1- KILIÇDAROĞLU: SEÇİMLER YASALARIN ÖNGÖRDÜĞÜ TARİHTE OLACAK
Yüksel KOÇ/İSTANBUL, (DHA) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Seçimler bizim belirlediğimiz tarihte değil, yasaların öngördüğü tarihte olacak. Yerel yönetimlerde elde ettiğimiz başarıyı genel seçimlerde de elde edeceğiz. " dedi.
Maltepe Belediyesi tarafından düzenlenen Ekonomide Yeni Arayışlar Forumu'nun bugünkü oturumuna CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile çok sayıda partili katıldı.
Forumun açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, belli dönemlerde ekonomide kırılmalar olduğunu belirterek, "Eğer bir ekonomi kurumsallaşmışsa, siyaset kurumu kurumsallaşmışsa sıfırdan yeni başlangıçlara ihtiyacımız yok. Dikkat ederseniz siyaset dünyasının kullandığı bir cümle var; yeni bir beyaz sayfa açacağız. Demek ki eski sayfa o kadar çok kirlendi ki yeni bir sayfayla başlamak zorundayız. Yeni bir sayfa açmak zorunda kaldığımız süreci başlatanlar kimler? Eğer siyaset kurumu gerçekten görevini yapabilseydi böyle bir cümleye ihtiyacımız olmayacaktı. Bir şey daha var yeni sayfa açmada. Tek başına iktidar olanların bir süre sonra siyaset arenasından çekildiğini görüyoruz. Kurumsallaşmış bir siyasal yapının eksikliğini hep birlikte görüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi dışında iktidar olup da varlığını sürdüren siyasi parti hemen hemen hiç yok. O zaman bunun da sorgulanması lazım, neden iktidar oluyorlar, bir süre ülkeyi yönetiyorlar ve bir süre sonra ayrılıyorlar, tarihteki yerlerini almak üzere görevlerini sonlandırıyorlar" dedi.
'20 MİLYAR DOLAR DEĞERİ OLAN FABRİKA 25 YILLIĞINA BEDAVA VERİLDİ'
"Değerli arkadaşlarım yolsuzlukların da içselleştirdiğini bu süreçte görüyoruz. Yolsuzlukların da üzerinde akademik dünya durdu. Toplum neden yolsuzluklar konusunda büyük ölçüde duyarsız hale getirildi.ö diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Öyle bir noktaya taşındı ki toplum; devlet ve yöneten kişinin, yani devlet başkanının yolsuzluklardan pay alması bile makul karşılanmaya ve bu konuda yazılar yazılmaya başlandı. Gönül isterdi ki akademik dünya yolsuzluklar konusunda derin araştırmalar yapabilseydi. İhale yasasındaki değişik mesela var. Aslında yasaya bile gerek hissetmiyorlar. Örnek mi istiyorsunuz. Tank-palet fabrikası örnek olarak vereyim size. Özelleştirme kapsamına alındı mı, alınmadı. Özelleştirme değil bu dendi, bir kararname var. Satıldı mı? Hayır. Çünkü satılsa karşılığında bir para alınacak. Kiralandı mı? Hayır. Çünkü kiralansa karşılığında bir kira bedeli alınacak. Ne oldu. 20 milyar dolar değeri olan fabrika 25 yıllığına bedava verildi. 5 kuruş alındı mı? Kimin parası; 82 milyonun. Kim duyarlı. Toplumda hangi kesimler duyarlı. Müslümanlığı savunanlar var. Yolsuzluk nedir peki kardeşim. Kul hakkı yemek nedir peki? Etik değerler, savunalım. Siyasetçinin hesap vermesi gerekiyor. Niçin, kamu kaynağını harcadığı için. Siyasetçi hesap veriyor mu? Hesap vermeye gerek bile duymuyor. Siyasetin yozlaşmasının temelinde de zaten bu var. Ben istediğimi yaparım, kimse bana hesap soramaz. İstediğim kararları alırım hiç kimse bana hesap soramaz."
'AKADEMİK DÜNYA YABANCI ÜLKEYİ TERCİH EDİYORSA OTURUP DÜŞÜNMEMİZ GEREK'
Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de 100'ün üzerinde üniversite gerçekten üniversite mi? Nasıl olur? Üniversite bilgi üretecek ki sanayi de onu uygulasın. Siyasal iktidar paralelinde düşünmeyen akademisyeni siz atarsanız KHK ile o üniversite nasıl bilgi üretecek? Türkiye'nin en saygın üniversitelerinde öğrenciler gösteri yaptı diye orası düşmanlaştırılırsa ve bir korku egemenliği kurulursa üniversitelerin üzerinde üniversiteler nasıl bilgi üretecek. Ve akademik dünya Türkiye'yi değil de yabancı ülkeyi tercih ediyorsa oturup hep birlikte düşünmemiz gerek" dedi.
'ONLARIN CEZALANDIRILACAĞINI SARAY ZATEN DİLE GETİRİYOR'
Can ve mal güvenliğinin teminatının bağımsız yargı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu,, "Var mı bu ülkede bağımsız yargı; hayır yok. Cumhurbaşkanın bir sözcüsü var. Soruyorlar, belediye başkanları açığa alındı, yerlerine kayyum atandı. 'Onlar suçludur' diyor. Sen hakim misin? Hayır. 'Onlar cezalandırılacak' diyor. Sen hakim misin? Hayır. Ama onların cezalandırılacağını saray adına zaten dile getiriyor. Sonra kalkacağız biz, bütün dünyaya diyeceğiz ki biz; Türkiye'de bağımsız yargı var, herkesin can ve mal güvenliği var. İyi de, senin sözcün aksini söylüyor. Dolayısı ile can ve mal güvenliğinin olmadığı yerde biz yeni arayışların rotasını belirlemeye çalışıyoruz" dedi.
'673 LİRANIN ALTINDA AYLIK ALAN 8 MİLYON 647 BİN KİŞİ VAR
Kılıçdaroğlu, "Aylık geliri 673 liranın altında olan kişi sayısı 8 milyon 647 bin 283 kişi var. Ben sizlere 1940'lı yıllardan söz etmiyorum. 2019'dan söz ediyorum, 2019'un Türkiyesinden. Nereden buldunuz diye sorabilirsiniz. Bu devletin resmi kayıtları, sigorta primini kamu ödüyor. Aylık geliri 1000 liranın altında olan dul ve yetimlerin sayısı. Onu da vereyim: 847 bin 643 kişi. Peki bu gerçekler geniş kitlelere arzu edilen ölçüde yansıyor mu? Kişi başına gelir ortalama 9 bin dolarsa, neden çöp konteynırlarda çöp toplayan on binlerce fakir fukara var" dedi.
ASGARİ ÜCRETE İLİŞKİN DE KONUŞTU
Önümüzdeki günlerde asgari ücretin belirleneceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Asgari ücret net 2 bin 20 lira. Türk-iş yaptığı açıklama; açlık sınırı 2 bin 102 lira. Asgari ücret açlık sınırının altında. Sendikaların bir araya gelmesi çok ama çok değerli. Devlet enflasyonu kendisi açısından yüzde 22.58 olarak belirledi. Yılbaşından itibaren yüzde 22.58 zam yapacağım, diyor. Akıl ve mantık şunu diyor; o zaman asgari ücrete de yüzde 22.58 zam yapılması lazım, diyor. Bir de büyümeden pay verilmesi lazım. İşçi sendikaları bunu gerçekleştirebilir mi? İktidarın mı, işçinin mi yanında duracaklar. Düne kadar hep iktidarın yanında durdular. Ve o iktidar aldı bunları açlık sınırındaki bir asgari ücrete mahkum bıraktı. Açlık sınırının altındaki bir asgari ücrete mahkum bıraktı" dedi.
Dört ayaklı bir stratejiye ihtiyaçları olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Güçler ayrılığı ilkesinin olduğu, demokrasinin tüm kurumlarıyla çalıştığı, yargının bağımsız olduğu, düşüncenin özgürce ifade edildiği, düşüncesini ifade etti diye kimsenin hapse atılmadığı, seçilenlerin görevlerinin başında olduğu, merkezi yönetimin kayyım atayarak halkın iradesine darbe vurmadığı bir demokrasiye ihtiyacımız var. Bütün tarafların katılımıyla yeni bir anayasa yazma süreci başlatacağız. Hiç kimsenin dışlanmadığı yeni bir süreci başlatmak zorundayız" dedi.
Hangi siyasal iktidar gelirse gelsin, Türkiyeyi kim yönetirse yönetsin yolsuzluklar konusunda duyarlı bir toplum yaratılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Her birimizin alın terimizin çalındığı bir süreç demektir. Yolsuzluk aynı zamanda siyasette iktidar olanların açtıkları beyaz sayfanın aşama aşama kirlenmesidir. Bu konuda atılacak en önemli adım siyasi ahlak yasasının çıkmasıdır" dedi.
SEÇİMLER YASALARIN ÖNGÖRDÜĞÜ TARİHTE OLACAK
Kılıçdaroğlu, "Kimse umutsuzluğa kapılmasın, gerçekten de bu ülkeyi büyüteceğiz. Hangi baskılar gelirse gelsin Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracağız. Birlikte mücadele edeceğiz. Cumhuriyet'i kurduk, doğru ama şimdi bu Cumhuriyet'i gerçek anlamda bir demokrasiyle taçlandırmak zorundayız. Bu tarihin bize yüklediği bir sorumluluktur. Üniversitelerin bilgi ürettiği bir toplum. Hiçbir endişem yok bu konuda. Sadece biraz zamana ihtiyacımız var. Niçin? Seçimler bizim belirlediğimiz tarihte değil, yasaların öngördüğü tarihte olacak. Yerel yönetimlerde elde ettiğimiz başarıyı genel seçimlerde de elde edeceğiz. O beyefendiyi aşağıya indirmek bizim boynumuzun borcudur. Bu kadar sıkıntıya bizim tahammülümüz yok" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
----------------
Salondan genel görüntü
Kılıçdaroğlu'nun salona girmesi
Kılıçdaroğlu'nun belediye başkanları ve foruma katılanlarla birlikte porotokol görüntüsü
Kılıçdaroğlu'nun konuşması
2- MUSTAFA DESTİCİ: TÜRKİYE HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA ASKERİ VE EKONOMİK GÜCE SAHİP OLMALIDIR
*Genel Başkanı Mustafa Destici:
*"Bugün Orta Doğu'da esaslı 2,5 ülke vardır, Türkiye, İran ve yarım Mısır. Dikkat ederseniz emperyalistlerin hedefinde de bu ülkeler vardır"
Haber-Kamera: İSTANBUL,(DHA)
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Bugün Orta Doğu'da esaslı 2,5 ülke vardır, Türkiye, İran ve yarım Mısır. Dikkat ederseniz emperyalistlerin hedefinde de bu ülkeler vardır." dedi.
Destici, Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleşen "Türkiye Kucaklaşıyor, Birlikte Buluşuyor" isimli programa katıldı. Kur'an-ı Kerim okunması, şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda partililere seslenen Destici, "Ortadoğu kaynaklı ciddi tehdit ve tehlikelerle cedelleşiyoruz. Tablo çok ilginç bundan 100 sene önce, tıpkı bugünkü gibi başlamıştı işler. Önce en olmayacak kompozisyonlarla yapay ülkeler oluşturdular. Bir arada yaşaması zor toplumları bir araya kattılar, kitlevi göçlerle demografik yapıları değiştirmeye başladılar. Toprak ihtilafları ve saire kördüğüm hale geldi." diye konuştu.
Destici, geçmişte bugünler için müdahaleye müsait zeminin temellerinin atıldığını aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tarihte Suriye, Ürdün, Irak, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Kuveyt, BAE ve Katar diye ülkeler hiç olmadı, olmayacak da. Bu ülkeler, sahip oldukları niyet ve istikamette Osmanlı Devletinin parçalanmasından sonra masa başında üretilmiş uydu devletlerdir. Bugün Orta Doğu'da esaslı 2,5 ülke vardır, Türkiye, İran ve yarım Mısır. Dikkat ederseniz emperyalistlerin hedefinde de bu ülkeler vardır. 100 yıl önce muazzam sınırlara ve hacme sahip olan devletimiz parçalandı ve neticesinde Türkler, Anadolu'ya sıkışmak zorunda kaldı. Şimdi Anadolu da Türkler'e tahammül edemeyenler, Türkler'in bu coğrafyadaki varlığını yadırgayanlar ve en nihayetinde Türkler'i bu coğrafyadan kovmaya çalışanlar, maalesef yüz sene sonra yeniden düğmeye bastılar. Onlar zannediyorlar ki, adına bile tahammül edemedikleri Türk'ü ve Türkiye'yi ortadan kaldıracaklar ve yine onlar zannediyorlar ki, biz sadece bu toprakların üzerinde bulunuyoruz. Bu emperyalistler aslında bal gibi Türkler'in hasletlerini ve zor durumda neler yapabileceklerini biliyorlar."
"ORTA DOĞU COĞRAFYASI DÜNYANIN EN RİSKLİ VE TEHLİKELİ COĞRAFYASIDIR"
Bugün dünyanın her tarafında Türkler'in olduğunu sözlerine ekleyen Destici, "Allah'a hamdolsun bugün 'Allah Tektir, Ordusu Türk'tür' anlayışına iman etmiş milyonlarca Türk, ülkesinden binlerce on binlerce kilometre uzaklarda gavura binlerce cephe açıp tatlı canını feda etmekten çekinmez. Mesafe tanımaksızın Türkiye'ye savaş açanların ülkesine savaşı taşır. Orta Doğu coğrafyası dünyanın en riskli ve tehlikeli coğrafyasıdır. Bu coğrafyada hiçbir ırk ve medeniyete imtiyaz yoktur, bir kez düşen bir daha ayağa kalkamaz." ifadelerini kullandı.
"KOBANİ'DEN FIRAT'IN DOĞUNDA EN UÇ BÖLGELERE KADAR YPG, PKK, CENTCOM ARTIĞINI TEMİZLEMEDEN ÜLKEMİZ RAHAT ETMEZ."
Destici, Suriye'nin kuzeyinde kritik eşiğe girildiğine dikkati çekerek, "Afrin Harekatı yapılırken, 'Ordumuz Afrin'den sonra ara vermeden nefes aldırmadan önce Menbiç'e sonra Fırat'ın doğusuna girmeli' diyorduk. Buna göre 'Suriye'nin Kuzeydoğusundan da bir harekat planı devreye sokulmalı' diyorduk. Maalesef Afrin'i aldık, lakin akabinde emperyalistlerin bu gibi durumlarda Türkler'in üzerinde sıkça devre soktukları 'masa başı diplomasi' tuzağına düştük." değerlendirmesinde bulundu.
Hem ABD'nin, hem de Rusya'nın masa başı hamlesi tuzağına düşüldüğünü savunan Destici, şunları kaydetti: "Kıbrıs Barış Harekatı'nı düşünün, bir gecede adaya indik ve adanın yarısını oradaki Türk kardeşlerimize zulmeden Rumlardan aldık ve kendi elimizle kendi 'güvenli bölgemizi' oluşturduk. Kesin bir zafer olduğu için, bugün kimse o günleri konuştuğunda masa başı diplomasisinin eksikliğinden dem vurmuyor, hatta 'Keşke ordumuz, adanın tamamını alsaydı da sonra peyderpey masa başında dominant bir güç olarak sınır ve bölge müzakereleri yapsaydık' denildi. Orta Doğu'da ve Akdeniz'de kesin başarı, askeri başarıdır. Masa başı hamleler askeri başarı sonrasında devreye sokulur. Bugün Afrin'i konuşabiliyor mu emperyalistler? Konuşamıyor. Niçin? Çünkü kesin ve net bir askeri başarıyla sorun çözülmüştür.
İşte, Fırat'ın doğusunda da aynısı olmalıydı. Aynısı olsaydı, bugün aynı delikten aynı yılanlara defalarca ısırılmazdık. Lakin bu demek değildir ki Fırat'ın doğusuyla alakalı işlerimiz ve kararlılığımız Rasulayn ile Tel Abyad arasına sıkışmıştır. Kobani'den Fırat'ın doğunda en uç bölgelere kadar YPG, PKK, CENTCOM artığını temizlemeden ülkemiz rahat etmez."
Destici, "Türkiye her zamankinden daha fazla askeri ve ekonomik güce sahip olmalıdır. Türkiye'nin asıl amacı bu geniş bataklığın kendi sınırlarını tehdit eden kısımlarından haşeratları kalıcı olarak temizledikten, gerekli tedbirler alındıktan ve riskler bertaraf edildikten sonra yüzünü yeniden Ertuğrul Gazi'den aldığı istikametle Batı'ya çevirmek olmalıdır." dedi. "Türkiye Kucaklaşıyor, Birlikte Buluşuyor" programını İstanbul'da
başlattıklarını ifade eden Destici, önümüzdeki günlerde Ankara başta olmak üzere 8 ilde de yapılacağını söyledi. Daha sonra uzun yıllar MHP'de siyaset yapan 95 yaşındaki Bekir Doğan, 1993'te Büyük Birlik Partisi'ni (BBP) kuran merhum Muhsin Yazıcıoğlu için yazdığı şiiri okudu.
Görüntü dökümü:
---------------
-Destici'nin konuşması
-Genel ve detaylar
3 - İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU GAZİOSMANPAŞA'DA DELEGE SEÇİMİNDE OY KULLANDI
Haber - Kamera: Semih ÇALIŞKAN - Harun UYANIK - İSTANBUL, (DHA) -
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gaziosmanpaşa Ak Parti İlçe Başkanlığı'nı ziyaret ederek, sabahtan bu yana devam eden delege seçimi için oy kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı'nı ziyaret ederek delege seçimi için oy kullandı. Öğleden sonra ilçe başkanlığı binasına gelen ve sloganlarla karşılanan Bakan Soylu, önce Bağlarbaşı Mahallesi sandığında oyunu kullandı. Soylu daha sonra seçimde görevli olan kişilerle sohbet ederek, fotoğraf çektirdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sonrasında AK Parti Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı binasından ayrıldı.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun oy kullanışı
-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun vatandaşlarla sohbeti
-Detay görüntüler
4- 15 TEMMUZ DEMOKRASİ OTOGARI'NDA OTOBÜSLERE KIŞ LASTİĞİ DENETİMİ
Haber-Kamera: Serdal ALTINTEPE / İSTANBUL,(DHA)
Şehirlerarası yolcu taşıyan ticari araçlar için zorunlu kış lastiği uygulaması bugün başladı. Polis ekipleri de 15 Temmuz Demokrasi Otogarı'nda yola çıkacak olan otobüslerde kış lastiği denetimi yaptı.
Türkiye genelinde 01 Aralık - 01 Nisan tarihleri arasında devam edecek olan kış lastiği takma zorunluluğu bu gün itibariyle başladı. Uygulama kapsamında 15 Temmuz Demokrasi Otogarı'nda polis ekipleri tarafından yolcu otobüslerine denetim gerçekleştirildi. Otogardan çıkan her otobüs lastiğinin diş derinliği "kumpas" adı verilen aletle ölçüldü ve lastik üzerinde kış lastiği olduğunu ifade eden M+S sembolleri kontrol edildi.
Uygulamada lastikleri kontrol edilen sürücüler de uygulamanın herkes için yerinde olduğunu söyledi. Kış lastiği kullanması zorunlu olduğu halde kullanmayan işletenler için, 2019 yılı için 625 lira para cezası uygulanıyor. Söz konusu ceza, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanacak yeniden değerleme oranı çerçevesinde 1 Ocak 2020 itibarıyla güncellenecek.
Görüntü dökümü:
---------------
-Polislerin lastikleri kontrol etmesi
-Otobüs şoförleri röp
-Otobüs lastiklerinden görüntü
-Diğer görüntüler
01.12.2019 - 15.37 - Haber Kodu : 191201112_
=====================
5- BÜYÜKADA'DA BİSİKLET HIRSIZINA YAPILAN OPERASYON KAMERADA
İSTANBUL,(DHA)
Büyükada'da bisiklet hırsızına operayon düzenlendi. Operasyon anları polis kamerasına yansıdı.
Büyükada'da 3 farklı bisiklet hırsızlığı olayı ile ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerince çalışma başlatıldı. Güvenlik kamera görüntülerini incekeyen polis ekipleri bisikletleri çalan kişinin Özcan A. (20) olduğunu belirledi. 19 Kasım'da yapılan operasyonda Özcan A. yakalanarak gözaltına alındı. Operayon yapılan evde yapılan aramalarda 4 tane bisiklet ele geçirildi. Bisikletler daha sonra sahiplerine teslim edilmek üzere otoparka götürüldü. Özcan A. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Polisin yaptığı operayon kameraya yansırken, görüntülerde bir odada bisikletlerin bulunduğu anlar görülüyor.
Görüntü dökümü:
----------------
-Ele geçirilen bisikletler
6- SİNGAPUR HAVAYOLLARI İSTANBUL HAVALİMANI'NA AİRBUS A350 İLE UÇMAYA BAŞLADI
İbrahim YILDIZ/İSTANBUL, (DHA) SİNGAPUR Havayolları, İstanbul Havalimanı'na yapacağı seferler için uçak tipini değiştirerek Airbus A350 ile seferlerini gerçekleştirmeye başladı.
Uzun yıllardır seferlerini Boeing 777-200 tipi uçaklarla gerçekleştiren Singapur Havayolları'nın filosuna yeni dahil ettiği ve İstanbul uçuşları için kullanacağı Airbus A350 tipi uçak saat 08.30'da İstanbul Havalimanı'na iniş yaptı. İstanbul'dan Singapur'a yeni uçakla gerçekleştirilecek ilk uçuş öncesinde tören düzenlendi. Törene İstanbul Havalimanı Mülki İdare Amiri İsmail Şanlı, İstanbul Havalimanı CEO Danışmanı Melih Mengü ve Singapur Hava Yolları Avrupa Bölge Başkanı Sek Eng Lee ve yolcular katıldı. Havayolu şirketinin Airbus A350 tipi uçağıyla İstanbul Havalimanı'ndan gerçekleştirdiği SQ 391 sefer sayılı uçak Singapur'a gitmek üzere saat 14.25'te havalandı.
SEYAHAT İÇİN GÜZEL BİR UÇAK
Airbus A350 tipi uçağı gezen İstanbul Havalimanı Mülki İdare Amiri İsmail Şanlı, uçak içerisinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Singapur Havayolları'nın böyle bir uçakla uçuş başlatması mutluluk verici. İnanıyoruz ki bunun devamı gelecek. Hem yolcularımızın aktarma noktası güzel bir havalimanına güzel bir uçakla gelmiş olmalarını görmek ziyadesiyle mutluluk verici. Hayırlı olmasını diliyorum. Seyahat etmek için güzel bir uçak. Havacılık her geçen gün daha güvenli ve daha konforlu hale geliyor. Bu uçak da bunlardan bir tanesi. Şimdiden seyahat edecek yolcularımıza hayırlı olmasını diliyorumö değerlendirmesinde bulundu.
İLK UÇUŞA ÖZEL MENÜ
Singapur Havayolları olarak Airbus A350 tipi uçakla Türkiye'ye bir ilki getirdiklerini ifade eden Avrupa Bölge Başkanı Sek Eng Lee ise "Uçuşlarımız için önemli bir dönüm noktasını kutlamaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz. İstanbul-Singapur hattında en modern en yüksek yakıt tasarrufu sağlayan Airbus A350 ile uçuşlara başlıyor olmamız bizleri mutlu ediyor. İstanbul Havalimanı için bir ilki daha duyurmaktan onur duyuyorum. Singapur Havayolları Premium Ekonomi sınıfını Türkiye'ye getiren ilk ve tek havayolu olacak. Dikkatinizi bugünkü özel menümüze çekmek istiyorum. İlk uçuşta Türkiye Facebook sayfamızı takip eden 100 binden fazla takipçimiz tarafından seçilen özel ve yerel Türk menüsü sunacağız. Businnes Class menüsü sarma, Adana kebap ve Kadayıf'tan oluşurken, Premium ekonomi ve ekonomi class yolcularımız İmam Bayıldı, Adana kebap ve sütlacın tadını çıkaracaklar" dedi.
YOLCULARA DAHA KALİTELİ HİZMET SUNMAK İSTİYORUZ
İstanbul Havalimanı CEO Danışmanı Melih Mengü de "İGA ailesi olarak tüm amacımız gelen yolcularımıza ekibimizle ve teknolojik imkanlarımızla en yüksek kalitede hizmet sunmak. Görüyoruz ki bu hizmeti sunarken Singapur Havayolları gibi buraya uçan havayolları da kendi yolcularına hizmetin en yükseğini sunma gayreti gösteriyor. 1987 yılından beri İstanbul'a uçuşlarını aksatmadan gerçekleştiren Singapur Havayolları'nın yeni uçağıyla tanışıyoruz. Bizler elimizden geldiği kadar tüm havayollarımızda olduğu gibi Singapur Havayolları'na da yardımcı olacağız." dedi.
Görüntü dökümü:
--------------------
-Kontuarlardan görüntüler
-Hosteslerin yolcuları karşılaması
-İlk uçuş nedeniyle törenden görüntüler
-AirbusA350 tipi uçaktan görüntüler
- Sek Eng Lee konuşmaları
-Vali Yardımcısı İsmail Şanlı'nın konuşması
-Melih Mengü'nün konuşması
-Uçaktan görüntüler
-detay görüntüler
====================
(ÖZEL)
7- BU KAFEDE KAHVENİZİ YUDUMLARKEN İŞARET DİLİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ (Tekrar)
Esma MURAT/Özgür KUMANOVALI/İSTANBUL, (DHA) - KADIKÖY'de işitme engellilere özel bir kafe açıldı. Hem çalışanları hem de müşterilerinin çoğunlukla işitme engellilerden oluştuğu kafede, kahvenizi yudumlarken işaret dili de öğrenebiliyorsunuz. Caferağa Mahallesi'ndeki kafenin işitme engelli garsonları da burada çalışmaktan çok mutlu olduklarını belirtti. Kafe, yaklaşık bir ay önce açılmasına rağmen, işitme engellilerin buluşma yeri haline geldi.
Kafenin açılmasında katkı sağlayan Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu Başkanı Ercüment Tanrıverdi, işitme engellilerin kendilerine ait bir sosyalleşme ortamına ihtiyaçları olduğunu belirterek, şunları söyledi: "İşitme engellilerin hayatını kolaylaştıracak bir yazılım geliştirmek amacıyla bir araya gelmiştik. Bu mekan da neler yapabiliriz, işitme engellilere burada nasıl bir imkan sunulabilir, diye kendi aramızda konuşurken dedik ki buraya bir konsept koyalım. Ve adı da 'işaret dili' olsun hem işitme ve konuşma engelli olan çalışanlar ve müşteriler bir arada olabilsin. Aynı zamanda hem istihdam sağlamış hem de işitme engellileri sosyal bir ortamda misafir etmiş olalım. Bu kafe diğer konuşan ve duyan insanlarla yan yana gelip birbirlerinin hayatlarını paylaşmalarına vesile oluyor. Çünkü çok merak ediliyor sessiz dünya. İşitme engellilerinin nasıl bir ortamı olduğu, nasıl yaşadıkları, nasıl hissettikleri çok merak konusu."
"KAFEYE GELİP İŞARET DİLİ İLE TANIŞAN ÇOK KİŞİ VAR"
İşitme engeli olmadığı halde işaret diline çok meraklı olan müşterileri olduğunu söyleyen Tanrıverdi, "işitme ve konuşma engeli olmayan arkadaşlarımız bu kafede işitme engelli arkadaşlarıyla yan yana gelip onlarla pratik yapma, şansı buluyor. Aynı zamanda biz bu kafede işaret dili dersleri veriyoruz. Kafeye gelip burada işaret dili ile tanışan çok kişi var. Burada işaret dili ağırlıklı bir ortam olduğunu görüp, işaret dili eğitimi almak istiyorlar. Bu kafede işitme engelli olup ama farklı alanlarda etkinlik yapan gruplar da oluyor. Mesela şu an burada ön masada oturan arkadaşların hepsi işitme engelli motorcular, burada toplanıp yaşamış oldukları sorunlar, sıkıntılar, beklentileri kendi aralarında paylaşıyorlar. Biz de buna vesile oluyoruz" diye konuştu.
"DUYAN VE DUYMAYAN YAN YANA GELSİN"
Tanrıverdi, kafenin duyulmasını ve desteklenmesini beklediklerini söyleyerek, "Bu ortamın duyan toplum tarafından da yaşanmasını istiyoruz. Duyan insanların duymayan insanlarla yan yana gelip birbirleriyle hayatı paylaşabilmelerini istiyoruz. Ve bunun için de biz bu kafede çok güzel bir ortam hazırladık" dedi.
"İŞİTME ENGELLİLERİN SORUNU İLETİŞİM KURAMAMAK"
İşitme engellilerin temelde yaşadıkları sorun iletişim kaynaklı olduğunu söyleyen Tanrıverdi, şöyle konuştu: "Hayatlarının tamamında bu sorunu yaşıyor işitme engelliler. Aslında bu iletişim sorunu aile ve eğitimde başlıyor sosyal hayatında devam ediyor. Eğer işitme engelli kişi başka gruplarla sosyal ortamda değilse çocuğu kaybetme noktasına geliyoruz. Çocuk toplumda bir anda yok olup gidiyor. Ama işitme engelli gruplara tutunup ya da bizim gibi bu şekilde hizmet veren ortamlarda bulunursa hayata daha çok tutunuyor, hayallerini daha kolay dile getirebiliyor, hedeflerine daha çabuk ulaşabiliyor. Her şeyden önce iletişim meselesini çözmemiz gerekiyor. İşaret dili konusunda ailelere ve eğitime İhtiyacımız var. Eğitim süreci içerisinde milli eğitime ihtiyacımız var. Aynı zamanda kamu kurum ve kuruluşların sunmuş olduğu insana dair tüm hizmetler mutlaka işaret dili ile veriliyor olması gerekiyor. Bu sorunların çözümü hassasiyet gerekiyor. Yoksa bu sorunlarla ilgili Yasalar, talimatlar yönetmelikler var yani kısacası her şey var ama uygulamada çok zayıf kalıyoruz. Bu meseleyi kökten bir şekilde çözelim ve seferberlik haline getirelim"
"KENDİMİZ GİBİ OLABİLDİĞİMİZ BİR YER"
Kafenin işitme engelli garsonları da burada çalışmaktan çok mutlu olduklarını belirtti. Kafe çalışanı Seçil Tanrıverdi daha önce çalıştığı kafelerde sıkıntılar yaşadığını söyleyerek, "Daha önce duyan insanların gittiği birçok kafeye çok gittim. O kafelerde çok iyi iletişim kuramıyordum. Sıkıntılar yaşıyordum. Ve sonrasında bu kafede çalışma imkânı buldum. Ve kendimi çok rahat hissettim. Şu an ise hem burada çalışıyorum hem de benim gibi işitme engelli arkadaşlarımın sıkıntı ve sorunları ile ilgileniyorum. O yüzden burada çalışmayı tercih ettim" dedi.
Kafenin işitme engelli müşterilerinden Fırat Kırmızıgül ise, "Öncelikle bu kafeyi tercih etme sebebim bu kafede işaret dili var. Ve biz işitme engellerinin ana dil işaret dili burada çok rahat iletişim kurabiliyoruz. Arkadaşlarımıza sözleşiyoruz kafede bir araya geliyoruz. Dertlerimizi sıkıntılarımızı paylaşabiliyoruz. Daha kendimize ait bir yer olduğu için özgür hissediyoruz. Benim hayalim işitme engelli motorcuların daha da çoğalması. duyan konuşan insanlarla aramızda hiçbir fark yok, hepimiz motoru kullanırken aynı şekilde kullanıyoruz. O nedenle biz duyan inanlara aynı ortamı paylaşmak kendimizi geliştirmek onların içerisinde olmak istiyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
- Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu Başkanı Ercüment Tanrıverdi röportajı
- garson Seçil Tanrıverdi röportajı
-müşteri Fırat Kırmızıgül röportaj
-kafenin dışarıdan görüntüsü
-kafenin içerisinden detaylar
-Muhabir anonsları (Esma Murat)
-Muhabirin işaret dili ile sipariş vermesi
- işaret dili eğitimi verildiği yer
8- SULTANGAZİ'DE ÇİĞ KÖFTE FESTİVALİNE YOĞUN İLGİ
Haber-Kamera: Cemil ÖZDEMİR-Murat SOLAK/İSTANBUL (DHA)
Çiğköfteciler Derneği ve Sultangazi Belediyesi iş birliği ile 1. Çiğköfte festivali Sultangazi'de düzenlendi. Festivalde çiğ köfte almak isteyen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.
Sultangazi'de Çiğköfteciler Derneği (ÇİĞDER) ve Sultangazi Belediyesi işbirliği ile 1. Çiğköfte festivali düzenlendi. Sultançiftliği Merkez Camii önünde düzenlenen festivale çok sayıda kişi katıldı. Yağmura aldırış etmeyen vatandaşlar, çiğ köfte alabilmek için uzun kuyruklar oluşturdu. 100 çiğ köfte ustasının aynı anda yoğurduğu çiğ köfteler, dürüm yapılarak sıraya giren vatandaşlara dağıtıldı. Çiğköftenin yanında Ayran, Şalgam suyu ve limonata verildi. Öte yandan festival alanında köprü, Herkül, Apollo ve Nemrut Dağı'nın çiğköfteden yapılmış heykelleri sergilendi.
Festivale katılan Metin Yıldız "Organizasyon yapanlardan Belediye Başkanımızdan ve sanatçılarımızdan Allah razı olsun. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Hava soğuk. Çiğ köfte zamanı. Herkesi bekliyoruz" dedi. Festivale katılan bir başka vatandaş ise "Festival çok güzeldi. Sağ olsunlar, güzel bir proje hazırlamışlar. Yağmura rağmen bekliyoruz soğukta" dedi.
Görüntü Dökümü
------------------
-Çiğ köfte sırası bekleyenlerin oluşturduğu uzun kuyruk
-Ustaların çiğ köfte yoğurması
-Çiğ köfte dürüm yiyen vatandaşlar
-Sırada bekleyenlerle röp
-Çocuk Fikri Kurt röp
-Genel ve Detaylar