HABER

Devlet Bahçeli: Cem Yılmaz'ı bundan sonra sevemem!

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili "Fezleke ile bir genel başkanı TBMM’ye taşımak yerine kendisinin iradesiyle TBMM'ye gelmesini demokratik açıdan daha ahlaki bulduğumu ifade etmek için o teklifte bulundum" dedi. Devlet Bahçeli ayrıca, Ekrem İmamoğlu'na destek veren Cem Yılmaz'la ilgili "Ben, Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem" ifadesini kullandı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, iftarda bir araya geldiği gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili teklifine ilişkin soru üzerine, Türkiye'de seçimler üzerinde her zaman tartışma ve itirazların olduğunu, ancak YSK'nın kararına herkesin saygı duyması gerektiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu’nun çok hırçın bir üslup kullanarak, YSK’nın 7 üyesine yönelik çete suçlamasında bulunduğunu belirten Bahçeli, dokunulmazlığının kaldırılması için kendisinin teklifte bulunması yönünde öneride bulunduğunu hatırlattı ve şunları söyledi: "Böyle olmadığı taktirde bu konuşmalar Türkiye’deki yargı organları, özellikle de savcılar belli suç unsurları taşıdığı kanaatiyle bir soruşturma başlatırsa o zaman bu Adalet Bakanlığı’na intikal edecektir. Oradan YSK’nın bu incitici davranışlar karşısındaki hakkını koruyabilmek açısından dokunulmazlığın kaldırılması noktasında bir fezleke talebinde bulunabilirler. O zaman yine bizim kanaatimizde bir değişiklik olmaz. Fezleke ile bir genel başkanı TBMM’ye taşımak yerine kendisinin iradesiyle TBMM’ye gelmesini demokratik açıdan daha ahlaki bulduğumu ifade etmek için o teklifte bulundum. Ama CHP’nin bazı sözcüleri 'hodri meydan' diyor. Neyin hodri meydanını yapacağız! Getireceksen bu dokunulmazlığı sen getirecektin. Getirmeyeceksen fezleke yoluyla geldiği taktirde yine TBMM’de kanaatlerimizi açıkça ifade eder ve kullanacağımız oyu belirleriz."

"HEMŞEHRİ HAREKATI OLARAK NİTELENDİRDİK"

MHP'nin 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimi için belirlediği hemşehricilik stratejine de değinen Bahçeli, 16 milyon nüfusun yaşadığı ve 8 milyonu aşkın oy veren insanın bulunduğu İstanbul’da çok inatlı ve ısrarlı bir seçim olacağının görüldüğünü söyledi. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın adaylarının çok kararlı bir yarışa gireceğini kaydeden Bahçeli, MHP olarak Cumhur İttifakı anlayışı çerçevesinde ortaya konulacak strateji uygun tarzda hareket edeceklerini dile getirdi. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: "Yani AK Parti kendi adayının Cumhur ittifakı anlayışı ile yarıştığı bir ortamda nasıl bir siyasi strateji ortaya koyuyorsa MHP Cumhur İttifakı anlayışı çerçevesinde buna katkı sağlayacak. Ama onun ötesinde Anadolu’da siyaseten netice aldığımız illerimiz vardır. İstanbul ile sosyal, ekonomik, kültürel bağları olarak hayatlarını devam ettirmektedirler. O zaman bu hemşerilik ruhunun hareket geçirme suretiyle bu katkıyı sağlayabileceğimiz inancını düşünerek, ortaya koyarak 15 ilimizi yani 250 binden fazla İstanbul’da hemşerisi bulunan illerimizi esas alarak bir çalışma başlatmayı uygun bulduk. Şimdi de bu çalışmayla ilgili gerekli görevlendirmeleri yapıyoruz. İstanbul’un birinci bölgesinde başkanlık divanından bir arkadaşım sorumluluk üstlenecek. İkinci bölgesinde başkanlık divanından bir arkadaşımız ve aynı şekilde üçüncü bölgede de Divandan bir arkadaşımız sorumluluk üstlenecek. Bütün bu sorumlulukların üzerinde İstanbul Milletvekili olması ve başkanlık divanı üyesi olması sebebiyle de Semih Yalçın beyefendiyi de genel koordinatör olarak ortaya koyacağız. Biz bunu ‘Hemşehri harekatı’ olarak nitelendirdik.”

"SIRADA DOĞU VE GÜNEYDOĞU İLLERİ VAR"

Bahçeli, önümüzdeki günlerde İstanbul’da 100 bin ile 250 bin arasında nüfusu olan 15 ilin teşkilat başkanlarını toplayacaklarını ifade ederek, "Büyük çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu’yu temsil eden illerimiz orada olacak. İl başkanlarımızı davet edeceğiz, bu konuyu tekrar müzakere edeceğiz. Bitlisli Bitlislinin yanına, Bingöllü Bingöllünün yanına gidecek. Onlara da yüz yüze Türkiye’deki mahalli idareler seçimi, neden iptal edildiğini, bu iptalin öncesi ve sonrasında nelerin yaşandığını anlatarak onları aydınlatma görevini üstlenmiş olacak. Bu böyle devam edecek. Nereye kadar? İstanbul’da en az hemşerisi olan il Burdur’dur. Alayını toplasanız 9 bin kişi ediyor. Onu dahi göndereceğim oraya. Bu ne demektir: bir kişi bir kişidir! Mademki bu şekliyle millet iradesiyle çözümü öngörülmüştür. O zaman millet bunu çözsün” diye konuştu. Devlet Bahçeli, seçim çalışmalarının nasıl olacağını ittifak kapsamında kararlaştıracaklarını kaydederek, “Miting mi olur, kapalı toplantı mı olur. Yoksa, kapı çalmak suretiyle gönül çalmayı birbiriyle kaynaştırarak bir yol bulmalıyız. Mitingde göz göze geliyorsunuz da, gönül gönüle gelemiyorsunuz. Bizim gönül gönüle gelmemiz lazım" dedi.

"HIRSIZIN ÜSTÜNÜ ÖRTMENİN BİR MANASI YOK"

Bahçeli, YSK'nın, İstanbul’da sandık kurulu başkanlarının kamu görevlileri arasından seçilmeyişini gerekçe göstererek sadece büyükşehir belediye başkanlığı seçimini iptal etmesiyle ilgili, tartışmanın büyükşehir belediye başkanlığı üzerinde çıktığını söyledi. Aradaki oy farkının 28 bin oydan 13 bine düşmesiyle beraber şaibelerin ortaya çıktığını vurgulayan Bahçeli şöyle konuştu:

"Şimdi kalkıp halkı aldatmanın bir manası yok. CHP’ye oy vermiş kardeşlerimizi de aldatmanın gereği yok. Oyların bu kadar aşağı düşmesinin sebebi üzerine konuşacağı yerde kalkıp, ‘orada dört pusula var. Onu iptal ediyorsanız bunları da iptal edin’ diyorlar. Hele bazıları var Türkiye’de neredeyse siyaseti ve demokrasiyi kapatacak, seçimleri tamamen lağvedecek. Efendim filan tarihten itibaren seçimler iptal edilmelidir diyor. Bütün bunların hepsinin altı başka anlam taşır. Bir yerlere Türkiye’yi sürüklemenin gereği yok. Seçimler iptal edildikten sonra ne olacak? 24 Haziran’ı iptal ettiniz, 2015’i iptal ettiniz… Geriye doğru giderseniz 1946’ya kadar var! Sonra bunun altından Türkiye nasıl kalkacak, bu siyasiler nasıl kalkacak? Onun için milleti aldatmasınlar. 28 bin oydan 13 bin oya düşerken bu kadar çalınan oyun nereden çalındığının üzerinde mutabakat kuracakları yerde hırsızın üstünü örtmenin bir manası yok. Dört pusulayı da dahil etmiş olsa, hırsızı kovalamaktan bu millet vazgeçmeyecek. MHP’de vazgeçmeyecek. Çünkü böyle kritik bir eşikte bu karmaşayı yaratan insanların niyetlerinin açığa çıkması lazım, o çıkıncaya kadar da biz bu işin arkasındayız."

"İSTANBUL’DA YILDIRIMLAR ÇAKSIN"

Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’nun "Her şey çok güzel olacak" sloganını nasıl bulduğu sorulunca Bahçeli, söz konusu sloganı FETÖ’cü Emre Uslu’nun 2013-2014 yıllarında kullandığını belirtti. İsim vermeden 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de atıfta bulunan Bahçeli, "Güroymak’a giderken, orada Norşin olarak isim değişikliğini ifade ederken ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen bir eski cumhurbaşkanı var. FETÖ’cüler var, PKK’cılar var, siyasette çok değişik beklentiler içinde olanlar var. Slogan çok yanlış" dedi. Cumhur İttifakı’nın sloganının ne olması gerektiği sorulduğunda ise Bahçeli’nin yanıtı, "Bu sloganı belirleme görevi Cumhur ittifakının ana kütlesi olarak bulunan ve adayları da kendilerinden olan AK Parti olmalıdır. Bana ille de bir slogan diyorsanız, 'İstanbul’da bu kadar gürleyen havada, yağmur, bereket varken yıldırımlar çaksın' derim" oldu

"AĞIZLARINA YATTAKİ GÖRÜŞMEYİ ALMALARI GEREK"

MHP Genel Başkanı, Abdullah Öcalan’ın 8 yıl sonra avukatlarıyla görüşmesine izin verilmesini nasıl değerlendirdiği sorulunca, bunun avukatın talebine verilen bir yanıt niteliğinde olduğunu ifade etti. Bahçeli, "Tabii HDP seçmeniyle Kürt kökenli kardeşlerimizi birbiriyle karıştırmamak lazım. Yorumu o şekilde ele aldığımız zaman; HDP’nin oylarının hepsini Cumhur ittifakına kanalize edecek bir taviz politikası takip ediliyor gibi bir anlayış ortaya çıkar ki, bu doğru değildir. Bu bir talep meselesidir. Avukatıyla uzun yıllar görüşememesinin ısrarlı bir şeklidir. Bir hanımefendi milletvekilinin cezaevinde 160 günden beri ölüm orucu tutmuş olmasındandır. Böyle bir durum karşısında Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği şekliyle; çözüm sürecini kapsamayan ama avukatının talebine verilen bir cevaptır. Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün. Yani görüşmese dahi bunlar Kandil’den haberleşiyorlar zaten. Bunu büyüterek farklı noktalara getirerek hele hele PKK onun YPG’siyle onun HDP’siyle işbirliği yapıp seçim kazanma sevdasına kapılanlar, ağızlarına böyle bir görüşmeyi almamaları lazım. Ağızlarına almaları gereken görüşme yattaki görüşmeler olmalıdır" yanıtını verdi.

"LİDERLİĞİ BU KADAR UCUZA ALMAMAK LAZIM"

Ekrem İmamoğlu ile ilgili liderlik yorumlarını değerlendiren Bahçeli, "Üç defa 'kınıyorum' tabirini kullanarak lider doğmaz, liderliği bu kadar ucuza almamak lazım. Emek ister, halkın kabulünü ister, sevgi, saygı ister. Onlar daha oluşmadan bir seçim döneminde birden parlatmalarla lider doğmaz. Onun için Kemal Kılıçdaroğlu beyle bu arkadaşı mukayese ettiğiniz vakit Kemal Kılıçdaroğlu’nun heyecanı, tecrübesi, 8 yıllık birikimi, ısrarlı davranışı üste gelir diye düşünüyorum" diye konuştu.

"KÜSKÜN SEÇMEN SANDIĞA GİTMELİ"

31 Mart’ta sandığa gitmeyen küskün seçmenleri bu defa mutlaka sandığa getirmek gerektiğini belirten Bahçeli, "Hele hele Türkiye’nin böyle hayati döneminde, seçimin çok fazla anlamlar taşıyacağı ortamda vatandaşlık görevini yerine getirmeyeni fazla dikkate almamak lazım. Böyle bir dönemde sandığa gidemeyecekse nereye gidecek bu insanlar! İşi gücü bırakıp sandığa gitmeli, vatandaşlık görevini yapmalı, gönlünden hangi parti geçiyorsa ona oy versin ama sandığa gitsin. Sandıktaki tartışmaları Avrupa’da ABD’de tartışılır duruma getirmek doğru değil” dedi.

YSK kararı ile ilgili ABD’den gelen eleştiri için de Bahçeli, "ABD, Türkiye’deki siyaseti not alıyor. Ne demek bu? Türkiye demokrasiyle ilgili mücadelesini verirken, ABD emperyalist güç olarak oyunun içinde mi? Yoksa Türkiye’de öğretmenliğe mi soyundu? Not alıp da ne yapacak kaç verecek Türkiye’ye? 5’in altında verecekse zaten başka şey düşünüyor demektir. 5’in üstündeyse sınıf geçmeyle ilgili bir nottur o. Ona da kimsenin itirazı olmaz" yorumunu yaptı. Venezuela’daki darbe girişimini hatırlatan Bahçeli, "Başkaları ‘Türkiye’de de gelecekte de böyle olabilir mi?’ düşüncesiyle sabırla bir uykuya dalmışsa o fena uyanır" uyarısında bulundu.

"CEM YILMAZ’I BUNDAN SONRA SEVEMEM"

Galatasaray Divan Kurulu üyesi Hayri Kozak’ın Ekrem İmamoğlu’na desteğini ifade etmesi ile ilgili Bahçeli, "Galatasaray yönetimi o şahsı aforoz etsin" dedi. Bahçeli, sanatçıların İmamoğlu’na verdikleri desteği de eleştirdi. Herkesin Cem Yılmaz’ı sevdiğine ve esprilerine güldüğüne dikkat çeken Bahçeli, "Ben ise onu görünce 'önce bir elbiseni değiştir' derim. Kravat tak, hatta takma başka bir şeyler yap. Belediye seçiminde oy vereceksen git ver; ama sana yönelmiş sevgiyi siyaseten istismar edip hepimizin alerjisini toplamaya vesile olma. Yüzde 49’u sevebilirsin; ama yüzde 51’e de saygı duy. Ben, Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem" dedi.

Beşiktaş taraftarı olduğu bilinen Bahçeli, 2-0 sonuçlanan Galatasaray-Beşiktaş derbisiyle ilgili soruyu yanıtlarken mağlubiyetin kendilerini incittiğini belirtti. Galatasaray’ın kadrosu için "Birleşmiş Milletler (BM) takımı" ifadesini kullanan Bahçeli, "Siyaseten bir laf söylemem gerekirse 5, BM’den büyüktür. Yani Başakşehir, Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Beşiktaş, BM'den büyüktür" esprisini yaptı.

"BEKA SORUNU DEVAM EDİYOR"

Türkiye’nin beka sorununun devam ettiğini dile getirirken, Cumhur İttifakı’nın oyunun yüzde 50’inin altına düşme ihtimalini de değerlendiren Bahçeli, bu durumun istismar edileceğini kaydederek, "Allah muhafaza öyle bir sonuç alındığı takdirde çok kişi gece gündüz tekrar edecektir. Biz de böyle bir doğuma müsaade etmemek için 52’nin yukarısını düşünmemiz gerekiyor. Yoksa istismarı çok olur. Fransa’sı karışıyor, Almanya’sı, İngiltere’si, ABD’si karışıyor" dedi.

"TÜSİAD'IN SÖYLEMİNİ DOĞRU BULMUYORUM"

TÜSİAD’ın ekonomik göstergeler ile ilgili açıklamasını 'tahrik edici' bulduğunu söyleyen MHP Lideri, "Türkiye’nin önemli siyasi krizler yaşadığı ortamda bekleyip bekleyip siyasi krizi tahrik edici konuşmayı TÜSİAD alışkanlık haline getirmiştir. Başkanları kim olursa olsun bu gelenek devam ediyor. TÜSİAD’ın söylemini doğru bulmuyorum. Seçim kararının alındığı gün ekonomiyi öne çıkartıp, döviz kuru üzerinde bir takım oynamalar yapmak yakışır bir şey değildir" diye konuştu.

"ERBAKAN’IN KEMİKLERİ SIZLAR"

Bahçeli, Saadet Partisi’nin İstanbul seçimi için diğer siyasi partiler ile kurduğu temaslar için ise, "Rahmetli Necmettin Erbakan’ın kemikleri sızlar. 30-40 sene mücadele edeceksin, yüzde 1 oy alacaksın, hem de en kritik dönemde. Şimdi aday çıkartsan ne olur çıkartmasan ne olur? Onun için onlara düşen, cami tartışması yaratmak, oradan başka sonuç elde etmek yerine dün terk ettikleri kardeşlerine destek vermek suretiyle sonuç almaktır" dedi.

DHA

En Çok Aranan Haberler