HABER

Devlet Bahçeli: 'Twitter kuşunun kanadını kıranlar...'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, twitter hesabından gündeme dair açıklamalar yaptı.

Bahçeli, gündemdeki internet düzenlemesine ilişkin attığı tweet ile, yasayı eleştirdi. MHP lideri, "amaca ulaşmak için her yolu meşru görenlerin, şartlara göre karakter nakli yapanların insani vasıflar açısından fukara olduğu bir gerçektir" diyerek "Kanunlarla açık kapatanların, güç ve yetkiye dayanarak yalana ve yanlışa terzilik yapanların mahşeri vicdanda meşru görülmesi mümkün müdür?" sorusunu yöneltti.

MHP liderinin açıklaması şöyle; "Dürüstlük; hayatta sahip olacağımız en önemli erdemlerden, en mühim soylu özelliklerden birisidir. Ahlak; beden mülkümüzün manevi zırhı, ruh binamızın kandili, gönül dünyamızın kılavuz kaptanıdır. Akıl; korkunun panzehri, şüphenin ilacı, bilinmezliğin anahtarı, önyargıların kazanıdır. Şahsiyetli olmak, olaylar karşısında değişken tavır ve irade göstermemek tutarlılığın alametidir. Doğru olmak, doğru işler yapmak, doğru durmak, haktan ve hakikatten yana taraf olmak nimettir, lütuftur, güzellik doruğundaki nurdur. Tarihin akışına gönül penceresinden baktığımız, kalp gözüyle nazar ettiğimiz, vicdan merceğinden müdahale ettiğimiz sürece sorun yoktur. Amaca ulaşmak için her yolu meşru görenlerin, şartlara göre karakter nakli yapanların insani vasıflar açısından fukara olduğu bir gerçektir. Peki, amaç için her yolu meşru görenler, amacın meşru olup olmadığını zahmet edip sorgulamışlar mıdır? İnternete deli gömleği giydirenler, twitter kuşunun kanadını kıranlar, ifade özgürlüğünü yontanlar yasaları kullansalar da meşru mudurlar? Kanunlarla açık kapatanların, güç ve yetkiye dayanarak yalana ve yanlışa terzilik yapanların mahşeri vicdanda meşru görülmesi mümkün müdür? Ayna ile terazi birisi incinecek yahut utanacak diye doğrudan şaşar, doğruya ilgisiz kalır mı? Defteri soldan yazılanlar, Levh-i Mahfuz’a isimleri kapkara geçenler herhalde bu sorular üzerine kafa yoruyordur. Zulümle abat olunamayacağı gibi yalanla hüküm sürülemez, çirkeflikle var olunamaz, çirkinlikle ayakta durulamaz. Kanundan kaçmanın sonu olmadığı gibi, adaleti bastırmakla ve gölgelemekle de adam olunamaz, bundan hayır görülemez. Düzgün yontulmayan odundan, zamanında ekilmeyen tohumdan, vaktinde açmayan tomurcuktan hiçbir fayda gelmemiş, gelmeyecektir. Ve maya tutmuş hamurun, kök salmış fidanın, başarıyı hak etmiş bir fikrin önünde hiçbir şey tutunamaz. İhanet ve yalan hakimiyet kurup zamana oynasa da makus sonları her zaman bellidir ve o da kaybetmektir."

BAHÇELİ: BAŞBAKAN ERDOĞAN, YOLSUZLUK YANGININDAN KAÇARKEN REZALETİN İÇİNE GÖMÜLMÜŞTÜR

MHP lideri Devlet Bahçeli, MİT kanunyla ilgili yaptığı açıklamada; "Başbakan Erdoğan rüşvet ve yolsuzluk yangınından kaçarken teröristlerin, kanlı katillerin gönlünü etmiş, daha fazla pisliğin, rezaletin içine gömülmüştür" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Yapılması Planlanan Bazı Değişikliklerle' ilgili basın açıklaması yaptı. Bahçeli, AK Parti'nin 17 Aralık operasyonu sonrasında telaşa sürüklendiğini savunarak, operasyonun "Başbakan Erdoğan’a ve ailesine kadar dayanan yolsuzluk suçlamaları hükümetin çeteleşmeye, mafyalaşmaya ve organize suç teşekküllerini aratmayacak bir kanunsuzluğa saptığını en açık şekilde ispatladığını" iddia etti.

Türkiye şu an itibariyle 'tiranlık rejimi'nin ayak sesleriyle tehdit edildiğini öne süren Bahçeli; "Yok Kanun, Yap Kanun' mantığıyla hareket eden iktidar partisi ipin ucunu kaçırmış, milli egemenliği siyasi kapkaçın kalkanı olarak kullanmıştır. 'Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda' bazı değişiklikler yapmak maksadıyla 19 Şubat 2014 günü TBMM’ne sunulan 15 maddelik kanun teklifi bunun en son örneği olmuştur. Başbakan Erdoğan MİT’i tam manasıyla arka bahçesi yapmak, siyasi çıkarları uğruna baştan ayağa kullanmak amacıyla harekete geçmiştir. 22 Şubat 2014 günü TBMM İçişleri Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak olan söz konusu kanun teklifi her anlamda sorunlu, her açıdan tehlikelidir. Başbakan Erdoğan MİT’i alet ederek işlediği suçları, bizzat ve kasten neden olduğu ihanetleri hukuk zemininde güvenceye almak için düğmeye basmıştır. Oslo’dan İmralı’ya, sınırlarımızdaki terör gruplarına yardımdan milli hedeflerimizin aleyhine olan dış politika tercihlerine kadar tüm yasa dışı, ahlak dışı, meşruiyet dışı ilişkilere kılıf bulmak için MİT Kanununu fırsat görmüştür. Başbakan Erdoğan demokratik tepkileri, masum hak arayışlarını, özel hayatın dokunulmazlığını maşası olarak kullanacağı MİT vasıtasıyla bastırmaya alenen karar vermiştir. Şayet söz konusu kanun teklifi TBMM’de kabul edilirse, İmralı canisiyle sürdürülen ihanet müzakereleri de emniyete ve korumaya alınacaktır. MİT mensuplarına, görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlerle görüşme, terör örgütleri dahil olmak üzere milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilme imkanı tanınmaktadır.Bunun yanında MİT’in; yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş ile tüm örgüt, oluşum ve kişilerle doğrudan ilişki kurabileceği, uygun koordinasyon yöntemlerini icra edebileceği verilen kanun teklifinde yer bulmaktadır. Bunlar açık ve net olarak PKK’yı ve terörle pazarlık yapanları yasal teminat altına alma teşebbüs ve amacından başka bir şey değildir. Başbakan Erdoğan, İmralı canisinin aylardır dayattığı ihanet görüşmelerini kanun çemberine alma teklifini benimsemiş ve onay vermiştir.

Artık teröristlerle Türkiye’yi bölme ve parçalama pazarlıkları yasa metinlerine bile girecektir. Ve melanet rutine bağlanmıştır. Bu durum Türk milletine, Türk vatanına, şehitlerimize, gazilerimize, muhterem ailelerine, milli ve manevi bütün değerlere karşı affı mümkün olmayan bir suç olarak tarihe geçecektir" diye konuştu. "

BAŞBAKAN ERDOĞAN NE YAPARSA YAPSIN GÜNAHLARINI GİZLEYEMEYECEK"

MHP lideri açıklamasını şöyle sürdürdü; "Başbakan Erdoğan rüşvet ve yolsuzluk yangınından kaçarken teröristlerin, kanlı katillerin gönlünü etmiş, daha fazla pisliğin,rezaletin içine gömülmüştür. MİT mensuplarının görevleriyle ilgili konularda hukuki ve cezai sorumluluktan muaf hale getirilmeleri ise Başbakan ve hükümetinin kanun tanımazlığına bir başka delil olması bakımından kayda değerdir. Ayrıca Başbakan kendisine bağlı istihbarat teşkilatıyla ülke içinde ve ülke dışında operasyonel faaliyette bulunmanın hevesindedir. Bundan sonra örtülü operasyonların kapağı tekrar açılabilecektir. Başbakan Erdoğan MİT aracılığıyla herkesi sindirmeye, takip etmeye, dinlemeye, gözetlemeye, haklarında ise bilgi ve belge toplamaya hız verecektir. Hiç şüphesiz ki, Başbakan’ın demokrasi, özgürlük, adalet, kişisel hak ve güvencelerle mesafesi kapanamayacak kadar açılmıştır. TBMM’nin gündeminde olan “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunundaö yapılması düşünülen değişikliklere vicdanına, vatan, millet ve insan sevgisine itimat ettiğim değerli milletvekilleri gerekli tepkiyi mutlaka koymalıdır.

Türkiye’nin Saddam yönetimine, Esad idaresine, Baasçı vahşete sahne olmaması amacıyla milli iradeyi temsil eden muhterem milletvekilleri lazım gelen hassasiyet ve duyarlılığı göstermelidir. Ülkemizin yeni bir “Soğuk Savaş" şartlarına döndürülmesinin; demokrasiyi katletmek, hukuku linç etmek, insan hak ve özgürlüklerini çiğnemek olacağını hiç kimse hatırından çıkarmamalıdır. Başbakan Erdoğan ne yaparsa yapsın günahlarını gizleyemeyecek, yolsuzluğunu, arşa varan suçlarını örtemeyecektir. Tavsiyemiz odur ki, MİT’te görev alan ve alacak kişilerin güvenirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinesi uygulamasını getirme hazırlığında olan Başbakan, cesareti varsa, kendine güveniyorsa, o makineye millet huzurunda ilk önce kendisi oturmalıdır."

En Çok Aranan Haberler