları da görmezlikten geliyor. Bu açıklamalar 1999 Helsinki Zirvesi ile başlayan adaylık sürecini reddetmektir" dedi.
Avrupa Konvansiyonu Başkanı Valery Giscard d'Estaing'in Türkiye'nin AB üyeliği karşıtı açıklamalarına tepkiler sürüyor. Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen yaptığı açıklamada, d'Estaing'in Türkiye'yi, farklı bir kültür bölgesinden geldiğinden dolayı reddettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Le Monde'da yer alan açıklamalar, d'Estaing'in Türkiye konusunda çok da bilgili olmadığını, sadece duygusal motiflerler taşıdığını gösteriyor. Türkiye'nin bu konudaki şanssızlığı, d'Estaing'in AB Konvansiyonu Başkanlığı gibi kilit bir görevi yürütüyor olmasıdır. Türkiye'nin yıllardır bütün uluslararası örgütlerde temsil edildiğini, Batılı savunma örgütlerinin tek Müslüman üyesi olduğunu görmezden gelen d'Estaing, Türkiye-AB arasında sözleşmelerden kaynaklanan Türkiye'nin haklarını da unutuyor."
Türkiye'ye karşı bu katı tutumun kabul edilemeyeceğini vurgulayan Şen, "Türkiye, Batılı demokratik değerlerle son derece uyumlu Laik - İslami yaşam tarzıyla AB'yi kültürel anlamda da zenginleştirecek. AB ülkelerinde yaşayan 3.6 milyon Türk buna en iyi örnektir. Duygusal motifler sergileyen bu açıklamalar, hem Türkiye'yi hem de Avrupa'da yaşayan Türkleri rencide etmiştir. AB'de şu dönemde hedef arayan ırkçılar da bu açıklamalardan cesaret alacaklar. Türkiye'nin Avrupa'daki varlığını küçük bir coğrafi denkleme indirmek gerçeği değiştirmez. Türkiye yüzyıllardır Avrupalıydı ve Avrupalı da kalacak" diye konuştu.