HABER

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

  (ÖZEL)  1- MAHKEME KARAR VERDİ:  İBB, KOÇARSLAN'A 799 MİLYON 920 BİN LİRA ÖDEYECEK * Yıllardır süren Etiler'deki arsa davasında mahkeme kararını verdi.

(ÖZEL)
1- MAHKEME KARAR VERDİ: İBB, KOÇARSLAN'A 799 MİLYON 920 BİN LİRA ÖDEYECEK

* Yıllardır süren Etiler'deki arsa davasında mahkeme kararını verdi.

* 4 farklı bilirkişi heyetinin rapor verdiği davada mahkeme, yıllardır boş olan 7 bin 272 metrekarelik arsa için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ünlü işletmeci Memet Koçarslan'a 799 milyon 920 bin lirayı faiziyle birlikte ödemesine karar verdi.

* İlk raporda 160 milyon lira değer biçilen arsaya 15 ay sonra düzenlenen farklı bilirkişi raporlarında 799 milyon 920 bin lira değer biçilmesine İBB avukatları tepki gösterdi. İBB, bilirkişi heyetleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

* İBB ile Koçarslan arasında devam eden 2 farklı arsa davası daha var.

Haber: Yüksel KOÇ / İSTANBUL, (DHA)
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile terör saldırısına uğrayan Reina'nın sahibi Memet Koçarslan arasındaki 3 farklı arsa davasının ilkinde karar çıktı. Mahkeme, 7 bin 272 metrekarelik arsa için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Memet Koçarslan'a faiziyle birlikte 799 milyon 920 bin lira ödemesine karar verdi.

1969'DA İBB'YE VERİLDİ
İstanbul Üniversitesi 104 öğretim üyesi, 1954 yılında Ün-Yapı Kooperatifi (İstanbul Üniversitesi Yapı Kooperatifi) kurarak Etiler'de 70 dönümlük arsa satın aldı. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, eski bakanlardan Besim Üstünel gibi tanınmış 104 öğretim görevlisinin üyesi olduğu kooperatif, arsanın bir kısmına üyeleri için konut yaptıktan sonra işlevini yitirerek şirketleşti. Ün-Yapı Kooperatifi, 1969 yılında Ün-Yapı Anonim Şirketi adını aldı. Ün-Yapı A.Ş., 20 Kasım 1969 tarihinde elinde kalan arsanın 17 bin 578 metrekaresinin irtifak hakkını (kullanım hakkı) süresiz olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne, yeşil alan, okul alanı ve spor alanı olarak kullanılması şartı ile tahsis etti. Şirket, bu işlemden sonra üyelerin kararı ile tasfiye sürecine girdi. Belediye de 2006 yılında okul için ayrılan arsanın irtifak hakkını İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi'ne devretti.

2005 YILINDA ŞİRKET MEMET KOÇARSLAN'A GEÇTİ
1 Ocak 2017'de terör saldırısı sonrasıyla Türkiye'nin gündemine oturan Reina'nın sahibi Memet Koçarslan, şahsı ve yüzde 80 hissedarı olduğu Ak-El Yapı ve Yapı Malzemeleri A.Ş. üzerinden 2005 yılından itibaren Ün-Yapı A.Ş.'nin hisselerini toplamaya başladı. 2012 yılına gelindiğinde Ün-Yapı A.Ş.'nin 2.5 milyon hissesinin 2 milyon 244 bin 914 adedi, yani yüzde 90'ı Memet Koçarslan ve Ak-El Yapı A.Ş.'ye geçti.
Etiler'de 17 bin 578 metrekarelik arsası bulunan ve 40 yıldır tasfiye süreci yaşayan şirketi ihya etmek için (yeniden ekonomik hayata kazandırmak) harekete geçen Ün-Yapı A.Ş.'nin çoğunluk hissedarları mahkeme kararı ile şirketi tasfiye sürecinden çıkardı.

6 YIL ÖNCE ÜÇ AYRI DAVA AÇTI
Yeni hissedarlara sahip olan ve tasfiye sürecinden çıkarılan Ün-Yapı A.Ş., 2012 yılında, belediyeye tahsis edilen irtifak hakkının terkini için mahkemeye başvurdu. Üç ayrı dava açan Ün-Yapı A.Ş., 5 bin 252 metrekarelik spor alanı, 5 bin 54 metrekarelik yeşil alan ve 7 bin 272 metrekarelik okul alanı için tahsis edilen irtifak haklarının terkini istedi. Ün-Yapı A.Ş, ayrıca kamulaştırmasız el atıldığını öne sürerek bedel ödenmesini talep etti.
Ün-Yapı A.Ş., 7 bin 272 metrekarelik okul alanı için İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak İstanbul İl Özel İdaresi'ni temsilen İstanbul Valiliği aleyhine açtığı davanın dilekçesinde, 1969 yılında üst hakkını tahsis ettiği belediyenin bugüne kadar okul yapmadığını, geçen zaman içinde Etiler bölgesinin okula ihtiyacı kalmadığını öne sürerek, irtifak hakkının terkinini istedi. Dilekçesinde 42 yıl önce irtifak hakkının 1 lira karşılığı tahsis edildiğini, belediyenin bugüne kadar bu tutarı da ödemediğini savunan Ün-Yapı A.Ş., 42 yıl önce verilen irtifak hakkının kendileri için çekilmez bir hal aldığını savundu. Ün-Yapı A.Ş., 1969 yılında verilen irtifak hakkının terkinini, bu talebi kabul edilmediği takdirde de arsanın davalıya devri karşılığı bir bedelin ödenmesini talep etti. Aldığı irtifak hakkını valiliğe devreden belediye, ihbar edilen ve katılan sıfatı ile davada yer almaya başladı.

İLK RAPOR ARSAYA 160 MİLYON LİRA DEĞER BİÇTİ
Mahkeme dava dosyasını bilirkişiye yolladı. Bilirkişi heyeti, 19 Şubat 2016 tarihli 34 sayfalık raporu dava dosyasına yolladı. Raporda emlak sitelerinde Etiler için yayınlanan emsal arsalar için istenen bedellere yer verildi. Emsal arsaların metrekaresinin 27 bin ile 17 bin lira arasında değiştiği örnekleri ile anlatılan raporda, davaya konu arsanın metrekaresinin de 22 bin 42 lira, toplam değerinin de 160 milyon 294 bin 369 lira olduğu belirtildi.

15 AY SONRA YENİ BİLİRKİŞİLER ARSAYA 799 MİLYON 920 BİN LİRA DEĞER BİÇTİ
İtiraz üzerine dosya bir kez daha bilirkişiye gitti. Yeni bilirkişi heyeti tarafından hazırlanarak dava dosyasına gönderilen 16 Mayıs 2017 tarihli bilirkişi raporunda arsanın değeri 5 katına çıktı. Bilirkişi heyeti arsanın metrekaresine 110 bin, toplamına da 799 milyon 920 TL değer biçti. İtiraz üzerine dosya bir kez daha bilirkişiye gönderildi. 18 Temmuz 2017 tarihli yeni bilirkişi raporunda da, arsaya metrekaresi 110 bin liradan toplam 799 milyon 920 bin lira değer biçildi. 19 Şubat 2018 tarihinde sunulan son bilirkişi heyeti raporunda da arsaya aynı değer biçildi.

BELEDİYE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi avukatları, karar duruşmasından 25 gün önce 5 Mart 2018 tarihinde dava dosyasına iki ayrı dilekçe sundular. Dilekçelerde, SPK ve BDDK lisansı bulunan değerlendirme firmasına inceleme yaptırıldığı, bu firmanın 27 Kasım 2017 tarihi itibari ile davaya konu arsanın metrekaresine 11 bin 910 TL değer biçtiği, aynı bölgede bulunan emsal bir arsanın metrekaresine de 28 bin 330 TL değer biçtiği belirtilerek, "Hal böyle iken davaya konu taşınmazın metrekaresine 110 bin TL gibi fahiş bir miktar belirleyen rapor mümzileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur" denildi.

İBB: 1 MİLYAR TL CİVARINDA LEGAL GÖRÜNÜMLÜ İŞLEMLERLE İLLEGAL YOLLARDAN ZARARA UĞRATILACAĞIZ
Dilekçelerinde, 11 Ağustos 2016 tarihinde dosyaya sunulan bir başka raporda bilirkişilerin arsanın metrekaresine 6 bin TL, dosyada var olan bir başka raporda arsanın metrekaresine 22 bin 42 TL değer biçildiğini, sonraki raporlarda metrekaresine 110 bin TL değer biçildiğini hatırlatan İBB'nin avukatları, "Konu görünüşte basit bir terkin ve el atma nedeniyle tazminat gibi görünse de; dava konusunda verilen görüşlerin fiili ve hukuki gerekçelere aykırı olarak tespit edilmesi ve davaya konu arsa bedelinin ise fahiş belirlenmesi, kamu idaresinin yaklaşık 1 milyar TL civarında legal görünümlü işlemlerle illegal yollardan zarara uğratılacaktır. Bilirkişilerin TCK 276/1 anlamında gerçeğe aykırı mütalaada bulunması suçunu işledikleri yönünde kuvvetli şüpheye düşülmesine neden olmuştur " dedi. Belediye, davanın esastan reddini istedi.

MAHKEME BELEDİYENİN 799 MİLYON 920 BİN TL'Yİ FAİZİ İLE ÖDEMESİNE HÜKMETTİ
30 Mart 2018 tarihinde görülen karar duruşmasında mahkeme, irtifak hakkının terkinine, arsanın tapusunun belediye adına tesciline ve belediyenin buna karşılık davacı Ün-Yapı A.Ş.'ye 799 milyon 920 bin lirayı dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödemesine hükmetti.

Görüntü Dökümü:
---------------
-Arazinin havadan görüntüleri
-Arazinin dışından görüntüler
-Arazinin içinden görüntüler
-Arazinin bulunduğu sokaktan görüntüler

==============================

(Ek Görüntüyle Geniş Haber)
2- MEHMET ŞİMŞEK'TEN 'ENFLASYON' VE 'KUR' AÇIKLAMASI

* Başbakan Yardımcısı Şimşek,
"Biz piyasalarla hiçbir zaman cebelleşmedik. Tabii ki ülkemizin gerçeklerini ve potansiyelini biliyoruz. Bu iniş çıkışların geçici olduğunu, kalıcı bir tahribat yaratmayacağını biliyoruz."

^"Enflasyon dinamiklerine baktığınız zaman kur eksenli bir baskı söz konusu. Ama önemli ölçüde reel ekonomiden kopuk, döviz piyasası söz konusudur."

"Bu endişelerin hızlı bir şekilde Merkez Bankası'nın atacağı adımlar, hem de seçim sonrası bu zor dönemin geride kalacağı, yeni bir reform hamlesiyle bu dönemin kapanacağını ümit ediyorum."

Haber-Kamera: Enver ALAS - Cansel KİRAZ / İstanbul DHA
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, piyasalardaki dalgalanmalara ilişkin, "Biz piyasalarla hiçbir zaman cebelleşmedik. Tabii ki ülkemizin gerçeklerini ve potansiyelini biliyoruz. Bu iniş çıkışların geçici olduğunu, kalıcı bir tahribat yaratmayacağını biliyoruz. Ama bu dalga boylarını sınırlamak için kurumlarımız, hükümetimiz gereken tepkileri vermiştir, vermeye de devam edecektir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye Katılım Bankaları Birliği(TKBB)'nin 17. Olağan Genel Kurul Toplantısı'na katıldı. Çırağan Sarayı'nda gerçekleşen toplantıya Şimşek'in yanı sıra TKBB Yönetim Kurulu Başkanı Melikşah Utku, BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben ile genel kurul üyeleri ve sektör temsilcileri de katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Mehmet Şimşek, katılım bankaları sektörüne "Sizin yanınızdayız. Bu sektörün büyümesi ve gelişmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız" mesajını verdi. Faizsiz finans ürünlerine olan ilgiyi aktaran Şimşek, katılım sigortacılığının önünü açtıklarını bu konuda sektör temsilcilerinden de ilave çaba beklediklerinin altını çizdi.

"HER ŞEYİ KANUNLA YAPMANIZA GEREK YOK"
Katılım bankaları sektörünün kredibilitesi ve itibarının çok önemli olduğuna vurgu yapan Şimşek, "Güven her şeydir. Sizin geleneksel bankacılık sektöründen ayrı olduğunuzu ortaya koyacak en önemli kurumsal adımlardan bir tanesi budur. Uzun süre, 'kanun gerekiyor' dediler. Her şeyi kanunla yapmanıza gerek yok. Kanun var zaten. O kanuna uygun ikincil bir düzenlemeyle rahat bir şekilde kuruluyor" dedi.

"FAİZSİZ FİNANS SEKTÖRÜNÜN BÜYÜMESİ İÇİN ÇABALAYACAĞIZ"
Katılım Bankaları sektöründen beklentilerini dile getiren Mehmet Şimşek, şunları söyledi:
"Sizden İslami normlara, ilkelere uygun bir ürünler geliştirmenizi istiyoruz. Güçlü bir şekilde o alanlarda daha aktif olmalısınız. Girişim sermayesi gibi alanlarda daha görünür olmanızı istiyoruz. Özellikle bütün alanlarda kendinizi daha iyi tanıtmalısınız. Faizsiz finans sektörünün gelişmesi için sizlerle birlikte çaba göstereceğiz. Türkiye olarak sermaye piyasalarını geliştirmeye ihtiyacımız var. Geleneksel bankacılık sektörünün sınırları var. Sermaye piyasalarımızın derinleşmesi lazım. İstanbul finans merkezinin en önemli bileşenlerinden biri de faizsiz finanstır. Bu nedenle faizsiz finans sektörünün çok güçlü bir şekilde büyümesi için çabalayacağız. Buradaki gelişme piyasadaki oynaklığı da azaltır."

"PİYASALARDAKİ ENDİŞE"
Döviz piyasalarındaki yaşanan dalgalanmalar ve enflasyon üzerine konuşan Mehmet Şimşek, piyasalardaki endişeleri anladıklarını ve bunun küresel arka planını iyi okuduklarını dile getirdi. Şimşek, "Enflasyon dinamiklerine baktığınız zaman kur eksenli bir baskı söz konusu. Ama önemli ölçüde reel ekonomiden kopuk, döviz piyasası söz konusudur. Bu endişelerin hızlı bir şekilde Merkez Bankası'nın atacağı adımlar, hem de seçim sonrası bu zor dönemin geride kalacağı, yeni bir reform hamlesiyle bu dönemin kapanacağını ümit ediyorum. Reel ekonomik faaliyet düzeyinden kopuk, para piyasaları ve döviz piyasalarındaki gelişmelerin son bulacağına inanıyorum. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde enflasyonun güçlü bir çabayla, bütüncül bir yaklaşımla tekrar tek haneye indirilmesini mümkün görüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"MALİYE POLİTİKALARINDAKİ KAYGILAR YERSİZ"
Mehmet Şimşek, geçmişte de küresel ve yerel piyasalarda buna benzer dalgalanmaların olduğunu bunların önünde sonunda doğru yönetildiğini anlattı. Piyasalardaki endişelere maliye politikalarında bir trend değişikliği olup olmadığına ilişkin kaygıların yersiz olduğunu ifade eden Şimşek, "Piyasalardaki endişelerden biri enflasyon ise diğeri ise maliye politikasına ilişkin atılan adımlardan kaynaklandığını görüyoruz. Şunu net olarak ifade edelim; Türkiye birçok kez seçim yaşadı. Bütün bu seçimlere rağmen hükümetimiz bütçe açıklarını milli gelire oran olarak yüzde 10,5'lerden neredeyse yüzde 0'lara kadar indirmişti. Hain darbe girişimi sonrası ekonomide bir resesyon yaşanmasın diye maliye politikası geçen sene devreye sokuldu. Ondan dolayı açık yüzde 1,9'dur. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde geçen sene açık ortalama yüzde 4,4... Toplam şu ana kadar paketin boyutu milli gelirin yüzde 0,7'sidir. Ama bu sene gelir performansı nispeten daha iyi. İmar barışından ve vergi yeniden yapılandırmasından muhtemelen kısa vadeli perspektifle bu harcama artışının yüzde 0,7'nin muhtemelen iki katı kadar bir gelir artışı söz konusu olacak" ifadelerini kullandı.

"PİYASALARLA HİÇBİR ZAMAN CEBELLEŞMEDİK"
Gündemlerinde çok önemli bir vergi reformu olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Şimşek, vergi oranlarını hiç artırmadan sadece vergiyi tabana yayarak harcama artışını kalıcı bir şekilde telafi etme yeteneğinin çok net ortada olduğunu açıkladı.
Şimşek, "25 Haziran itibarıyla gerek makro ihtiyati tedbirler ile cari açığın daha da aşağıya çekilmesi vergi reformunun gündeme gelmesiyle vergi oranlarını artırmadan vergiyi tabana yayarak kamu maliyesinin güçlü durumu mümkün. Para politikasındaki normalleşme başladı. Hem bir sadeleşme söz konusu. Biz piyasalarla hiçbir zaman cebelleşmedik. Tabii ki ülkemizin gerçeklerini ve potansiyelini biliyoruz. Bu iniş çıkışların geçici olduğunu kalıcı bir tahribat yaratmayacağını biliyoruz. Ama bu dalga boylarını sınırlamak için kurumlarımız, hükümetimiz gereken tepkileri vermiştir, vermeye de devam edecektir" dedi.

"BARDAĞIN YARI BOŞ OLDUĞUNA DAİR PİYASANIN YAKLAŞIMI VAR"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin içeride ve dışarıda özellikle de yanı başında yaşanan jeopolitik gerginliklere, FETÖ darbe girişiminin küresel ilişki ağındaki tahribatına rağmen çok güçlü reel ekonomik performans ortaya koyduklarını aktardı.
Büyük resme odaklanılmasında fayda olduğunu kaydeden Şimşek, şunları söyledi:
"Türkiye'nin seçim dönemindeyiz diye tedbir alınmayacak varsayımı yanlıştır. Hiçbir kurumumuzun özellikle de Merkez Bankası'nın eli kolu bağlı değildir. Gerekeni geçmişte yapmıştır, yapmaya da devam edecektir. Reel ekonomi çok daha farklı dengelere işaret ediyor. Dengesizlikler önemli ölçüde önümüzdeki dönemde inanıyorum ki iyileşmeye devam edecektir. Turizmde güçlü bir toparlanma var. Petrol fiyatlarının artışı olumsuz gibi görünebilir. Doğru; doğrudan etkisi olumsuz ama dolaylı etkisi olumlu. Bizim firmalarımız petrol ihraç eden ülkelerde çok daha büyük işler yapacaklar, çok daha yüksek gelir elde edecekler. Dolayısıyla bardağın yarı boş olduğuna dair piyasanın yaklaşımı var. Aslında bardak yarı dolu en azından. Yarısından fazlası bile dolu. Türkiye'nin makro ekonomik temellerine baktığımızda, önümüzdeki dönem vizyon ve kararlılığımıza baktığımız zaman inanıyorum ki piyasalardaki dalgalanmada; 2006'da bir şeyler yaşanmıştı. 2008 ve 2009 yaşanmıştı. Birçok dönemde bu tür dönemsel bir takım piyasaların endişelerinin zirveye çıktığı dönemler yaşanmıştır. Ama bunların hepsi geçici olmuştur. Türkiye çok güçlü bir şekilde yoluna devam etmiştir."
Konuşmasının ardından Mehmet Şimşek'e TKBB Yönetim Kurulu Başkanı Melikşah Utku tarafından günün anısına bir plaket takdim edildi.

Görüntü Dökümü
----------------------
-Toplantıya katılanlar
-Mehmet Şimşek'in açıklamaları
-Genel ve detaylar

09.05.2018 - 12.18 - Haber Kodu : 180509045
09.05.2018 - 13.43 - Haber Kodu : 180509076

======================================

3- MAHKEME BAŞKANI: SİZ DE HER SAKALLIYA İNANMASAYDINIZ"

Haber: Özden ATİK / İSTANBUL DHA
Bayrampaşa'daki Caprice Gold ile Maldivler'deki Caprice Maldivler adlı gayrimenkul projelerinde, 349 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla yargılanan Fadıl Akgündüz ve akrabalarının da aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada ifade veren bir mağdur "Kendisinin sakalının kesilmesini, sarığının, cübbesinin çıkartılmasını, dini sohbet vermesinin yasaklanmasını istiyorum" deyince Mahkeme Başkanı Mustafa Karayıldız, "Bizim böyle bir ceza verme durumumuz yok. Siz de her sakallıya inanmasaydınız" yanıtını verdi.
İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 13'üncü celsesi görülen davaya, tutuksuz sanıklar Fadıl Akgündüz ve Mehmet Salih Obut katıldı. Diğer sanıklar duruşmaya gelmezken; çok sayıda mağdur ve avukatları da duruşmada hazır bulundu. Mahkeme Başkanı, sanıklar hakkında birleştirilen iddianameler olduğunu tutanağa geçirdi. Daha sonra ifadesi alınmayan şikayetçilerin beyanları alındı.

"4 KATLI BİNAMI VERDİM, ŞİMDİ KİRADAYIM"
Şikayetçi Gül Serap Şahin 2010'da 170 bin TL karşılığında Bayrampaşa Caprice Gold projesinden, 3 tane devre mülk aldığını belirterek "2013'te Bağcılar'da 4 katlı binamın karşılığında 2 tane devre mülk aldım. Toplamda 600 bin TL ödedim. Şu an kiradayım. Zor durumdayım. Cezalandırılmasını istiyorum" dedi.

"KUR'AN ÖĞRETİYORDUM, ŞİMDİ TUVALET TEMİZLİYORUM"
Şikayetçi Davut Karaca ise "2014 yılında 3 adet devre mülk aldım. Toplamda 250 bin lira bedel karşılığında anlaşma yaptık. Birinin tapusunu aldım. Diğer ikisinin alamadım. Şikayetçiyim. Kur'an kursunda çocuklara Kur'an öğretiyordum. Onun yüzünden Kur'an kursunu bırakmak zorunda kaldım. Şu an bir şirkette tuvalet temizleyerek geçimimi sağlıyorum" dedi.

"SAKALININ KESİLMESİNİ, DİNİ SOHBET VERMESİNİN YASAKLANMASINI İSTİYORUM"
Şikayetçi Mustafa Azgün de 2014'te bir devre mülk satın aldığını, toplam 63 bin lira bedel karşılığında anlaşma yaptığını ifade ederek "En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Kendisine şöyle bir ceza verilmesini istiyorum. Kendisinin sakalının kesilmesini, sarığının, cübbesinin çıkartılmasını, dini sohbet vermesinin yasaklanmasını istiyorum" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Mustafa Karayıldız, "Bizim böyle bir ceza verme durumumuz yok. Siz de her sakallıya inanmasaydınız" deyince bir şikayetçi, "Bu sakal meselesi değil, devletin tapusuna inandık" şeklinde konuştu.

"İDAM EDİLMESİNİ İSTİYORUM"
Şikayetçi Ercan Gündüz ise binlerce insanın mağdur olduğunu belirterek "İçimizdeki birçok insan kötü durumda. Hasta olanlar, ölenler oldu. Kendisi bu ölümlerden sorumludur. Mümkünse idam edilmesini istiyorum" dedi.

"ASILMASINI İSTİYORUM"
Şikayetçi Hanife Şen, "Maltepe'de babamdan kalan arsayı verdim. Babamın hatırasıydı. Şimdi deseler ki 'Şuraya bir ip asın altındaki sandalyeyi çekin' ilk önce ben çekerim. Asılmasını istiyorum" dedi.

"MAĞDUR PARALARIYLA 3 TANE OTEL YAPILIRDI"
"Şikayetçi Mustafa Ulusoy da "Mağdurlardan topladığı parayla bugüne kadar 3 tane otel yapılırdı. Bu sadece vatandaşı değil, devleti de kandırdı. Hakkımı helal etmiyorum" dedi.

"DİNDAR İSİMLERLE TANITIM YAPILINCA KANDIM"
Şikayetçi Adil Durmuş da "Daha önceden sahtekar, dolandırıcı olduğunu biliyordum. Ancak dindar isimlerle tanıtım yapınca kandım" dedi.

ŞİKAYETÇİ AVUKATI: "TÜM ŞİRKETLERİNE TEDBİR KONULSUN"
Mağdur avukatı Duygu Süren ise, "Çiftlik Bank ve Anadolu Farm soruşturmalarında şüphelilerin mal varlıklarına el konulduğunu, ihtiyati tedbir kararlarının uygulandığını, bu davanın da aynı mahiyette olduğu için Fadıl Akgündüz ve diğer sanıkların tüm şirketlerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ediyoruz" dedi. Başka bir mağdur avukatı da şirketlere kayyum atanmasını ve tüm sanıkların tutuklanmasını istedi.

SANIK FADIL AKGÜNDÜZ:"EN KISA SÜREDE BİTİRİLECEK"
Mahkeme Başkanı Mustafa Karayıldız, ifadelerin tamamlanmasının ardından sanık Fadıl Akgündüz'e "Son durum nedir" diye sordu. Akgündüz ise "Bazı çalışmalarımız var. Bu yıl içerisinde faaliyete başlayacağız. 14 ay içerisinde inşaallah bitecek. Yapan da, mağdur katılımcı da mağdur. En kısa sürede bitirilecek" diye cevap verdi.

TUTUKLAMA, KAYYIM VE TEDBİR TALEBİ REDDEDİLDİ
Mahkeme heyeti, sanıkların tutuklanmasına ilişkin talebi, kayyım atanması ve mal varlıklarına tedbir konulması yönündeki talebi reddetti. Heyet, bilirkişi raporunun beklenmesi için duruşmayı erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fadıl Akgündüz birlikte yargılanan 5 sanığa 349 müştekiye yönelik "Nitelikli dolandırıcılık" suçundan ayrı ayrı 698 yıldan 2 bin 443 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Akgündüz, 22 Aralık 2015'de tacir ve ya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan tutuklanmıştı. 28 Mart'ta çıkarıldığı mahkemede ise yeğeni Mehmet Salih Obut ile birlikte tahliyesine karar verilmişti.

Görüntü Dökümü:ARŞİV
-Caprice Gold temel atma töreni
-Fadıl Akgündüz
-Detaylar

09.05.2018 - 14.10 Haber Kodu : 180509081

===================

4- JANDARMADAN DRONE'LU, AKILLI GÖZLÜKLÜ, MOBİL PTS'Lİ DENETİM

* Jandarma ekipleri Şile Otoyolu'nda denetimdeydi; kontrollerde Drone'lar, akıllı gözlük Takbul, Mobil Plaka Tanıma Sistemi kullanıldı.

Haber: İhsan YALÇIN - Kamera: İstanbul DHA
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Şile'de özel cihazlar ve yeni nesil sistemlerle denetim yaptı.
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı ekipler, bugün sabah saatlerinde 2018 Yılı Trafik Haftası etkinlikleri kapsamında, Şile Otoyolu'nda trafik denetimi yaptı. Denetimlerde Drone'lar ile kurallara uymayan sürücüler kontrol noktasına ulaşmadan önce havadan tespit edildi.

MOBİL PLAKA TANIMA SİSTEMİ
Mobil Plaka Tanıma Sistemiyle sabit ve hareketli haldeki araçlar 5 saniye içerisinde sorgulandı. Haciz yakalamalı, çalıntı veya 'aranıyor' alarmı veren araçlar mobil cihazın bulunduğu yerden 300 metre uzaklıktaki trafik ve motosikletli asayiş timleri tarafından incelendi.

AKILLI GÖZLÜK TAKBUL
Denetimlerde aranan kişilerin yakalanması, çalıntı, kayıp, haciz ihbarlı araçların ele geçirilmesi maksadıyla Takbul gözlükleri ile yeni nesil barkod okuyuculu kimlik ve sürücü belgesi sorgulama sistemi de kullanıldı.
Trafik kurallarına uymayan sürücülere para cezası kesilirken, kurallara uydukları tespit edilen sürücülere ise jandarma ekipleri tarafından trafik haftası anısına çeşitli hediyeler verildi.

Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Mobil PTS'li denetim
-Takbul gözlükleri
-Droneli denetim
-Araçların durdurulması
-Sürücülere hediye verilmesi
-Motosikletli asayiş timlerinden detay
-Genel ve detaylar

09.05.2018 - 13.56 - Haber Kodu : 18050908

===========================

5- AYVALITAŞ DAVASI'NDA DOSYA DÖRDÜNCÜ KEZ BİLİRKİŞİYE GÖNDERİLDİ

Haber: Yüksel KOÇ / DHA istanbul
Gezi Parkı eylemlerine destek amaçlı Ümraniye'de TEM otoyolu üzerinde gerçekleşen yürüyüş sırasında bir aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş'ın ölümüne ilişkin davanın 19. celsesi görüldü.Mahkeme, müşteki avukatların talebi doğrultusunda tarafların kusur oranlarını belirlemek için dosyayı dördüncü kez bilir kişiye yollamaya karar verdi.
İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 19. duruşmasına, Mehmet Ayvalıtaş'ın babası Ali Ayvalıtaş ve avukatları ile tutuksuz yargılanan sanıklardan Mehmet Görkem Demirbaş ve Avukatı Yalçın Tura katıldı. Tutuksuz yargılanan diğer sanık Cengiz Aktaş ise duruşmaya gelmedi. Duruşmayı, HDP eski Eş Genel Başkanı Serpil Kamalbay ve HDP milletvekili Hüda Kaya da takip etti. Söz alan müşteki Ali Ayvataş'ın avukatlarından Sevgi Evren Köroğlu "Adli Tıp Uzmanlar Kurulu raporu kabul edilebilir bir şey değil. Bu rapor dosya kapsamını incelememiş, irdelememiştir. Bu rapor yok hükmündedir, karara dayanak yapılamaz diye düşünüyoruz" dedi. Olayın meydana geldiği yolda yayaların girişini engelleyen bir bariyer söz konusu olmadığını söyleyen avukat Köroğlu, "Dosyanın, İTÜ İnşaat Fakültesi Ulaştırma Ana Bilim Dalı'da görevli bir heyete gönderilerek keşif yapılmasını ve yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep ediyoruz" dedi.

'EĞER ADALET YERİNE GELMEZSE SİZİ ALLAH'A HAVALE EDİYORUM'
Söz alan Mehmet Ayvalıtaş'ın babası Ali Ayvalıtaş, "İçim yanıyor. Askere gidecekti. İki ayı vardı, öldürüldü. Katilleri de burada serbest. Peşinden eşim gitti. Ben siyasi hiçbir görüş istemiyorum, bu olayı vicdanınıza bırakıyorum. Eğer adalet yerine gelmezse sizi Allah'a havale ediyorum" dedi.

SANIK AVUKATI: İDARENİN KUSURU VATANDAŞI BİRBİRİNE DÜŞÜRÜYOR
Bilirkişi raporlarında çelişki bulunmadığını söyleyen sanık Görkem Demirbaş'ın Avukatı Yalçın Tura, "Tabii ki biz hukuku savunuyoruz burada. Gerçekten bu olaydan büyük üzüntü duyduğumu her zaman belirttim. Benim de çocuklarım var. Olayın oluş biçiminde idarenin asli kusuru vardır. Valiliğe, emniyete yazı gidiyor eylemle ilgili ama hiçbir önlem almıyorlar. Burada idarenin kusuru, vatandaşı birbirine düşürüyor, canını yakıyor. Biz bundan keyif almıyoruz" dedi.
Mahkeme, tarafların kusurunun belirlenmesi için dosyayı İTÜ Ulaştırma Ana Bilim Dalı'nda görevli 3 kişilik bilirkişi heyetine göndererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 2 Haziran 2013 tarihinde Ümraniye'de Gezi Parkı eylemlerine destek veren ve Mehmet Ayvalıtaş ile Seyit Kartal'ın da bulunduğu bir gurubun yolu trafiğe kapattığı, şüpheli Görkem Demirbaş ile şüpheli taksi şoförü Cengiz Aktaş'ın kullandıkları araçların fren yapmalarına rağmen çarpıştıkları, Mehmet Ayvalıtaş'ın aracın altında kalarak yaşamını yitirdiği belirtiliyor. İddianamede, şüpheliler Demirbaş ve Aktaş için, "Taksirle ölüme neden olmak" suçundan 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Görüntü dökümü: (arşiv)
---------------------------
-Baba Ali Ayvalıtaş
-Adliyeden görüntü
-Güvenlik önlemleri
-Detaylar

09.05.2018 - 13.44 - Haber Kodu : 180509077

=====================

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler