YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dha İstanbul Bülten - 1

  - SARIYER'DE DENİZE OTOMOBİL UÇTU: 1 YARALI Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM - Özgür EREN - Akın ÇELİKTAŞ / İSTANBUL DHA Sarıyer Haydar Aliyev

- SARIYER'DE DENİZE OTOMOBİL UÇTU: 1 YARALI

Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM - Özgür EREN - Akın ÇELİKTAŞ / İSTANBUL DHA
Sarıyer Haydar Aliyev Caddesi sahil yolunda bir otomobil henüz belirlenemeyen bir nedenle denize uçtu. Sahil Güvenlik Komutanlığı dalgıçları tarafından otomobil içinden çıkarılan yaralı sürücü İstinye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Tarabya Haydar Aliyev Caddesi üzerinden Sarıyer istikametine giden Murat Kopuzoğlu saat 15.00 sıralarında otomobilinin direksiyon hakimiyetini kaybederek denize uçtu. Vatandaşların ihbarıyla olay yerine Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı Degak - 4 Özel Timi geldi. Kısa sürede denize giren özel dalgıç ekibi otomobilin içindeki sürücüyü otomobilden çıkararak Sahil Güvenlik Botu'na aldı. Yaralı sürücü ambulansla İstinye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

KURTARMA ÇALIŞMALARI CEP TELEFONU KAMERASINDA
Denize uçan otomobildeki sürücünün kurtarılma görüntüleri bir kişi tarafından cep telefonu ile kaydedildi. Görüntülerde Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı Degak - 4 Özel Timi dalgıçlarının sürücüyü deniz yüzeyine çıkarması ve bota alması görülüyor.

OTOMOBİL VİNÇ İLE DENİZDEN ÇIKARILDI
Deniz içerisindeki otomobili çıkarmak için vinç çağrıldı. Dalgıçlar tarafından bulunan otomobil, vinç yardımıyla karaya çıkarıldı. Bu sırada otomobildeki kişinin yakınları olay yerine gelerek sinir krizleri geçirdi.

DALGIÇLAR SÜRÜCÜYÜ DENİZDEN ÇIAKRDI
Olayı gören Tuncay İşleyen "Otomobil yoldan yavaşça gelerek denize uçtu. Hemen sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı dalgıçlar geldi. Adamı otomobilden çıkardılar." dedi
Denize uçan otomobilden yaralı olarak kurtarılan evli ve iki çocuk babası Murat Kopuzoğlu'un sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

OTOMOBİLİN DENİZE UÇMA ANI KAMERAYA YANSIDI
Otomobilin denize uçma anı çevredeki güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, Otomobilin virajı geçtikten sonra yoldan çıkıp denize uçtuğu görülüyor. İki balıkçının kazanın ardından bir panik hali yaşadıkları da kameraya yansıyor.

Görüntü Dökümü:
-------------------------
Denizde yapılan kurtarma çalışmaları
İtfaiye ekiplerinin çalışmaları
Olay yerindeki Sağlık ekipleri
Dalgıçların otomobili vinçe bağlaması
Vinç'in otomobili denizden çıkarması
Olay yerinde toplanan vatandaşlar
Görgü tanığı ile röp.
Cep telefonu görüntüsü
Denizden dalgıçların kurtardığı otomobil sürücüsü
Sürücünün Sahil Güvenlik Botuna alınması
Yaralının fotoğrafları
///////////////////////
Güvenlik kamera görüntüleri
-Otomobilin virajdan sonra yoldan çıkması
-Denize uçması
-Balıkçıların panik hali

24.07.2017 - 20.01 Haber Kodu : 170724175
24.07.2017 - 18.14 Haber Kodu : 170724161
24.07.2017 - 17.43 Haber Kodu : 170724152
24.07.2017 - 17.42 Haber Kodu : 170724151
24.07.2017 - 16.58 Haber Kodu : 170724133
24.07.2017 - 16.13 Haber Kodu : 170724114
24.07.2017 - 16.06 Haber Kodu : 170724112
24.07.2017 - 15.41 Haber Kodu : 170724100

==========================

- FATİH'TE YOL ÇÖKTÜ CADDE ARAÇ TRAFİĞİNE KAPANDI

Haber-Kamera: Murat DELİKLİTAŞ-Özgür EREN İSTANBUL (DHA)
Fatihte cadde üzerinde yol çöktü. Yolun Çökmesi sonucu yaklaşık yarım metre çapında çöküntü oluştu. İtfaiye ekipleri tarafında yol araç trafiğine kapandı.
Çökme Aksaray Mahallesi Küçük Langa Caddesi üzerinde saat 19.30 sıralarında meydana geldi. Caddede esnaf yolun tam ortasında çöküntü oluştuğunu gördü. Yolun çökmesi sırasında araç geçmemesi şans eseri herhangi bir kazaya yol açmadı. Çevredeki vatandaşlar durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yarım metre çapında oluşan çöküntü nedeniyle güvenlik şeridi çekerek caddeyi araç trafiğine kapattı. Belediye ekiplerinin çalışması devam ediyor.

"ALTTAN DOĞALGAZ BORUSU GEÇİYOR"
Mahalle Muhtarı Hüseyin Ustaoğlu "Yağmur sularından dolayı altta boşalma oldu. Bir saat önce arkadaşlar bana bir resim getirdi. Çizik şeklindeydi. Arabalar geçince alt boşalmayla burası çökmüş durumda. En tehlikelisi altta doğalgaz geçiyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------------------
-Oluşan çukurdan genel ve yakın detaylar
-Çevre esnaftan genel ve yakın detaylar
-İtfaiye aracı ve ekiplerinden detay görüntü
-Kapatılan caddeden detay görüntü
-Hüseyin Ustaoğlu ile röportaj
-Genel ve yakın detaylar

24.07.2017 - 20.44 Haber Kodu : 170724179

=============================

- CUMHURİYET GAZETESİ DAVASINDA SAVUNMALAR ALINIYOR...

Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
Cumhuriyet Gazetesi davasında savunmasını yapan Cumhuriyet İcra Kurulu Balkanı Akın Atalay, " FETÖ denilen bu yapıyla camia iken de, cemaat iken de, hizmet hareketi iken de, paralel yapı iken de FETÖ iken de hiçbir zaman uyuşamadık, anlaşamadık, hoş görmedik. Bu yapılanmayı, yöntemleri, amaçlarını hep tehdit ve tehlike olarak gördük." dedi. Karikatürist Musa Kart ise savunmasında, "Önyargısız bir araştırma yapılmış olsaydı, başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı çizdiğim karikatürler görülecekti" dedi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde öğleden sonra görülen duruşmada sanık Akın Atalay savunmasına devam etti. Atalay, ByLock kullanıcısı bazı gazetecilerle yaptığı telefon görüşmelerinin de delil olarak karşısına konulduğunu, Mısır Çarşısı davasında ve Can Dündar'ın MİT TIR'ları davasında pek çok gazete ve televizyon muhabirinin bilgi almak için kendisini araması üzerine telefonda bilgi verdiğine değinerek "Şimdi bu görüşmeleri delil olarak sunanlara kendi geçmişlerine yönelik kayıtları sorulsa bu netlikte cevap verebilecekler mi? Akıl, izan, insaf dışı bir iddia" dedi.

"İDDİANAME BENİ AVUKAT FAİK IŞIK ÜZERİNDEN FETÖ'YE YARDIMLA SUÇLUYOR"
Atalay, iddianamede yer verilen iletişim kayıtlarına da değinerek "Bunlardan biri, uzun yıllardır tanıdığım avukat Faik Işık. İddianamede, Faik Işık'ın da FETÖ/PDY'den şüpheli olduğu ve onunla olan iletişim kaydımın da bu nedenle delil olacağını düşünülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski avukatı olarak bilinen Faik Işık, Şike davasında Fenerbahçe kulübü başkanı Aziz Yıldırım'ın avukatı olarak cemaatçi yargıdan, onların hukuksuzluklarından söz eden birisiydi. Ama ilginç olan gelişme bir ay önce gerçekleşti. 15 Temmuz darbe girişiminin hedef aldığı kurumlardan birisi TBMM idi ve TBMM tüzel kişiliğini avukat Faik Işık temsil etmektedir. Oysa iddianame, beni Faik Işık üzerinden FETÖ'ye yardımla suçluyor" diye konuştu.

"YAPILANLAR AYNI YAPANLAR DEĞİŞMİŞ"
Atalay, "FETÖ'nün özel yetkili mahkemelerdeki yapılanması ve elemanları, bizi Ergenekon'a yardımla suçluyor, tehdit ediyordu; ömürleri yetmedi. Şimdiki terör savcıları da FETÖ'ye yardımla suçluyor. Tutuklattılar ve dava açtılar. Sonrasını göreceğiz. O gün neler anlattıysam bugün de geçerli. Yapılanlar aynı, yalnızca yapanlar değişmiş." dedi.

"FETÖ İLE AYNI BAĞIN GÜLÜYÜZ DEMEDİK"
"FETÖ'ye dokunanın yandığı dönemlerde dokunma cesaretini gösterebilen ender kişiler ve gazeteler arasında olduğumuzdan dolayı buradayız" diyen Akın Atalay, "Öyle görünüyor ki, biz de, 'Aldatılmışız, kandırılmışız, gözümüz körmüş, bizi kullanmışlar', diyenlerden olsaymışız, şimdi el üstünde tutulanlardan olurmuşuz. Bizi soruşturanlara, tanıklarına ve kanıtlarına bakınca bunu anlamak hiç zor değil. Ama biz suçluyuz; suçluyuz çünkü FETÖ denilen bu yapıyla camia iken de, cemaat iken de, hizmet hareketi iken de, paralel yapı iken de FETÖ iken de hiçbir zaman uyuşamadık, anlaşamadık, hoş görmedik. Bu yapılanmayı, yöntemleri, amaçlarını hep tehdit ve tehlike olarak gördük. Devletin kurumlarına nasıl sızdıklarını, örgütlendiklerini, faaliyetlerini yazdık, eleştirdik ve devletin önlem alması gerektiğini söyledik. Biz FETÖ'yle hiçbir dönemde aynı dağın yeli, aynı bağın gülüyüz demedik; onlarla aynı yoldan yürümedik, aynı sudan içmedik, özümüz de farklıydı sözümüz de" şeklinde konuştu.

SAVUNMANIN ARDINDAN SORULARA GEÇİLDİ
Atalay'ın savunması tamamlandıktan sonra soru kısmına geçildi. Atalay, Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ'ın sorusu üzerine, "Ben hicap duyuyorum, gazetenin Atatürkçü çizgiden sapıp sapmadığının tartışma yeri burası olamaz. Herkesin Atatürkçülüğü kendine. Bunun mahkemelerle, savcılıklarla ne alakası var?" dedi. Mahkeme Başkanı Dağ, "Bu davada yargılanan Ali Kemal Aydoğdu'nun sosyal medya paylaşımlarının gazetenizde yer vermişsiniz. O çizgide olan birilerinin fikirlerinin ön plana çıkartılması konusunda ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusuna Atalay, "Vakıf yönetim kurulu 2 ayda bir toplandığında hem mali konularda, hem yayınlarla ilgili genel değerlendirme yapılır. Bize göre Cumhuriyet yayın çizgisinde hiçbir değişiklik olmamıştır. Bazı haberlerden eski yöneticilerimiz rahatsız olmuş olabilir. Ben onlara giremem, ama yaptığımız işlem budur" diye konuştu.

ÜYE HAKİMİN SORUSU TARTIŞMALARA NEDEN OLDU
Üye hakimlerden birinin "PKK ve DHKP/C'nin terör örgütü olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusu tartışmalara neden oldu. Sanık avukatları, kişisel düşüncelerin sorulamayacağını belirterek soruya itiraz etti. Mahkeme Başkanı, iki üyenin bu sorunun sorulabileceği yönünde oy kullandıklarını, kendisinin illiyet bağı olmadığından sorulmasına gerek olmadığını düşündüğünü ancak oy çokluğu nedeniyle bu soruyu yönelttiğini, sanığın isterse bunu yanıtlayabileceğini ifade etti. Akın Atalay ise "Bu soruyu provakatif bir soru olarak ve havuz medyalarında farklı yansıtılacak bir soru olarak düşünüyorum. Ben hayatım boyunca bütün şiddet ve terör eylemlerinin karşısında oldum. Bunu savunan her türlü örgütün de karşısındayım" diye konuştu.

MUSA KART: "ÖNYARGISIZ BİR ARAŞTIRMA YAPILMIŞ OLSAYDI TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI ÇİZDİĞİM KARİKATÜRLER GÖRÜLECEKTİ"
Daha sonra Musa Kart'ın savunmasına geçildi. Kart savunmasında, "Ben bir karikatüristim. 35 yıldır karikatür çiziyorum. Karikatür doğrudan anlatır, düşüncelerini. Haksız mesnetsiz suçlamaların muhatabı durumundayım. 29 yıla varan hapis cezası istemiyle karşı karşıyayım. Önyargısız bir araştırma yapılmış olsaydı, başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı çizdiğim karikatürler görülecekti" dedi. Kart, "Bir karikatüristi, terör örgütlerine yardım ve yataklıkla suçlamak, bu ülkeye de kötülüktür. Ülkemizde eleştirel düşünebilen gençler yüzde 2.2'dir. Oysa karikatürü, okullarda eleştirel düşüncenin geliştirebilmesi için düşünebilirdik. Karikatür hayatımda bir örgüte yardım ve yataklık ettim: ÜTÇ. Bunun açılımı, 'Ülkemin Tüm Çocukları'. Bu çocuklar ülkesine yardım yataklık hayatımın anlamı oldu" diye konuştu. Kart savunması sırasında, Fetullah Gülen aleyhine çizdiği ve gazetenin birinci sayfasında yayımlanan bazı karikatürlerini duruşma salonu içindeki ekrana yansıtarak mahkeme heyetine gösterdi. Duruşma bugün de sürecek.

===========================

- AK PARTİ İŞGALİ DAVASINDA 7 SANIK DAHA TUTUKLANDI

Haber: Ümit TÜRK / İstanbul DHA
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın işgal girişiminde bulunan 7'si tutuklu 75 sanığın yargılandığı davada, 7 sanık daha tutuklandı.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk "müşteki" sıfatıyla ifade verdi. Darbe girişimi haberini alır almaz il başkanlığına gittiğini anlatan Külünk, oradaki darbeci askerlere il başkanlığını teslim etmeyeceklerini söylediğini belirtti.

"SİZ ŞU ANDA ANNE VE BABANIZA KARŞI SİLAHLA ÇIKMIŞSINIZ, KIŞLANIZA DÖNÜN"
Olay yerindeyken silahla ateş edildiğini duymadığını ancak yanında bulunan arkadaşlarının kendisine silah sıkıldığını aktaran Külünk, "İçeri girmek için adım attığımızda askerlerin hattı yarıldı. Sanıklardan üsteğmen Muzaffer Dikencik gelip 'Siz geçin' dedi. Yanımdaki yardımcımla içeri girdikten sonra barikat yarıldı ve il başkanlığını darbecilerin elinden aldık" diye konuştu. Külünk, daha sonra il binasından aşağı indiğini, buradaki askerlere, "Bu kalkışma hedefine ulaşamayacak. Siz şu anda anne ve babanıza karşı silahla çıkmışsınız, kışlanıza dönün" dediğini söyledi.

"İKNA OLAN ASKER 'VATANDAŞIMA KURŞUN SIKMAM' DEDİ"
Askerlerin bu söylemin ardından ikna edildiğini belirten Külünk daha sonra şunları aktardı: Sanıklardan Muzaffer Dikencik yanıma gelerek, üniformasının önünü açtı ve 'Bu asker elbisemi çıkarma pahasına da olsa vatandaşıma kursun sıkmam' dedi. Ben de bunun üzerine iki yanağından öptüm, teşükkür ettim ve 'size bir koridor açıp güvenli bir şekilde araçlara binip kışlaya gitmenizi sağlayacağım' dedim. O da tereddüt ettikten sonra 'arka taraftan çıkalım' dedi ve il binası kısa bir işgalin ardından tekrar geri alındı

SANIKLAR KÜLÜNK'E TEŞEKKÜR ETTİ
Duruşmada söz alan bazı sanıklar da Külünk'e teşekkür ederek olay gecesi sağ salim bölgeden ayrılmalarında büyük emeğinin olduğunu söyledi.
Külünk, tutuklu sanıklardan birinin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'nın olay günü İl Binasına ne zaman geldiğini sorması üzerine, "İl binasını işgalcilerden aldıktan sonra Atatürk Havalimanı gitmek istediğimiz sırada Genel Başkan Yardımcımız Hayati Bey teşrif ettiler" dedi.

TUTUKLU SAYISI 14'E YÜKSELDİ
Sanık savunmalarına ara veren Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Öztürk, celse arasında elde edilen yeni deliller doğrultusunda bazı sanıklar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldığını belirtti. Başkan Öztürk, hakkında yakalama kararı bulunan ve duruşmada hazır bulunan uzman çavuşlar Şahin Kurt, İbrahim Tıraş, Cem Karaslan, Hüseyin Can Çatal, Berkay Demir, Arif Emre Esen ve Ali Aydoğan'ın kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından tutuklanmalarına karar verdi. Davada tutuklu sayısı 14'e yükseldi.

========================

- 15 TEMMUZ'DA TAKSİM'İ İŞGAL EDEN ASKERLERİN DAVASI...

-İLK DURUŞMA SONA ERDİ

Haber: Serpil KIRKESER / İSTANBUL DHA
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Taksim Meydanı'nı işgal edilmesi ve çıkan olaylarda 39 kişinin yaralanmasına ilişkin 11'i tutuklu 99 askerin yargılandığı davada tutuklu sanık Erdoğan Çelik savunma yaptı. Sanık Çelik, FETÖ üyesi olmadığını belirterek "Bizim darbe teşebbüsünden haberimiz olsaydı, derhal geri dönerdik. Beraatimi istiyorum" dedi.

SANIKLAR ÇELİK: BİR DOLARIM DA MİLYON DOLARIM DA YOK
Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan binada İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda iddianame özetlenerek okundu, ardından sanık savunmalarının alınması işlemine geçildi. Savunma yapan sanık Erdoğan Çelik, sivil ve askeri yaşamında hiç suça karışmadığını, evinde yapılan aramada suç unsuruna rastlanmadığını, 19 Temmuz'da tutuklandığını söyledi. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten çıkarıldığını ifade eden sanık Çelik şunları kaydetti: Kimseye 'himmet' denilen para vermedim. Bankaasya hesabım yok. Bir dolarım da milyon dolarım da yok. ByLock kullanmadım . FETÖ üyesi değilim. Bırakın FETÖ'yü, hiçbir örgütün ya da camaatin üyesi değilim.

"KANUNSUZ EMİR ALMADIM, KANUNSUZ EMİR VERMEDİM"
15 Temmuz Darbe Girişimi'ne ilişkin akademide bir toplantı olmadığını ve kendisinin de bu toplantıya katılmadığını savunan sanık Çelik, "Taksim'de büyük bir terör saldırısı olacağı söylendi. Ben kanunsuz emir almadım, kanunsuz emir vermedim. Bana 'Bir terör saldırısı var' dediler. İcradan doğacak sorumluluk emri verene aittir. Bize 'Bu akşam darbe yapacaksınız' denilmedi. İddia edildiği gibi darbe teşebbüsünden önceden haberim yoktu" dedi.

"ELEKTONİK KELEPÇEYLE TAHLİYEME KARAR VERİLMESİNİ İSTİYORUM"
Terör tehditleri olduğu için takviye olarak Taksim'e çıktıklarını anlatan sanık Çelik, can güvenlikleri nedeniyle vatandaşları Taksim'den uzaklaştırmaya çalıştıklarını belirterek, "Kimseye ateş etmedim, kimsenin yaralanmasına neden olmadım. Bizim darbe teşebbüsünden haberimiz olsaydı, derhal geri dönerdik. Ben beraatimi istiyorum. 380 gündür tutukluyum. Elektronik kelepçeyle tahliyeme karar verilmesini istiyorum" ifadelerini kullandı. Savunmaların alınmasına ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı bugüne erteledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler