YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

'Devlet Denetleme Kurumu'nun 'Sivas' Olaylarını Araştırması Faydalı'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Sivas Olayları'nın araştırılması için Devlet Denetleme Kurumu'nu (DDK)...

'Devlet Denetleme Kurumu'nun 'Sivas' Olaylarını Araştırması Faydalı'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Sivas Olayları'nın araştırılması için Devlet Denetleme Kurumu'nu (DDK) harekete geçirmesine destek vererek, "DDK'nın merhum Cumhurbaşkanı Özal'ın ölümüyle ilgili raporu neticesinde fethi kabir girişiminde bulunuldu. Yeniden inceleme yapıldı ve adli tıp raporu çerçevesinde bu şüphelerin haklılığı yönünde bulgular ortaya çıktı. Bu noktada da rahmetli Özal ile ilgili başlatılan inceleme faydalı oldu. Umarım ki Sivas olaylarına ilişkin inceleme de faydalı olur. Bu olayın üzerindeki sis perdelerini kalmamasına gerçeğin tartışmasız şekilde ortaya çıkmasına, yardımcı olur." dedi.

Bir dizi inceleme yapmak üzere Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesine gelen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ önce Bahariye köyündeki yeni açılan jeotermal enerji kuyusunda incelemelerde bulundu. Daha sonra Boğazlıyan Kaymakamlığı'nı ziyaret eden Bozdağ, burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bozdağ, Boğazlıyan Kaymakamı Ömer Faruk Çelik'i ziyaretinde Yozgat ve ülke gündemine ilişkin değerlendirme bulundu.

'SİVAS OLAYLARININ DDK TARAFINDAN YENİDEN İNCELENMESİ SİS PERDESİNİ ARALAYACAKTIR'

Cumhurbaşkanının talimatıyla Devlet Denetleme Kurumu (DDK) tarafından Sivas olaylarının yeniden incelenmesi ve soruşturma yapılmasının bu konudaki sis perdesini aralayacağını söyleyen Bozdağ, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Devlet Denetleme Kurumu'na Sivas olayları üzerinde yeniden bir izleme ve soruşturma yapmak üzere görevlendirmesini önemli buluyorum. Umarım ki Bu komisyon başarılı bir çalışma yürütür. Sivas olayları üzerinde bulunan sis perdesi aralanmış olur. Zira Sivas olaylarından mahkum olan insanlar konuştukları zaman suçsuz olduklarını söylüyorlar. Olay yerinde olmayan o gün orada bulunmayanların oradaymış, olayın failiymiş gibi tenzih edildiklerini söylüyorlar. Orada mahkumlar var, onların yakınları var, öte yandan da Sivas olaylarının mağdurlarının yakınları, gerçek faillerin cezalandırılmadığı bulunmadığına ilişkin onlarında şikayetleri var. Hem müdahillerin hem de yargılanan kişilerin şikayetleri var. Belli ki bu konuda detaylı bir adli soruşturmanın yeterince yapılmadığı gözüküyor. Bu çok açık o nedenle bu konunu Devlet Denetleme Kurumu tarafından ele alınması, yeni deliller ortaya çıkmasıyla adli süreçler bu deliller çerçevesinde bu deliller çerçevesinde yeniden harekete geçme imkanı bulacaktır." ifadelerini kullandı.

‘ÖZAL’IN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ BİR SUÇ KASIT VARSA SUÇLULAR CEZALANDIRILMALIDIR’

Eski Cumhurbaşkanı merhum Turgut özal'ın ölümüyle alakalı herkesin kafasında sorular olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Bu sorulara ilişkin adımlar bir türlü atılmamıştı. Sayın Cumhurbaşkanımızın Devlet Denetleme Kurumu'nu harekete geçirmesi sonucu ortaya çıkan rapor, şüpheleri daha da kuvvetlendirmiş. Savcılık soruşturma başlattı ve fethi kabir yapıldı. Merhum Özal’ın naaşına ulaşıldı. Yeniden inceleme yapıldı ve adli tıp raporu çerçevesinde bu şüphelerin haklılığı yönünde bulgular ortaya çıktığına dair kamuoyunda bilgiler var. Bütün bunları değerlendirdiğinizde bir yanlışlık varsa, bir suç ve kasıt varsa bunları işleyenler kimse onlar cezalandırılsın, onların üzerine gidilsin, hak ettiği ceza neyse yargı onu versin istiyor. Bu noktada da rahmetli Özal ile ilgili başlatılan inceleme faydalı olmuştur. Umarım ki Sivas olaylarına ilişkin inceleme de faydalı olur. Bu olayın üzerindeki sis perdelerini kalmamasına gerçeğin tartışmasız şekilde ortaya çıkmasına, yardımcı olur." şeklinde konuştu.

‘TERÖRSİTLE KUCAKLAŞAN MİLLETVEKİLİ FOTOĞRAFI OLMASI SUÇÜSTÜ BİR DURUMDUR’

BDP’li milletvekillerinin teröristlerle kucaklaşmasından dolayı gündeme gelen dokunulmazlık konusuna da değinen Bozdağ şöyle devam etti: “Bu konuyla ilgili değerlendirmeler yapılıyor. Dokunulmazlıklarla ilgili konuyu iyi değerlendirmek lazım. Herkeste bunu söylüyor. Fakat bir şeyi gözden kaçırmamak lazım. Teröristlerle kucaklaşan milletvekilleri bu fotoğrafların olması suçüstü bir durumdur. Ortada böyle bir suçüstü durum varken böyle bir hal yokmuş gibi yokmuş gibi kimsenin davranmaması lazım. Davranamaz. Ortada milletin meclisinde görev yapan milletvekilleri var. Bu milletin birliğine bütünlüğüne kasteden, askerimizi polisimizi şehit eden teröristler ve ellerinde silah var. Ve bunlarla büyük bir muhabbetle kucaklaşan milletvekilleri var. Dünyanın hiçbir yerinde demokratik ülkelerin hiçbirinde bunu hiçbir demokrasi kaldırmaz. Hoş görmez, tasvip etmez, iyi oldu demez. Konuya buradan da bakmak lazım. Dokunulmazlık kaldırılırsa şöyle olur, böyle olur yaklaşımları elbette ortaya konabilir. Ama bunları BDP'ye dönük de söylemek lazım. Siz yanlış yapıyorsunuz. Terörle aranıza mesafe koymuyorsunuz. Teröristlerle böyle sarmaş dolaş çalışıyorsunuz. Bunlar size yakışmıyor. Bunlar suçtur. Milletin meclisinde olanların yapacağı işler değildir. Bu işlerden 'vazgeçin' diye onlara dönük de yapmak lazım. Öte yandan suç varsa bu suça ilişkin hukuka, yürütmeye ilişkin savcılar ve makamlar varsa bunlar görevini yaptığı zamanda siz görevini yapmayın, bunların üzerine gitmeyin bunların üzerine örtün demekte fevkalade yanlıştır. Bu süreç tamamen TBMM'nin takdirindeki bir süreçtir. Anayasa ve Adalet Komisyonu'ndan oluşan karma komisyon bunu gündemine alıp değerlendirir ve dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde karar alır ve alınan kararın TBMM genel kurulu onarsa o zaman dokunulmazlıklar kalkacaktır. Şu an da komisyon gündemine almış değil ve bu yönde bir adım atmış değil. Türkiye kamuoyunda tartışılan bir konudur. Dokunulmazlıkların kaldırılması yanlış bilgilerden de yapmamak lazım. Dokunulmazlıkların kaldırılması milletvekilliklerin sona ermesi anlamına da gelmez. Dokunulmazlığın kaldırılması sadece soruşturma konusu olan suçlara ilişkin, milletvekilinin soruşturması ve yargılanması önündeki engelin kaldırılması anlamına gelir.Milletvekili sıfatını sonlandırılması anlamına gelmez. Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili, milletvekilliği devam ettirir. Milletvekilliğine ilişkin bütün yetkilerini ve haklarını kullanabilir. Milletvekilliği düşecek şeyle sonuçlar ortaya çıkacak diye de yaklaşımlarda doğru yaklaşımlar değildir. Dokunulmazlık kalkarsa soruşturma olacaktır. Soruşturma devam ederken 1994'deki olaylar tekrar eder şöyle, böyle olur yaklaşımları var. Tabi kimse Türkiye'de 1994 yaşanan hadiselerin yaşanmasını istemez, o fotoğraflar Türkiye’ye bir şey kazandırmadı aksine çok şeyler kaybettirdi. Umarım Türkiye’de dokunulmazlık kalksa dahi böyle fotoğrafların olmadığı bir Türkiye olur. Bu konuda da yargı görevini yapanlar tutuklamak zorunlu tedbir değil. Takdire bağlıdır. Türkiye'ye bölge fotoğraf yaşatmaları da doğru olmaz."

“Okullarda kıyafet serbestliğini herkes ideolojik duruşuna göre değerlendiriyor“diyen Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı: “Şimdi işin doğrusu ideolojilerimizin ölçüsüne göre vurursak herkesin ideolojisi farklı olduğu için buna herkes başka yerden bakar. Ama biz bu iş ideolojilere göre, siyasi anlayışlarımıza göre bakmak yerine işin esası ve doğrusu ne ise ona göre bakmamız lazım. İşin esası ve doğrusu bu yasakçı anlayışın sona erdirilmesidir. Öğrencilerin ve velilerin bu konuda seçme hakkının saygı duyulmasıdır ve bu alanda hürriyetin tam tesis edilmesidir. Bizim bu yaptığımız şey öğrencilerimizin velilerinin kıyafetleri seçme konusunda belli kurallara riayet etmek kaydıyla bir hürriyet sağlanmasıdır ve bu kurallarda eğitimin sağlıklı yürümesi için tedbirler yönetmeliğin içerisinde vardır. Buna uyulduğu taktirde veliler dilediği kıyafeti seçebileceklerdir. Öğrenciler hangi kıyafetle rahat ediyorlarsa onu giyebileceklerdir. Tek tip anlayış ortadan kalkacaktır. Yani baktığınız zaman üniformalı öğrenciler var, askeri okullarda üniformalı öğrenciler var, polis okullarında üniformalı öğrenciler var. Ama diğer devlet okulları ve özel okullara baktığımızda da orada da üniformalı öğrencilerimiz var. Artık sivilleşme zamanıdır. Üniformalı dönemlerin sona ermesi lazım. Hür oldukları ve istedikleri kıyafetler seçebildikleri, giyebildikleri farklılıkların rengarenk bir arada huzurlu ve mutlu bir biçimde olduğu bir yapıya doğru Türkiye gidecektir. Artık tek tipçiliğin savunucusu olan Kılıçdaroğlu ve arkadaşları buna alışmalıdır. Onlarda artık eminim sayın Kılıçdaroğlu torunları için daha güzel kıyafetler seçme imkanı bulacaktır. Onada hürriyet verdik."

Filistin ile ilgili Birleşmiş Milletler'in almış olduğu kararın önemli olduğunu belirten Bozdağ, ''Filistin'in Birleşmiş Milletler nezdinde gözlemci devlet statüsü verilmesi tarihi bir adımdır. Bu karar ile Filistin sorununda tarihi ve önemli bir kavşağın dönüldüğünü düşünüyorum. Tabi bu Filistin'in tam bağımsız bir devlet olması yolunda aşılmış önemli bir aşama. Umarız ki Filistin ve Gazze'de yaşanan sıkıntılar son bulur ve orası artık tüm dünyanın özlediği hür ve eşit devletler gibi, Birleşmiş Milletler'in eşit üyelerinden bir haline gelir. Bu büyük bir başarı ama Filistin davası için yeterli değil. Bu davanın başarıyla sonuçlanması için tam ve bağımsız bir Filistin'in gözlemci üye statüsü değil, tam üye statüsü almış bir Filistin'indir. Bu olursa, Orta Doğu'da yaşanan sorunların çözümünde de önemli bir kavşak aşılmış olur. Çünkü Filistin sorunu çözülmeden Orta Doğu'daki diğer anlaşmazlıkların kalıcı bir şekilde çözüme kavuşması zor. Anahtar Filistin'dir. Bu sorunun çözülmesinde büyük fayda var." dedi.

"İsrail devlet ve hükümetinin ortaya koydukları haksızlıklar, hukuksuzluklar karşında da Birleşmiş Milletler'in sadece kınamak ve bir takım kararları alıp o kararları uygulamaması halinde müeyyide uygulamayan yaklaşımından bundan sonra vazgeçer" diyen Bozdağ, "Yeniden saldırılar olduğunda yeni ihlaller olduğunda bir takım kararlar alıyor. Birleşmiş Milletler ve bu kararlar uygulanmadığı içinde bir anlam ifade etmiyor. Yüzden fazla karar var ama maalesef bu kararlar uygulanamadığı için sonuçları da beklendiği gibi olmuyor. Onun için başka üye ülkeler söz konusu olduğunda alınan kararları Birleşmiş Milletler nasıl kararlılıkla uyguluyorsa, alınan yaptırımlar nasıl kararlılıklar uygulanıyorsa, uymayan ülkerlere başka yaptırımlar uygulanarak onları da bu kararlara uymaya zorluyorlarsa Filistin konusu ile alakalı yani İsrail söz konusu olduğunda da aynı adımın atılması lazım. Aynı kararlı uygulamanın gösterilmesi lazım. Umarız bundan sonra İsrail keyfilik yapmaz ve yaparsa da bunun karşısında, Birleşmiş Milletler kuruluş amacına ve ruhuna uygun davranır, aldığı kararların uygulanmasını sağlayacak adımlar atar.'' diye konuştu.

‘IRAK’TA MERKEZİ HÜKÜMET İLE KUZEY IRAK’TAKİ YÖNETİM ARASINDA SORUNLAR VAR

Irak'ta merkezi hükümetle Kuzey Irak'taki yönetim arasında bazı sorunlar olduğunu ifade eden Bozdağ, “Bunu bizde görüyoruz takip ediyoruz. Suriye’de yaşanan hadiseler var, Suriye’nin kuzeyinde PKK ile işbirliği içerisinde çalışan gruplar var. Bütün bunlar karşısında Türkiye yapması gereken ne ise onları yapmaya, durması gereken yer ne ise orada durmaya, tavrını Türkiye çıkarları doğrultusunda koymaya devam ediyor ve bundan sonraki süreçte de yapmaya devam edecek. Bu noktada bizim attığımız adımlar ortada bundan sonrada adımlarımızı yine aynı çerçevede atmaya devam edeceğiz." dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler