Bahçeli, partisi tarafından Sivas Mevlana Alanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. 'MHP ile tek başına iktidara' adını taşıyan mitingde konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, 31 Temmuz 2002 tarihinde olağanüstü toplanan TBMM'de erken seçim kararı alındığını hatırlatarak , 3 Kasım seçimlerinin geçmişteki seçimlerden daha önemli olduğunu belirtti.
Bahçeli, "Alınan erken seçim kararı ile Anayasa'da ifadesini bulan '5 yılda bir seçimler yapılır' anlayışı 1987'den bugüne kadar olduğu gibi yine geçirsiz kalmıştır. Özellikle 3 Kasım seçimlerinin büyük Türk milletine, bütün siyasi partilerimiz ve onların değerli adaylarına hayırlı uğurlu olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ederim. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılacak olan seçimler, geçmiş dönemlerde yapılan seçimlerden çok daha önem taşımaktadır. Çünkü böyle bir seçim dönemi Türkiye'nin iç ve dış siyasetinin çok yoğun olduğu bir döneme rast gelmektedir ve 3 Kasım seçimlerinden sonra iktidarın belirlenmesi aynı zamanda milletimizin kaderini de belirleyecektir" dedi.
Konuşmasında 3 Kasım seçimlerinde oy kullanacak seçmenlere 3 konu üzerinde uyarılarda bulunan Devlet Bahçeli, şunları söyledi:
"Söze başlarken 3 konu üzerine dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Birincisi çok zor şartlar altında kalmadığınız sürece sandık başına gitmeniz gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum. Seçimlere ne kadar katılım olursa, oluşacak olan TBMM ve Meclis'ten çıkacak olan siyasi iktidarların meşruiyeti üzerindeki tartışmalar son bulmuş olacaktır. Hangi partiden, hangi düşünceden olursak olalım milli görev olarak kabul ettiğimiz sandık başına gitmeyi asla ihmal etmeyelim.
İkinci olarak ilk defa oy verme hakkını kazanmış olan genç kardeşlerime sesleniyorum. İlk oy verme demokratik katılımın başlangıcıdır. Kendi hür iradenizle ülke yönetimini belirlemekte bir katkının olması demektir. Onun için bu seçimlerde yaklaşık 5 milyonu bulan gencimiz koşa koşa sandık başına gitmelidir.
Üçüncü olarak da bu seçimlerin huzur ve güven içerisinde geçmesinde, birbirimizi kırmadan, üzmeden üzerimize düşen demokratik görevimizi yerine getirmekte çok büyük yarar olacağı kanaatindeyim."
18 Nisan seçimlerinin tek başına bir siyasi partinin iktidar olmasına el vermediğini ifade eden Bahçeli, "Bu sebeple Meclis'te bulunan siyasi partiler arasında bir koalisyon hükümeti çıkması gerekiyordu. Cenab-ı Allah'ın yüce lütfu ile bu davaya gönül vermiş arkadaşların üstün gayretleri ile 99 seçimlerinde sağın birinci partisi, Türkiye genelinde az bir farkla 2. parti olmanın getirdiği sorumlulukla ülkemiz için en makbul gördüğümüz 57. Cumhuruyet Hükümeti'ni oluşturan koalisyonda yer aldık. 57. Hükümet, 3 farklı dünya görüşüne sahip olan partilerin bir araya getirdiği koalisyon hükümetidir. Bu ortaklık TBMM'de 351 milletvekilinin desteğine sahiptir. Dolayısıyla güçlü bir hükümet olmuştur" dedi.
Uzlaşma ve atılım hükümeti olarak tanımladığı hükümetin yılların çözümsüzlüğüne terk edilmiş olan sosyal ve ekonomik sorunları çözerek, huzur ve güven ortamında yaşanabilir bir ülke olarak Türkiye'yi hazırlamakla kendisini görevli addettiğini ileri süren Bahçeli, "Bu en uzun ömürlü koalisyon hükümeti olmuştur. 90'lı yıllardan itibaren ülke koalisyon hükümeti ile yönetilmekti. Bu dönem içerisinde 11 koalisyon hükümet kuruldu. Hepsi kısa oldu. Belki programlarında ülkemizin geleceği için çok güzel fikirler taşımakla beraber uygulamak için zaman bulamamıştır. Bu düşünce ile hareketle oluşan koalisyonun uzun ömürlü, kararlı çalışması gerekiyordu. MHP bu şuurla yerini almıştır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, MHP'nin ülkenin bir çok meselesine el atan uyum ve kararlılıkla çalışan siyasi kültüre yeni katkılar sağlayan bir anlayış sergilediğini belirterek "1999 yılında 28 Mayıs tarihinde hükümet ortağı olarak sorumluluğu aldığımızda ülkemiz geçici bir bütçe ile yönetilmekteydi. Ekonomik büyüme 6.1 idi. Kamu açıkları yıllardır arkadan geliyordu. İç ve dış borçlar her yıl katlanıyordu. 20 yılı aşkın bir süredir devam eden enflasyon hala çift rakamlı devam ediyordu. Üretim eksikliği var, dış ödemeler dengesi bozuk, gelir dağılımı adaletsizliği yıllardır sürüyordu. 99 seçimlerinden sonra ilk defa 129 milletvekili ile TBMM'de temsil edilen ve Türkiye Cumhuriyeti'nin büyümesinde görev alan MHP, 99'lara gelen Türkiye'de hiç bir yönetiminde görev almadığı için birikmiş, çözümsüzlüklerden getirilmiş sosyal ekonomik meselelerde hiç bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu yanlış gidiş ve politikaların hiç bir yerinde bulunmamaktadır" diye konuştu.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ancak altını çizmek istediğim konu, 99'lara gelen Türkiye'nin bu sosyal ekonomik meselelerin MHP'nin iktidar sorumluluğu taşıdığı dönemde önüne gelmesi, belirtmiş olduğum meselelerde 'hiç bir katkım yok, yanlış politikanın içerisinde değilim diyemez' hiç bir zaman böyle iktidar olmayı kendine yakıştırana yakıştırmamıştır. Bu meselelerin çözmek için iktidara gelişi Cenab-ı Allah'ın bir lütfu ve MHP'yi yüklediği görev olarak anlamışızdır. İktidardayken bunlardan bizim hiç bir günahımız yoktur diye kaçamak, kolaycı, vurdumduymaz bir anlayış MHP'nin anlayışı olamaz. Onun için iktidar döneminde sorumluluğu üstlendiğimiz dönemde Türkiyemizin bu gerçeğini görerek 57. Cumhuriyet Hükümeti'nde görev yapmayı ve başarılı hizmetler sunmayı MHP olarak tercih ettik. Zorlaştırıcı olacağımız yerde kolaylaştırıcı olduk. Uyumu tercih ettik. Çünkü böyle bir sorumlulukla milletimize hizmet etmeyi Cenabı Allah bize nasip etti. Öyleyse bu görevimizi yerine getirmeliyiz. Yaptığımız şeyde bu oldu."
Konuşmasında yaşanan ekonomik krizlerin hükümet ortaklığına devam etmekle düzeldiğini öne süren Devlet Bahçeli, "Şimdi 57. Hükümet'in iktidar oluşundan yaklaşık 2 ay sonra çağın felaketi olan 2 büyük depremle karşı karşıya kaldık. Ekonominin düzelmesi için tüm tedbirler alınmış, ancak 2000 yılının Kasım ayında birinci ekonomik krizle, 21 Şubat 2001'de ikinci ekonomik krizle karşı karşıya kalındı. Bu iki büyük kriz geçmiş dönemlerde yaşanan krizlerden çok daha ağır oldu. Fakat hükümet olarak bu krizleri aşmak için kararlılığı ve uyumu göstererek, 57. Cumhuriyet Hükümeti olarak görevimize devam etmeyi tercih ettik. Bu krizlerle ülke yönetimini yeni belirsizliklere sürüklemek doğru olmazdı. Yaşanan ekonomik krizlerin bu kadar ağır şartlardan geçtiği ortamda bir de siyasi kriz yaratamazdık. Bir hükümet bunalımına ülkeyi sokamazdık ve yüklendiğimiz sorumluluk ve cesaretle krizleri aşmak için ne gerekiyorsa onu yapmalıydık" dedi.
"Siyasi hayatımızın yakınen takip edildiğinde bunun ne anlama geldiğini daha iyi göreceksiniz" diyen MHP Genel Başkanı Bahçeli, "1946 yılındaki yaşanan önemli krizden sonra 27 yıl hükümeti yöneten siyasi iktidar değişikliğe uğradı. 58'deki krizde ara rejim ortaya çıktı. 70 yılında bir kriz daha yaşandı, olağanüstü hükümetler dönemi ülkede görülmeye başladı. 79-80'de bir kriz yaşanmıştır sonuç itibari ile 12 Eylül ara rejimi ile ülkemiz karşı karşıya kalmıştır. İlk defa ülkede bu söylediğim krizlerden çok daha ağır olmasına rağmen, ne ülkede siyasi yönden bir kaos ortaya çıkmış, ne de bir ara rejim dönemi yaşanmıştır. Demek ki, kriz dönemlerinde de siyaset devam ederek krizi aşabilmesiyle güzel bir olayı ortaya koymuştur. Bu çok önemlidir. Siyasi hayatımızda tarihimize düşüreceğimiz bir kayıttır bu. Bunu dikkate almak durumundayız" şeklinde konuştu.
Bahçeli, şunları söyledi:
"Ekonomik tedbirler çok ciddi acımasız tedbirlerdir. Eğer böyle olmaz ise krizi aşmak mümkün değil. Geçmiş dönemlerdeki gibi bir çok sebepleri bazı talepleri, 'Karşılayacağım' diyerek krizi aşacağımız yerde ileride çok daha derinleşecek ve kalıcı şekle dönüştürmemek için hangi kesim, hangi rahatsızlığı bulmuş olmasına rağmen sabır ve soğukkanlılıkla onların sosyal tepkilerini de kucaklayarak ekonomik politikada taviz vermeden devam etmek mecburiyetindeydik. Ama bu yetmiyordu, yıllardır bütün siyasi partilerin gündeme getirdiği ama bir türlü gerçekleştiremediği yapısal reformları ülke olarak gerçekleştirmek zorundaydık. Onun için Meclis gece gündüz çalışarak bu yapısal reformları gerçekleştirdi. Hala da yapılması gereken reformlar vardır. Bu yapısal reformlar bir daha bu ülkeden ekonomik kriz yaşamamak için yapılan reformlardır. Bankacılıkta, tarımda, sanayide olduğu gibi çok sayıda çok sayıda reformlar yapılmıştır. Bunlar geleceğimiz için önemli adımlardın ve başarılmıştır. Peki, 'Bu kadar güzel şeyler yapıldığını söylüyorsunuz da hala Türkiye'de ekonomik krizden etkilenen işçimiz, çiftçimiz var. Yoksulluk sınırının altına düşen insanlarımız var. Peki onların durumu ne olacak' diyeceksiniz. Evet aziz Sivaslılar hep eksik kaldığımız yer burası olmuştur. Bu yapısal reformların uygulamaya geçmesi ile genel ekonomi seviyesi iyileşmiş, enflasyon aşağıya doğru çekiliyor, ihracat artıyor, turizm gelirlerinde artış var, ülkemizde üretim seviyesi yükseliyor, ekonomide bir canlanma kendisini gösteriyor. Yalnız bu ekonomik düzelme dar gelirliye yansımamış görülüyor. Ama ileride ister seçim sonrası, daha ileriki dönemde kim iktidar olursa olsun, bu alınan tedbir ve reformlarla milletimizin göreceğine şahit olacaklar."
Bu sırada TÜDAMSAŞ'ta çalışan mevsimlik işçiler, 'Geçici işçiler kadro bekliyor' şeklinde slogan atarak Bahçeli'yi protesto etti.
Bahçeli ise işçilere yönelik olarak yaptığı konuşmasında, "Çok haklısınız işçi kardeşim. Kadro hakkınızdır ama ne de olsa bir iş bulmuşunuz. Biraz da iş bulamayan kardeşlerinizi düşünerek bu taleplerde bulunun. Ama sizin TÜMESAŞ'ta olduğu gibi diğer işçilerinde kadroya geçmesi lazım. Biri kadro alır, diğeri almaz ise adalet olmaz. Ya hepsi olacak, ya hiçbiri olmayacak. Onun için afişlerinizi okuyorum, sloganlarınızı duyuyorum. 4 Kasım'dan sonra oluşacak olan iktidarlardan biri, Allah'ın izniyle MHP olacak, o günden sonra bu sorunlarınız çözülecek" dedi.
Konuşmasında MHP'nin yeni programlarını da açıklayan Bahçeli, "57. Hükümet zamanında başlatılan ve devamı için gerekli gördüğümüz yapısal reformların bundan sonra da sürdürülmesinde yarar var. MHP olarak 40 aya yakın iktidar olarak Türkiye'de neyin ne olduğunu, kimin ne yaptığını, neyin nerede engellendiğini biliyoruz. Bu birikim ve tecrübe ile 3 Kasım seçimlerine hazırlanıyoruz. 4 Kasım'dan itibaren Cenabı Allah lütfedip, siz değerli dava arkadaşlarımızın gayretleri ile Türkiye'de birinci parti konumuna geldiğimizde yapacağımız çok şey var" dedi.
99 seçimlerinde milletin huzuruna 2 proje ile çıktıklarını hatırlatan MHP Lideri Bahçeli, "Yoksulluk ve yolsuzluk ile çıktık. Bu gün bütün siyasi partiler 4 yıl sonra yolsuzluğu kendi programına alarak vatandaşın huzuruna geliyor. Halbuki biz bunu 18 Nisan seçimlerinde söylemiş, 57. Hükümet programı içerisinde dahil etmiş ve bunlarla mücadeleyi başlatmış ve sürdürmüştür. Buradan 57. Hükümet olarak ortada kararlı olarak MHP'nin olduğunu unutmamak gerek. Eğer bugün bankalar üzerinde haksız kazanç sağlayıp vurgunlar yaratanlar birer birer bağımsız yargının önüne çıkmışsa, çok sayıda operasyonlar, rüşvet ve yolsuzluğa adı karışanlar yargının önüne çıkmışsa 57. Hükümet'in başarısıdır" diye konuştu.
"Geçmiş dönemlerde çok parti iktidar olmuştur ama 69 operasyon hiçbir iktidar döneminde olmamıştır" diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yoksullukla mücadele aynı zamanda bir enflasyonla mücadeledir. Bu iktidar döneminde enflasyonla mücadelede kararlı olunmuştur. 14 yıl sonra enflasyon yüzde 30'lara indirilmiştir. Şimdi bir ara yükselmesine rağmen enflasyon aşağı çekilmektedir. Ama bütün bunlar yetmiyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu iç ve dış şartlar göz önünde alındığında daha güçlü kendi programını uygulayabilen tek başına iktidar olmayı ihtiyaç duyan bir MHP olarak tek başına iktidarı zorlayacaktır. Eğer bunu başarabildiğimiz takdirde 4 yılı kapsayan bir ekonomi toparlanma ve dönüşüm programı uygulayacağız. Bunun yanında toplumsal dönüşüm ve devlet reformunu gündeme getireceğiz. Zaman zaman televizyonlarda çok işler başaracağız, gibi sözler söyleyip 34 bakanla ülke mi yönetir diyenlere bakanlar kurulunda şunu söyledim. MHP olarak devlet reformu bize göre hazırdır. Diğer koalisyon ortaklarımızda kendi hazırlıklarını bakanlar kurulana getirsin, bakanlar kurulu sayısı ne olacak tartışalım dedik. O günden sonra sesini kestiler. Niye devam etmediler? Çünkü hesaplarına gelmiyordu. MHP olarak önümüzdeki dönemde köklü bir toplumsal dönüşüm ve devlet reformunu gerçekleştireceğiz. Başbakan dahil 21 bakanla ülkeyi yönetmeye gayret göstereceğiz. Ayrıca toplumsal ahlak ve ülke yönetiminde gerçekleştirecek olan bir projeyi de gündeme getirmek üzere, bir yandan ekonomik toparlanma, bir yandan köklü devlet reformu, bir yandan da sosyal ahlakı öne alan yolsuzluk ve yoksullukla mücadeleyle beraber 5 proje ile milletin önüne çıkarak güçlü bir şekilde mutlu bir millet olarak dünya devletleri arasında layık olduğumuz yeri almaya özen göstereceğiz."
MHP'nin Avrupa Birliği karşıtı olmadığını da iddia eden Bahçeli, "Avrupa Birliği Türkiye ilişkileri ilk defa 57. Hükümet zamanında gelişti. Katılım Ortaklığı Belgesi, Helsinki Zirvesi, Ulusal Program'ın hazırlanması, siyasi ve ekonomik kriterlerin yerine getirilmesinden MHP'nin içinde bulunduğu koalisyon hükümeti büyük ölçüde işlem yaparak başarmıştır. Şimdi koalisyon hükümetinde bunları yapacaksın, sonra da MHP'yi Avrupa Birliği karşıtı olarak yapılanları iç siyasette temsil edeceksin. Bu ayıptır, kimseye yakışmıyor. Ama bunların dersini sandıkta veririz. Avrupa Birliği'ne tam üyelik için bu katkıyı sağlarken sen MHP'yi Avrupa Birliği karşıtı olarak gösterecek, sonra da MHP'siz hükümet isteyeceksin, Brüksel Sevdalıları ile hükümet kurmayı yeğleyeceksin, Türkiye Sevdalıların hükümetini kısıtlayacaksın. Bunu başaramazsınız" diye konuştu.
"Bundan böyle MHP'siz TBMM, MHP'siz siyasi iktidar olmaz" iddiasında da bulunan Bahçeli, "Onun için 18 Nisan seçimlerinde alınan sonuçlara şükran borçluyuz. MHP'yi bir yerlere getirmiştir. Ama 129 milletvekilliği yetmiyor. Hümüket'te 12 bakanlık yetmiyor. Kendi programımızı kendi başımıza bir bozkurt gibi uygulayabilmek için daha çoğuna ihtiyacımız var. Bu seçimde bunu gerçekleştirmek istiyoruz. Bu seçimde tek başına iktidara yürüyoruz. Yürüyüşümüz kutlu olsun. Sivaslılardan Ankara'ya çok sayıda milletvekili istiyorum, Ankara'da buluşmak üzere" diyerek konuşmasını tamamladı. Miting sonrasında Bahçeli karayolu ile Tokat'a gitti.
Kaynak: İHA