Dha İstanbul Bülteni - 3

1- AK PARTİ İL BİNASINI İŞGALE GİDEN ASKERLER HAKKINDAKİ İDDİANAME (2)

* İddianamede Sütlüce'deki Ak Parti İl Başkanlığı'nın işgal edilmesi planının, 15 Temmuz günü Kara Harp Akademilerinde baş hoca olarak görev yapan Albay Ahmet Zeki Gerehan ve öğretim elemanı olan Binbaşı Zafer Özleblebici tarafından yapılan toplantıyla yapıldığı belirtildi.

Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA
15 Temmuz Darbe girişiminde Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı'nı işgale giden askerler hakkında düzenlenen iddianame, askerlerin olay yerine giden Ak Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk tarafından ikna edildiği belirtildi. İddianamede, 14'ü rütbeli 74 asker hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Orhan Aydın tarafından hazırlanan iddianamede, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın işgal girişimi nerede ve ne zaman planlandığı ortaya çıktı. İddianamede Sütlüce'deki Ak Parti İl Başkanlığı'nın işgal edilmesi planının, 15 Temmuz günü Kara Harp Akademilerinde baş hoca olarak görev yapan Albay Ahmet Zeki Gerehan ve öğretim elemanı olan Binbaşı Zafer Özleblebici tarafından yapılan toplantıyla planlandığı belirtildi.

47. MOTORLU PİYADE ALAYI'NDAKİ TOPLANTIDA KARAR VERİLDİ
Şüphelierin bu toplantıda, darbe girişimi kapsamında İstanbul genelinde değişik kışlalarda kanunsuz bir şekilde görevlendirilen öğrenci subaylardan bir kısmını, 47. Motorlu Piyade Alayı'na yönlendirdikleri, burada Harp Akademileri'nden gelen subaylar ile Alay komutanı Kurmay Albay Sadık Cebeci'nin de katıldığı toplantıda, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ak Parti İl Binası'na gidecek darbeci askerlerin kimler olacağının kararlaştırıldığı kaydedildi.

"BUGÜN MESAİ 00.00 KADAR..."
İddianamede, 15 Temmuz günü saat 15.00'da 47. Motorlu Piyade Alayı'nın eğitim alanında toplanan darbecilerin burada yaptıkları toplantıda, Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı'na gidecek ekibin emir komutasını Harp Akademisi'nden gelen Binbaşı Faruk Şimşek'e verdiği belirtildi. Alay komutanı Sadık Cebeci'nin toplantıya katılan komutanlara, "Bugün mesai 00.00 kadar... Reaksiyonunuzu ölçmek için iki kez durum vereceğim" dediği, saat 20.00 sıralarında tabur Komutanı Recep Karaçam'ın "KOKTOD" toplansın şeklinde talimat verdiği, 21.00'da da alay komutanı Sadık Cebeci'nin odasında brifing vererek, "Emir komutayı Harbiyeden gelen Subaylara veriyorum" diyerek, askerlere ikişer şarjör mermi dağıtıldığı belirtildi.

"8 ASKERİ ARAÇLA AK PARTİYİ İŞGALE GİTTİLER"
Darbeci askerlerin kışladan saat 22.00-22.15 sıralarında 7 tane açık land,1 tane Mercedes Unimork araca binerek Ak Parti İl Binasına gitmek üzere hareket ettikleri ve 23.15 sıralarında Ak Parti İl Binasına vardıkları belirtildi. Burada, Binbaşı Faruk Şimşek'in, parti binasında görevli olan görevli polisler ve özel güvenliğe, "Bundan sonra buranın güvenliğini biz alacağız" diyerek uzaklaştırdıktan sonra binayı işgal ettikleri kaydedildi. Bina icine giren darbecilerin buradaki özel güvenliğe de 5 dakika içinde burayı boşaltın dedikleri, ancak güvenlikçilerin, "Kesinlikle binayı boşaltmayız" dedikleri belirtildi.

MİLLETVEKİLİ İKNA ETTİ DARBECİ ASKERLER TESLİM OLDU
Bu sırada Ak Parti İstanbul İl Başkanı'nın da korumalarıyla birlikte odasında olduğu, darbeci askerlerden bir üstteğmenin gidip il başkanıyla konuştuğu ve binayı boşaltmalarını istediği ancak il başkanın yaptıkları eylemin kanunsuz olduğunu belirtmesi üzerine, üstteğmenin odadan çıktığı anlatıldı. Bu sırada halkın da parti binası önünde toplandığı, olay yerine Ak Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün de geldiği ifade edildi. Külünk'ün, darbeci askerlerle görüşmeler yaptığı ve yapmış oldukları eylemin, hukuksuz olduğu ve biran önce eyleme son vermelerini söylediği, bu görüşmeler sonunda da, bölük komutanı üsteğmen Muzaffer Dikencik'in çalışmaları sonucu darbeci askerlerin bina icerisinde bir alanda toplandığı, sabaha doğru da getirtilen otobüslerle kışlalarına gönderildiği tespitlerine yer verildi.

3 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
İddianamede 1 Binbaşı, 2 yüzbaşı ve 60 erin de arasında olduğu şüpheliler hakkında, "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede, bir kısım şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, diğer bazı şüpheliler hakkında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

===============================

2- İÇİNDEN "FARE BAŞI" ÇIKAN EKMEK DAVASI'NDA KARAR : 2 AY 15 GÜN HAPİS

* Tüketici, dev marketler zincirinden aldığı ekmekle soluğu önce laboratuvar sonra da mahkemede almıştı. Mahkeme, tedarikçi fırın yetkilisini suçlu buldu. 2 ay 15 günlük hapis cezası ertelendi

Haber: Serpil KIRKESER, İstanbulDHA
Esenler'de bir marketten aldığı ekmeğin içinden fare başı çıkan tüketicinin şikayeti üzerine açılan davada mahkeme kararını açıkladı. Ekmeği üreten fırın yetkilisi H.O. "Dikkat veya özen yükümlülüğüne aykırı davranma sonucu tüketilecek şeylere zehir katma veya bozma" suçunu işlediği gerekçesiyle 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme cezayı erteledi. Sanık 5 yıl içinde suç işlemezse söz konusu dava ortadan kalkacak.

SANIK DURUŞMADA HAZIR BULUNDU
Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık H.O. hazır bulunurken, şikayetçi M.A. katılmadı. Tutuksuz sanık H.O. firmanın yetkilisi olmadığını, sigortalı çalışan olduğunu belirterek, "İddianamede belirtildiği tarihte şirket yetkilisi Ekrem E. il dışında olduğundan ifade vermeye ben gitmiştim. Fırın 2016 Ağustos ayında belediye tarafından kapatıldı. Suçlamayla ilgim yoktur" dedi.

"YETKİ VE SORUMLULUĞUM YOK"
Günlük 12 bin ekmeği söz konusu marketler zincirine teslim ettiklerini ifade eden sanık H.O., "İşyeriyle ilgili herhangi bir yetki ve sorumluluğum olmadığı gerekçesiyle suçlamayı kabul etmiyorum" diye konuştu. Soruşturma aşamasında verdiği "Şirketin yetkilisiyim" ifadesinin sorulması üzerine sanık H.O., "Şirketin yetkilisi olmadığımı polise söylemiştim. Buna rağmen yetkilisi olduğum yazılmış. Şikeyetçi M.A. ile telefonda konuştum. İçinden fare çıktığı iddia olunan ekmeğin bize ait fırın tarafından üretilip üretilmediğinin tespit edileceğini söyledim. Bana "Ekmekten tiksindim, çöpe attım" dedi. Ben de bir şey diyemedim" diye konuştu.

"SANIĞIN CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ"
Şikayetçi M.A.'nın avukatı Mehmet Şirin Kılıç da "Sanığın cezalandırılmasını ve asıl sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz" dedi.

2 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI ERTELENDİ
Davayı karara bağlayan mahkeme, sanık H.O.'yu "Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranma sonucu tüketilecek şeylere zehir katma veya bozmaö suçundan 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren mahkeme, sanığın 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına da karar verdi. Mahkeme ayrıca suça konu ekmeğin üretildiği firmayı suç tarihinde işleten Ekrem E. hakkında gereğinin yapılması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı' na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

İDDİANAME
Esenler'de şikayetçi M. A., 8 ay önce 16 yaşındaki kızını evlerinin yakınındaki markete 10 ekmek alması için gönderdi. M.A., eve getirilen 10 ekmekten bir tanesinin içinde parçalanmış bir farenin pişmiş olduğunu gördü ve fotoğraflarını çekti. M. A., ekmeği ilgili Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın labaratuvarına göndererek tahlil yaptırdı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın labaratuvarı "Pişmiş ekmek içinde hamura yapışık şekilde fare başı tespit edilmiştir" şeklinde muayene ve analiz raporu hazırladı. Bunun üzerine Mahsum A. Bakırköy Cumhuriyet Basşavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine dev marketler zincirine ekmek veren fırın yetkilisi sanık H.O. hakkında "Dikkat veya özen yükümlülüğüne aykırı davranma sonucu tüketilecek şeylere zehir katma veya bozma" suçundan 1 yıla kadar hapsi istenmişti.

Görüntü Dökümü:
---------------------
-Fareli ekmeğin fotoğraflarının görüntüsü (Arşiv)

================================

3- UZMANLARDAN GRİP VE AŞI UYARISI

* Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal,

"Her yıl mevsimsel gribin neden olduğu ölüm genç erişkinlerde yüz binde bir ile üç yüz binde bir arasında. Ama bunun üzerine koah hastalığı eklendiğinde, hasta 65 yaş üzerinde olduğunda, kalp yetmeliği olduğunda, onkoloji hastası olduğunda ya da gebe olduğunda, diyabet olduğunda ölüm oranı katlanarak gidiyor"

"Dünya artık grip aşısının yapılıp yapılmayacağını tartışmıyor"

* Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Süda Tekin,

"Başta risk grupları yani 65 yaş üzerindeki kişilere, sağlık çalışanlarına, kronik hastalıkları olanlara, kanser hastalıklarına, HIV pozitif hastalarına ve herkese bu aşıyı Dünya Sağlık Örgütü önermekte"

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul DHA
Türk İç Hastalıkları Uzmanlığı Derneği, Türk Toraks Derneği, Akademik Geriatri Derneği, Türk Kardiyoloji Derneği, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, Türk Tıbbı Onkoloji Derneği'nin de aralarında bulunduğu 14 tıp derneği, düzenledikleri bir basın toplantısı ile grip hastalığının ve grip aşısının önemine dikkat çekildi.
Toplantıda, 65 yaş üstü, kalp, diyabet gibi kronik hastalıkları bulunanlar, kanser hastaları ve kanser tedavisi görenlerin risk gruplarında oldukları anlatılarak, grip aşısı olmaları gerektiği vurgulandı. Ayrıca gribin ölüme neden olabileceği belirtilerek en başta bulaşıcılığını azaltmak için elleri yıkamanın önemine dikkat çekildi.

"ÖZELLİKLE RİSK GRUPLARINDA ÖLÜME SEBEP OLABİLİR"
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Süda Tekin, enfeksiyon hastalıklarında başta elleri yıkayarak, hijyen ile korunmak gerektiğini ikinci aşamada ise aşı ile korunma sağlanması gerektiğini ifade ederek "Genellikle toplumda nezle, soğuk algınlığı ile grip birbirine karıştırılıyor. Hapşırma, öksürük, burun akıntısı gibi bulguları girip ile karıştırıyorlar. İki hastalık birbirinden farklı. Gripte özellikle yüksek ateş, boğaz ağrısı, öksürük ve genel bir kas, eklem ağrısı, vücutta kırgınlıkla ortaya çıkar. Bu hastalık nezleden farklı olarak daha sonra alt solunum yollarına inerek solunum yetmezliğine yol açarak, özellikle risk gruplarında ölüme sebep olabilir. Bizim korkumuz ve kaygımız bu. Bunları önlemek için başta risk grupları yani 65 yaş üzerindeki kişilere, sağlık çalışanlarına, kronik hastalıkları olanlara, kanser hastalıklarına, HIV pozitif hastalarına ve herkese bu aşıyı Dünya Sağlık Örgütü önermekte. Aşının koruyuculuğu her yıl değiştiği için her yıl değişebiliyor ama geçen yıl yüzde 60 ile 72 arasında aşı koruma sağladı. Sağlık otoriteleri 10 kişiden 7'sinin doktora başvurmadan bu hastalığı aşı sayesinde yenebildiğini söyledi. O yüzden aşının koruyuculuğu iyidir, şimdiye kadar ciddi bir yan etkisi bildirilmemiştir. Bizim ülkemizde uygulanan ölü bir aşıdır. Bağışıklık yetmezliği olan kişilere, altı aydan büyük herkese özellikle erişkinlere çok rahat uygulanabilir" diye konuştu.
Tekin aşının uygulanmadığı bir durumun bulunmadığını ancak grip dönemin geçene kadar ertelenebilineceğini söyleyerek, "Aşı güvenlidir" dedi.

"AŞI UYGULANMADIĞI NOKTADA HASTANEYE GİDİP KİLOLARCA İLAÇ TÜKETİLEBİLİYOR"
Süda Tekin, "O kadar çok ilaç tüketimi var ki, aşının içerisindeki mikro gram civa tartışılıyor. Ama aşı uygulanmadığı noktada hastaneye gidip kilolarca ilaç tüketilebiliyor. Bunların yan etkisi gündeme getirilmiyor. O kadar çok antibiyotik gereksiz tüketimi var ki, bu ilaçların da verdiği hasarlar var. Gereksiz antibiyotik tüketimi maliyetini bir kenara bırakıp insanlara verdiği sıkıntılar var. Bunları da gündeme getirmek gerekiyor. O yüzden bir doz aşıyı sağlık otoritelerinin önerileri doğrultusunda uygulamak gerekiyor" şeklinde konuştu.

"DÜNYA ARTIK GRİP AŞISININ YAPILIP YAPILMAYACAĞINI TARTIŞMIYOR"
Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal ise, "Her yıl mevsimsel gribin neden olduğu ölüm genç erişkinlerde yüz binde bir ile üç yüz binde bir arasında. Ama bunun üzerine koah hastalığı eklendiğinde, hasta 65 yaş üzerinde olduğunda, kalp yetmeliği olduğunda, onkoloji hastası olduğunda ya da gebe olduğunda, diyabet olduğunda ölüm oranı katlanarak gidiyor. Dünya artık grip aşısının yapılıp yapılmayacağını tartışmıyor" dedi.

TOPLANTIDA GRİP AŞISI YAPILDI
Toplantının ardından basın mensuplarına ve toplantıya katılanlara dernekler tarafından getirilen grip aşısı yapıldı.

Görüntü Dökümü:
-------------------
- Tekin'in konuşması
- Ünal'ın konuşması
- Aşı yapılması

===========================

4- SAĞLIK ÇALIŞANLARINDAN "ŞİDDET" PROTESTOSU

* Bir hemşirenin saldırıya uğradığı gerekçesiyle sağlık çalışanları eylem yaptı.

Haber-Kamera: Enver ALAS- Cengiz ÇOBAN / İSTANBUL,DHA
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası Sağlık-Sen üyeleri ve sağlık çalışanlarından oluşan yaklaşık 60 kişilik grup, saat 12.00 sıralarında başhekimlik önünde toplandı. Grup, 'Vatandaşım sessiz kalma', 'Sağlıkçılarda sizin evladınız', 'Şifa dağıtan eller şiddet değil saygı bekler' yazılı dövizler açarak sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarını protesto etti.
Eylemde, Sağlık-Sen İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Cesur Öztürk grup adına bir basın açıklaması yaptı. Cesur Öztürk, geçtiğimiz hafta Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Ankara'da Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık çalışanlarına yönelik yaşanan şiddet olaylarını kınadı.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin bir an önce çözülmesi gerektiğini kaydeden Öztürk, faiilere yasalar çevçevesinde en ağır cezaların uygulanmasını talep etti.

"ŞİDDET ALINACAK YASAL GÜVENCE VE FİZİK TEDBİRLERLE ÖNLENMELİ"
Öztürk, "Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, hastalıklı bir ruh halinin yasımasıdır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, alınacak yasal güvence ve fiziki tedbirlerle önlenmeli, sağlık çalışanları şiddet korkusu ve endişesinden kurtarılmalıdır. Şiddete uğrayan sağlık çalışanlarına, bütün vatandaşlarımız sahip çıkmalı ve şiddet uygulayana tepki göstermelidir" dedi.

"BU KİŞİLERİN MUAYENE VE TEDAVİLERİ GÜVENLİK GÜÇLERİ NEZARETİNDE YAPILMALI"
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddette faillerin tutuklu yargılanması gerektiğini belirten Cesur Öztürk, şunları söyledi:
"Şiddet uygulayan kişilerin sağlık harcamaları 6 ay süreyle sosyal güvenlik sisteminden karşılanmak yerine kendisinden tahsil edilmelidir. Ayrıca şiddet uygulayan kişi bir sonraki sağlık tesisine gelişinde sistem otomatik olarak uyarmalı, bu kişilerin muayene ve tedavileri güvenlik güçleri nezaretinde yapılmalıdır."
Öte yandan açıklamada, Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli hemşireye sözlü ve fiili saldırıda bulunduğu iddia edilen kişinin Üsküdar Belediyesi'nde çalıştığı ve olayın ardından başlatılan soruşturma sonrasında saldırganın görevine son verildiği belirtilerek, "Bu duyarlı yaklaşımından dolayı Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen'e teşekkür ediyoruz" denildi. Eyleme, şiddete maruz kalan hemşirenin ise raporlu olduğu gerekçesiyle katılmadığı öğrenildi. Eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Başhekimlik önünde toplanan sağlıkçılar
-Açılan dövizler ve pankartlar
-Cesur Öztürk'ün açıklaması
-Grubun alkışlı protestosu
-Genel ve detaylar

==============================

5- GÖRME ENGELLİLERİN BALIK TUTMA HEYECANI

Haber: Özgür ALTUNCU Kamera: Yaşar KAÇMAZ - İstanbul DHA
Altı Nokta Körler Vakfı tarafından bugün Galata Köprüsü'nde balık tutma etkinliği düzenlendi.
Görme engelliler, kısa bir olta eğitiminin ardından balık tuttu. Birçoğu hayatlarında ilk kez balık tutan görme engelliler büyük heyecan yaşadı. Balığı tutan, koklayan ve sevinçlerini etraftakilerle paylaşan görme engellilerin birçoğu tuttukları balıkları denize attı. Bir görme engelli de tuttuğu balığı martılarla paylaştı.

Görüntü Dökümü:
---------------
- Balık tutanlardan detay görüntü
- Röpartajlar
- Detaylar

===============================

6- OTOBÜSLERE "KARAKUTU" GELİYOR...

İstanbul DHA)
İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT), uçaklarda kullanılan karakutu sistemini toplu ulaşımdaki otobüslere taşıdı. İlk etapta 520 otobüse karakutu takıldı ve 700 şoföre eğitim verildi.

Karakutu, otobüsler seyir halindeyken aracın haberleşme alt yapısından çektiği verileri kaydediyor ve GSM operatörü vasıtasıyla İETT sunucularına yüklüyor. Proje için oluşturulan yazılım ile sürücü, araç ve işletme şartlarına dair raporlar üretiliyor. Uygulama ile kazaların azalması, yol ve sürüş güvenliğinin arttırılması, yakıt tasarrufu sağlanması amaçlanıyor.

İLK ETAPTA 520 OTOBÜSE KARAKUTU TAKILDI

İETT'nin, Kalkınma Bakanlığı ve İstanbul Kalkınma Ajansı'nın (İSTKA) desteğiyle başlattığı 'Sürdürülebilir Toplu Ulaşım için Karakutu' projesinin ilk fazı tamamlandı. İlk etapta 520 İETT otobüsüne takılan karakutu donanımı, Haziran ayından itibaren araç bazlı 48 ayrı veriyi kayıt altına alıyor. Toplanan verilerle, anlık uyarılar ve geçmişe yönelik raporlamalar yapılabiliyor. Proje kapsamında 520 karakutulu otobüsü kullanan 700 İETT şoförüne, genel bilgilendirme ve bireysel hatalara yönelik olmak üzere iki aşamalı eğitim verildi.

UÇAKLARDA KULLANILAN KARAKUTU OTOBÜSLER İÇİN TASARLANDI

Sürüş güvenliği ve yakıt tasarrufu sağlanması amacıyla yapılan çalışmanın sonuçları, İETT Kağıthane Garajı Konferans Salonu'nda yapılan proje kapanış toplantısında açıklandı.

Proje ile ilgili bilgi veren İETT Genel Müdürü Arif Emecen sistemin, uçaklarda kullanılan karakutu teknolojisinin lastik tekerlekli araçlar için tasarlanmış hali olduğunu söyledi. Karakutuların, seyir halindeyken sürücülerin ve araçların bulunduğu koşulları kaydedeceğini belirten Emecen, otobüslerdeki elektronik haberleşme ağı kullanılarak araç bilgilerinin uzaktan erişilebilir hale geldiğini kaydetti. Emecen, "Sistem; gaz pedalı, fren pedalı, yakıt seviyesi, vites, el freni, araç hızı, fren balata kalınlığı, aracın tüm arıza bilgileri, yağ basıncı, yakıt basıncı, hararet gibi araca ve kullanıma dair verileri, konum, hava sıcaklığı, rota, hat, mesafe gibi çevresel etkileri raporlayıp analiz edecek. Anlık bilgiler tek merkezden takip edilecek, gerektiğinde müdahale edilecekö dedi.

"OTOBÜSLERDE YOL VE SÜRÜŞ GÜVENLİĞİ ARTACAKö

Arif Emecen, karakutu uygulaması sayesinde kazalarda yüzde 15 oranında azalma, sürüş kalitesinde ise yüzde 10 artış beklediklerini ifade etti. Proje başlangıç tarihinden itibaren yüzde 7.2 yakıt tasarrufu yapıldığını da belirten Emecen "Özetle uygulamaya geçen sistem sayesinde İstanbul'a hizmet veren otobüslerimizde yol ve sürüş güvenliği artacak. Kaza sayısı ve bakım giderleri azalacak. Yakıt tasarrufu sağlanacak. Yolcu konforunda standart yükselecekö diye konuştu.

KARAKUTU 6 AYLIK VERİ SAKLAYACAK

Karakutu sisteminin diğer özellikleri ise şöyle:

Altı aylık veri dahili hafızada depolanıyor, okunan tüm veriler eş zamanlı olarak online sunuculara yükleniyor.

Alınan veriler ile anlık ve geçmişe dönük analiz yapılabiliyor.

Detaylı sürüş analizi ve raporlama yazılımı sayesinde, sürüş verimliliğinin, konforunun ve güvenliğinin artması sağlanıyor.

Sürüş yakıt tüketimi, rölanti yakıt tüketimi, kat edilen mesafe gibi veriler incelenerek tasarruf yöntemleri belirleniyor.

Periyodik bakım, arıza yönetimi gibi operasyonlar otomatik olarak yönetiliyor.

Anlık uyarı sistemi sayesinde araçlarda oluşan arızalar, hararet yükselmesi, yağ seviyesinin azalması, hava sistemi kaçakları gibi veriler anlık olarak merkeze aktarılıyor. Böylece arızaların büyümesinin ve kazaların önüne geçiliyor.