Wyre Davies
BBC muhabiri Tunus
Mükemmel bir devrimin, mükemmel bir sembolüydü.
Altı ay önce Muhammed Buazizi, Tunus'un Sidi Buzid kentinde belediye binasının önünde kendini yakmıştı. Zabıta tarafından haksız şekilde kovalanan ve dövülen seyyar satıcı Buazizi'nin yaşadıkları sosyal paylaşım sitelerine yansımış ve gençlerini birçok açıdan mağdur eden yolsuz bir rejimin adaletsizliğinin yeni bir örneği olarak kısa sürede büyük ilgi toplamıştı. Haftalar sonra, genç adam korkunç yanık yaralarından öldü ve sonrasında Tunus'ta tarih yazıldı. Ancak birçoklarına göre, Muhammed Buazizi'nin hikayesi aslında tam olarak resmedildiği gibi değildi. Bazı Tunuslulara göre 26 yaşındaki "devrim şehidi" Buazizi, artık bir siyasi kahraman değil, yabancıların Arap Baharı'na dizdiği övgülere paralel olarak medyanın yarattığı simgeydi. Muhammed Buazizi'yi tokatladığı öne sürülen kadın memur da, eski rejimin kurbanlarından biri oldu. Fedia Hamdi, Buazizi'nin kendini yakmasından sonra, 74 yaşındaki devrik lider Zeynel Abidin bin Ali'nin emriyle tutuklanıp hapse atıldı. Bin Ali, Tunus Merkez Bankası'ndan çaldığı öne sürülen bir tondan fazla altınla Suudi Arabistan'a kaçıncaya kadar, birçok kişi mücadelelerinin bedelini canıyla ödeyecekti. Fedia Hamdi, şimdi hapisten çıktı ve aklandı. Hamdi aralarında bir tartışma geçmesine rağmen Buazizi'ye asla vurmadığını söylüyor.
4 ay hapis yatan 46 yaşındaki zabıta memuru, Buazizi'yi sadece belediye binasının önünden uzaklaştırmaya çalıştığını belirtiyor. İnternette paylaştığı şiirler ve devrim şarkılarının sözleriyle halk ayaklanmasının kıvılcımını ateşleyen kişinin de Muhammed Buazizi değil, aynı isimli bir lise öğrencisi olduğu ortaya çıktı. France 24 televizyonu, bu öğrenciyi bulup konuştu. "Gerçek" Muhammed Buazizi'nin annesi ve üvey babasının, iktidarını kurtarmaya çalışan Zeynel Abidin bin Ali'den birkaç bin dolar "tazminat" aldığı söyleniyor.
Ailenin daha sonra Sidi Buzid'deki mütevazı evlerinden, varlıklı kişilerin oturduğu La Marsa semtindeki daha büyük bir eve taşındığı belirtiliyor. Ölümünden sonra sadece Tunus'ta değil Fransa'da bile birçok caddeye ve meydana Buazizi'nin adı verilmişti. Ama şimdi Sidi Buzid'de bu tabelalar sökülüyor ya da siliniyor. Bazı Tunuslular, devrimlerinin ellerinden alınmaya başladığını söylüyor.
Birçok kişi, Arap standartlarına göre liberal bir ülke olan Tunus'ta eski seçkinlerin ve iktidar partisi üyelerinin asla iktidarı tam olarak bırakmayacaklarını düşünüyor. Bazıları da, sürgünden dönen aşırı dinci siyasetçilerin, yeni siyasi özgürlük ortamından yararlanarak, genel anlamda kapsayıcı ve hoşgörülü olarak nitelenen anayasaya muhafazakar değerleri sokmaya çalışacağını belirtiyor. Birçok gözlemci, Tunus'u Arap devriminin başarıya ulaşma şansı olan tek ülke olabileceğini düşünüyor. İyi eğitim görmüş, yüzü Avrupa'ya dönük Tunuslular, geçmişte gelen birçok engeli kaldırmayı başardı. Tunuslular artık geri dönüşün olmadığını söylüyor. Tunus, Arap baharının başlangıcı için ideal bir yerdi. Muhammed Buazizi'nin bu devrimdeki rolü abartıldıysa bile tarih onu acımasızca yargılamamalı. Zira Arap dünyasında Tunus'tan esinlenen reformcular, kendilerini bekleyen zorlu dönemde Buazizi'den ilham almaya devam edecekler.