HDP devletin geçmişteki olaylardan nasıl özür dileyeceğinin yol ve yöntemlerini belirleyen bir kanun teklifi hazırlayıp TBMM Başkanlığı'na sundu.
HDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel imzasını taşıyan kanun teklifinin gerekçesi, kanun metninden daha uzun oldu.
Yasa teklifinin Barış'ın tarihi bir anlamda ritüel'in olduğu belirtilerek "İlkel toplumlardan günümüze kadar savaş herhangi bir ritüele ve törene bağlı değil iken, barış bir ritüel ve tören barındırır. İmge düzeyinde barışın güçlenmesi için ritüelin uygulanması, kurgulanmak istenen toplumsal sözleşmeyi güçlendirecek bir niteliğe sahiptir" denildi.
Yasa teklifinin, Türkiye'de toplumsal barışın gerçekleşmesi için bir çerçeve yasa niteliğinde olduğunu kaydeden Tuncel, "38 Dersim katliamı yanı sıra yaşanmış pek çok insanlığa karşı işlenen suç bulunmaktadır. Dersim dışında Maraş, Sivas, Çorum Katliamları, Ermenilerin soykırıma uğratılması, 12 Eylül askeri darbesi ile tüm muhalif kesimlere yönelik devlet teröründen kaynaklı işlenen insanlık suçları gibi pek çok yaşanmış olay bulunmaktadır. Özellikle Türkiye'de etnik kimliği ve inancından dolayı belli kimliklerin sistematik olarak baskı ve zor altında tutulduğu gerçeği göz önünde tutulduğunda devletin resmi olarak özür dilemesi tüm bu gerçeklerle yüzleşmenin önemli bir adımı olacaktır" dedi.
Dünyada pek çok ülkenin, savaş zamanı yaptığı insan hakları ihlalleri, azınlıklara ve kendi halklarına yönelik yapmış olduğu asimilasyon ve toplu katliamlarla ilgili özür diledğini kaydeden Tuncel, şöyle devam etti:
"2008 yılında Avustralya Başbakan'ı Avustralya Parlamentosunda çıkarılan önergenin oylanması ile tüm ülkede canlı yayınla verilerek 'Aborjinler'den özür dilemiştir. Kanada 2008 yılında parlamentosunda hazırlanan önergeyi geçirerek, Kızılderililere yönelik geçmişte yapılan asimilasyon politikalarından dolayı özür diledi. Yine Hollanda hükümeti 2000 yılında, 2. Dünya Savaşında Yahudilere, Çingenelere ve Endonezyalılara karşı yapılan haksızlıklardan dolayı özür dilediğini açıkladı ve tazminat ödemesi yapıldı. ABD'de 2002 yılında başlayarak eyaletler geçmişte yapılan siyahlara yönelik köle ticaretiyle ilgili özür yasayı çıkardı ve bazı eyaletler tazminat ödemesi yaptı. 1993 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti katliamlardan sorumlu 'Apartheid' rejiminden dolayı özür diledi."
Tüm dünya örneklerine bakıldığında "geçmişle yüzleşme"nin devleti temsil eden Cumhurbaşkanının ya da Başbakanın Meclis'te bir önerge ya da yasa ile özür dileme prosedürünü gerçekleştirdiğinin görüldüğünü belirten HDP'li Tuncel, "Yasa ile özür dilemenin yanı sıra tazminat gibi onarıcı önlemler alındığı görülmektedir. Ancak gerçek bir yüzleşmenin Güney Afrika'nın özür dilemesinden sonra oluşturulan Hakikatleri Araştırma Komisyonlarıyla gerçekleştiği, bu komisyonlarla tüm devlet arşivleri açılarak yaşananların ortaya çıkarıldığı bilinmektedir. Bu süreçte, faili meçhul olan cinayetler, toplu katliamlara dair belge ve bilgiler toplanarak bir yandan da gecikmeli olarak da olsa adaletin de sağlanması için bir çabanın sağlanması söz konusudur. Dolayısıyla 'geçmişle yüzleşmenin' sadece küçük bir adımını oluşturulan özür dilemeden ziyade, hükümetin ortaya siyasi bir irade koyarak uzun süreli, bilimsel, gerekirse uluslararası heyetlerin desteğini alarak bunu sağlaması esas olandır" dedi.
Yasa teklifi Türkiye'de belirli durumlarda Ulusal Yas ilan edilmesi yoluyla, ulus tahayyülünün daha kapsayıcı yani devlet toplum ilişkisinin daha yüksek bağlılık düzeyinde olmasını; aynı zamanda ulus içerisinde farklı kimliklerin birliktelik duygusunun gelişmesini öngörüyor.
Devlet Özür Dileme Kanun Teklifi şu maddelerden oluşuyor:
"MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Devletin özür dilemesine dair hazırlanan kanunun amacı belirlenmiştir.
MADDE 2-Özür dilemeye yönelik uygulamanın detayları ve ilkelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
MADDE 3- Uygun bir şekilde yapılan özür dileme dahi gerçek bir hesaplaşma ve yüzleşme için yeterli değildir. Dünya örnekleri göstermiştir ki gerçek bir hesaplaşma ve yüzleşmeyi içermeyen bir özür dileme hedefine ulaşmamakta, toplumsal barışa katkı sunmamaktadır. Bu anlamda özür dilemenin bir yüzleşmeye dönüşebilmesi için kurulması gereken mekanizmalar genel çerçevesiyle sunulmuştur.
MADDE 4- Yüzleşme ve hesaplaşmanın gerçekleşmesi bir yandan hukuksal bazı reformların yapılmasını da getirmektedir. Bu hem mevcut hukukta insan hakları temelli yasal düzenlemelerin eksikliklerinden dolayı gerekliyken, bir yandan da sistematik olarak yaşanmış ihlallerin sosyal, tarihi, siyasi ve ekonomik olarak araştırılması ve gerçeğin ortaya konması için özel yasaların gerekliliğine de dayanmaktadır. Bu maddede, tüm dünya deneyimleri sonucunda oluşan uluslararası hukukta ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde yasal düzenlemelerin yapılması amaçlanmıştır.
MADDE 5- Toplumsal hafızanın oluşması için günün ulusal yasal olarak ilan edilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 5- Yürürlük maddesidir.
MADDE 6- Yürütme maddesidir."
DEVLET ÖZÜR DİLEME KANUN TEKLİFİ
Amaç ve Kapsam
MADDE 1-Bu kanunun amacı, Türkiye'de yaşanan zorla kaybetmeler, toplu mezarlar gibi insanlık suçları, ağır insan hakları ihlalleri, soykırım ve katliam gibi olaylarla yüzleşme ve hesaplaşmanın yaşanabilmesi için devletin sorumluluğunu üstlendiğini belirten ilk aşama olan "resmi özür dileme" aşamasının çerçevesini çizmektir.
Uygulama
MADDE 2-A. Devlet adına Cumhurbaşkanı resmi olarak özür dileyeceği yaşanan insanlık suçu, katliam ya da sistematik ihlallerle ilgili özür dilerken aşağıdaki çerçeveye göre bir metni kamuoyu ile paylaşır.
Özür dilenen olayın, tarihi, yeri, olayın içeriği ve mağdurları metin içerisinde net bir şekilde belirtilir. Yaşanan insanlık suçu ya da hak ihlalleri özellikle etnik kimliği, inanç kimliği ya da cinsiyete dayalı bir ayrımcılıktan hareketle işlenmiş ise, özür bireyleri de içerecek şekilde halk ya da gruba yönelik dilenir,Özür dilemenin kapsamının Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına, şartlı cümleler koyulmadan net bir şekilde belirtilir,İçeriğinde devletin yaşanan olaydan dolayı sorumluluğu üstlendiği açık bir şekilde belirtilirken, özür dileme özellikle yaşanan olaydaki mağdurları ve yakınları tarafından kabul edilebilir makul bir dille yapılır.Özür dileme töreni kamuya bağlı tüm görsel yayın organlarından canlı yayınlanır.Özür dileme metni TBMM'de Cumhurbaşkanı tarafından, tüm siyasi parti grup başkanlarının ve gruplarının olduğu kamuoyuna açık bir oturumda okunur. Metnin Genel Kurul'da okunmasından hemen sonraki iş günü, olayın yaşandığı yerde Cumhurbaşkanı devlet temsilcisi olarak aynı özür metnini okumak üzere özür diler.
MADDE 3- A. Özür dileme resmi olarak yapıldıktan sonra en fazla 1 yıl içerisinde, konuya özgü TBMM'de yasa ile Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurularak, devletin elindeki tüm arşivlerin açılması sağlanır. Komisyonun kurulması ayrı bir yasa ile düzenlenirken; insan hakları örgütlerinin, olayı yaşayanlar ya da yakınlarının komisyonda temsili sağlanır. Komisyon üyelerinde cinsiyet açısından eşit temsil ilkesi benimsenir.
B.Özür dileme sonrasında mağdurların ve yakınlarının maddi ve manevi tazminatları sağlanır. Devlet, özür dilemenin bir yüzleşmeye dönüşmesi için kamuoyunu bilgilendirmede, sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesinde ve sivil toplumun dahil edilmesinde yükümlülük taşır.
MADDE 4- Özrün konusu olan sorunla yüzleşmenin ve hesaplaşmanın yaşanabilmesi için geçmişle yüzleşme ve hesaplaşma, cezasızlık, insanlık suçları, soykırım gibi konularda ilgili uluslararası sözleşmelere ve protokollere uygun olarak gerekli yasal düzenlemeler yapılır.
MADDE 5- Olayın yaşandığı gün Ulusal Yas olarak ilan edilir.
MADDE 6-Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 7- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür."
(ANKA)