- (aktüel görüntülerle) AÇILIŞ TÖRENİNDE ERDOĞAN'A SÜRPRİZ ÇAY İKRAMI
Haber: Enver ALAS - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Maltepe'de hizmete giren Sosyal Güvenlik Kurumu Maltepe'de Sosyal Güvenlik Kurumu Bağlarbaşı Mahallesi'nde yapımı tamamlanan Şehit Erol Olçok Kampüsü'nün açılışına Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İl Başkanı Selim Temurci, Erol Olçok'un kardeşi Cevat Olçuk ile diğer protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI
Açılışı yapılan kampüsün bulunduğu sokakta ve çevresindeki sokaklarda tören nedeniyle geniş güvenlik önlemleri alındı. Vatandaşlar tören alanına tek tek aranarak alındı. Kampüsün çevresindeki binaların balkonlarında ve çatılarında keskin nişancılar hazır beklerken, bölgede sürekli bir polis helikopteri de uçtu.
ERDOĞAN'A VATANDAŞLARIN YOĞUN İLGİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın saat 14.00 sıralarında tören alanına gelmesiyle coşku arttı. Çevredeki binalarda oturan bazı vatandaşlar da bu coşkuya evlerinden ortak oldu. Balkonlarına ve camlara ellerinde Türk bayraklarıyla çıkan vatandaşlar buradan cep telefonlarıyla Erdoğan'ı görüntülemeye çalıştı.
PANKART DİKKAT ÇEKTİ
Tören alanının hemen yanındaki bir binaya asılan, "Reis!!! Asla Yalnız Değilsin. Çünkü Ölümüne Yanındayız. Fatih'in Nesli Gençlik ve Eğitim Derneği" yazılı büyük bir pankart dikkat çekti.
KURAN-I KERİM OKUNDU
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan tören, Kuran-ı Kerim okunmasıyla devam etti. Açılışta ilk konuşmayı Mehmet Müezzinoğlu yaptı.
ERDOĞAN'A ÇAY İKRAM EDİLDİ
Müezzinoğlu'nun konuşması sırasında protokolün hemen yanındaki bir binadan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sürpriz bir çay ikramı yapıldı. Programı balkondan takip eden daire sakinleri, Erdoğan ve protokol üyelerine bir tepsi ile çay gönderdi. İkramı geri çevirmeyen Erdoğan, çayını yudumladıktan sonra balkondaki vatandaşlara dönerek memnuniyetini gösterdi.
AVRASYA TÜNELİNİ KULLANDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çayını bitirdikten sonra kürsüye gelerek konuşmasını yaptı. Erdoğan'ın konuşması sırasında sık sık 'Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez', 'Dik dur eğilme bu millet seninle', 'Vur de vuralım, öl de ölelim' sloganları atıldı. Konuşmasının ardından Recep Tayyip Erdoğan ve protokol üyeleri Şehit Erol Olçok Kampüsü'nün açılış kurdelesini birlikte kesti. Maltepe'deki programının ardından Erdoğan, Avrasya Tüneli'ni kullanarak Haliç Kongre Merkezi'ne geldi.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Törene katılan vatandaşlar
-Ellerinde Türk bayrağı olanların coşkusu
-Güvenlik önlemleri
-Binalardaki keskin nişancılar
-Erdoğan'ın alana gelişi
-Balkonlarda ve camlarda töreni takip edenler
-Erdoğan ve protokolden görüntüler
-Açılan pankart
-Saygı duruşu
-Erdoğan ve protokole çay ikramı
-Erdoğan'ın çayını yudumlaması
-Beğenisini parmak işaretiyle göstermesi
-Erdoğan'ın konuşması
-Açılış kurdelesinin kesilmesi
-Erdoğan'ın alandan hareket etmesi
-Genel ve detaylar
================
- ERDOĞAN: TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜÇTÜR (2)
*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
"Sırada Münbiç var. Münbiç'ten sonra işte Amerika'da eğer burada da yeni dönemde ele ele verebilirsek, Rakka var. 'Dünyadan bize ne' diyenlere sesleniyorum. Biz bu dünyada yaşıyoruz. Türkiye küresel bir güçtür bunu bileceksin. Bize bu soruyu soranlara diyorum ki, sizin bu parlamentoda ne işiniz var"
"Kuzey Suriye'de yeniden bir devlet kurulmasına müsaade etmeyeceğiz bu böyle biline. 20 Ocak'tan sonra Amerika'da yeni yönetim iş başı yapıyor. Onlarla da konuşacağız. Bölgenin değerlendirmesini yapacağız"
"Milet talep etti. Ne diyor 'idam.' Parlamento bunu gündemine almalıdır. Parlamento'dan bu karar çıkarsa bana geldiği zaman ben onaylarım. Bunu defaatle söyledim"
"Şehit Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip şahadetleri çok yakından tanıdığım insanlar olması nedeniyle beni ve ailemi ayrıca etkilemiş, üzmüştür. Darbecilerin yakasına yapışıp hesap soran arkadaşımız açılan ateşte ilk şehit olanlardandı. Ama kalleşçe"
Haber: Enver ALAS - Hakime TORUN - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan El Bab operasyonuna değinerek, "Sırada Münbiç var. Münbiç'ten sonra işte Amerika'da eğer burada da yeni dönemde ele ele verebilirsek, Rakka var. 'Dünyadan bize ne' diyenlere sesleniyorum. Biz bu dünyada yaşıyoruz. Türkiye küresel bir güçtür bunu bileceksin. Bize bu soruyu soranlara diyorum ki, sizin bu parlamentoda ne işiniz var" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Maltepe'de düzenlenen SGK Maltepe Şehit Erol Olçok Kampüsü'nün açılış törenine katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmasında "Şehit Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip şahadetleri çok yakından tanıdığım insanlar olması nedeniyle beni ve ailemi ayrıca etkilemiş, üzmüştür. Bir taraftan sevindirmiştir. Ailemde, Allah bize de böyle şahadet nasip etsin diyenler olmuştur. Zira şahadeti onun inceliğini anlayanlar, Rabbim bize de nasip eder mi diye hayıflanırlar. Rabbim bize bunu nasip etsin. Erol Olçok çok uzun yıllardır tanıdığım, ülkemizin en üretken kişilerden biri olarak tanıdığım hayatı düz değil fırtınalı yaşayan yerinde duramayan bir arkadaşımızdı. Vefatı da hayatı gibi sıra dışı oldu. Darbecilerin yakasına yapışıp hesap soran arkadaşımız açılan ateşte ilk şehit olanlardandı. Ama kalleşçe" diye konuştu.
"MİLET TALEP ETTİ. NE DİYOR 'İDAM.' PARLAMENTO BUNU GÜNDEMİNE ALMALIDIR"
Konuşması sırasında "İdam isteriz" sloganları üzerine Erdoğan, "Bu konudaki benim kanaatimi biliyorsunuz. Milletin talebi, parlamentonun yerine getirmesi gereken bir adımdır. Milet talep etti. Ne diyor 'idam.' Parlamento bunu gündemine almalıdır. Parlamento'dan bu karar çıkarsa ban geldiği zaman ben onaylanırım. Bunu defaatle söyledim. Bu konu devletin inisiyatifinde olan bir konu değildir. Devlet katili af yetkisine sahip değildir bana göre. Af yetkisi onun varislerinindir. George'un, Hans'ın böyle bir yetkisi yok. Onlar kendi, işine baksın. Dünyanın 3'te 2'sinde hala idam var. Onalar yapıyor da. Neymiş AB'de idam yok. AB'de olan veya bizde olmayan hepsini eşitlemek diye bir anlayış olabilir mi? Nitekim de olmuyor" ifadelerini kullandı.
"20 OCAK'TAN SONRA AMERİKA'DA YENİ YÖNETİM İLE ÖLGENİN DEĞERLENDİRMESİNİ YAPACAĞIZ"
El Bab operasyonuna değinen Erdoğan, "Biz, terörden arındırılmış bir güvenli bölge ilan edeceğiz Kuzey Suriye'de. Gençler, Kuzey Suriye'de yeniden bir devlet kurulmasına müsaade etmeyeceğiz bu böyle biline. 20 Ocak'tan sonra Amerika'da yeni yönetim iş başı yapıyor. Onlarla da konuşacağız. Bölgenin değerlendirmesini yapacağız. Halep'ten 45 bin kardeşimizi kurtardık. Onları İdlib'e aldık. Gerekirse kendi topraklarımıza da çekebiliriz. İlk etapta bu adımı attık" diye konuştu.
"DÜN AKŞAM SAYIN PUTİN İLE BİR GÖRÜŞMEM OLDU. BİZLERE TEŞEKKÜRÜ OLDU"
Rusya lideri Vladimir Putin ile olan görüşmesine değinen Erdoğan, "Dün akşam sayın Putin ile bir görüşmem oldu. Bizlere teşekkürü oldu. 'İnsanların kurtuluşunda el ele vermeseydik bu süreci bitiremezdik' dedi. İşin bu bölümü bitti" diye konuştu.
"MÜNBİÇ'TEN SONRA İŞTE AMERİKA'DA EĞER BURADA DA YENİ DÖNEMDE ELE ELE VEREBİLİRSEK, RAKKA VAR"
Erdoğan, "Sırada Münbiç var. Münbiç'ten sonra işte Amerika'da eğer burada da yeni dönemde ele ele verebilirsek, Rakka var. 'Dünyadan bize ne' diyenlere sesleniyorum. Biz bu dünyada yaşıyoruz. Türkiye küresel bir güçtür bunu bileceksin. Bize bu soruyu soranlara diyorum ki, sizin bu parlamentoda ne işiniz var. Bir dünyaya bakışı yoksa orada durmasına gerek yok. Geldiğin yere dön. Olması gereken bu. Devletimizin ve milletimizin bekasını düşünüyor onun adımını atıyoruz. Bir haftadır neredeyse Genelkurmay Başkanımız bölgede. Ne yapıyor? Bütün harekatı yürütüyor. Ankara da mı otursun? Senin parlamentoda oturduğun gibi. İşimiz var işimiz" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Erdoğan'ın konuşması
-Detaylar
=================
- ERDOĞAN: TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜÇTÜR (3)
*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
"3-5 kurşun sıkınca, 3-5 bomba atınca, milletin kaçacağını, meydanı kendilerine bırakacağını sanan o Fetoşlar, durumun öyle olmadığını o gece net bir şekilde anladılar."
"Rabbimize verilebilecek bir canımız var. Ne olacak? Darbe yapsanız ne olacak?"
"Özgür Suriye Ordusu, Suriye'nin içerisindeki ılımlı muhaliflerin ta kendisidir, terör örgütüyle alakası yoktur ve tam bir direniş hareketidir."
"Biz Suriye'de, oradaki kardeşlerimizle birlikte kendi istiklalimizin ve istikbalimizin mücadelesini verdik, veriyoruz. Şimdi El Bab'tayız ve El Bab, dört bir yanından kuşatılmış vaziyette. İnşallah orada işimiz bitti, bitiyor. Oraya asıl sahipleri gelip yerleşecek. Yarın dedim ya Münbiç, Rakka. Nerede bir zulüm varsa, zulmün olduğu yerde biz varız."
Haber: Enver ALAS - Hakime TORUN - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, El Bab operasyonuna ilişkin, "Biz Suriye'de, oradaki kardeşlerimizle birlikte kendi istiklalimizin ve istikbalimizin mücadelesini verdik, veriyoruz. Şimdi El Bab'tayız ve El Bab, dört bir yanından kuşatılmış vaziyette. İnşallah orada işimiz bitti, bitiyor. Oraya asıl sahipleri gelip yerleşecek. Yarın dedim ya Münbiç, Rakka. Nerede bir zulüm varsa, zulmün olduğu yerde biz varız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Maltepe'de düzenlenen SGK Maltepe Şehit Erol Olçok Kampüsü'nün açılış törenine katıldı.
15 Temmuz darbe girişimine değinen Erdoğan, "15 Temmuz musibeti, millet ve devlet olarak bize çok önemli dersler vermiştir. Her şeyden önce tarihimizin en büyük ayıplarından biri olan darbelerin artık öyle eskisi gibi kolayca yapılamayacağını, milletin mutlaka hesaba katılması gerektiğini 15 Temmuz vakası herkese göstermiştir. Artık 1960 yok. Rahmetli Menderes'i ipe çektiler. Ama kimse sokağa çıkmadı. Ama şimdi öyle bir durum yok. 3-5 kurşun sıkınca, 3-5 bomba atınca, üzerine tankları sürünce, tepesinden uçakları, helikopterleri geçirince bu milletin kaçacağını, meydanı kendilerine bırakacağını sanan o Fetoşlar, durumun öyle olmadığını o gece net bir şekilde anladılar. Şimdi iki de bir bakıyorsunuz tarih açıklıyorlar, 'filanca tarihte yine darbe olacak'. Geçiyor o tarih bir şey yok. Başka bir tarih, 'filanca tarihte darbe olacak'. Bu ten, bu tenler bu canlarda oldukça Rabbimize verilebilecek bir canımız var. Ne olacak? Darbe yapsanız ne olacak? Öyle de böyle de olsa bizim gideceğimiz yer; topraktan geldik toprağa gideceğiz. Buna inanmışız. Ama onların böyle bir derdi yok. Adam Pensilvanya'dan kalkıp buraya gelemiyor ki. Onun böyle bir derdi olabilir mi? Bunlar ihanet çetesi. Saldırıların şiddeti arttı. Artık sokaklarda rastgele bomba patlatacak bu çaresiz insanlar kadar aynen terör örgütleri de attıkları her adım da kendi sonlarına biraz daha yaklaştıklarını gördüler" diye konuştu.
"ŞEHİTLERİMİZİN HER BİRİ BİZİM BU TOPRAKLARI VATANIMIZ KILAN TAPULARIMIZDIR"
Erdoğan, "Şehitlerimizin her biri bizim bu toprakları vatanımız kılan tapularımızdır. Bu toprak kuru değil. Uğrunda şehitler verdik" dedi.
"KİM NE DERSE DESİN ARTIK CERABLUS'A GİRECEĞİZ DEDİK. HAZIRLIKLARIMIZ VARDI"
El Bab operasyonuna ilişkin Erdoğan, "Türkiye'nin El Bab'ta ne işi olduğunu orada bu kayıpları niçin verdiğimizi soranlar hala meselenin ne olduğunu anlayamamışlardır. Bu gafillere bir kez daha hatırlatıyorum. Gaziantep'te, Kilis'te 56 kardeşim şehit olduğu zaman 'devlet, hükümet nerede' demiyor muydunuz? Hatta bazıları utanamadan sıkılmadan Gaziantep'e gidip bunlar bizim partimizin üyeleri diyecek kadar ileri gittiler. Hâlbuki alakaları yoktu. O olaydan sonra artık durmak yok, 'kim ne derse desin artık Cerablus'a gireceğiz dedik. Hazırlıklarımız vardı. Ardından El Rai'ye girdik ve Özgür Suriye Ordusu ile yola devam ettik. Şimdi birileri çıkıyor televizyonlarda utanmadan, sıkılmadan 'Özgür Suriye Ordusu terör örgütüdür' diyor. Bunları anlamak mümkün değil. Özgür Suriye Ordusu, Suriye'nin içerisindeki ılımlı muhaliflerin ta kendisidir, terör örgütüyle alakası yoktur ve tam bir direniş hareketidir ve topraklarını kurtarmanın mücadelesini vermektedir" ifadelerini kullandı.
"RUSYA'YA, AMERİKA'YA, İRANLILARA SÖYLEDİM, HEPSİNE SÖYLEDİM"
Erdoğan, "Eğit-donat kapsamında onları biz eğittik, bu kadar açık konuşuyorum ve beraber yürüttüğümüz bu mücadelede hatırlayın hep ne dedim, 'terörden arındırılmış bir güvenli bölge yapmamız lazım'. Bunu Rusya'ya, Amerika'ya, İranlılara söyledim, hepsine söyledim. Bu televizyonlarda konuşanlar ne konuşuyor? Bunlar demek bizim konuştuklarımızı hiç duymuyorlar. 'Kulağı var duymaz' diyor ya Rabbimiz, bunların kulağı var duymaz, gözü var görmez, dili var hakkı söylemez, çünkü kalpleri mühürlüdür. Biz ne diyoruz dinle, bak diyoruz ki 'biz terörden arındırılmış bir güvenli bölge ilan edeceğiz Kuzey Suriye'de. Kuzey Suriye'de yeniden bir devlet kurulmasına müsaade etmeyeceğiz, bu böyle biline" ifadelerini kullandı.
"ŞİMDİ EL BAB'TAYIZ . YARIN DEDİM YA MÜNBİÇ, RAKKA"
Erdoğan, "Biz Suriye'de, oradaki kardeşlerimizle birlikte kendi istiklalimizin ve istikbalimizin mücadelesini verdik, veriyoruz. Şimdi El Bab'tayız ve El Bab, dört bir yanından kuşatılmış vaziyette. İnşallah orada işimiz bitti, bitiyor. Oraya asıl sahipleri gelip yerleşecek. Yarın dedim ya Münbiç, Rakka. Nerede bir zulüm varsa, zulmün olduğu yerde biz varız. Suriye'de güçlü devlet olduğumuz için varız. olacağız. Yürekleri kin bağlamış bu tiplere diyoruz ki, gölge etmeyin başka ihsan istemez" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Erdoğan'ın konuşması
-Detaylar
==================
- (Geniş haber) ERDOĞAN DEİK GENEL KURULUNDA KONUŞTU
* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;
"Bu kritik dönemde yatırımlarını, projelerini erteleyen herkese benim nazarımda ekonomimize saldıranlar ile aynı saftadır. Bunun altını çiziyorum. Hükümetimiz iş dünyamıza pek çok ilave destek verdi vermeye de davam edecek."
"Birileri döviz spekülasyonu ile ekonomimize yön vermeye çalışıyor. Gerisinde hiçbir rasyonel ekonomik sebep yok. Amaç siyasi operasyonlara zemin hazırlamaktır. Aynısını komşu ülkelerde de yapıyorlar. İşte Rusya, Çin, Azerbaycan buralarda da yapıyorlar. Ama bu oyunları biz bozacağız."
"Yine söylüyorum kamu bankaları dahil faizin düşmesi lazım. Girişimcinin önünü açmamız faizin için düşmesi lazım. Böcek gibi sözleşme sözleşmeyi okuyamıyorsunuz bile karınca misali önüne konanları imzalıyorsun. Böyle tezgah olmaz. Bunu Cumhurbaşkanı söylüyor diye de beyefendiler rahatsız oluyor."
"Dertleri ney? Kuzey Suriye'de yeni bir devlet kurmak. Biz böyle bir devletin kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu böyle bilinmeli. Bu böyle bilinmeli. Şüphesiz şehitlerimiz, canımızı yakıyor. Ama şunu da bileceğiz ki, bir toprağın vatan olması için şehide, gaziye ihtiyacı var"
"Temel ekonomik göstergelerimize ilişkin ulusal hesap sistemimiz, Avrupa hesap sistemi doğrultusunda revize edildi."
" Yeni yöntemle daha önce 800 milyar dolara kadar çıkmış gözüken Gayrisafi Milli Hasılamız 949 milyar dolar, 10 bin 800 dolara kadar çıkan kişi başına milli gelirimiz, 12 bin 500 dolar olarak revize edilmiştir. Bunu burada bu şekilde açıklamış olayım. Aynı şekilde 2003'ten bu yana yüzde 4,7 olan büyüme oranımız da yüzde 5,9 olarak düzelmiştir."
(AB üyeliği) "Özel görüşmemizde diyorlar ki; siz Müslümansınız sizi almayacaklar. Boşuna uğraşmayın"
Haber: Enver ALAS - Hakime TORUN - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı operasyonuna değinerek, "Geçenlerde parlamentoda birisi çıkmış diyor ki, 'bize ne dünyadan' diyor. Lafa bak ya. Gaziantep'te 56 vatandaşımız öldürülüyor. Kilis'te aynı şekilde ben hastaneleri dolaşıyorum. O güne kadar sabretmişiz. O gün artık dedik 'artık duramayız'. Biz şimdi gireceğiz. O gün dedik ki adımı atalım ve ilk adımı attık. Cerablus'tan başladık. Ondan sonra güneye doğru gideceğiz dedik. Akıl vermeye başladılar benim için buralar tehdit bölgeleri. Terörden arındırılmış güvenli bölge diye bir tezimiz var. Başından beri bunu söylüyoruz bu olmazsa Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa her zaman tehditte. Dertleri ney? Kuzey Suriye'de yeni bir devlet kurmak. Biz böyle bir devletin kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu böyle bilinmeli. Bu böyle bilinmeli. Şüphesiz şehitlerimiz, canımızı yakıyor. Ama şunu da bileceğiz ki, bir toprağın vatan olması için şehide, gaziye ihtiyacı var" dedi.
"BU KUMPASLARIN HEPSİNE KARŞI GEREKLİ TEDBİRLERİ ALIP OYUNLARI BOZDUK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şişli Marriott Hotel'de yapılan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Türk Lirası'na geçme çağrısını yenileyen Erdoğan, "Bu kritik dönemde yatırımlarını, projelerini erteleyen herkes benim nazarımda ekonomimize saldıranlar ile aynı saftadır. Bunun altını çiziyorum. Hükümetimiz iş dünyamıza pek çok ilave destek verdi vermeye de davam edecek. Bunun karşılığında iş dünyamızdan beklentimiz piyasayı hareketlendirmesidir. Bu nedenle milli seferberlik diyorum. Eline silah al sokağa çık demiyorum. İşte milli seferberlik bu. Sınırlarımızın içinde ve dışında terör örgütleri ile nasıl can hıraş bir mücadele içindeysek ekonomimize yönelen saldırılar karşısında da aynı kararlılığı göstermek mecburiyetindeyiz. Ekonomimize döviz üzerinden bir saldırı başlayınca Türk Lirası'na geçme çağrısı yaptım. 1994 krizinden beri yaşadığımız bir hakikat var. Birileri döviz spekülasyonu ile ekonomimize yön vermeye çalışıyor. Gerisinde hiçbir rasyonel ekonomik sebep yok. Amaç siyasi operasyonlara zemin hazırlamaktır. Aynısını komşu ülkelerde de yapıyorlar. İşte Rusya, Çin, Azerbaycan buralarda da yapıyorlar. Ama bu oyunları biz bozacağız. Yerli paraya geçmek suretiyle kur baskısını inşallah bu ihracatta, ithalatta üzerimizden sikkeleyip atacağız. Defalarca bu tuzağa çekilmek istendik. Bu kumpasların hepsine karşı gerekli tedbirleri alıp oyunları bozduk" diye konuştu.
"YATIRIMLARIMIZI TL İLE YAPACAK OLURSAK BU ÜLKENİN KİMSE BELİNİ KIRAMAZ"
Erdoğan, "17-25 Aralık emniyet yargı darbe girişiminin hedefine ülkemizin önemli projelerini yürüten iş adamlarının da olduğunu biliyorum. Sizler de biliyorsunuz. Milletimiz 12 milyar dolar bozdurmasaydı ekonomisine sahip çıkamasaydı aynı oyunu oynayacaklardı. Bu millet sıradan bir millet değil. Çağrımıza hemen cevap verip elindekini bozdurdu piyasaya sürdü. Yatırımlarımızı TL ile yapacak olursak bu ülkenin kimse belini kıramaz. Zaten kıramayacaklar. Bunundan şüphem yok" dedi.
"YİNE SÖYLÜYORUM KAMU BANKALARI DAHİL FAİZİN DÜŞMESİ LAZIM"
Erdoğan, "Yaratırım yapın, Türk Lirası'na geçin, istihdam sağlayın diyorum. Bize zerk edilmeye çalışılan zehirim panzehiri bunlardır. Yine söylüyorum kamu bankaları dahil faizin düşmesi lazım. Girişimcinin önünü açmamız için faizin düşmesi lazım. Böcek gibi sözleşme sözleşmeyi okuyamıyorsunuz bile, karınca misali önüne konanları imzalıyorsun. Böyle tezgah olmaz. Bunu Cumhurbaşkanı söylüyor diye de beyefendiler rahatsız oluyor. Ben dertliyim bu ülkede yatırım olması lazım. Zor şartlarda yatırım olursa bu ülke çökertilmez" ifadelerini kullandı.
"BOTLARIN İÇERİSİNDE BOTLAR ŞİŞLENİYOR. O İNSANLAR ÖLÜYOR HANİ O ZENGİN BATI NEREDE?"
Mülteci sorununa değinen Erdoğan, "Mültecilerle ilgili yaptığımız harcama 20 milyar doları buldu. Nerede Batı. Hani o zengin Batı nerede? Onların böyle bir derdi var mı? Hani insan hakları? Lafa geldiği zaman hemen şöyle bir tane hayvancık, petrol yığınları arasına düştüğü zaman dünyayı ayağa kaldırıyorlar. 2016'nın Akdeniz'de, Ege'de ölenlerin sayısı 6 bine yakın. Bir feryatları var mı? Mülteciler Konseyi açıklama yapmış. Açıklama yapsa ne olur? Tedbir yok. Botların içerisinde botlar şişleniyor. O insanlar ölüyor. Kardeşim, onların çıkışını önlemek için ne yapıyorsunuz? Türkiye'ye verdiği Avrupa Birliği'nin söz var: '1 Temmuz itibarıyla biz 3 milyar avro vereceğiz.' Şu ana kadar 677 milyon dolar. Bize vermiyor, benim bütçeme girmiyor. Bu para, sadece UNESCO vasıtasıyla Kızılay'a, AFAD'a gelen rakam bu 677... Söz verdikleri 3 milyar avroydu. Nerede? Yok. Bunların bütçeleri, gayrisafi milli hasılaları bizden çok çok fazla. Niye gelmiyor? Bunların böyle bir derdi yok. Bunların insanlık diye bir derdi yok. Bunların ezilen, mazlum, mağdur diye bir dertleri yok, bu dert bizde var" diye konuştu.
"KUZEY SURİYE'DE YENİ BİR DEVLET KURMAK. BİZ BÖYLE BİR DEVLETİN KURULMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı operasyonuna değinerek şu ifadeleri kullandı:
"Geçenlerde parlamentoda birisi çıkmış diyor ki, 'bize ne dünyadan' diyor. Lafa bak ya. Gaziantep'te 56 vatandaşımız öldürülüyor. Kilis'te aynı şekilde ben hastaneleri dolaşıyorum. O güne kadar sabretmişiz. O gün artık dedik artık duramayız. Biz şimdi gireceğiz. O gün dedik ki adımı atalım ve ilk adımı attık. Cerablus'tan başladık. Ondan sonra güneye doğru gideceğiz dedik. Akıl vermeye başladılar benim için buralar tehdit bölgeleri. Terörden arındırılmış güvenli bölge diye bir tezimiz var. Başından beri bunu söylüyoruz bu olmazsa Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa her zaman tehditte. Dertleri ney? Kuzey Suriye'de yeni bir devlet kurmak. Biz böyle bir devletin kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu böyle bilinmeli. Bu böyle bilinmeli."
BİZE SEVR'İ DAYATTILAR, LOZAN'A RAZI OLDUK
Şüphesiz ki şehitlerimiz canımızı yakıyor ama şunu da bileceğiz ki bir toprağın vatan olması için şehide ihtiyacı var, gaziye ihtiyacı var. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır' diyor şair. Buralara böyle geldik. Bu 780 bin kilometrekare bize durup dururken lütfedilmedi. Son, Cumhuriyet'in kuruluşundan önce şöyle 10 yılı bir ele alırsak, 10 yıl içinde biz 2 milyon, 3 milyon kilometrekareden 780 bin kilometrekareye düştük. Ve bize Sevr'i dayattılar, Lozan'a razı olduk. Yoksa biz buna layık mıyız? Düşünebiliyor musunuz 17'nci, 18'inci asrın bir numarası olan bir devletiz, oradan bu bakiyeye kaldık. Şimdi de diyoruz ne olacak. Biraz daha gidebilir. Zaten bu PKK denen ahlaksızların, alçakların istediği bu değil miydi?"
"KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİRİMİZ, 12 BİN 500 DOLAR OLARAK REVİZE EDİLMİŞTİR"
Türkiye ekonomisine değinen Erdoğan, "Temel ekonomik göstergelerimize ilişkin ulusal hesap sistemimiz, Avrupa hesap sistemi doğrultusunda revize edildi. Gerçekleri bilme bakımından bunu bugün burada açıklamamız lazım. Bu çerçevede mevcut ekonomik göstergeler geriye doğru düzeltilerek, yeniden yayımlandı. Yeni yöntemle daha önce 800 milyar dolara kadar çıkmış gözüken Gayrisafi Milli Hasılamız 949 milyar dolar, 10 bin 800 dolara kadar çıkan kişi başına milli gelirimiz, 12 bin 500 dolar olarak revize edilmiştir. Bunu burada bu şekilde açıklamış olayım. Aynı şekilde 2003'ten bu yana yüzde 4,7 olan büyüme oranımız da yüzde 5,9 olarak düzelmiştir. Bu verilere göre, Türkiye milli geliri 100 milyar doların üzerindeki ülkeler arasında, bu süre içerisinde, Katar ve Çin'den sonra 2010-2015 yılları arasındaki büyüme oranı bakımından 3. sırada yer alıyor. Hatta 2013 yılında bu bakımdan listenin ilk sırasında yer alıyoruz, bu hesaplamaya göre. Yeni yöntemle aynı dönemde tüm ülkeler hesaba katıldığında Türkiye'nin büyüme sıralamasındaki yeri; 51'incilikten 12'nciliğe yükseldi" diye konuştu.
"ÖZEL GÖRÜŞMEMİZDE DİYORLAR Kİ; SİZ MÜSLÜMANSINIZ SİZİ ALMAYACAKLAR. BOŞUNA UĞRAŞMAYIN"
Türkiye- AB ilişkilerine değinen Erdoğan, "Bizi AB'ye bu rakamlar sebebiyle mi almıyorlar. Alakası yok. Alınmayış sebebimiz belli. Bunu kendilerine söylüyorum da burada söylemem pek doğru değil. Ekonomik durumuz ile alakası yok. Karar tamamen siyasi. Tamamen bizim inanıcımız ile alakalıdır. Başka bir şey değil. Türkiye onlara güç verir. Bazıları da gerçeği ifade ediyor. Özel görüşmemizde diyorlar ki; siz Müslümansınız sizi almayacaklar. Boşuna uğraşmayın. Bunu bana bizzat en önemli ülkenin dışişleri bakanı söylüyor. Söyleyince de cevap veremiyorlar. Düşünce inanç hürriyeti nerede var? Bunlar Fransa'da bile Romanları yaşattılar mı? Gönderdiler. Biz iç içe yaşıyoruz. Sıkıntımız yok" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Erdoğan'ın konuşması
-Detaylar
====================================
- BAŞBAKAN YILDIRIM: TÜRKİYE HAKİKATEN BÜYÜK BİR SAVAŞ VERİYOR
* Başbakan Binali Yıldırım,
"Türkiye hakikaten büyük bir savaş veriyor. İçeriden değil dış kaynaklı; ama içerde uygulaması yapılan maalesef bir asimetrik saldırıyla karşı karşıyayız"
"Şuanda terörle mücadelede konseptimizi savunmadan taarruza dönüştürdüğümüz için Türkiye içerisinde özellikle bu hendek-çukur siyasetinin hemen sonrasında terör örgütü büyük bir bozguna uğradı. Çok ciddi anlamda güç kaybına uğradı. Bunun üzerine güneyimizdeki ülkelerden ciddi anlamda destekler gelmeye başladı"
"DEAŞ, PYD ve diğer terör grupları elde ettikleri silahları PKK'ya vermeye başladılar. Bunlara silah verenler de belli. Bu silahlar bu sefer yurt içinde terör faaliyetlerinde kullanılmaya başlandı. Bu da tabi terörle mücadele bizim biraz daha işimizi zora soktu, kabul etmek lazım. Çok gelişmiş silahlar elde ettiler"
"Terör örgütü ne yapmaya başladı? Artık talimatlarını şöyle veriyorlar; 'Kuralsız, asimetrik saldırılar yapın.' Herkesin elinde ne imkan, kabiliyet varsa onu kullansın, sivil-asker ayrımı yapmayın, ses getiren eylemler yapın.' Şu anda mücadele bu boyutta"
"Bizim kendi topraklarımızı ekip biçsek, mamur etsek bize yeter, bizim Suriye'nin toprağıyla ne işimiz var? Bizim orada bulunma sebebimiz; güney sınırlarımızda yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamak, oradan gelen tehditleri de gelmeden önlemek. O amaçla oradayız"
Haber: İhsan YALÇIN - Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul DHA
Başbakan Binali Yıldırım, Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde kadın girişimciler heyetini kabul etti.
Kabulden sonra konuşan Yıldırım, "Bizim güneyimizde savaş var. Suriye'de, Irak'ta 6 yılı aşan bir savaş var. 2 dünya savaşı gördü bu dünya. İkisi de 3 yılı geçmedi. 6 yıldır burada savaş var ve bu savaşın komşusu da biziz. Bunu görmemiz lazım. Başka bir ülke olsaydı bu yaşanan şartlar karşısında asla ve asla ayakta kalamazdı" dedi.
"KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMI HALA YETERSİZ"
"Kadınların iş gücüne katılımında ağır gidiyoruz" diyen Yıldırım, "Sadece 2007'den bugüne kadar 7 milyon vatandaşımıza iş imkanı sağladık. OECD ülkeleri arasında son yıllarda en fazla istihdam oluşturan ülkelerde ikinci sıradayız. 2007-2015 arasında AB kadın istihdam oranını yine en fazla artıran ülkeyiz. Bu şu anlama gelmesin; Avrupa ülkelerinden daha iyiyiz, OECD ülkelerinden daha iyiyiz değil. Son yılların performansından bahsediyorum. Ama burada gideceğimiz çok yol var, katedeceğimiz çok mesafe var. İş gücüne katılımda ağır gidiyoruz. Kadınların iş gücüne katılımı hala yetersiz. Bu şu demektir Türkiye'nin kadın-erkek nüfusu neredeyse eşit. Hatta yüzde 1 kadınlar daha fazla. Onun için iktidar sizsiniz esasında. Yüzde 51-49 hatırladığım kadarıyla. Dolayısıyla burada yüzde 10'luk bir artış sağlayabilmişiz. Bunun daha da artması lazım. Bunu da siz yapacaksınız, siz hemcinslerinize daha çok alan açacaksınız. Madem erkeklerden şikayetiniz var, öyle mi? Tercihlerinizde pozitif ayrımcılığı siz başlatacaksınız. Bunu yaptığınızı da biliyorum. Onun için buradayız. Bu değerlendirmeleri yapıyoruz" diye konuştu.
"TÜRKİYE HAKİKATEN BÜYÜK BİR SAVAŞ VERİYOR"
"Biz kadınımızla erkeğimizle 79 milyon vatandaşımızla günden güne gücümüzü arttırıyoruz" diyen Başbakan Yıldırım, "Tabi burada üzerinde durmamız gereken konulardan bir tanesi ülkemizin bugün karşı karşıya olduğu tehditlerdir. Bu tehditlerin başında ülkemizin birliğinin, beraberliğinin ve beka varlığının sağlanmasıdır. Bu bazen göz ardı ediliyor. Türkiye hakikaten büyük bir savaş veriyor. İçeriden değil dış kaynaklı; ama içerde uygulaması yapılan maalesef bir asimetrik saldırıyla karşı karşıyayız. Özellikle son 5-6 yılda Suriye ve Irak'taki yönetim boşluğu otorite boşluğu orada terör örgütlerinin palazlanmasına, terör örgütleri marifetiyle o bölge üzerinde bazı ülkelerin emellerinin gerçekleştirilmesi için güzel bir zemin oluşturdu. Bize bunun zararı var. Bize bu terör olarak dönüyor. Zaten 40 yıla yaklaşan bir terör sorunumuz var. Bu bölgelerdeki istikrarsızlık bu terör sorununu tekrar canlandırdı. Ne yapacağız; 911 kilometre Suriye ile 350 kilometre Irakla, 400 kilometrenin üzerinde de İran ile sınırımız var. Bütün bu sınırlarımızın her karışını kontrol etmemiz lazım. Ancak Türkiye zor bir araziye sahip. Hele hele Irak sınırında oraları fiziki olarak kontrol etme şansı hiç yok. Onun için savunma ve caydırıcılık kabiliyetinizi arttırarak bunu yapabilirsiniz" ifadesini kullandı.
"TERÖR ÖRGÜTÜ BÜYÜK BİR BOZGUNA UĞRADI"
Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şuanda terörle mücadelede konseptimizi savunmadan taarruza dönüştürdüğümüz için Türkiye içerisinde özellikle bu hendek-çukur siyasetinin hemen sonrasında terör örgütü büyük bir bozguna uğradı. Çok ciddi anlamda güç kaybına uğradı. Bunun üzerine güneyimizdeki ülkelerden ciddi anlamda destekler gelmeye başladı. Orada maalesef yapılan DEAŞ, PYD ve diğer terör grupları elde ettikleri silahları PKK'ya vermeye başladılar. Bunlara silah verenler de belli. Bu silahlar bu sefer yurt içinde terör faaliyetlerinde kullanılmaya başlandı. Bu da tabi terörle mücadele bizim biraz daha işimizi zora soktu, kabul etmek lazım. Çok gelişmiş silahlar elde ettiler. Bunların hepsini topladık. Büyük oranda kırsalda hiçbir gücü kalmadı. Terör örgütü ne yapmaya başladı? Artık talimatlarını şöyle veriyorlar; 'Kuralsız, asimetrik saldırılar yapın.' Herkesin elinde ne imkan, kabiliyet varsa onu kullansın, sivil-asker ayrımı yapmayın, ses getiren eylemler yapın.' Şu anda mücadele bu boyutta. Bunun için de gerekli teknik altyapımızı da artırıyoruz, güvenlikle ilgili istihbarat altyapımızı da güçlendiriyoruz. Yani yüzlerce olayı engelliyoruz ama bir tanesini kaçırdığımız zaman çok büyük, hepimizi üzen bir sonuçla karşı karşıya kalıyoruz."
"VATANDAŞLARIMIZIN CAN VE MAL EMNİYETİNİ SAĞLAMAK"
Türkiye'nin savunma kabiliyetini son 14 yılda geliştirdiğini dile getiren Başbakan Binali Yıldırım, "Bazıları diyor ki 'Fırat Kalkanı'nı niye başlattınız? Bizim orada ne işimiz var?' Bu Fırat Kalkanı başladıktan sonra Türkiye bölgede işin içine tam anlamıyla girdi. Peki başlatmasaydık, 'Gaziantep'in ortasına füze düşüyor, Kilis'in ortasına füze düşüyor, onlarca insan ölüyor, nerede bu devlet, niye bunlara bakmıyor?' Bakmanın yolu tehdidi kapıya gelmeden durdurmaktır. Bizim kendi topraklarımızı ekip biçsek, mamur etsek bize yeter, bizim Suriye'nin toprağıyla ne işimiz var? Bizim orada bulunma sebebimiz; güney sınırlarımızda yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamak, oradan gelen tehditleri de gelmeden önlemek. O amaçla oradayız. Bugün bakın dünya büyük bir aymazlıkla, duyarsızlıkla, çaresizlikle izledi Halep'i. Bir şey yapamadılar ama tek Türkiye yaptı. Türkiye, o ateş çemberinin içine girdi, 45 bin insanı oradan çıkardı. Ölümden kurtardı. Şimdi herkes, Amerika'dan tut, Avrupa'ya kadar 'Türkler büyük iş başardı.' diyor. Bırakın bizim sırtımızı sıvazlamayı da biraz yük alın. Bu dünya hepimizin ortak mirası, nimetlerini paylaşırken en önde gidiyorsunuz, külfetlerine, sorunlarına geldiği zaman nasihat veriyorsunuz. Biz böyle bir dünya hayal etmiyoruz, bizim hayal ettiğimiz dünya nimette de külfette de aynı şekilde yük, sorumluluk alan bir dünya. Bu anlamda Allah'a şükür Türkiye, geleneğiyle, tarihiyle, inancıyla ters düşecek hiçbir işin içinde olmadı. Hem evimizin içini hem ülkemizin içini olabildiğince güvenlikli hale getirmeye çalışırken, bir yandan da evinden, barkından, yurdundan ayrılmak zorunda olan milyonlara kucak açtık" dedi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Başbakan Yıldırım'ın konuşması
-Genel ve detaylar
=================
- POLİS İKİNCİ SOYGUNDA DA 4 KARA ÇARŞAFLI KADINLA BİR KEZ DAHA KARŞILAŞTI
Ali AKSOYER / İstanbul DHA
İstanbul'da 5 gün önce iki döviz bürosu kuryesini ayaklarından vurarak yaklaşık 1,5 milyon lira gasp eden ve aradan 18 saat geçmeden polis tarafından yakalanan şüpheliler adliyeye sevk edildi.Şüpheliler arasında döviz bürosu kuryelerini vuran kişinin de olduğu belirtildi.
AYNI KADINLAR BİR BAŞKA SOYGUNDA DA POLİSİN KARŞISINA ÇIKMIŞTI
Öte yandan şüphelilerle birlikte Emniyet'e getirilen siyah çarşaf giyen peçeli Özbekistan uyruklu 4 kadının, İstanbul'da geçtiğimiz Haziran ayında 2 milyon lira gasp edilen bir başka soygun olayından sonra yakalanan şüpheliyle aynı evde gözaltına alındıkları ortaya çıktı. Kadınların her iki olayda da savcılık talimatıyla serbest kaldığı öğrenildi. Polis şimdi iki olay arasında bir bağ olup olmadığını araştırıyor.
SOYGUN YAPTIKTAN 18 SAAT SONRA PARALARLA BİRLİKTE YAKALANMIŞLARDI
Fatih, Ordu caddesi üzerinde 19 Aralık 2016 tarihinde bir döviz bürosuna para taşıdıkları öğrenilen iki kurye, Laleli tramvay durağına geldiklerinde silahlı kişilerin saldırısına uğradı. Saldırı sonucu kuyumcu kuryeleri bacaklarından vurulurken şüpheliler para dolu çantaları alarak kaçtılar. Şüphelilerin aldıkları çantalarda 1 milyon lira, 100 bin dolar ve 30 bin Euro para bulunduğu tespit edildi.Olaydan sonra harekete geçen Gasp Büro Amirliği ekipleri olay yeri güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Bir süre sonra şüphelilerin olayda kullandıkları aracın bir otoparkta terk edildiği tespit edildi. Soygundan 18 saat sonra Esenyurt'ta gerçekleştirilen operasyonda 3 şüpheli gözaltına alınırken, gasp edilen paraların tamamı da ele geçirildi. Şüphelilerin evlerinde bulunan 4 kadın da bilgilerine başvurulmak üzere Emniyet Müdürlüğüne getirildi.
EVDE BULUNAN SOYGUN PARASI İÇİN "BİRİ BIRAKIP GİTTİ" DEDİLER
Gasp Büro Amirliği tarafından yürütülen soruşturmada şüpheliler Yakhya Ü., Ayşa Y., Hüsnan S.'nin yanı sıra olayda döviz bürosu kuryelerini vurduğu öğrenilen Abdurrahman N.'nin de yakalandığı belirtildi. Şüphelilerin ifadelerin de suçlamaları kabul etmedikleri evde bulunan soygun parasını ise "Bir arkadaşımız içinde para dolu çantayı bırakıp gitti. İçinde ne olduğunu bilmiyorduk.ö dedikleri öğrenildi.
YİNE AYNI KADINLAR
Öte yandan soruşturmada ilginç bir detay ortaya çıktı. Şüphelilerin evlerinde yakalanan bilgilerine başvurulmak üzere Emniyet Müdürlüğüne getirilen 4 kadının, geçtiğimiz Haziran ayında İstanbul'da meydana gelen 2 milyon dolar gasp edilen bir başka soygun olayında gözaltına alındıkları belirlendi. Kadınların soygundan sonra yakalanan şüphelinin evinde bulundukları için gözaltınaalındıkları öğrenildi. 23 Haziran 2016 tarihinde Merter'de meydana gelen bu olayda Mağdur O.E.'nin içinde bulunduğu otomobil'in önünü susturucu silahlarla kesen şüpheliler 1 milyon 916 bin doları gasp ederek kaçmışlardı. O tarihte yapılan polis soruşturmasında şüphelilerden Davran B. Polis iki silahlı gasp olayı arasında bir bağlantı olabileceğini belirterek soruşturmanın bu yönde sürdürüldüğünü söyledi. Öte yandan adliyeye sevk edilen şüphelilerden Yakhya B. ve Abdurrahman N. tutuklanarak cezaevine gönderilirken, diğer şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
=====================
- (görüntülerle) POLİS İKİNCİ SOYGUNDA DA 4 KARA ÇARŞAFLI KADINLA BİR KEZ DAHA KARŞILAŞTI
Ali AKSOYER / İstanbul DHA
İstanbul'da 5 gün önce iki döviz bürosu kuryesini ayaklarından vurarak yaklaşık 1,5 milyon lira gasp eden ve aradan 18 saat geçmeden polis tarafından yakalanan şüpheliler adliyeye sevk edildi.Şüpheliler arasında döviz bürosu kuryelerini vuran kişinin de olduğu belirtildi.
AYNI KADINLAR BİR BAŞKA SOYGUNDA DA POLİSİN KARŞISINA ÇIKMIŞTI
Öte yandan şüphelilerle birlikte Emniyet'e getirilen siyah çarşaf giyen peçeli Özbekistan uyruklu 4 kadının, İstanbul'da geçtiğimiz Haziran ayında 2 milyon lira gasp edilen bir başka soygun olayından sonra yakalanan şüpheliyle aynı evde gözaltına alındıkları ortaya çıktı. Kadınların her iki olayda da savcılık talimatıyla serbest kaldığı öğrenildi. Polis şimdi iki olay arasında bir bağ olup olmadığını araştırıyor.
SOYGUN YAPTIKTAN 18 SAAT SONRA PARALARLA BİRLİKTE YAKALANMIŞLARDI
Fatih, Ordu caddesi üzerinde 19 Aralık 2016 tarihinde bir döviz bürosuna para taşıdıkları öğrenilen iki kurye, Laleli tramvay durağına geldiklerinde silahlı kişilerin saldırısına uğradı. Saldırı sonucu kuyumcu kuryeleri bacaklarından vurulurken şüpheliler para dolu çantaları alarak kaçtılar. Şüphelilerin aldıkları çantalarda 1 milyon lira, 100 bin dolar ve 30 bin Euro para bulunduğu tespit edildi.Olaydan sonra harekete geçen Gasp Büro Amirliği ekipleri olay yeri güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Bir süre sonra şüphelilerin olayda kullandıkları aracın bir otoparkta terk edildiği tespit edildi. Soygundan 18 saat sonra Esenyurt'ta gerçekleştirilen operasyonda 3 şüpheli gözaltına alınırken, gasp edilen paraların tamamı da ele geçirildi. Şüphelilerin evlerinde bulunan 4 kadın da bilgilerine başvurulmak üzere Emniyet Müdürlüğüne getirildi.
EVDE BULUNAN SOYGUN PARASI İÇİN "BİRİ BIRAKIP GİTTİ" DEDİLER
Gasp Büro Amirliği tarafından yürütülen soruşturmada şüpheliler Yakhya Ü., Ayşa Y., Hüsnan S.'nin yanı sıra olayda döviz bürosu kuryelerini vurduğu öğrenilen Abdurrahman N.'nin de yakalandığı belirtildi. Şüphelilerin ifadelerin de suçlamaları kabul etmedikleri evde bulunan soygun parasını ise "Bir arkadaşımız içinde para dolu çantayı bırakıp gitti. İçinde ne olduğunu bilmiyorduk.ö dedikleri öğrenildi.
YİNE AYNI KADINLAR
Öte yandan soruşturmada ilginç bir detay ortaya çıktı. Şüphelilerin evlerinde yakalanan bilgilerine başvurulmak üzere Emniyet Müdürlüğüne getirilen 4 kadının, geçtiğimiz Haziran ayında İstanbul'da meydana gelen 2 milyon dolar gasp edilen bir başka soygun olayında gözaltına alındıkları belirlendi. Kadınların soygundan sonra yakalanan şüphelinin evinde bulundukları için gözaltınaalındıkları öğrenildi. 23 Haziran 2016 tarihinde Merter'de meydana gelen bu olayda Mağdur O.E.'nin içinde bulunduğu otomobil'in önünü susturucu silahlarla kesen şüpheliler 1 milyon 916 bin doları gasp ederek kaçmışlardı. O tarihte yapılan polis soruşturmasında şüphelilerden Davran B. Polis iki silahlı gasp olayı arasında bir bağlantı olabileceğini belirterek soruşturmanın bu yönde sürdürüldüğünü söyledi. Öte yandan adliyeye sevk edilen şüphelilerden Yakhya B. ve Abdurrahman N. tutuklanarak cezaevine gönderilirken, diğer şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü:
----------------------
- Olayın güvenlik kamerası
- Şüphelilerin polis merkezinden çıkışı
============
ERDOĞAN KKTC CUMHURİYET MECLİSİ BAŞKANINI KABUL ETTİ
Haber: Mehmet İlkay ÖZER / İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber'i kabul etti. Basına kapalı olarak gerçekleşen kabul yaklaşık 45 dakika sürdü.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz