1- HRANT DİNK DAVASI
- YILMAZER: ARKASINDA ÖRGÜTLÜ SİYASİ YAPILAR VARDIR
* İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer,
"Biz fişlemeci milletiz. Biz derin devlet anlayışına sahibiz. Herkesin zamanı gelince kullanılacak bir fişi vardır. Kimi sevmiyorsak içine doldurur toptan kurtuluruz"
"Hrant Dink cinayeti, Zirve cinayeti ve Danıştay saldırısı gibi cinayetlerin arkasında örgütlü siyasi yapılar vardır"
Haber: Ümit TÜRK - İstanbul DHA
Hrant Dink davasında savunma yapan tutuklu sanıklardan dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, "Biz fişlemeci milletiz. Biz derin devlet anlayışına sahibiz. Herkesin zamanı gelince kullanılacak bir fişi vardır. Kimi sevmiyorsak içine doldurur toptan kurtuluruz" dedi. Yılmazer ayrıca, hakkında yapılan araştırma sonucunda kendisine Bylock kullanıcısı olmadığının bildirildiğini söyledi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 33. celsesi görülen duruşmada tutuklu sanıklar, dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, tutuksuz sanıklar dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve Erhan Tuncel hazır bulundu. Bazı sanıklar ise ses ve görüntülü sistem aracılığıyla duruşmaya katıldı.
"BYLOCK KULLANMADIM"
Yılmazer, savunmasının üçüncü gününde, "Mesala benimle ilgili gönderdiler, ByLock kullanmamışım. Bu kadar insan kullanmış, ben kullanmamışım. Benimle ilgili FETÖ/PDY ilişkisini gösteren bir tane delil yok. Biz, yaptığımız istihbari çalılmaları, yasadan kaynaklanan yükümlülüğümüz nedeni ile adli birimlere bildiririz" dedi.
CEMAATÇİ OLDUĞUMU GÖSTEREN LİSTE SAHTE ÇIKTI
Kendisiyle ilgili cemaatçi olduğu iddialarına ilişkin ilk kez Veli Küçük'ün 2008'de Ergenekon operasyonda alınmasından sonra ortaya çıktığını söyleyen Yılmazer, "Operasyonlardan sonra bir dergi 57 kişilik bir liste yayınladı. O listede ismim yer aldı. Şikayet ettim. Soruşturma başlatıldı. Emniyet 'bizde böyle resmi bir evrak yok' dedi. Dergi bu sahte evrakı kendisi hazırladı" dedi.
O dönemlerde cemaatin kendi içinde ayrıştığını söyleyen Yılmazer, "Geçmişte cemaatin önde gelen isimlerinden Hanifi Avcı, Sabri Uzun ile Kemalettin Özdemir kendi içinde ayrıştı. Geçmişin önde gelen isimleri kendi içinde ayrışıp bugün başkalarına cemaatçi suçlaması yapıyor" diye konuştu.
"HANEFİ AVCI'NIN KİTABINDA YAZDIĞININ AKSİNE BU CİNAYETLERİN ARKASINDA..."
Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın bir kitabında, Dink cinayetinin Ogün Samast ve Yasin Hayal'le sınırlı olduğunu anlattığını aktaran Yılmazer, "Tam aksine, Hrant Dink cinayeti, Zirve cinayeti ve Danıştay saldırısı gibi cinayetlerin arkasında örgütlü siyasi yapılar vardır" dedi. Yılmazer, Devrimci Karargah ve KCK ile ilgili o dönemde yaptıkları tespitleri anlatması halinde Türkiye'nin bunu kaldıramayacağını iddia ederek, elde ettikleri bu tespitleri zamanında Başbakana da sunduklarını söyledi.
"HERKESİN ZAMANI GELİNCE KULLANILACAK BİR FİŞİ VARDIR"
15 Temmuz darbe girişiminin kırılma noktası olduğunu söyleyen Yılmazer, "Ardından on binlerce kişinin tutuklandı. Ama Batı öyle demiyor. 'Binlerce insan tutuklandı. Nasıl tespit ettiniz bu kadar delili?' diyor. Çünkü Türk usulü bir delil toplama var. Biz fişlemeci milletiz. Biz derin devlet anlayışına sahibiz. Herkesin zamanı gelince kullanılacak bir fişi vardır. Kimi sevmiyorsak içine doldurur toptan kurtuluruz" diye konuştu.
Yılmazer'in savunması devam ediyor.
================================
2- 15 TEMMUZ'DA KAÇIRILAN TÜMAMİRAL METİN ÖZEL O ANLARI ANLATTI
* 15 Temmuz darbe girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel'in kaçırılmasına ilişkin 5'i tutuklu 2'si firari 9 subay hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı.
* İddianamede, o geceyi anlatan Metin Özel'in ifadeleri de yer aldı
"Binbaşı Mustafa Köroğlu arkasına dönerek benim ağzımı bantladı. Aynı anda sağımda ve solumda bulunan üsteğmenler ellerimi plastik kelepçe ile kelepçelediler, başımı eğdiler"
Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel'in kaçırılmasına ilişkin 5'i tutuklu 2'si firari 9 subay hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarınca hazırlanan 190 sayfalık iddianamede, şüpheliler Kurmay Binbaşı Cüneyt Aydoğan, Üsteğmen İbrahim Halil Tekatlı, Üsteğmen İsa Demirbilek, Yüzbaşı Semih Barbaros Üstün, Kurmay Binbaşı Zafer Gümüş'ün tutuklu olduğu, şüpheliler Binbaşı Mustafa Köroğlu ve Kurmay Albay Uğur Yıldız'ın firari olduğu, Üsteğmen Orhan Arı ile Yüzbaşı Ertürk Murat Cansaran'ın ise tutuksuz şüpheli olarak yer aldı. Tümamiral Mesut Özel de müşteki sıfatıyla yer aldı.
"KELEPÇELEYİP AĞZINI BANTLADILAR"
İddianamede, şüphelilerden Zafer Gümüş'ün kalkışma öncesi 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında gerçekleştirilen toplantıya katıldığı, burada kalkışmaya iştirak etmeyecek ya da karşı faaliyette bulunacakları değerlendirilen üst rütbeli askerleri etkisiz hale getirmek için yapılacak planların ele alındığı, bu çerçevede de, Tümamiral Mesut Özel'in konutundan zorla alınarak 1. Ordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevine kapattırıldığı kaydedildi.
Şüphelilerden Zafer Gümüş, Ertürk Murat Cansaran ve Orhan Arı'nın ellerinde uzun namlulu silahlarla 1. Ordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevine giderek, ceza ve tutukevi personeline baskı yaptıkları koğuşu boşalttıkları, diğer şüpheliler Mustafa Köroğlu, İbrahim Halil Tekatlı, İsa Demirbilek ve Semih Barbaros Üstün'ün de müştekiyi cebir ve şiddet kullanarak konutunda derdest ettikleri, rütbesini söktükleri, ellerini kelepçeledikleri ve ağzını bantlayarak cezaevine götürdükleri belirtildi.
Tümamiral Mesut Özel'in derdest edilerek cezaevine kapatılması planını da Deniz Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı olan şüpheli Uğur Yıldız ile Deniz Harp Okulu Akdeniz Öğrenci Tabur Komutanı şüpheli Cüneyt Aydoğan'ın organize ettikleri, diğer şüphelilere bu yönde emir ve talimat verdiklerinin anlaşıldığı kaydedildi.
TÜMAMİRAL OLAY GECESİNİ ANLATTI
İddianamede, müşteki Tümamiral Mesut Özel'in olaya ilişkin ifadesine de yer verildi. Önce telefonla arandığını ve görmesi gereken önemli bir mesajın olduğunu söyleyen Özel daha sonra da kendisini evden alması için Binbaşı Mustafa Köroğlu'nun geldiğini ve kendisini araca davet ettiğini söyledi. Özel, "Araç hareket ettikten kısa bir süre sonra karanlık bir yerde durdu. Mustafa Binbaşı bana 'Arkadaşlar binecek' dedi. Hemen kapılar açıldı ve Deniz Üsteğmen İsa Demirbilek ve Deniz Piyade Üsteğmen İbrahim Halil Tekatlı araca hızla bindiler. Beni çift taraflı sıkıştırdılar. Bu esnada zannediyorum ki Binbaşı Mustafa Köroğlu arkasına dönerek benim ağzımı bantladı. Aynı anda sağımda ve solumda bulunan üsteğmenler ellerimi plastik kelepçe ile kelepçelediler, başımı eğdiler. Daha sonra araç tekrar hareket etti. Bu sırada Binbaşı Mustafa Köroğlu elinde bulanan bir zarf veya kağıda bakarak bana hitaben 'Komutanım sıkıyönetim ilan edildi, TSK yönetime el koydu ve sizi güvenli bir yere götürme talimatı aldım' dedi. Bir müddet sonra Deniz Harp Okulundan dışarıya çıktık. Kapıdan çıkış esnasında nöbetçilerin görmemesi için başımı elleriyle iyice bastırdılar" dedi.
"CEZAEVİ GİRİŞ TUTANAĞI İMZALATMAK İSTEDİKLER"
Daha sonra cezaevine vardıklarını, araçtan önce Mustafa Binbaşı çıktı ve sonra kendisini çıkarttıklarını anlatan müşteki Özel, "Cezaevi ekibi geldi fakat onlar şaşkın gibilerdi ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Sanıyorum 1. Ordu Harekat Merkezi ile görüşerek beni oraya tutuklu olarak alacaklarını öğrendiler. Önce beni getiren denizci üsteğmenler rütbelerimi, rozetlerimi söktüler. Pantolon kemerimi çıkardılar. Ağzımdaki bantı açtılar ve ben detektörün diğer tarafına telefon ve diğer eşyalarım bıraktırılarak geçtim. Beni getirenler ayrıldılar" dedi. Kendisine cezaevi giriş tutanağı imzalatmak istediklerini ancak neden alındığını ve avukatı ile görüştürülmediği, tutuklama müzekkeresini görmediğini ve darp raporu alınmadığı için evrakı imzalamadığını söyledi.
"MESUT ORADAN DERHAL ÇIK BİRLİĞİNİN BAŞINA GEÇ"
Gece saat 02.00 sıralarına kadar cezaevinde tutulduktan sonra cezaevinde bulunan bir yarbaydan telefonunu istediğini anlatan Özel, "Telefonumla Koramiral Adnan Özbal'ı arayarak, Maltepe Askeri Cezaevinde tutuklu olduğumu ve salıverilmem için 1. Ordu Komutanlığından emir beklendiğini söyledim. Oda bana 'Merak etme ben görüşüp seni oradan çıkarttıracağım' dedi. Çok kısa süre içerisinde gizli numaradan beni Deniz Kuvvetleri komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu aradı. Cezaevi müdür yardımcısı olan ismini bilmediğim yarbayı telefona istedi ve kendisine benim derhal salıverilmem için emir verdi. Yarbay da 1. Ordu Komutanlığından emir bekliyorum' dedi ve telefonu tekrar bana verdi. Kuvvet komutanı bana 'Mesut oradan derhal çık ve İstanbul Tersanesi Komutanlığına git orası emniyetli, oradan birliğinden güvendiğin şahısları ara ve birliğinin emniyetini al ve başına geç' talimatını verdi" dedi.
CEZAEVİNDE ÇIKARAK TAKSİYLE BİRLİĞİNİN BAŞINA DÖNDÜ
Bir süre daha bekletildikten sonra eşyalarını alarak cezaevinden çıktığını anlatan Özel, Çevirdiği bir taksiyle birliğine döndüğünü güvendiği adamlarla birlikte birliğini emniyet altına aldığını ve kendisini cezaevine kapatan askerleri gözaltına aldırdığını ve ertesi gün ilgili makamlara teslim ettiğini söyledi.
3'ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEP EDİLDİ
Tüm şüpheli askerler hakkında "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek, Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs eden ve Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ise 11 yıl 6 aydan 29'ar yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından onaylanan iddianame İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde gönderildi.
Görüntü Dökümü:
------------
-İddianameden Özel'in cezaevine konulduğu anların fotoğrafı
20.01.2017 - 14.51 Haber Kodu : 170120120_
============================
3- "DUR-KALK"TA İSTANBUL DÜNYA BİRİNCİSİ
- İstanbul, trafikte yıllık ortalama 32 bin 880 dur-kalk sayısıyla ilk sırada.
Haber - Kamera: Enver ALAS İstanbul / DHA
Dünyanın 52 şehri arasında yapılan 'Castrol Global Dur-Kalk Endeksi' araştırmasına göre 2016 yılında İstanbul, 'dur-kalk' trafiğinde yıllık 32 bin 880 ortalamasıyla birinci oldu. İstanbul'u 32 bin 640 adetlik dur-kalk ortalamasıyla Cakarta ve 30 bin 480 ortalamasıyla da Mexico City takip etti. Araştırmaya göre, 52 şehrin yıllık ortalama dur-kalk sayısı ise yüzde 13 arttı.
Araştırmanın sonuçları Levent'te bir otelde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
ARAŞTIRMADA 52 DÜNYA ŞEHRİ İNCELENDİ
Dünya genelinde 52 şehrin incelendiği araştırmaya göre İstanbul, trafikte yıllık ortalama 32 bin 880 dur-kalk sayısıyla ilk sıraya yerleşti.
İstanbul daha önce 2013 yılında sürücü başına yıllık 31 bin 200 adetlik dur-kalk ortalamasıyla birinci, 2014 yılında 32 bin 520 adetlik dur-kalk ortalamasıyla ikinci sırada yer almıştı.
İSTANBUL'UN ARKASINDA CAKARTA VE MEXİCO CİTY GELİYOR
Araştırmanın sonuçlarına göre İstanbul'u 32 bin 640 adetlik dur-kalk ortalamasıyla Cakarta ve 30 bin 480 adetlik dur-kalk ortalamasıyla Mexico City takip etti.
DÜNYADA DUR-KALK YÜZDE 13 ARTTI
Yine araştırmaya göre, sürekli artan trafik sıkışıklığı nedeniyle yıllık ortalama dur-kalk sayısı tüm dünyada yüzde 13 arttı. 2016 araştırmasında ilk kez şehir başına ortalama hız da tespit edildi. Araştırmada ortalama en düşük hız 25 kilometre seviyesinde gerçekleşirken, İstanbul 28,4 kilometre ile en düşük hıza sahip şehirler arasında ilk sıralarda yer aldı.
ARAÇ YOĞUNLUĞU VE SÜRÜCÜLERİN ROLÜ VAR
Araştırmayı değerlendiren Yol Güvenliği Danışmanı Cankat Hurmoğlu, İstanbul için çıkan sonucun sebebini trafikteki araç yoğunluğun ve sürücü davranışından kaynaklandığını belirtti. Sürücülerin negatif etkilerini azaltmanın mümkün olduğunu kaydeden Hurmoğlu, "Sürücü olarak hepimizin dur-kalk trafikte rolü var. Hatalı yola çıkışlar, geçiş üstünlüğüne uymamak, gereksiz şerit değişikliği, kaza izlemek için yapılan dur-kalk'lar, ani hızlanmalar ve durmalar gibi sürücü kaynaklı pek çok nedenle trafik sıkışıklığı artıyor. Bu durum, sürücü ve yolcuları zaman kaybı ve stres gibi olumsuzluklarla karşı karşıya bırakıyor. Diğer yandan, yakıt tüketiminin artması ve hava kirliliği gibi başka olumsuz etkilerin de kaynağı oluyor. Sadece gereksiz şerit değiştirmelerden kaçınarak bile yüzde 50'ye kadar daha az dur-kalk yapmak mümkün" dedi.
DUR-KALK TRAFİĞİ VERİYOR
Castrol Türkiye, Ukrayna ve Orta Asya Direktörü Kamuran Yazganoğlu ise 3'üncüsü yapılan araştırmayla dünyada trafik yoğunlunda ortaya bir veri çıkardıklarını belirtti. Yazganoğlu, konuşmasında dur kalk trafiğinin yakıt harcaması kadar araçların motorlarına verdiği zarara da dikkat çekti.
ARAŞTIRMA NASIL YAPILIYOR?
"Castrol Global Dur-Kalk Endeksi", anonim kullanım istatistiklerini gönüllü paylaşmayı kabul eden milyonlarca TomTom navigasyon cihazı kullanıcısından toplanan verilere dayanılarak hesaplanıyor. Buna göre, bir bölge ve zaman aralığında tüm araç ve seyahatlerden elde edilen veriler toplanıp birleştiriliyor. Toplam kat edilen mesafe ve toplam yapılan dur-kalk sayısı hesaplandıktan sonra her bölgede kat edilen kilometre başına ortalama dur-kalk sayısı elde ediliyor. Araştırmaya göre, tüm dünyada özellikle kış mevsiminde, yağışlı havalarda ve işe gidiş-geliş saatlerinde dur-kalk ortalaması artıyor.
İLK 10 ŞU ŞEHİRLERDEN OLUŞTU
"Castrol Global Dur-Kalk Endeksi 2016" araştırmasında ilk 10 şehir şu şekilde sıralandı:
1- İstanbul: 32.880
2- Cakarta: 32.640
3- Mexico City: 30.480
4-Roma: 29.160
5-St. Petersburg :28.320
6-Bangkok: 27.960
7-Moskova: 27.960
8-Surabaya: 26.760
9-Manchester:26.040
10-Milano: 25.920
Görüntü Dökümü
--------------------
-Basın toplantısından görüntüler
-Açılış konuşmaları
-Kamuran Yazganoğlu'nun konuşması
-Yazganoğlu ile röp
-Cankat Hurmoğlu ile röp
-Genel ve detaylar
================================
4- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İSTANBUL'DA
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün gece İstanbul'a geldi.
Erdoğan, öğle saatlerinde Üsküdar Kısıklı'daki konutundan çıkarak Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camii'ne geçti. Burada cuma namazını kılan Erdoğan'a daha caminin yanındaki kültür merkezine geçti. Burada yaklaşık 1 saat kalan Erdoğan daha sonra buradan ayrıldı. Erdoğan çıkışta çevrede bulunan vatandaşlara el salladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, iş adamı Eray Kapıcıoğlu ve MÜSİAD Başkanı Nail Olpak eşlik etti.
Erdoğan Beylerbeyi'nde bulunan çalışma ofisine geçti.
Görüntü Dökümü:
-------------------
- Erdoğan'ın camiden çıkışı
- Erdoğan'ın kültür merkezine gidişi
- Erdoğan'ın camiden ayrılması
- Vatandaşlara el sallaması
- Genel ve detay görüntüler
============================
5- BAŞBAKAN YILDIRIM'IN AİLESİ SURİYE'YE 3 TIR YARDIM GÖNDERDİ
- KIZILAY, İSTANBUL'DAN GÖNDERİLEN 377 TIR YARDIM MALZEMESİNİ BÖLGEYE ULAŞTIRDI
Haber: Özgür ALTUNCU - İstanbul DHA
Başbakan Binali Yıldırım'ın ailesi, Suriyeli çocuklara süt, helva ve gıda malzemelerinden oluşan 3 yardım TIR'ı daha gönderdi. Türk Kızılayı İstanbul Başkanlığı, Yıldırım ailesinin gönderdiği son yardım TIR'ları ile birlikte 377 TIR'ı bölgeye ulaştırdı.
Başbakan Binali Yıldırım'ın çocukları Erkam, Bülent ve Büşra Yıldırım Helva, süt ve çeşitli gıda ürünlerinin bulunduğu TIR'ların bölgeye ulaştığı ve dağıtımların devam ettiği belirtildi. Başbakan'ın ailesi tarafından Kızılay'ın Suriye İnsani Yardım Kampanyası kapsamında bugüne kadar 6 TIR dolusu gıda malzemesinin gönderildiği kaydedildi. İstanbul'da hazırlanan yardım TIR'ları, Kızılay aracılığı ile İdlib ve diğer yerleşim yerlerine ulaştırıldı. Öte yandan, İlhami Yıldırım'ın başkanı olduğu Türk Kızılayı İstanbul Başkanlığı'nın Halep için hazırlanan 377 TIR insani yardım malzemesini bölgeye intikal ettirdiği açıklandı.
HALEP'İN ÇOCUKLARI ÜŞÜMESİN DİYE
Suriyeli çocuklar için bez, mama, süt ve battaniye gibi malzemelerin hazırlandığını belirten Türk Kızılayı İstanbul Başkanı İlhami Yıldırım, "İstanbul'dan 24 bin paket çocuk bezi , 576 bin adet litrelik süt, 500 bin adet 200 ml'lik süt, 465 bin 150 paket bebek maması ve 14 bin 540 çift kışlık ayakkabı gönderdik" dedi.
İstanbul halkı ve sivil toplum kuruluşları tarafından Kızılay'a bağışlanan ihtiyaç malzemelerinin tüm zorluklara rağmen İdlib'e ulaştırıldığını kaydeden İlhami Yıldırım, "Bugüne kadar 110 TIR un, 140 adet çadır, 90 TIR bakliyat çeşitleri, 3 tır kömür, 700 soba, 355 bin paket helva, 25 bin adet battaniye, 303 bin paket peynir ve çeşitli insani yardım muhteviyatlı malzeme bölgeye ulaştırılmıştır. Bölge halkına sıcak ekmek imkanı sunması için de mobil ekmek fırını gönderilmiştir" diye konuştu.
Türk Kızılayı İstabul Başkanı İlhami Yıldırım, "Yardımlarımızın düzenli bir şekilde bölgeye geçişini sağlamak için Hatay'da 100 TIR kapasiteli antrepo kiralanmıştır. Yardım kampanyası, genel merkezimizin nezdinde Suriye Ülke Alan Koordinatörlüğü tarafından yürütülmektedir" dedi.
Yardımların devam edeceğini anlatan Yıldırım, hali hazırda 3 TIR bebek maması, 5 TIR patates ve gıda malzemelerinden oluşan yardım konvoyunun önümüzdeki günlerde uğurlanacağını ifade etti.
==========================
6- ŞİŞLİ ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ ARAZİSİNE YENİDEN 'YÜRÜTMEYİ DURDURMA'
Haber: Ezgi ÇAPA/İSTANBUL, İSTANBUL 3. İdare Mahkemesi, Şişli Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nin binalarının bulunduğu araziye yapılmak istenen projenin imar planını iptal ederek yeniden yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mahkeme aynı alanla ilgili olarak 18 Aralık 2015 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı vermiş, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararı oyçokluğu ile bozarak davanın yeniden görülmesini talep etmişti. Davayı yeniden değerlendiren İstanbul 3. İdare Mahkemesi "dava konusu işlemin hukuka aykırılığının açık olduğu gerekçesiyleö tekrar yürütmeyi durdurma kararı verdi.
İLK DAVA 2013'TE AÇILDI
Şişli Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nin bulunduğu alan, 2013 yılında 3 emsal değeri ile 'özel proje alanı' ilan edilmişti. Araziye rezidans ve ticaret birimlerinin yapılmasını sağlayacak planın iptali için Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi 2 Ekim 2013 tarihinde ilk davayı açmıştı. İstanbul 8. İdare Mahkemesi`nde görülen dava 31 Ekim 2014 tarihinde iptal kararı ile sonuçlanmıştı.
YENİ PLAN HAZIRLANDI, ONA DA DAVA AÇILDI
Ancak arazi ile ilgili yeni bir plan hazırlandı. Şehir Plancıları Odası, alınan mahkeme kararına rağmen iptal gerekçelerini oluşturan itirazların aynen korunduğunu ve "yargı makamının kararının atlatılmak istendiğini" belirterek yeni planları da yargıya taşıdı.
MAHKEME YENİDEN YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI VERDİ
İstanbul 3. İdare Mahkemesi 18 Aralık 2015 tarihinde yürütmenin durdurulmasına karar vermişti. Bölge İdare Mahkemesi'ne yapılan itiraz sonucunda davayı yeniden değerlendiren İstanbul 3. İdare Mahkemesi "dava konusu işlemin hukuka aykırılığının açık olduğu gerekçesiyleö 11 Ocak 2017 tarihinde tekrar yürütmeyi durdurma kararı verdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, "yargı kararlarıyla kanunlara aykırı olduğu tescillenmiş işlemleri tekrarlamakta ısrarcı olan, plan onay yetkisine sahip kamu kurumlarını kamu yararı çerçevesinde davranmaya ve yargı kararlarını bertaraf etme çabalarından vazgeçmeye davet ediyoruzö şeklinde açıklama yaptı.
========================
7- KURBAN'IN VOKALİSTİ DENİZ YILMAZ: BÜTÜN ENERJİMİ VE YETENEĞİMİ MANE'YE YÖNLENDİRDİM
Haber: Orhan SENCER / İSTANBUL, Türk rock grubu Kurban'ın vokalisti Deniz Yılmaz'ın yeni projesi Mane, ilk single'ı "Umut"u piyasaya sürdü. Yılmaz, bütün enerjisi ve yeteneğini Mane'ye yönlendirdiğini söyledi.
Kurban'ın yanı sıra birçok sanatçı ve grupla ortak projede yer alan Deniz Yılmaz, müzisyen arkadaşları Kadir Kaygana, Ümit Yaşar Doğdu ve Canberk Emir ile yeni bir oluşuma imza attı ve "Mane" adıyla yeni bir müzik grubu kurdu. İlk single'ı "Umut"u yayımlayan Mane, önümüzdeki aylarda yeni parçalarını da piyasaya sürecek.
Grubun vokal ve gitaristliğini üstlenen ünlü sanatçı, DHA'ya yaptığı özel açıklamada, Mane ile beraberliklerinin 2016 yılının Temmuz ayında başladığını belirterek, "Elimizdeki şarkılardan birkaçını kaydettik ve çıkan sonuçtan memnun kalınca devam etmeye karar verdik. 'Umut' isimli şarkımız, kaydettiğimiz 5 şarkının ilki. Mastering'ini Sinan Güngörer'e yaptırdığımız sırada stüdyoda gelişigüzel bir şekilde çektiğimiz videoyu montajladık ve dinleyiciyle buluşturduk. Her şey çok çabuk ve farkında olmadan gelişti. 5 ayın sonunda elimizde beş şarkı ve bir de video vardı. Bundan sonrası için planımız, kaydettiğimiz tüm şarkılara video çekip yayınlamak" dedi.
"BÜTÜN ENERJİMİ VE YETENEĞİMİ MANE'YE YÖNLENDİRDİM"
Yılmaz, Mane ile müzik yaparken kendisini çok iyi hissettiğini ve hayalleri olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Şu an çok yeni bir grup olduğumuz ve yeterli sayıda şarkımız olmadığı için konser tarihi veremiyoruz. Yelpaze çok geniş, o yüzden şu tarz müzik yapıyoruz da diyemem açıkçası. Mane ile müzik yaparken kendimi çok iyi hissediyorum ve hayallerim var. Bu yüzden, bu sıra diğer grup arkadaşlarım gibi ben de bütün enerjimi ve yeteneğimi Mane'ye yönlendirdim"
Deniz Yılmaz, Kurban grubunun dağılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını da sözlerine ekledi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Mane'nin "Umut" şarkısına çektiği klip
20.01.2017 - 15.32 Haber Kodu : 170120131_
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz