MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 11’inci dönem eğitim faaliyetlerinin tamamlanması dolayısıyla düzenlenen sertifika törenine katıldı. Ankara’da gerçekleştirilen törende konuşan Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın 16 Türk devletinin askerlerini giysileriyle temsil eden uygulamayı hatırlatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirerek, "16 devletin yıkılması demek, her şeyi bittiği anlamına gelmemiştir.'' dedi. Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı, bugün gururla ve siyasi sinsilikle nemalanmaya çalıştığı Türk devletlerini idare-i maslahatçılıkla yaftalamıştı. Peki 'Türklükle karşıma gelmeyin' diyen bir garabet ve gaflet ehli, lekelediği, hakir gördüğü, basite aldığı 16 Türk devletinin mirasına hangi yüzle saklanır? Sorusuyla AK Parti hükümetine tepkisini belli etti.
Açıklamalarında Ak Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu’nun sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaları eleştiren Devlet Bahçeli, "Osmanlı İmparatorluğu’nun 90 yıllık reklam arası sona ermiş. AKP’li bir milletvekili böyle söylüyor. Biz 624 yıl film çevrildiğini yeni öğrendik. Demek ki, Türk milleti, 1919 Samsun’undan 1922 İzmir’ine kadar koltukta oturmuş, patlamış mısır yemiş, reklam arası için zaman geçirmiştir. Demek ki, 1923’de reklam başlamış, beyaz perdenin ışıkları sönmüştür. Bu zeka ve vicdan özürlü lafların tutar hiçbir yanı, hiçbir tarafı yoktur. Eğer Cumhuriyet tarihi bir reklam arası ise bu ucube lafı söyleyen kendisinin de nerede, hangi rüşvet ve ihaneti yıkama işinde rol aldığını sanıyorum açıklayacaktır. Reklamda milletvekili olanın, film başladığında ne olacağı kendi meselesidir" dedi.
"TÜRKÇE İLE BAL GİBİ, BUZ GİBİ FELSEFE YAPILIR"
Konuşmasında Türkçe ile felsefe yapılacağını ifade eden Bahçeli, "Farabi’yi bilmeden, aydınlanma çağına öykünmek, sırf akıl diyerek insanı duygulardan ve vicdani hasletlerden soyutlamak geçmişi anlamamak demektir. Gazali’nin, 11.yüzyılda kaleme aldığı Filozofların Tutarsızlığı isimli anıtlaşmış eserine yaklaşık yüz yıl sonra Filozofların Tutarsızlığının Tutarsızlığı eseriyle cevap veren İbn Rüşd’ü bilmeden, bu iki dev ismin fikirsel rekabetini idrak etmeden felsefeyle ilgili polemik yapmak cahilliğin nursuz yüzüdür. İstismarı felsefe olan, inkarı fikir gören, fiiliyatı ise rüşvet ve yolsuzluk karanlığına sapan birisinin; Türkçe’ye çamur atması, Türkçe’yi alaya ve hafife alması en hafif deyimle taş devri kafasıdır. Diyorum ki, Türkçe’yle bal gibi, buz gibi felsefe yapılır ve bugüne kadar da yapılmıştır.Bir dil bir millettir. Türk milletinin dili de Türkçe’dir. Dil bir kimliktir. Bu da Türk kimliğidir. Türk kimliğini çözme ve çökertme ısrarında olanların müessir metotlar kullanması, tarih ve kültür değerlerimizi istismar etmesi basitlik ve çirkinliktir" dedi.
"CUMHURBAŞKANI BUGÜN GURURLA NEMALANMAYA ÇALIŞTIĞI TÜRK DEVLETLERİNİ İDARE-İ MASLAHATÇILIKLA YAFTALAMIŞTI''
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın 16 Türk devletinin askerlerini giysileriyle temsil eden uygulamayı hatırlatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Bahçeli, "16 devletin yıkılması demek, her şeyi bittiği anlamına gelmemiştir. Geçmişteki kayıplarımızın elbette çok farklı nedenleri vardır. Ne var ki, kutlu ecdadımızın mirasını bölücülük değirmeninde öğütüp de, kıyafet gösterisine çıkmak, dombıra çalıp da Kandil’in dümbeği haline gelmek en azından tarihi hakikatlere yüz çevirmektir.
Hatırlarsanız, 20-21-22 Kasım 2013 tarihlerinde 3.Sanayi Şurası toplanmıştı. Bu şurada dönemin Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yapmıştı. Erdoğan, bu konuşmasında, tarih içinde 16 devlet kurmuş olmakla zaman zaman övündüğümüzü, ancak bir başka açıdan bakıldığında bu ifadenin 15 devletin de yıkılması anlamı taşıdığını iddia etmişti. Ben de, bu konuşmadaki fahiş hataları 23 Kasım 2013 tarihinde Antalya’da düzenlediğimiz 2.Akademisyenler Toplantısında eleştirmiştim.Erdoğan’ın, örtülemez, geçiştirilemez ve kapatılamaz cehaletinin bir kez daha kurbanı olduğunu vurgulamıştım.
Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldızın tarihteki 16 büyük Türk devletini simgelediğine değinmiştim. Biz millet olarak gerçekte 17 devlet kurup, 16 devletin yıkılışını yaşadık. Erdoğan ise bu basit gerçeği çarpıtmış ve zannederim mahcup olmuştur. Cumhurbaşkanı, bugün gururla ve siyasi sinsilikle nemalanmaya çalıştığı Türk devletlerini idare-i maslahatçılıkla yaftalamıştı. Peki 'Türklükle karşıma gelmeyin' diyen bir garabet ve gaflet ehli, lekelediği, hakir gördüğü, basite aldığı 16 Türk devletinin mirasına hangi yüzle saklanır? 2013’de idare-i maslahatçı olarak mimlenen 16 Türk devleti, şimdi nasıl olmuştur da yere göğe sığdırılamamaktadır? Değişen nedir, neler olmuştur? Şayet Erdoğan, geçmiş günahlarına kefaret olsun diyen böyle bir teşebbüste bulunmuş ve içten yanmalı motorlar gibi pişmanlığı yüreğini ha bire yakıyorsa söyleyeceğimiz bir şey yoktur. Ancak, Türk tarihine bakınca kıyafet gören, kaçak ve karanlık sarayda istismar podyumu kuran Erdoğan’ın inandırıcılığı kalmadığı için, yaptığı veya yapacağı hiçbir girişimin de samimiyeti olmayacaktır. Dağı eşkıya kaynayan, beylik taslayanların düzen bozan olduğu bir ülkede, 17. Türk devletini yıkmak için kolları sıvayanlara Türk milleti artık prim ve kredi vermeyecektir" şeklinde konuştu.
"ZEKA VE VİCDAN ÖZÜRLÜ LAFLARIN TUTAR HİÇBİR TARAFI YOKTUR"
Ak Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu’nun sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaları eleştiren Bahçeli, "Şu hezeyan diline bakınız ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun 90 yıllık reklam arası sona ermiş. AKP’li bir milletvekili böyle söylüyor. Biz 624 yıl film çevrildiğini yeni öğrendik. Demek ki, Türk milleti, 1919 Samsun’undan 1922 İzmir’ine kadar koltukta oturmuş, patlamış mısır yemiş, reklam arası için zaman geçirmiştir. Demek ki, 1923’de reklam başlamış, beyaz perdenin ışıkları sönmüştür. Bu zeka ve vicdan özürlü lafların tutar hiçbir yanı, hiçbir tarafı yoktur. Eğer Cumhuriyet tarihi bir reklam arası ise bu ucube lafı söyleyen kendisinin de nerede, hangi rüşvet ve ihaneti yıkama işinde rol aldığını sanıyorum açıklayacaktır. Reklamda milletvekili olanın, film başladığında ne olacağı kendi meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’ndan keskin bir kopuş değildir. Tarih şuuru olmayanlar bunu idrak edemeyecektir. 29 Ekim 1923, mazisi binlerce yılı bulan Türk milletinin süreklilik içinde muhafaza ettiği iradesi olup, 1299 Söğüt felsefesine yapılan güçlü bir aşı, muhteşem bir ekleme ve geçmişi tamamlayan kader noktasıdır. Bunu bilmeyen ya provokatör, ya yabancı hayranı, ya tarih hasmı ya da kör bir cahildir" açıklamasında bulundu.