HABER

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2 

1- İMAMOĞLU, ERDOĞAN İLE GÖRÜŞME TARİHİNİ AÇIKLADI (1)  Haber-Kamera: Mehmet İlkay ÖZER - Harun UYANIK - İstanbul DHA CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın saat 17.00'a randevu verdiğini açıkladı.

1- İMAMOĞLU, ERDOĞAN İLE GÖRÜŞME TARİHİNİ AÇIKLADI (1)

Haber-Kamera: Mehmet İlkay ÖZER - Harun UYANIK - İstanbul DHA
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın saat 17.00'a randevu verdiğini açıkladı.
Ekrem İmamoğlu, Muharrem İnce'yi ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yarın saat 17.00'de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya geleceklerini söyledi.

Görüntü Dökümü:
-----------
-İmamoğlu'nun açıklamaları

09.01.2019 - 11.14 Haber Kodu : 190109058

======================

(ÖZEL)
2- TÜRKİYE'NİN İLK ERKEK ORYANTALİ TAKSİCİNİN PEŞİNDE

Murat DELİKLİTAŞ-Özgür EREN/İSTANBUL, (DHA) TÜRKİYE'nin ilk erkek oryantali Yılmaz Birsen, içinde değerli eşyalarının da bulunduğu çantalarının taksici tarafından çalındığını öne sürdü.
1950'li yıllarda sahne almaya başlayan Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Ajda Pekkan ve Neşe Karaböcek'in de aralarında bulunduğu birçok sanatçıyla çalışan Türkiye'nin ilk oryantali Yılmaz Birsen, yaklaşık bir ay önce Beyoğlu Yeni Çarşı Caddesi'nde bir taksiye bindi. Karaköy'e giden Yılmaz Birsen'in iddiasına göre taksi sürücüsü, çantalarını almaya fırsat tanımadan gaza basarak kaçtı.

"HELMUT KOHL'UN BANA TAKTIĞI MADALYA VARDI"
Çantaların çalınması sonrası şikayetçi olan Yılmaz Birsen, "Evimden çıktım, çantalarım yanımda Karaköy'e geldim. 9 TL ödedim. Çantalarımı almaya kalmadı, şoför birden gaza bastı ve kaçtı. Çantalarımda kıyafetlerim vardı, 25 bin dolarlık Rolex saatim vardı, pırlanta kolyem vardı, 40 bin TL'lik tek taş yüzüğüm vardı, alabildiğine değerli eşyalarım, Helmut Kohl'un bana taktığı madalya da vardı" dedi.

TAKSİCİNİN ARKADAŞLARI TEHDİT ETTİ
Taksici hakkında ihbarda bulunmak için gittiği polis merkezinde kendisiyle ilgilenilmediğini söyleyen Birsen, "Polis merkezine gittim, beni 4 saat beklettiler, doğru dürüst ifademi almadılar. Bu işin üstünde durmadılar. Ama ben İçişleri Bakanlığına kadar tüm bakanlara dilekçe vereceğim. Neden bu işle ilgilenmediler. Neden bu şoför yakalanmadı. Ama nereden benim evimi biliyor ve benim evime gelip beni tehdit ettiler. Kapıma geldiler 'Siz bizim Bursalı göçmen arkadaşımızı karakola şikayet etmişsiniz' diye beni tehdit ettiler. Ben kapımı açmadım, emekli ve yaşlı bir insanım, korktum açmadım. Ben İçişleri Bakanlığından yardım bekliyorum" diye konuştu.

Yılmaz Birsen, "Ben Avrupa'da 27 sene Türkiye'yi temsil etmiş bir sanatçıyım. En güzel otellerde, en güzel müzikhollerde kralların, kraliçelerin önüne çıktım. Neden bu şoför, bu kameraların önünde bulunmadı. Bana diyorlar ki; 'yeterince arama yapmamış polisler'. Polis arkadaşlar 'gelin tekrar ifadenizi alalım' dediler, gitmeyeceğim.Türkiye'deki şoför arkadaşlara sesleniyorum. Bu tip insanları içinizde barındırmayın. Bu durumda hepiniz lekeleniyorsunuz" şeklinde konuştu.

-Görüntü Dökümü
--------------------
-İlk erkek oryantal Yılmaz Birsen ile röportaj
-Yılmaz Birsen'den genel ve yakın detaylar
-Yılmaz Birsenin eski fotoğrafları
-Olay yerinden genel ve yakın detaylar
-Olay yerindeki MOBESE kameralarından detay görüntü

===================================

3- ÇATIDAN DÜŞEN İTFAİYE ERİNİN TEDAVİSİ DEVAM EDİYOR

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN/İSTANBUL,(DHA)
Üsküdar'da iki katlı bir yalının çatısında çıkan yangına müdahale sırasında düşen itfaiye erinin hastaneden tedavisi devam ediyor. Hayati tehlikesi olmadığı öğrenilen itfaiye erini arkadaşları hastaneden yalnız bırakmadı.
Üsküdar Paşalimanı Caddesi'nde dün 17.30 sıralarında 2 katlı yalının çatısında çıkan yangına Üsküdar ve Çenkelköy itfaiye ekipleri kısa sürede yangına müdahale etmişti. Söndürme çalışmaları sırasında Üsküdar itfaiye grubunda görevli Hakan Güney isimli itfaiye eri kopan parça ile birlikte çatıdan düşerek yaralanmıştı. Ambulansa konulan itfaiye eri, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılmıştı.

İlk müdahalenin ardından Siyami Ersek Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi'nde sevk edilen Güney'in tedavisi sürüyor. Hayati tehlikeyi atlattığı belirtilen Güney'in vücudunun birkaç yerinde kırıklar olduğu öğrenildi. Mesai arkadaşları da yaralı itfaiye erini hastanede ziyaret ederek yalnız bırakmadı. Bu arada, itfaiye erinin düşme anı DHA kamerasına saniye saniye yansıdı.

Dün geçilen görüntüler
////////////////
-İtfaiye erinin düşme anı
-Arkadaşlarının yardım etmesi
-Kaldırılması
-Yangından müdahaleler

Görüntü dökümü:
-------------------
-Hastaneden görüntü
-İtfaiye hizmet aracının görüntüsü
-Hastaneye gelen itfaiye erlerinin görüntüsü

====================================

4- FETÖ ELEBAŞINI "MEHDİ" DİYE NİTELENDİREN ESKİ HAKİME AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ

Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA) GÖREVİ başındayken yazdığı kararında, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'e "Mehdi" nitelendirmesinde bulunan ve daha sonra meslekten ihraç edilerek tutuklanan eski hakim İlhan Karagöz'ün yargılandığı davada, karar aşamasına gelindi. Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, sanık Karagöz'ün "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsini ve "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan da 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsini istedi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık İlhan Karagöz Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Sanık Karagöz'ün avukatı mazeret dilekçesi sunarak duruşmaya katılmadı. Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, sanık İlhan Karagöz'ün Balyoz davasında bilirkişi olarak görev yapan TÜBİTAK çalışanlarının yargılandığı davada hakimlik yaptığı belirtildi. Karagöz'ün duruşma tarihinden önce sanık ve müdahil avukatlarının haberi olmadan 4 Temmuz 2016 günü duruşma açarak karar yazdırdığı anlatılarak sanık Karagöz'ün bu kararında, Cumhurbaşkanı'nı "Deccal", AK Parti'yi ve hükümeti suç örgütü ve çete, FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'i ise peygamber soyundan gelen "mehdi" diye nitelendirdiği kaydedildi. Eski hakim Karagöz'ün darbe girişiminden 11 gün önce verdiği kararında, Risale-i Nur'dan örnekler verdiği ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hükümete karşı darbeye teşvik ettiği de vurgulandı. Sanık Karagöz'ün ceza ehliyetinin tam olduğu, herhangi bir akıl hastalığının bulunmadığının tespit edildiği, sanığın savunmalarında suçlamaları reddettiği belirtilen mütalaada, "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi; "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ise 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapsi talep edildi. Mütalaada, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarının ise "Anayasayı ihlal suçu kapsamında eridiği belirtilerek bu suçlardan ayrıca ceza verilmesine yer olmadığı ifade edildi.

MÜTALAA VERİLMESİNE TEPKİ GÖSTERDİ
Daha sonra Mahkeme Başkanı, sanık Karagöz'e avukatı olmadığı için savunmasını bir sonraki celse alacaklarını söyledi. Söz alan sanık İlhan Karagöz ise "Ne yaptığınızın farkında mısınız? Usulen eksiklikler var. Savunmamı yapmadım. Sizi zaten heyet olarak reddetmiştim. Mütalaa veriyorsunuz, siz ne diyorsunuz ya?" diye yüksek sesle tepki gösterdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Sizin yaptığınız doğru değil. Edep ve usule uygun değil. Avukatınız mazeret dilekçesi verdi diyoruz. Biz size edep sınırları içinde yaklaşıyoruz. Sabrımızı zorlamayın. Usule ilişkin hata olursa temyiz edebilirsiniz" diyerek sanığa söz verdi. Sanık Karagöz de usule ilişkin savunma yaptı. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ
"Balyoz davasında bilirkişilik" yapanlara yönelik açılan davanın hakimi olarak görev yapan İlhan Karagöz, duruşma tarihi 23 Eylül 2016 olmasına rağmen, müdahil ve sanık taraf avukatlarının haberi olmadan 4 Temmuz 2016 günü duruşma açarak, davaya ilişkin karar yazdırmıştı. Karagöz, davanın reddedilmesi hükmünü kurduğu 572 sayfalık kararında, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkında "mehdi" nitelemesinde bulunmuş, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere birçok devlet yetkilisinin gözaltına alınması için Genelkurmay Başkanlığını harekete çağıran ifadeler kullanmıştı. Karagöz, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ iltisakı gerekçesiyle meslekten ihraç edilmiş, tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede İlhan Karagöz'ün, "Anayasayı ihlal", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep ediliyor.

==================================

(GENİŞ HABER)
5- MALİ ŞUBE'DEN DOLANDIRICILIK ŞEBEKESİNE 8 İLDE OPERASYON

Haber-Kamera: Çağatay KENARLI-Soner HASIRCIOĞLU / İSTANBUL DHA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube ekipleri İstanbul merkezli 8 ilde operasyon düzenledi. Ekipler, aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 33 şüpheliden 25'ini gözaltına alırken, 8 şüpheliyi arama çalışmaları devam ediyor.
Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine sahte evrakla noterden araç satışı yapıldığı, başkasına ait günlük kiralık evlerin kendi malı gibi göstererek ailelere aylık olarak kiraya verildiği ve sahte evrakla evlerin satışının yapıldığı gibi konulardan son zamanlarda çeşitli ihbarlar gelmeye başladı.

ARALARINDA KAMU GÖREVLİLERİ DE VAR
Polis ekipleri ihbarlar üzerine bir çalışma başlattı. Şebekeyi belirleyen polisler teknik ve fiziki takip başlattı. Ekipler, aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 33 şüphelinin İstanbul merkezli Balıkesir, İzmir, Şanlıurfa, Kocaeli, Burdur, Mersin ve Bolu'da çeşitli olaylara karıştığını tespit etti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında ekipler şüphelilerin yakalanması için eş zamanlı operasyon başlattı. Yapılan operasyonda 25 kişi yakalanarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler hakkında 'Resmi belgede sahtecilik', 'Nitelikli dolandırıcılık', 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek', 'Kurulan örgüte üye olmak', 'Örgüt adına suç işlemek' ve 'Rüşvet' suçlarından işlem yapılacağı öğrenildi. Gözaltına alınan 25 şüpheli Vatan Caddesi'nde bulunan Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Hakkında gözaltı kararı bulunan fakat henüz yakalanamayan 8 kişinin de yakalanması için polis ekiplerinin çalışmaları devam ediyor.

Görüntü Dökümü:
------------------------------
- Gözaltına alınan şüphelilerin sağlık kontrolüne getirilmesi
- Şüphelilerin görüntüsü
- Genel ve detaylar

09.01.2019 - 07.21 Haber Kodu : 190109012

===================================

6- UYUŞTURUCUYLA YAKALANAN ŞÜPHELİLER, POLİSE RÜŞVET TEKLİF ETMİŞLER

Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
Fatih Aksaray'da şüphe üzerine durdurulan 2 şüphelinin üzerinden satışa hazır 15 parça kokain ele geçirildi. Şüphelilerin polis ekiplerine kendilerini serbest bırakması karşılığında rüşvet teklif ettiği iddia edildi.
Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Aksaray'da 29 Aralık'ta yaptığı denetim sırasında şüpheli iki kişiyi durdurdu. Şüphelilerin üst aramasını yapan polis ekipleri C.S. ve E.Ö.'nün üzerinde satışa hazır halde 15 parça kokain ele geçirdi. Gözaltına alınan şüpheliler Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi'ne götürüldükleri sırada iddiaya göre serbest bırakılmaları karşılığında ceplerinde olan 4 bin 590 lirayı rüşvet olarak teklif etti. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler 30 Aralık'ta sevk edildikleri adliyede çıkartıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

Görüntü Dökümü:
------------
(Polis Kamerası)
-Şüphelilerin emniyetten çıkması

==================================

(ek görüntü ve bilgilerle)
7- YILDIRIM: AK PARTİ İKTİDARI İMAM HATİPLERİN AYAKLARINA BAĞLANAN PRANGALARI SÖKÜP ATTI

TBMM Başkanı Binali Yıldırım

"Ak Parti iktidarı imam hatiplerin ayaklarına bağlanan prangaları söküp attı. 28 Şubat'ın karanlık mirası olan bu ayrımcılığı ortadan kaldırdı. Kat sayı zincirini milletle parçaladık."

Haber-Kamera: İlkay DİKİCİ/İSTANBUL(DHA)
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği'nin bu yıl 3'üncüsünü düzenlediği ÖNDER Kültür Sanat Ödülleri Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu.
Törene, Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, davetliler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Törene gelenler önce Kültür Sanat Komisyonu Kadın üyelerinin yapmış olduğu sergiyi gezdi, ardından salondaki yerlerini aldı. Program Ender Doğan'ın konseri ve Mustafa Karahüseyinoğlu'nun Kur'an-ı Kerim Tilâveti ile başladı.

"KAT SAYI ZİNCİRİNİ MİLLETLE PARÇALADIK"
Törende konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, "Ak Parti iktidarı imam hatiplerin ayaklarına bağlanan prangaları söküp attı. 28 Şubat'ın karanlık mirası olan bu ayrımcılığı ortadan kaldırdı. Kat sayı zincirini milletle parçaladık. Elbette Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı duruşu olmasaydı bu mümkün olmazdı. Evlatlarımızın bilimle yeniden buluşmasını sağladık. Biz tohumu toprakla buluşturduk gerisi gençlerimize kalmış. Okuyacağız, daha çok okuyacağız, daha çok dünyayı, daha çok insanları tanıyacağız. Çağı okuyacaksınız. Tıpta, mühendislikte, ekonomide, sanatta her alanda gerçek bir Müslüman'ın nasıl olması gerektiğini göstereceksiniz. Her şeyden önce iyi bir insan olacaksınız." şeklinde konuştu.

"BU KORKUNÇ SENARYOYU YIRTIP ATMANIN ZAMANI GELDİ"
Yıldırım, "Ülkemizin size daha çok ihtiyacı var. Biz bu belayı yakın bir zamanda yaşadık, sınavımız ağır oldu. Milletimizin dua ve desteğiyle üstesinden geldik. Biz, yalnız Allah'a secde ederiz, özgürlüğümüzü asla kimseye teslim etmeyiz. FETÖ belası bize gösterdi ki, şeytan milenyum çağında taktik değiştirmiş. Allah adına konuşup kendisine secde ettiren suretlere bürünmüş. Bunun adı yerine göre DEAŞ oldu, bunun adı FETÖ oldu, bunun adı El Kaide oldu. Ruhlarına derin boşluklar oluştu, böylelikle kolayla kendilerine inanç diye sunulan şeytani senaryoların piyonu haline geldiler. Şimdi bu korkunç senaryoyu yırtıp atmanın zamanı geldi. Bunu siz yapacaksınız sevgili gençler." ifadelerini kullandı.
Konuşmasının ardından Binali Yıldırım Önder Özel Ödül'ünü Kenan Şurkoviç'e takdim etti.

YILIN FİKRİYAT ÖDÜLÜ, İBRAHİM KALIN'A
Gece de Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da ödüle layık görüldü. Kalın; Barbar, Modern, Medeni eseriyle Yılın Fikriyat ödülünü Halit Bekiroğlu'nun elinden aldı. Ödül konuşması yapan Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın, "Türkiye'de imam-hatip mücadelesi, bir ilim mücadelesidir, eğitim mücadelesidir, bir özgürlük mücadelesidir, bir onur mücadelesidir, bir demokrasi mücadelesidir. Bu mücadeleye katkı veren bütün büyüklerimizi minnetle rahmetle anmak isterim burada. Kendileri çok zor zamanlarda bu ülkenin genç evlatlarına yeni eğitim imkanları sunmak için büyük fedakarlıklarda bulundular. Büyük bedeller ödediler ama hamd olsun bugün onbinler yüzbinler hatta milyonlar halinde imam-hatip nesli ülkemizin kalkınmasına, büyümesine, dünyanın barışına huzuruna katkı sunan bir nesil haline gelmiş bulunuyor. Fikriyat ödülü kategorisinin de önemli olduğunu ifade etmek isterim" dedi.

Her şeyin araçsallaştığı, plastikleştiği, yüzeyselleştiği bir çağda bizim derin düşünceye, fikriyata, tefekküre her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunu belirten Kalın, "Kısa vadeli düşüncelerle, hesaplarla yol alamayacağımızı bütün medeniyetimiz bize gösteriyor. Fernand Braudel'in tabiriyle "longue duree" yani uzun ama çok uzun yüzlerce yıllık dönemler halinde yapılan analizler halinde bize tarihin akışını, hakikatini gösterebilir, diyor. Anlık üretip anlık tükettiğimiz bir çağda bizim bu geçici anların ötesinde hakikatin evrensel kaynağına yeniden dönmemiz, yeniden tutunmamız gerekiyor ki bu dünya hayatındaki kısa yolculuğumuzu inşallah layıkıyla, onurumuzla, imanımızla, amelimizle tamamlayıp dar-ı bekaya heybemiz dolu olarak gidelim" dedi.
Önder 3. Kültür Sanat Ödüllerinde; Önder özel ödülü, sanata hizmet ödülü, yılın geleneksel sanat ödülü, yılın edebiyat ödülü gibi 11 dalda çeşitli ödüller verildi.

GECEDE VERİLEN ÖDÜLLER:
Önder Özel Ödülü: Kenan Şurkoviç
Önder Sanata Hizmet Ödülü: Mustafa Kutlu, Hasan Aycın
Yılın Geleneksel sanat ödülü: Hüseyin Kutlu
Yılın Fikriyat ödülü: İbrahim Kalın
Yılın Edebiyat ödülü: Tarık Tufan
Yılın Müzik ödülü: Prof. Dr. Ruhi Ayangil
Yılın Sinema ödülü: Kardeşim İçin Der'a
Yılın Kültür sanat TV programı: İnsanlık hali
Yılın Kültür sanat STK'sı: İstanbul Tasarım Merkezi
Yılın Okul dergisi: Asım-Bursa Nizam Karasu Anadolu İmam Hatip Lisesi
Yılın Okul kültür sanat projesi: Gökyüzünde açan çiçekler-Diyarbakır Hani Borsa Anadolu İmam Hatip Lisesi, Pinokyo'nun Kitaplığı-Tekirdağ Süleymanpaşa Anadolu İmam Hatip Lisesi

Görüntü Dökümü:
--------------------
-Salona gelenlerden görüntüler
-Sergiyi gezenlerden görüntüler
-Konser ve kuran tilaveti görüntüleri
-Yıldırımın konuşması
-Ödül alanlar
-Kalının konuşması

09.01.2019 - 07.54 Haber Kodu : 190109015
09.01.2019 - 11.04 Haber Kodu : 190109050_I

9- METEOROLOJİDEN FIRTINA UYARISI

Haber: Erhan TEKTEN/İSTANBUL,(DHA)
Ege Kıyılarında Kuvvetli Fırtına, Marmara'da Fırtına, Batı Akdeniz'in Batısı, Batı Karadeniz ve İç Ege'de Kuvvetli Rüzgar Bekleniyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Türkiye'nin Orta Akdeniz üzerinden gelecek yeni bir yağışlı sistemin etkisi altına gireceğinin tahmin edildiği açıkladı. Bugün akşam saatlerinden itibaren Kıyı Ege'de kuvvetlenecek rüzgarın Perşembe günü ile Cuma öğle saatlerine kadar Kıyı Ege'de kuvvetli fırtına (80-100 Km/saat), Marmara'da fırtına (60-80 Km/saat), Batı Akdeniz'in batısı, Batı Karadeniz ve İç Ege'de kuvvetli ve zaman zaman fırtına (50-70 Km/saat) şeklinde esmesinin beklendiğini duyurdu. Vatandaşlar, fırtınanın oluşturabileceği hava, kara ve deniz ulaşımında aksamalar, çatı uçması, ağaç ve direk devrilmesi, soba ve baca gazı zehirlenmesi gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olması konusunda uyarıldı.

===================================

10- PALU AİLESİ'NİN HASTALIĞI BELLİ OLDU

Haber-Kamera: Gökçe KARAKÖSE, Özgür KUMANOVALI / İSTANBUL, (DHA)
Bir televizyon programına kızları ve torunlarının kayıp olduğunu iddia ederek başvuran Palu Ailesi'nde açığa çıkan olaylar Türkiye'nin gündemine oturdu. İddiaların beşiğindeki isimlerin sağlıklı olmadığını ifade eden Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan, özellikle Tuncer Ustael'in paylaşılmış paranoid bozukluk hastası olabileceğini söyledi.
Kocaeli'de yaşayan Palu Ailesi'nin bazı üyeleri hakkında ortaya atılan çocuk istismarı, cinayet ve aile içi şiddet gibi iddialar gündemden düşmüyor. Her gün yeni bir bilginin ortaya çıktığı ailenin ruhsal durumunu değerlendiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan, 'büyü psikolojisi' adı verilen kavram olduğunu ve bunun Türkiye'de zannedildiğinden daha sık görüldüğünü ifade etti.

"GERÇEĞE UYMAYAN DÜŞÜNCELERİ KARŞIDAKİNE EMPOZE EDEBİLİRLER"
Palu Ailesi'nde yaşanan olaylarda tüm aileyi etkisi altına alan Tuncer Ustael'in davranışlarının paylaşılmış paranoid bozukluk hastalığına benzeten Ahmet Ertan Tezcan, "Bu hastalıkta baskın denilen bir kişi vardır, bu kişi ağır hastadır ve hezeyanları vardır. Mantıklı tartışmayla değiştirilmeyen, gerçeğe uymayan düşünceleri bir şekilde etkide kalan kişiye empoze eder. 'MIT beni takip ediyor, CIA beni takip ediyor ' der ve en az 20-30 inanan bulabilir. 'Birileri bana kötülük yapmak istiyor, peşimdeler, uğraşıyor' der ve yine bir takım taraflar bulabilir. Bunu çeşitli inanç organizasyonlarında da görebilirsiniz. Bazı inanç organizasyonlarında bu intihar boyutuna gidecek şekilde de olabilir" diye konuştu.

"BU TÜR DURUMLARLA KARŞILAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Palu Ailesi'nde yaşanan durumun pratikte zannedildiğinden fazla görülen bir durum olduğunun altını çizen Tezcan, "Bu vaka, baskın kişinin etkide kalan kişileri etkileyip hezeyanlarını onların üstünden doyurmasından başka bir şey değildir. Cehalet ne kadar artarsa, eğitim seviyesi ne kadar düşerse ve toplum ne kadar kapalı hale gelirse maalesef bu tür durumlarla karşılaşmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'Bu durum hiçbir zaman için son değil' diyen Tezcan, "Burada etkide kalan kişilerin baskın olan kişiden süratle ayrılması gerekiyor ve etkide kalan kişilerin mutlaka etkin bir tedavi ile mutlaka tedavi altına alınması gerekiyor. Baskın kişinin de mutlaka rahatsızlığının yani bunun anti sosyal kişilik bozukluğu mu? Psikotik bozukluk mu? Ağır borderline kişilik bozukluğu mu? olup olmadığının belirlenip mutlaka ona göre gözlem altında bulundurulması gerekiyor. Yaptığı eylemlerden kanun nazarında ne kadar sorumlu olup olmadığının bilincinde olması gerekiyor" açıklamalarında bulundu.

"BÜYÜ PSİKOLOJİSİ VAR"
Büyü psikolojisinin Türkiye'de sıkça görüldüğünü ve bu tip vakalarla çok sık karşılaştıklarını dile getiren Psikiyatri Uzmanı Tezcan, "Günlük hasta uygulamamızda da günde en az 2-3 kere mutlaka karşımıza büyü, muska ile ilgili bir takım söylemler karşımıza çıkıyor. Buna benzer olaylarla çok karşılaşıyoruz. Bir şizofreni vakasında, obsesif kompulsif bozukluk vakasında, panik bozuklukta bile kişi kendisine büyü yapıldığını, muska yapıldığını, bir takım kişilerin kendisiyle uğraştığını düşünerek maalesef tıp dışı seçenekler içerisinde bulunabiliyor. Psikoz, yani gerçeği değerlendirme yetisi bozulan hastaların 'büyücüye, muskacıya' başvurmadan bize geldiklerini hiç görmedim" dedi.

"TEDAVİ EDİLEBİLİR"
Paylaşılmış paranoid bozukluk yaşayan bu tür vakaların birçoğunun etkilendikleri kişiden ayrıldıkları zaman süratle normale dönmeye başladığını söyleyen Psikiyatri Uzmanı Ahmet Ertan Tezcan, "Bir kısmı dönmeyebilir onlarda da ciddi tedaviler gerekebilir. Burada tedavide ana unsur etkilenen kişilerin baskın kişiden ayrılmasıdır" diye konuştu.
Sağlıklı bireylerin de neredeyse günde ortalama 6-7 defa yalan söylediğini belirten Tezcan, "Yalan söyleme hastalığına mitomani denir. Burada yalan söylemek, bir çeşit hayal kurmak gibidir. Bizim için kişinin kendi söylediği yalana ne kadar inandığı önemlidir. Bahsedilen olayda kişilerin söylenilen yalana da inanması söz konusu. Bu da ayrı bir hastalık ama bu etkilenmenin içinde bir tanı ölçütü olarak da var. Dolayısıyla baskın kişiden ayrıldığı zaman gerçekleri ve doğruları karşıdaki kişilerin anlayacağı biçimde anlatıp, sorunu halletmek gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

"HERKES BİREYSEL TEDBİR ALMALI"
Yaşanan bu tür olaylara karşı herkesi bireysel tedbir alması gerektiği konusunda uyaran Tezcan, "Bazen hepimiz bir şekilde kandırılabilir hale gelebiliriz. Buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Mutlaka sorgulamak ve eğitim gerekiyor. Bilmediklerimizi araştırmak, araştırdıklarımızı öğrenmek, öğrendiklerimizi de yaymak gerekiyor" diye konuştu.

Görüntü dökümü:
-------------
-Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan röportajı

09.01.2019 -11.10 Haber Kodu : 190109054

En Çok Aranan Haberler