HABER

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3 

  - (havadan görüntülerle)  1- VALİLİK: İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ TAHLİYE EDİLECEK Alper KORKMAZ - Serdal ALTINTEPE - İstanbul DHA - İSTANBUL Valiliği'nden yapılan açıklamada, "İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde binaların genel olarak bodrum katlarında kullanılan betonun deniz kumundan imal edildiği, beton kalitesinin düşük olduğu tespit edilmiştir.

- (havadan görüntülerle)
1- VALİLİK: İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ TAHLİYE EDİLECEK

Alper KORKMAZ - Serdal ALTINTEPE - İstanbul DHA - İSTANBUL Valiliği'nden yapılan açıklamada, "İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde binaların genel olarak bodrum katlarında kullanılan betonun deniz kumundan imal edildiği, beton kalitesinin düşük olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında çok sayıda kolonun rutubete bağlı olarak korozyona uğradığı, beton dökülmelerinin oluştuğu, kolonlarda hem deprem hem de fiziki şartlardan kaynaklı önemli yapısal hasar bulunduğu tespit edilmiş ve binaların tahliyesine karar verilmiştir" denildi.
İstanbul Valiliği, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi ile İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin deprem ön hasar tespit çalışmalarıyla ilgili yazılı açıklamada bulundu.
Açıklamada "26 Eylül 2019 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi ile İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yerleşkelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızca görevlendirilen teknik ekipler tarafından ön tespitler gerçekleştirilmiştir" ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti:
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ (ÇAPA YERLEŞKESİ)
İstanbul Tıp Fakültesi Çapa Yerleşkesi'nde bulunan binalarda yapılan deprem ön hasar tespitleri neticesinde;
İç Hastalıkları Poliklinikleri Binası, Cerrahi Tıp Bilimleri Binası, Dekanlık Binası ve Temel Tıp Bilimleri Bölümü Binası'nda deprem kaynaklı yapısal bir hasara rastlanılmadığı, Ord. Prof. Dr. Hulusi Behçet Kütüphanesi Binasının; yapım yılı, malzeme kalitesi ve kullanım amacı dikkate alınarak yapılacak performans analizleri neticesine göre karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ
Diş Hekimliği Fakültesi'nde bulunan 7 adet binada yapılan deprem ön hasar tespiti incelemesi neticesinde;
Binaların genel olarak bodrum katlarında kullanılan betonun deniz kumundan imal edildiği, beton kalitesinin düşük olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında çok sayıda kolonun rutubete bağlı olarak korozyona uğradığı, beton dökülmelerinin oluştuğu, kolonlarda hem deprem hem de fiziki şartlardan kaynaklı önemli yapısal hasar bulunduğu tespit edilmiş ve binaların tahliyesine karar verilmiştir.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi; Binalarda yapılan deprem ön hasar tespitleri neticesinde; 26.09.2019 tarihinde meydana gelen depremden dolayı; Çocuk Acil binasının az hasarlı, diğer 13 binada ise yapısal bir hasar olmadığı tespit edilmiştir.
Kardiyoloji Enstitüsü (Haseki) Mikrobiyoloji Laboratuvarı,
Sağlık Bilimleri Fakültesi (Bakırköy) binaları,
Veteriner Fakültesi (Avcılar) binasının az hasarlı olduğu tespit edilmiştir.
Binaların yapım yılı ve kullanım amacı dikkate alınarak yapılacak performans analizleri neticesine göre hareket edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Yapılan çalışmalarda hasar tespit durumuna göre binalarda sunulan eğitim ve sağlık hizmetlerinin devamına ilişkin karar, her iki üniversitemizin rektörlüklerince verilecektir.

Görüntü Dökümü:
---------
-Binadan görüntüler
-Binanın havadan görüntüleri

============================

2- BAĞCILAR'DA 5 KATLI BİNA TAHLİYE EDİLDİ

Haber-Kamera: Cemil ÖZDEMİR-Murat SOLAK/İSTANBUL (DHA)
İstanbul'da meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremin ardından Bağcılar'da 5 katlı bir binanın kolonlarında ve duvarlarında çatlaklar oluştu. Yapılan incelemenin ardından bina tahliye edilerek mühürlendi.
Depremin ardından Bağcılar Güneşli Mahallesi 1311. Sokakta bulunan 5 katlı binanın kolonlarında ve duvarlarında çatlaklar oluştu. Evlerinde kalmaya korkan bina sakinleri, durumu belediye ekiplerine bildirdi. Yapılan incelemenin ardından yıkılma riski bulunduğu tespit edilen binanın 60 sakini tahliye edildi.
Evlerindeki eşyaları binanın yakınlarında bulunan boş araziye taşıyan bina sakinleri, akrabaları ve komşularında kalmaya başladı.
Binada sakini Fikri Şişman "Vaziyet kötü, binamız çatlak. Önceki depremden hafif bir şey oldu ama daha sonradan çatlaklar oldu. Korktuk artık. Biz bir şey yapamayız artık buraya. Bu binada durulacağını aklım kesmiyor. İncelemeye geldiler yardımcı oldular. Bize rapor çıkacağını söylediler. Çocuklar kalmadı ama biz bir iki akşam kaldık. Bir gün bir çatlama sesi oldu, hanım indi aşağıya, baktım ben de çatlıyor. Millet galeyana gelmesin diye o çatlağı görünce artık ben de orada yatmak istemedim. Bina mühürlendi. Bize eşyalarınızı alın dediler. Yetkililer karot almaya gerek yok, bu binada durulmaz dediler. Burada iki ailem var. Bir kızım bir de kendim. Ben emekliyim köye taşınacağım. Mecbur köye taşınacağım başka çarem yok. Kiralar pahalı" dedi.
Bina sakini Vahide Yılmaz, "Durumu görüyorsunuz. Binaya korkarak giriyoruz. Annem kardeşim orada eşyaları toplamaya çalışıyorlar. Ben burada bebeğimle binaya giremiyorum. Korkuyorum. Yardım etmek istiyorum, edemiyorum. Çünkü bina sallanıyor. En ufak bir şiddette çökecek. Korkarak bekliyoruz. Yetkililerden yardım bekliyoruz" diye konuştu.
Deniz Şişman ise, "Biz değil sadece kiracılar var. Dün akşam kara kara düşünüyorlar 'ne yapalım' diye. Bizler çoluk çocuk dışarıdayız. Evlere girmekten çok tedirgin oluyoruz. Hele bugün o kadar korku salmış ki içimize, deprem oluyor sanıp hepimiz dışarıya çıktık. O korkuyu hiçbir zaman unutmam. Yardım bekliyoruz, bu kadar insan mağdur bırakmayın" diyerek gözyaşı döktü.

Görüntü Dökümü
--------------
-Binadan görüntü
-Çatlaklardan görüntü
-Bina sakinleri röp
-Genel ve Detaylar

=========================

3- HASARLI OKULLARDAN YENİ OKULLARA GEÇİŞ YOĞUNLUĞU

Elif YAVUZ-İdris TİFTİKÇİ/İSTANBUL, (DHA) SİLİVRİ açıklarındaki depremin ardından hasar gören okullardan başka okullara geçişler başladı. Sabahçı ve öğlenci öğrencilerin giriş çıkışları sırasında yaşanan yoğunluğa tepki gösteren veliler, çocuklarını servis aracına vermek zorunda kaldıklarını da belirterek, yetkililerden yardım istediler. Bu arada okul önlerine gelen servisçiler, velilere kart dağıtarak, kayıt yapmaya çalıştı.
Valilik tarafından açıklanan 29 okulun öğrencilerinin misafir öğrenci olarak eğitime devam edeceği okullarda ders başı yapıldı. Sultangazi'de bulunan İstiklal Ortaokulu öğrencileri Şehit Teğmen Ali Yılmaz İlkokulu ve Ortaokuluna geçti. Kapasite yetersizliğinden dolayı okulda ikili öğretime geçildi. Sabahçı öğrencilerin çıkışı, öğlenci öğrencilerin girişi sırasında ise izdiham yaşandı. Okulun ilk gününde servisçiler okul önünde velilere kart dağıtarak, kayıt yapmaya çalıştı.
Veliler servislerin yanı sıra okulda yaşanan kalabalığa tepki gösterdi. Çocuğu İstiklal Ortaokulu'nda okuyan Veli Sibel Ergin, "Üçüncü sınıf çocuklarına servis vermeleri lazım. Hadi ortaokullar bir nebze daha büyük, ama aralarında giriş çıkış saati farkı var. 1 hafta, 10 gün sonra yağmur, kar var. Bu çocuklara da yazık bize de yazık. Veliler olarak. Servis olmak zorunda. Evde hastası olup gelemeyeni olacak. Benim çocuğum üçüncü sınıfa gidiyor. Çocuğumla yürüyerek geldim. Bir çocuğum da ortaokula gidiyor. Ama aralarında çıkış farkı var. Çocuğum ana caddeden geçmek zorunda, nasıl emanet edeceğim? Servis olmalı" diye konuştu.

"ÇOCUĞUM ÖĞLENCİ OLDU BEN ÇALIŞIYORUM"
Veli Gülden Kar ise çalıştığı için öğlenci olan çocuğunu bırakamayacağını ve mağdur olduğunu belirterek "Okul daha önce evimin önündeydi. Çocuğum evden çıkıp okula giriyordu. Ben çalışan bir anneyim öğlenci yaptılar çocuğumu. İşimi bırakamam ki ben. Çocuğumu nasıl göndereceğim bilmiyorum. Çok mağduruz. Devlet büyüklerimizin bir şey yapmasını rica ediyoruzö dedi.

EKREM İMAMOĞLU SÖZÜNÜ YERİNE GETİRSİN
Bir başka veli ise , "Ekrem İmamoğlu seçim öncesi servis sözü vermişti çocuklara. İşte biz bugün mağduruz, servisin tam zamanı sözünü yerine getirsin. Bugün dolmuşla geldik ama o dolmuş çok sık geçen bir dolmuş değil. Günlük bir kilometre yürümek zorundayım veya servise vermek zorundayız. Üç çocuğumuz var, biz hangi birini verelim servise. Servis ücretleri 170 lira. Üç tane çocuğun hangi birini servise vereyim ya da ihtiyaçlarını gidereyim" dedi.
Öte yandan okul önünde yaşanan kalabalık sebebiyle veliler farklı kapılara yöneldi. Bazı veliler okulun yanındaki inşaat alanında açıkta bulunan paslı demirler etrafından çocuklarını geçirerek derse yetiştirmeye çalıştı.

SERVİSÇİLER OKUL ÖNÜNDE KART DAĞITTI
Şehit Teğmen Ali Yılmaz İlkokulu ve Ortaokulu önünde bekleyen ailelere ise pek çok servis firması kart dağıttı. Çalıştığı için çocuğunu servise yazdırmak zorunda kalan velilerden Fidan Berşe "Önce okuldan okula 150 lira, dediler kabul etmedim. Ben çalışıyorum çocuğum tek başına evde. Getirip götüren olmadığı için servise vermek zorundayım. Mecburen evden eve servisi kabul etmek zorunda kaldım. 200 TL'ye çocuğumu kayıt ettirdim. Dün okulun önünde eylem yaptık ancak Milli Eğitim hiçbir şekilde ücretsiz servis verilmeyeceğini söyledi. Ya okula göndermeyeceğim ya da mecburen servise vereceğimö diye konuştu.
Kart dağıtılan başka bir aile ise ücretli servisi kabul etmediğini belirterek, "Servis şuradan şuraya 200 TL istiyor. Kart verdiler ama kabul etmiyoruz, gücümüz yok. İki çocuğumuz var 400 lira dediler. Mağduruz, yardım istiyoruz" dedi.
Okul önünde bekleyen servislerin şoförleri ise firma sahiplerinin taşınan İstiklal Ortaokulu için görüşmeye geldiğini ve okul yönetimiyle görüştüklerini söyledi.

Görüntü dökümü
----------------------
-Okul önünde yaşanan kalabalık
-Velilerden röportaj
-Muhabir Anonsu (Elif YAVUZ)
-Okul yanındaki inşaat alanında açıkta bulunan demirler ve geçen öğrenciler
-Okul önünde bekleyen servis şoförleri
-Servise kayıt yaptıran kart alan velilerden röportaj

==============================

4- UÇAKLARDA 'HAVA POLİSİ' DÖNEMİ

İbrahim YILDIZ/İSTANBUL, (DHA) UÇUŞLARDA silahlı polis bulundurulmasına ilişkin yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlanırken, uçak kaçırılmalarına ve benzeri olayların önüne geçmek için uçaklarda "Hava polisi" dönemi başlıyor. Sivil kıyafetle görev yapacak hava polisleri, söz konusu tehditlere yönelik makul şüphe olması halinde kokpiti koruyacak. Kuralsız yolculara ve potansiyel tehlike arz eden yolculara görev tanımında belirtilen durumlar oluşmadığı sürece müdahale etmeyecek.

İçişleri Bakanlığınca yayımlanan yönetmelikte, Türk tescilli sivil hava araçlarında, hava aracının ve hava araçlarındaki yolcuların güvenliğini tehlikeye atan yasa dışı müdahale eylemlerine karşı, uluslararası uçuşlarda sivil hava araçlarının, yolcuların ve mürettebatın güvenliğinin sağlanmasına yönelik özel eğitimli silahlı emniyet teşkilatı personelinin görevlendirilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Buna göre hava polislerinin görev, yetki ve sorumlulukları Emniyet Genel Müdürlüğü Koruma Dairesi Başkanlığı ile uluslararası uçuşu olan havalimanlarının bulunduğu illerin emniyet müdürlükleri bünyesinde kurulacak birimler tarafından yürütülecek. Polis memuru ve daha üst rütbedeki emniyet hizmetleri sınıfı personeli arasından seçilecek hava polislerinin, teşkilatta fiilen 5 yıl çalışmış olması gerekiyor.

HAVA POLİSİ OLMA ŞARTLARI
Hava polisi olmak isteyen personelin en az ön lisans mezunu olması, kıdeme etkili ceza almaması, ikinci bölge hizmetini bir kez tamamlaması, son iki performans değerlendirme puanının iyi veya çok iyi olması, son üç performans atışında ayrı ayrı 90 puan ve üzeri puan alması, birimin en üst dereceli amirinin muvafakat vermesi ve havacılık personeli için düzenlenen sağlık raporuna sahip olması gerekecek. Adaylar fiziki yeterlilik ve atış sınavına tabi tutulacak. Hava polisi olmak için başvuracak adaylar Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen yer ve tarihte, Koruma Daire Başkanlığı tarafından oluşturulacak komisyonlarca fiziki yeterlilik ve atış sınavına tabi tutulacak.

HAVA POLİSLERİNİN YETKİLERİ
Hava polisleri, kanunsuz şekilde, şiddet veya şiddete başvurma tehdidi ile uçaktaki bir veya birden fazla şahsın uçuş halindeki bir uçağın faaliyetini engellediği, uçağın kontrolünü ele geçirmeye teşebbüs ettiği veya kontrolü altına aldığı durumlarda uçuş güvenliğini sağlamak amacıyla uçağın kontrolünü yetkili kaptan pilota geri vermek, ayrıca kokpit, mürettebat, yolcu can güvenliğini sağlamak ve yasa dışı müdahale eylemlerini önlemek için orantılı olarak uygun koruyucu güvenlik tedbirleri almakla sorumlu olacak.

YOLCU GİBİ OTURACAKLAR, KİMLİKLERİ GİZLİ TUTULACAK
Sivil kıyafetle görev yapacak hava polisleri, söz konusu tehditlere yönelik makul şüphe olması halinde kokpiti koruyacak. Kuralsız yolculara ve potansiyel tehlike arz eden yolculara görev tanımında belirtilen durumlar oluşmadığı sürece müdahale etmeyecek. Hava polisi görevlendirildiği uçuşta görevi itibarıyla kaptan pilotlara ve uçuş mürettebatı ekibine hiyerarşik olarak bağlı olmayacak. Yolcu gibi koltuklarda oturacak hava polislerinin görevi uçaktaki mürettebat tarafından bilinecek ancak kimlikleri yolculardan gizli tutulacak. Hava polisleri görevlendirildiği uçuşla ilgili uçuş süresi boyunca görevli sayılacak. Herhangi bir uçuşta görevlendirilen hava polisi, uçuş gerçekleştirilen ülkede uçuşun gecikmesi halinde mürettebatla birlikte hareket edecek.

YOLCULAR BU KARARDAN MEMNUN
Yolculardan Selami Alpsoy alınan bu karardan memnun olduğunu ifade ederken, İnsanların güvenliğinin çok önemli olduğu ve olması gereken bir proje olduğunun altını çizdi. Bakü'ye giden Nejat İdriszade "Bu uygulamayı iyi değerlendiriyorum. Bizim güvenliğimizi düşünüyorlar. uçakta her şey olabilir uçağı kaçırabilirler. bunu düşünenlerden Allah razı olsun" dedi. Finlandiya'ya giden yolculardan Bilal Çetinkaya ise , "bu çok iyi olur hem milletin hem uçaktaki yolcuların güvenliği için çok iyi olur. bundan sonra vakalar en aza indirilmiş olur" şeklinde konuştu.

Görüntü dökümü:
--------------------
-İstanbul Havalimanı'ndan görüntüler
-Yolculardan röp.
-Pasaport kontrol noktasından görüntüler
-Detay görüntüler

==================================

5- KARTAL'DA BİNANIN ÇATISI ALEV ALEV YANDI

Haber-Kamera: Murat KORKMAZ - İstanbul DHA
Kartal'da 4 katlı binanın çatısı alev alev yandı.
Yangın saat 14.00 sıralarında çıktı. 4 katlı binanın çatısı henüz bilinmeyen nedenle yanmaya başladı. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi gönderildi. Yangın yaklaşık yarım saatlik çalışma sonucu kontrol altına alındı.

Görüntü Dökümü:
---------
-Yangından görüntüler

========================

6 - SULTANBEYLİ'DE İNŞAATTA ÇÖKME (2)

İstanbul DHA - SULTANBEYLİ'de bir inşaat temel çalışması sırasında çökme meydana geldi. Orhan Aydoğan isimli bir işçi beline kadar gömüldü. İnşaattaki diğer işçilerin haber vermesi üzerine olay yerine itfaiy ekipleri geldi. Ekipler kısa düren çalışmanın ardından işçiyi olduğu yerden kurtardı. Aydoğan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Aydoğan'ın durumunun iyi olduğu öğrenildi. Öte yandan Sultanbeyli Kaymakamı Metin Kubilay'da olay yerine gelerek bilgi aldı. Kubilay incelemelerinin ardından olay yerinden ayrıldı. Polisin olayla ilgili soruşturması devam ediyor.

Görüntü Dökümü:
----------
-Olay yeri

=======================

7- (geniş haber) AVCILAR'DAKİ ÖZEL HALK OTOBÜSÜ KAZASI KAMERADA

Haber-Kamera: Yılmaz OKUR-Şahin BOZKURT/ İSTANBUL,DHA) - AVCILAR D-100 Karayolu yanyolda meydana gelen kaza sonucu bir özel halk otobüsü orta refüje çıkıp aydınlatma direğine çarptı. Direk, D-100 Karayolu'nda ilerleyen bir otomobilin üzerine düştü. Kazada özel halk otobüslerinde bulunan 5 kişi yaralandı.
Kaza 13.00 sıralarında D-100 Karayolu Avcılar mevkii Ankara istikametinde meydana geldi. Görgü tanıklarının ifadesine göre, Ali Yılmaz kontrolündeki özel halk otobüsü ile başka bir özel halk otobüsü yandan çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle Ali Yılmaz'ın kullandığı otobüs, orta refüjde bulunan aydınlatma direğine çarptı. Otobüs çarptığı aydınlatma direği ise D-100 Karayolu'nda ilerleyen otomobilin üzerine düştü. Kaza sırasında özel halk otobüslerinin içinde bulunan 5 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı.
İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar ambulansla en yakın hastaneye kaldırıldı. Kaza sonucu D-100 Karayolu'nda trafik yoğunluğu yaşandı. Kazaya karışan araçlar yaklaşık 1 saatlik çalışmanın ardından çekiciyle kaldırıldı. Polis yaşanan kaza hakkında inceleme başlattı.

KAZA ANI GÜVENLİK KAMERASINDA
Öte yandan kaza anı bir güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Kameraya yansıyan görüntülerde iki otobüsün çarpışması ve bir özel halk otobüsünün orta refüjdeki aydınlatma direğine vurması görülüyor. Otobüsün vurduğu direğin D-100 Karayolu'na düşmesi görüntülere yansıyor. Orta refüje çıkan Özel halk otobüsünün şoförü Ali Yılmaz, "Otobüs önde giderken bana çarptı, ben de elektrik direğine vurdum. Direk de o aracın üzerine düştü" dedi.

Görüntü Dökümü:
------------
-aydınlatma direğine çarpan otobüs
-Diğer halk otobüsüne çarpan otobüs
-D-100'deki trafik yoğunluğu
-Kazaya karışan araçların sürücüleri
-Özel halk otobüsü şoförü Ali Yılmaz ile röp.
-Genel ve detay görüntüler

============================

8- TOPLU TAŞIMALARDA YOĞUNLUK KİŞİSEL ALANI İHLAL EDİYOR

Gülseli KENARLI - Harun UYANIK / İSTANBUL, (DHA)
Toplu taşımalardaki yoğunluk, 50-75 santim aralığındaki fiziksel aura yani kişisel alan ihlaline neden oluyor. Bu da yoğunluğun yaşadığı toplu taşıma araçlarında kavgalara yol açıyor. Psikolog Töre Simge Korkut, "Birey diğer insanlara 50 ile 75 santim mesafeyi daha yakın tutarsa, istemediği bir birey o alana girerse, kendisini tedirgin, tehlikede ve şiddete meyilli bir konuma getirmiş oluyor" dedi.
Metrobüs kullananlar ise toplu taşıma araçlarında ve duraklarında meydana gelen gerginliklerini nedenini yoğunluk olarak gösteriyor.

"TEDİRGİN, TEHLİKEDE VE ŞİDDETE MEYİLLİ"
Demirören Haber Ajansı'na (DHA) açıklamalarda bulunan Psikolog Töre Simge Korkut, "Başlıca sebebi fiziksel aura ihlali. Bu bir bireyin 50 ile 75 santim özel alana ihtiyaç duyma halidir. Günümüzde bilim insanları bunu çokça dile getiriyor. Eğer birey diğer insanlara 50 ile 75 santim mesafeyi daha yakın tutarsa, istemediği bir birey o alana girerse, kendisini tedirgin, tehlikede ve şiddete meyilli bir konuma getirmiş oluyor. Gerginliğin sebeplerinden birisi de bu. Özellikle metropollerde yaşayan insanlar için geçerli bir durum; sabah 6'da yola koyulup, saat 9'da iş yerine geçmeleri, saatler süren bir yolda burun buruna yolculuk yapılıyor. O gerginliği bir de iş yerine taşıyorlar. Fazla kalabalık ve trafik gürültüsü de etken. Toplu taşıma kullanmayan bir bireyi ele aldığımızda; yaya olarak geçtiğimiz bir yolda o trafik sesi bilincimiz dışında bize gönderdiği sinyal kaygı, hoşnutsuzluk ve gerilim oluyor. O bireyin bir de toplu taşıma içerisinde bulunduğunu varsayın; bu da gerginlik ve oldukça kaygı bozukluklarına sebebiyet verebiliyor" dedi.

"BİREYSEL OLARAK EN AZINDAN SAYGIMIZI YİTİRMEMİZ GEREKİYOR"
Psikolog Korkut, "Bunu önlemek için bireysel olarak en azından saygımızı yitirmemiz gerekiyor. Saygıdan kastım ise toplu taşımalarda özellikli engelli bireylere yaşlılara veya hamile insanlara bir şekilde yer vermek veya onların da oturma imkanını sağlamak. Ve fiziksel aura ihlaline de uyum sağlamak en önemlisi" şeklinde konuştu.

"SEFER SAYILARINDA SORUN YOK AMA HİZMETTE VAR"
Levent Akkaya, "Yoğunluktan ve tam iş saatlerinde metrobüs seferlerinin az olmasında dolayı olabilir. İş saatlerinde ek sefer çıkarmaları gerekiyorö dedi. Bir diğer metrobüs yolcusu ise araçların temizliğin de yapılmadığını belirterek, "Daha önce çalışan temizlik görevlileri şimdi çalışmıyorlar. Sefer sayılarında sorun yok ama hizmette var" diye konuştu.

Bir kadın yolcu ise, "Kalabalık yani çok kültür farkı var İstanbul'da artık, çok kalabalık" ifadelerini kullandı.
Zekeriya Arıcı, ise "İnsanlar artık İstanbul'da birbirini hazmedemez olmuşlar, herkes bir sinir küpü. Birbirine sürtününce bile yanlış anlıyor insanlar, tahammülsüz olmuşuz birbirimize" dedi.

Görüntü Dökümü:
--------------------
- Korkut ile röportaj
- Yolcular ile röportaj
- Metrobüs durağından görüntüler
- Detaylar

==========================

9- (ÖZEL) "ÇİĞNEMEDEN SARIMSAK YUT" TAVSİYESİNE UYUNCA CANINDAN OLUYORDU

Beyza Nur GÜLER-Harun UYANIK/İSTANBUL, (DHA) ÇİĞNEMEDEN yuttuğu bir diş sarımsak yemek borusunda takılı kalan Turan Pütün canından oluyordu
Gastrit problemi nedeniyle, yakınlarının tavsiyesi üzerine bir diş sarımsağı çiğnemeden yutan 45 yaşındaki Turan Pütün, yediği ve içtiği her şeyi kusmaya başladı. Yemek borusunda takılı kalan sarımsak, besinlerin midesine inmesine engel olan Pütün, 3 gün boyunca kendi yöntemleri ile yemek borusuna takılan sarımsağı midesine indirmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. Çok zor günler yaşadığını ifade eden Pütün, 3 günün sonunda Bağcılar'da özel bir hastaneye başvurdu, tıbbi müdahale ile sarımsak midesine indirildi.

"YEDİĞİM HER ŞEYİ KUSUYORDUM"
Yemek borusuna takılan sarımsağın ona zor günler yaşattığını ifade eden Turan Pütün, "Midemde gastrit vardı. Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine sarımsak içtim ondan sonra tıkandım. Yemek yiyemedim, su içemedim. Cuma günü oldu, pazartesi günü doktora geldim. Doktor eğer siz gelmeseydiniz bu yara yapardı, kötü sonuçlara mal olurdu dedi. Yediğim her şeyi kusuyordum. Köpük halinde kusuyordum. Diyorum ya, yemek yiyordum, yutamıyordum, orada kalıyordu. Her şeyi kusuyordum. Onun için doktora geldim zaten. İnsanlara çağrım şudur, doktorunuza danışmadan hiçbir şeyi yapmayın. Kulaktan dolma bilgilerle hareket etmesinler. Çok endişelendim, "Acaba yara yapar mı, kanser yapar mı? Endişem oldu" şeklinde konuştu.

"BİRKAÇ GÜN DAHA KALSAYDI HAYATİ TEHLİKEYE YOL AÇABİLİRDİ"
Prof. Dr. Vedat Göral, "Hastamızın geçen hafta mide yakınması üzerine yakınlarının tavsiyesi ile sarımsak yemesi önerilmiş. Hastamız da bir sarımsak dişini su ile içmiş. Ancak bu sarımsak dişi büyük olduğundan dolayı yemek borusunda tıkanmış, orada kalmış ve 3 gün içinde midede yanma, yutma güçlüğü, göğüs kafesinde ağrılar olması nedeni ile bize geldi. Yani hasta sarımsağı yutmasından 3 gün sonra bize başvurdu. Biz tabii hemen endoskopi yaptık. Yaptığımız endoskopide çok şaşırdık. Ben 20-25 yıldır endoskopi yapıyorum ilk defa yemek borusunda bir sarımsağın kaldığımı gördüm. Sarımsak orada yemek borusunda kalmış, takılmış, sarımsağın takılı olduğu yerde de yaralar meydana gelmişti. Dolayısıyla sarımsak birkaç gün daha kalsaydı, hayati tehlikeye yol açabilirdi. Yemek borusunda delinme, kanamalara yol açabilirdi. Dolaysıyla bu olayların olmaması için hemen endoskopi ile girişimde bulunduk. Bir takım teknik yöntemler ile yemek borusundaki sarımsağı mideye aktardık. Hastanın gerçekten hayatı kurtulmuş oldu" dedi.

ÇİĞNEMEDEN YUTMAYIN
Göral, "Bu bir ders olmalı insanlara. Toplumda sarımsağın çok faydalı olduğu söyleniyor. Gerçekten çok faydalı. Uzun yıllardan beri ülkemizde de sarımsağın antibiyotik bir özelliği olduğu biliniyor. Bağışıklık sistemini güçlendirdiğini biliyoruz. Damar sertliği, kalp hastalıkları, Alzheimer gibi hastalıklara iyi geldiği, kanser hastalarında kanserin yavaşlatmasını sağladığı gibi bir takım bulgular var. Ve bir çok insan sarımsağı ülkemizde çok sık kullanıyorlar. Ancak bilinçli kullanılması lazım. Ben en 20-25 bin kişinin yemek borusunu, midesini gördüm ama ilk defa meslek hayatımda bir yemek borusunda sarımsak ve yaptığı tahribatla karşılaştım. Bu gerçekten çok önemli. Amaç, hekimlere sormadan sarımsağı yutmamak veya bol su ile yutmak. Ağız kokusu yaptığı için hastalarımız tane haline yutuyor ama tabii ezilerek yutulması bu komplikasyonların önüne geçecektir" ifadelerini kullandı.

Görüntü dökümü
-------------------------
-Hastanın kontrol muayenesindeki görüntüleri
-Prof. Dr. Vedat Göral ile röp.
-Turan pütün ile röp.
-Endoskopi görüntüleri
-Muhabir anonsu
-Genel ve detay

==============================

10- KAÇAK AKARYAKIT OPERASYONU KAMERADA

Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
İstanbul'da düzenlenen operasyonda 10 numara yağ olarak bilinen 2 buçuk ton kaçak akaryakıt, 22 ton 50 litre kaçak motorin ile kaçak akaryakıt taşımacılığı yapan tanker ele geçirildi. Operasyon kapsamında 3 kişi gözaltına alındı.
İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri bir şebekenin, atık yağları kimyasal maddelerle karıştırarak akaryakıta dönüştürdüğü ve bu akaryakıtı kaçak yollardan piyasaya sürdüğünü tespit etti. Polis ekipleri yaptığı teknik ve fiziki çalışmaların ardından 5 Eylül 17 Eylül tarihleri arasında Bağcılar ve Silivri ilçelerinde bulunan tır parklarına operasyon düzenledi. Yapılan operasyonlarda 10 numara yağ olarak bilinen 2 buçuk ton kaçak akaryakıt, 22 ton 50 litre kaçak motorin ile kaçak akaryakıt taşımacılığı yapan tanker ele geçirildi. Operasyon kapsamında Mustafa Y. (46), Mehmet Zeki T. (57) ve Yavuz T. (30) gözaltına alındı. Vatan Caddesi'nde bulunan Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ki işlemleri tamamlanan 3 kişiye 5607 sayılı 'Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa' göre işlem başlatıldı. Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı operasyon polis kamerası tarafından görüntülendi.

Görüntü Dökümü:
----------------
-Polis ekiplerinin görüntüsü
-Kaçak akaryakıttan görüntü
-Genel ve detaylar

=============================

11- BEYOĞLU'NDA ZİNCİRLEME TRAFİK KAZASI

Hakan KAYA-Hasan YILDIRIM/İSTANBUL,(DHA)-
Beyoğlu Halıcıoğlu Yanyol Caddesi'nde 3 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 1 kişi yaralandı.
Kaza Beyoğlu Halıcıoğlu Yanyol Caddesi'nde Haliç istikametinde saat 14.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre 34 YJ 2890 plakalı otomobil Haliç istikametine seyir halindeyken sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önündeki 46 BF 587 plakalı Abdullah Aladağ'ın kullandığı minibüse çarptı. Minibüsün de özel halk otobüsüne çarpması sonucu zincirleme trafik kazası meydana geldi. Kazada otomobil sürücüsü yaralanırken haber verilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı sürücü sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

"ARAÇ ÇOK HIZLIYDI"
Kazaya karışan minibüsü sürücüsü Abdullah Aladağ, " Ortalama 40-50 ile gidiyordum, önümde de otobüs vardı. Bana vuran araç çok hızlı geliyordu. Bana çarpınca bende önümdeki otobüse vurdum. Allahtan emniyet kemerim takılıydı. Kaza yapan sürücü şoktaydı, ben yatıştırmaya çalıştım" dedi.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Kaza yerinden görüntü
-Yaralının sedye ile ambulansa konulması
-Kazaya karışan araçlar
-Ambulansın gidişi
-Kazaya karışan minibüs şoförüyle röp
-Genel ve detaylar

===============================

12- İŞYERİNE GELEN AVUKATI ÖLDÜREN MÜTEAHHİT HAKİM KARŞISINDA

Yüksel KOÇ / İstanbul DHA- ÜMRANİYE'de görüşmek için bürosuna gelen avukatı silahla öldürdüğü gerekçesi ile tutuklu bulunan müteahhit Mehmet Sabri Kılıç'ın yargılanmasına başlandı. Olay günü avukatın bürosuna geldiğini söyleyen Mehmet Sabri Kılıç, "Silahımı çekmeceden çıkardım. Maktul göz ucuyla 'abi bakabilir miyim' dedi. Ben de silahın horozunu kalkık görünce hem horozunu indireyim hem de şarjörünü çıkarıp boş olarak maktule vereyim diye düşündüm. Elimi silaha atmamla patlaması bir oldu. Patlama sesiyle maktulün vurulduğunu gördüm. Şok oldum, hemen yukarı fırladım. Ben kasten öldürmedim. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum" dedi.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanık Mehmet Sabri Kılıç ve avukatı ile maktül Hüseyin Yama'nın yakınları ve avukatı katıldı. İstanbul Barosu adına avukatlar Mehmet Emre Elçi, Abdullah Onur Eyüboğlu ve Gökmen Dumlu da duruşmaya katıldı.

OLAY ANINI ANLATTI
Tutuklu sanık Mehmet Sabri Kılıç savunmasında, Hüseyin Yama'nın olay günü bürosuna geldiğini belirterek, "Müşteri getirecekti. Birlikte bir arsaya bakacaktık. Müşteriler gelmedi. O gün hava çok sıcaktı. Sabahleyin geldiğimde ruhsatlı silahımı çekmeceye bırakmıştım. Eve gideceğimiz için silahımı almam gerekiyordu. Tabancayı çekmeceden çıkardım. Gömleğimin için saklayacak şekilde koyacaktım. Maktul göz ucuyla 'abi bakabilir miyim' dedi. Ben de silahın horozunu kalkık görünce hem horozunu indireyim hem de şarjörünü çıkarıp boş olarak maktule vereyim diye düşündüm. Elimi silaha atmamla patlaması bir oldu. Patlama sesiyle maktulün vurulduğunu gördüm. Şok oldum, hemen yukarı fırladım" dedi.

'KASTEN ÖLDÜRMEDİM'
Polis ve ambulansa haber verdiğini söyleyen sanık Kılıç, "Ben kasten öldürmedim. Beraatimi ve tahliyemi isterim" dedi.
AVUKATIN BABASI SANIKTAN ŞİKAYETÇİ OLDU
Söz alan Hüseyin Yama'nın babası İlyas Yama, suç tarihinde memleketinde olduğunu söyleyerek, "Sanık oğlumu kasten, planlı ve programlı şekilde öldürmüştür. Söylediklerinin hepsi yalandır. Sanıktan şikayetçiyim, cezalandırılsın" dedi.
Hüseyin Yama'nın eşi Nurdan Yama ise, olayın kazayla gerçekleştiğine inanmadığını belirterek, "Ev nedeniyle sanıkla eşim ve ailesi arasında husumet vardı. Eşim sanıkla görüşmeye gideceğini bana söylemedi. Şikayetçiyim, cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
Sanığın telefonuyla aradığını beyan ettiği 155 polis imdat ve 112 acil servisi arayıp aramadığının tespiti için Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğü ve 112 Acil Çağrı Merkezi'ne yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN
Avukat Hüseyin Yama'nın 8 Temmuz 2019 tarihinde Ümraniye'de gittiği müteahhit Mehmet Sabri Kılıç'ın bürosunda silahla öldürülmesi üzerine soruşturma başlatan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhit hakkında, "Kasten adam öldürme" suçundan dava açmıştı.

Görüntü Dökümü:
------
-Arşiv

======================

13- BABANIN EN ACI ANI...

Hakan KAYA-Hasan YILDIRIM/İSTANBUL,(DHA)- Beyoğlu'nda down sendromlu olduğu öğrenilen 20 yaşındaki Samet Ç., iddiaya göre oturduğu binanın 4'üncü katındaki balkondan aşağıya atladı. Beton zemine düşen Samet Ç., olay yerinde hayatını kayberken baba Muammer Ç., kaldırıma oturup oğluna bakarak gözyaşı döktü.

Olay Beyoğlu Sütlüce Mahallesi Kelkit Sokaktaki 4 katlı binada saat 08.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre down sendromlu olan 20 yaşındaki Samet Ç., aile bireyleriyle kahvaltı yaptıktan sonra balkona çıktı. Bir süre sonra Samet Ç., 4'üncü kattan aşağıya atladı. Beton zemine çakılan Samet Ç., ağır yaralandı. Gelen ses üzerine balkona koşan anne ve baba, oğlunu beton zeminde kanlar içerisinde görünce büyük bir şok yaşadı. Haber verilmesi üzerine olay yerin polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yerde kanlar içinde yatan Samet Ç'nin hayatını kaybettiğini belirledi.

ACILI BABA KALDIRIMA OTURUP OĞLUNA UZUN UZUN BAKTI
Oğlunun öldüğünü öğrenen anne ve baba sinir krizleri geçirdi. Ayakta durmakta güçlük çeken baba Muammer Ç., bir süre kaldırıma oturup yatan oğluna bakarak gözyaşı döktü. Kardeşinin ölüm haberini alan ağabey Murat Ç., de olay yerine gelerek sinir krizleri geçirdi. Samet Ç'nin cesedi olay yeri inceleme polislerinin çalışmalarının ardından cenaze aracına konularak Adli Tıp Kurumu Morgu'na götürüldü.

Görüntü Dökümü:
--------------------
-Evden görüntü
-Cesetten görüntü
-Olay yerindeki polis ekipleri
-Samet Çil'in yakınlarından görüntü
-Samet Çil'in babası Muammer Çil'in kaldırıma oturarak cesedin başında beklemesi
-Samet Çil'in yakınlarının sinir krizi geçirmesi
-Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması
-Cesedin cenaze aracına konulması
-Cenaze aracının gidişi
Genel ve detaylar

========================

14- KARTAL'DA KOMŞULAR ARASINDAKİ PARK KAVGASI KANLI BİTTİ

Haber-Kamera: Çağrı ÇALIŞKAN/İSTANBUL,(DHA)
Kartal Çarşı Mahallesi'nde komşular arasında çıkan park kavgasında bir kişi silahla vurularak ağır yaralandı.
Olay saat 10.30 sıralarında Kartal Çarşı Mahallesi Vatansever caddesi üzerinde bulunan bir binanın önünde gerçekleşti. İddiaya göre park yeri yüzünden çıkan tartışmada Mustafa Yıldız omzundan ve boynundan vurularak yaralandı. Yaralının yardımına çevre sakinleri koştu. Olay yerine çağrılan sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi olay yerinde yapan Yıldız, Pendik Marmara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken Yıldız'ın hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.

Görüntü Dökümü:
--------------
-Olay yerinden görüntü
-yaralı vatandaşın aracı
-polis ekiplerinden görüntü
-genel ve detay görüntü

==============================

15 - ESENYURT'TA 3,5 LİRA, FATİH'TE 10 LİRA...

- Lahmacun fiyatlarındaki büyük fark dikkat çekiyor
- Fatih'te lokantalarda lahmacun ortalama 10 lira. Esenyurt'ta ise 3,5 liraya lahmacun yemek mümkün.
- Esnaf fiyat farkının nedeniyle ilgili farklı görüşe sahip.

Semih ÇALIŞKAN - Mertcan ÖZTÜRK - Feridun AÇIKGÖZ/ İSTANBUL, (DHA) YEŞİLLİK, domates ve limonla birleşince sofraların vazgeçilmezi olan lahmacunda fiyat farkı dikkat çekiyor. İstanbul'da kimi işletmeler lahmacunu 3,5 TL'den satarken, kimi yerlerde fiyatı 10 TL'yi buluyor. Fiyat farkı için 'Kira ve giderlerden kaynaklanıyor' diyen de var, kullanılan ürünü işaret eden de.
Sofraların vazgeçilmezi lahmacun günün her saati rahatlıkla tüketilebiliyor. İstanbul'un farklı ilçelerinde lahmacun fiyatlarındaki farklılık dikkat çekiyor. Bazı ilçelerde lahmacunun tanesi 3,5 TL'ye satılırken, bazı yerlerde ise fiyatı 10 lirayı buluyor. Peki lahmacunda fiyat farkı neden kaynaklanıyor?

"FİYAT FARKINI GİDERLERE BAĞLIYORUM"
Esenyurt'ta yaşayan Cesur Çavuşoğlu, ucuz fiyata lahmacun satan işletmelerden birinin sahibi. Kullanılan ürününün kaliteli olduğunu savunan Çavuşoğlu, "Lahmacunu 4 TL'den veriyoruz. Böyle olmasının sebebi de giderlerimiz biraz kısıtlıdır. Kimse aç kalmasın, herkes yararlansın istiyoruz. Biz bu ilçede 7, 8 TL'ye lahmacun veremeyiz. Hijyen belgeleri de dahil olmak üzere işletmemize zaten sürekli denetim yapılıyor. Fiyat farkı giderlerden dolayı yaşanıyor. Bazı işletmelerin giderleri fazladır. En başta kira giderleri geliyor. Kira giderleri 50, 60 bin TL olan işletmeler var. Bu yerler lahmacunu 4-5 TL'ye veremez. Bizim personel sayımız az, büyük işletmelerin personel sayısı fazla. Bu nedenle fiyat farkı yaşanıyor. Onlar o fiyatı 8 TL'nin altına çekemez. Kullanılan üründe herhangi bir fark yok. Bizim et aldığımız yer, veteriner tarafından denetleniyor. Aldığımız ürünlerin hepsi kayıt altındadır. Ben fiyat farkını giderlere bağlıyorum" diye konuştu.

"AYAKTA KALMAK İÇİN BÖYLE SATIYORUZ"
Esenyurt'ta bir diğer lahmacun satan yerde fiyat daha da düşüyor. Servet Şahin o işletmenin sahibi. Dükkanda 5 personel çalıştığını ifade eden Şahin, "Lahmacunun tanesi 3,5 TL. Personel olarak kendimiz çalışıyoruz. Sebzeyi halden kendimiz alıyoruz. Bir de hitap ettiğimiz kesim önemli. Kiramız ucuz. Piyasanın durumu belli. Mecbur bu fiyata veriyoruz. Ucuz olduğu için kalitesiz olduğu anlamına gelmiyor. Ayakta kalmak için böyle satıyoruz. Kiramız 3000 TL. Dükkanda 5 personel çalışıyoruz. Ürünü kendimiz seçiyoruz, kendimiz alıyoruz. Bodrum'daki gibi 70 TL'ye de lahmacun verebiliriz. Aynı lahmacun, aynı et, dana aynı, ülke aynı ama 70 TL'ye vermiyoruz, 3,5 TL'ye veriyoruz. 1 kilometre ileride aynı lahmacunu 7 liraya satıyorduk, burada 3,5 TL'ye satıyoruz" dedi.

"BİLDİĞİMİZ NORMAL ET KULLANMIYORLAR"
İstanbul'un bir başka ilçesi Fatih'te lahmacun dükkanı bulunan Nazmi Atik ise fiyat farkının lahmacunda kullanılan malzemeden kaynaklandığını savunuyor. Atik, "Şu an bizde lahmacunun fiyatı 10 TL'dir. Fiyat farkı kullanılan malzemeye bağlıdır. Bazı yerler ucuz lahmacun veriyor. Bu yerler tavuk taşı kullanıyor. Şu an burada lahmacun yiyen vatandaşlar bunun uygun olduğunu söylüyor. Bazıları bizim mahallemizde 3, 4 liraya satılıyor diyor. Çünkü onlar kesinlikle et kullanmıyorlar. Etin kilosu bugün 48, 49 lira. Ucuz veren kesinlikle normal et kullanmıyor. Kimi tavuk derisi kullanıyor, kimi tavuk taşı kullanıyor, iç yağı kullanıyor. Bildiğimiz normal et kullanmıyorlar" dedi.

"KİRAMIZ YÜKSEK, ÇALIŞANIMIZ FAZLA O YÜZDEN FİYATI 10 LİRA"
Fatih'te ziyaretçilerin yoğun olduğu bir bölge olan Sirkeci'de lahmacun dükkanı bulunan Emrah Arık, ise "Bizde lahmacun 10 lira. Fiyat farkı mesela kırsal bölgelerde kira fiyat düşüktür, çalışan sayısı azdır. Et aynı ama bu nedenlerden dolayı 3, 5 TL'ye satılabiliyor. Bizim dükkanımız burada turizm merkezinde olduğu için fiyatlarımız biraz daha yüksek oluyor. Kiramız yüksek, çalışanlarımız fazla. Bu yüzden lahmacunumuzun fiyatı 10 lira" diye konuştu.

VATANDAŞ NE DÜŞÜNÜYOR?
Peki vatandaş lahmacundaki fiyat farkı için ne düşünüyor? Bir dükkanda lahmacun tüketen Kamil Yaslan'a ucuz fiyata satılan lahmacun tüketip, tüketmediğini sorduğumuzda, "Tabii ki düşünmek gerekiyor 'neden ucuz?' diye. Ben tüketici olarak bakıyorum mesela 'ne yiyorum' diye. Lahmacun çok önemli bir unsur. Çünkü bir karışım var içinde. Ne yediğimizi bilmemiz gerekir. Et dinlenmiş mi, dinlenmemiş mi, üzerine ne katılmış bakacaksınız. Kaliteli yemek lazım. Ete bakacaksınız" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü
----------------
- Lahmacun yapılırken görüntüler
- Lahmacun satılan işletmelerden görüntüler
- Esnaf röportajı (Görüntüdeki sıraya göre)
- Vatandaş röportajı (Kamil Yaslan)
-Muhabir anonsu (Semih Çalışkan)

==============================

16- PENDİK'TEKİ CİNAYETİN KATİL ZANLISI YAKALANDI

Buse PEHLİVAN/İSTANBUL(DHA) - PENDİK'te silahla kafasından vurularak öldürülen Adem Perçin'in (25) katil zanlısı yakalandı.
Olay, Pendik Güzelyalı Mahallesi'nde 23 Haziran'da saat 23.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Adem Perçin ve arkadaşı Mustafa Mutlu U. evlerinde alkol alıp eğleniyordu. İki arkadaşa gecenin ilerleyen saatlerinde Özbek uyruklu iki kadın katıldı. Henüz nedeni bilinmeyen bir sebeple iki kadın ve iki arkadaş arasında tartışma yaşandı. Edinilen bilgiye göre tartışmanın ardından iki kadın evi terk etti. Özbek uyruklu iki kadın tartışma yaşadığı adrese iki erkek arkadaşını arayarak çağırdı.
Adem Perçin ve arkadaşı Mustafa Mutlu U. ile bir süre sonra gelen kadınların arkadaşları tartışma başladı.
İki taraf arasında çıkan tartışmanın ardından Özbek kadınların arkadaşı olan Mehmet F. (24) silahıyla Adem Perçin'in kafasına ateş etti. Silahla kafasından vurulan Adem Perçin olay yerinde hayatını kaybetti. Cinayeti işleyen Mehmet F. ve arkadaşı olay yerinden hızla uzaklaştı.

ADRESİNDE YAKALANDI
Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine bağlı ekipler olayın ardından katil zanlısını yakalamak için çalışma başlattı. Olay anında Adem Perçin'in yanında bulunan Mustafa Mutlu U.'nun ifadeleri doğrultusunda cinayeti işleyen şahısın eşkali belirlendi. Ekipler eşkalini tespit ettiği katil zanlısını yakalamak için teknik ve fiziki takip başlattı. Şüpheli Mehmet F., Pendik'te adresinde 30 Eylül Pazartesi günü saat 15.00'te silahıyla birlikte yakalandı. Özbek iki kadının İstanbul Göç İdaresi Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından ülkelerine geri gönderildiği belirtildi. Şüpheli Mehmet F. Şubedeki işlemlerin ardından Anadolu Adliyesine sevk edildi. Olay yerine Mehmet F. ile birlikte gelen arkadaşının arama çalışmaları devam ettiği öğrenildi.

Görüntü Dökümü
-------------------
-Şüphelinin şube çıkışı
-Ölen kişinin fotoğrafı

=========================

17 - İSTANBUL'DA EMEKLİ OLAN 528 POLİSE PLAKET VERİLDİ

Çağatay KENARLI İSTANBUL, (DHA)
İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde çeşitli birimlerden emekli olan 528 polise plaket verildi. Emniyet müdürü Çalışkan, törene katılan 94 yaşındaki emekli Başkomiser İsmail Demirtaş'ın elini öperek plaket verdi.
Merter'de bulunan Polis Eğitim Kongre Merkezi'nde (PEKOM) düzenlenen plaket törenine İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ve Emniyet Müdür Yardımcıları katıldı.
Emniyet Müdürü Çalışkan, Emekli olan polislere daha iyi hizmet verilebilmesi için Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğü bünyesinde emekli personelle irtibat bürosu kurulduğunu söyledi. Çalışkan, "Türkiye'de ilk defa İstanbul'da faaliyete geçirilen büro vasıtasıyla emekli olan personellerin iyi ya da kötü günlerinde yanlarında olmak. Sorunları olanların sorunlarıyla ilgilenerek sağlıklı bir iletişim kurmak için kuruldu. Son bir yılda 528 polisin emekli olduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzde böyle bir birimin kurulmasının ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Zaman zaman böyle etkinliklerde toplanarak iletişimimizi diri tutmaya özen gösteriyoruz" dedi. Çalışkan, törene katılan 94 yaşındaki emekli Başkomiser İsmail Demirtaş'a da plaket vererek elini öptü.

Görüntü Dökümü:
----------------------
-Çalışkan'ın konuşması
-Plaket verilmesi
-Çalışkan'ın İsmail Demirtaş'ın elini öpmesi ve plaket vermesi
-Genel ve detay görüntüler

==============================

18- 206 POLİS 100 YENİ MOTOSİKLETLE GÖREVE BAŞLADI (Geniş haber)

Çağatay KENARLI- Mertcan ÖZTÜRK /İstanbul DHA
İstanbul Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü Motosikletli Polis Timleri Amirliği'ne yeni alınan 100 motor ile 206 polis göreve başladı. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, yunusların İstanbul polisinin en büyük gücü olduğunu ifade etti.
İstanbul Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü Motosikletli Polis Timleri Amirliği'ne yeni alınan 100 motor ile 206 polis göreve başladı. Kadıköy İskele Meydanı'nda düzenlenen motosiklet teslim törenine Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan, ilçe ve bazı şube müdürleri katıldı. Özel Hareket Polisleri Beşiktaş ve Eminönü vapur iskelelerinin çatısında geniş çaplı güvenlik önlemi aldığı görüldü.

YUNUSLAR POLİSİMİZİN EN BÜYÜK GÜCÜ
Yunus timlerinin çok kıymetli olduğunu ifade eden Çalışkan, "1993'ten bu yana milletin büyük sevgisi ve teveccühüyle destek verdiğimiz bu birim suç önleme görevleri kapsamında yapmış oldukları devriye faaliyetlerinin yanı sıra meydana gelen olaylara hızla müdahale edebilme noktasında da İstanbul polisinin en büyük gücüdür" dedi. 15 milyon 500 bin kişinin yaşadığı metropolde olaylara müdahalede gecikmenin kabul edilemeyeceğini belirten Çalışkan, huzur ve güvenliği sağlama noktasında hız faktörünün büyük önem taşıdığını söyledi.

GÜNLÜK ORTALAMA 22 BİN İHBARI KARŞILIYORUZ
Çalışkan, günlük ortalama 22 bin ihbarın karşılandığı İstanbul'da bir ekibin olay yerine intikal süresinin ortalama 15-20 dakikadan 6,5 dakikaya düşürüldüğünü belerterek, "Bu başarılarından dolayı tüm personelimizi tebrik ediyorum. Sizlerin üstün gayretleriyle İstanbul şehri belki de hiç olmadığı kadar güvenli bir hale geldi. 2017 yılından bugüne evden hırsızlık olaylarında yüzde 48'lik, iş yerinden hırsızlık olayların yüzde 43'lük, oto hırsızlığından yüzde 53'lük, otodan hırsızlık olaylarından yüzde 52'lik azalma meydana gelmiştir. Bu rakamları yurt dışındaki bazı büyükşehirlerin suç oranlarıyla karşılaştırdığımızda da ortaya çok büyük bir başarının resmi çıkmaktadır. 100 bin kişiye düşen suç oranlarına göre, evden hırsızlık Berlin'de 211, Brüksel'de bin 907, Londra'da 734, Viyana'da 469'ken, İstanbul'da bu oran 119'dur. İş yerinden hırsızlık olaylarında, Berlin'de 244, Brüksel'de 536, Londra'da 255, Viyana'da 130'ken İstanbul'da bu oran 55'tir. Oto hırsızlığı olaylarında Berlin'de 159, Brüksel'de 278, Londra'da 378, Viyana'da 37'yken İstanbul'da bu oran 20'dir. Cinsel suçlarda Berlin'de 117, Brüksel'de 283, Londra'da 251, Viyana'da 86'yken İstanbul'da bu rakam 39'dur. Bu başarının arkasında, gece ya da gündüz fark etmeksizin sokaklarda tam hakimiyet sağlayan ve uygulamaya koydukları projelerle millete güvenlik hizmetlerinin en iyisini veren İstanbul polisidir" diye konuştu.
Çalışkan'ın konuşmasının ardından motorlar çalıştırılarak göreve yeni başlayan 206 yunus polisi motor bindi. Motorlar seri halde görev yapacakları ilçelere doğru hareket etti.

Görüntü Dökümü
-------------------
-Polislerden görüntü
-Çalışkan'ın konuşması
-Yunusların motor binmesi
-Motorların ayrılması
-Genel ve detaylar

===========================

19- ŞARKICI YAŞAR İPEK TUTUKLANARAK METRİS CEZAEVİ'NE GÖNDERİLDİ

*Şarkıcı Yaşar İpek, infaz savcılığındaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından hakkındaki üç günlük zorlama hapsini çekmek üzere polis eşliğinde Metris Cezaevi'ne gönderildi.

Özden ATİK - Ruken KADIOĞLU / İSTANBUL, (DHA) BOŞANMA aşamasında olduğu eşi Seren Serengil ile ilgili açıklama yaptığı gerekçesiyle üç günlük zorlama hapsi kararı verilen şarkıcı Yaşar İpek teslim olmak üzere adliyeye geldi. İpek, infaz savcılığındaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından hakkındaki üç günlük zorlama hapsini çekmek üzere polis eşliğinde Metris Cezaevi'ne gönderildi.
Adliye girişinde basın mensuplarına açıklama yapan İpek, "Ben Seren Serengil'e asla fiziki şiddette bulunmadım. Kendisi hakkında hiçbir tane kırıcı laf etmedim. Mahkeme de karar verdi. yanlış bir karar olduğunun altını çiziyorum" dedi.
Seren Serengil ile ilgili açıklama yaparak bir aylık koruma tedbirini ihlal ettiği gerekçesiyle üç günlük zorlama hapsi kararı verilen şarkıcı Yaşar İpek, bugün avukatı Begüm Gürel ile birlikte teslim olmak üzere Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Adliyeye girmeden basın mensuplarına açıklama yapan İpek, "Teslim olacağız. Ben bu cezayı herhangi birine fiziki bir şiddet uyguladığım için çekmiyorum. Seren Hanım'a bunu yaptığım için burada değilim. Konuşma yasağını çıkardılar ve konuşma yasağının arkasına sürekli iddialarda, iftiralarda bulundular. Ben de istemezdim şu anda böyle bir pozisyonu. Efendi efendi bitsin gitsin isterdim" dedi.

"Ben konuşma yasağından dolayı giriyorum" diyen İpek, "Herhangi bir darp raporu, herhangi bir fiziki şiddet hani bağırmamı çağırmamı çekmişler de FETÖ'cü gibi, kalkıp fiziki bir şekilde vurmamı mı çekmemişler. Ben artık bundan kurtulmak istiyorum. Herkese Allah vicdan rahatlığı versin. Ben onun elini tuttum buralarda, aklıma geliyor şimdi gerçekten çok üzücü bir durum. Bariyerleri kırarak, ellerini tutarak, ben onu götürdüm teslim ettim. O beni bu şekilde hapse soktu" diye konuştu. Seren Serengil'in televizyon programındaki açıklamalarına ilişkin de konuşan Yaşar İpek, "Benim geçmişim ortada. Eğer ki Seren Serengil'den öncesine inerseniz, bir tane boş konserim mi varmış ya da gezmediğim bir ülke mi varmış, yapmadığım şey mi varmış. Çok ayıp. Kendi hayal dünyasına, yalan dünyasına kapılmış konuşuyor. Karşındaki insan artık susmayı bilmeli. Madem bu kadar kötüyüm, madem bu kadar vicdansız, gaddar bir insanım. Neydi 14 ay paylaştığı kocam aşağı, kocam yukarı. Bana diyor ya, 'Benim için projeydin demişim'. Asıl ben onun için projeymişim. Ben onu ses kaydına almadım. Ben ona gizli çekim yapmadım. Ben böyle şeyleri planlamadım. Planlayan kendisi, uygulayan kendisi, zafer de kendisinin mi benim mi bunu Allah bilir. Ben yaşadığım hiçbir şeyden pişman olmam. Ben duygularıyla yaşayan bir insanım. Sonucuna bakıyorum hak etmeyen bir insanla yaşamışım. Ben Seren Serengil'e asla fiziki şiddette bulunmadım. Kendisi hakkında hiçbir tane kırıcı laf etmedim. Mahkeme de karar verdi. yanlış bir karar olduğunun altını çiziyorum" şeklinde konuştu.

Yaşar İpek, Serengil'in çocuğunu düşürdüğüne ilişkin sorulara da "Seren Hanım tansiyon hastası zaten. Çocuğunu düşürdü de, ben düşürttüm de, bunlar çok yanlış şeyler. Gerçekten çok çirkin şeyler. Bir çocuk öldüyse o benim de çocuğum olacaktı. Sadece kendi üzerinde, benim çocuğumdu demesi çok çirkin. Allah herkese vicdan rahatlığı versin" diye cevap verdi.

METRİS CEZAEVİ'NE GÖNDERİLDİ
Şarkıcı Yaşar İpek, infaz savcılığındaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından hakkındaki üç günlük zorlama hapsini çekmek üzere polis eşliğinde Metris Cezaevi'ne gönderildi.

Görüntü dökümü:
--------------
-Adliye gelişi
-İpek'in açıklaması

En Çok Aranan Haberler