1- SİRKECİ'DE TRAMVAY RAYDAN ÇIKTI
İbrahim AKTÜRK - İSTANBUL DHA
Kabataş-Bağcılar seferini yapan tramvay Sirkeci'de raydan çıktı. Tramvay yol kenarındaki bariyerlere çarptı. Kaza sonrası yolcular, tramvayın içinde bekletildi. Kazada, yaralanan olmadı ancak tramvayda maddi hasar oluştu. Kaza nedeniyle tramvay seferleri bir süre aksadı. O anlar bir yolcu tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
Görüntü Dökümü:
----------
-Tramvayın içindeki yolcu tarafından çekilip paylaşılan görüntü
-------------------
-Polis ve belediye ekiplerinden görüntü
-Duran tramvaylar
-Tramvayın çarptığı bariyer
-Yoldaki tramvayın teker izleri
-Detaylar
16.03.2017 - 12.58 Haber Kodu : 170316067
16.03.2017 - 13.12 Haber Kodu : 170316072_
===========================
2- DOĞAN MEDYA'YI BASAN DARBECİ ASKERLERİN İDDİANAMESİ TAMAMLANDI
Haber: Ümit TÜRK - Serpil KIRKESER, İstanbulDHA
FETÖ / PDY'nin 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün Hürriyet, CNNTürk ve Kanal D binasının darbeci askerler tarafından basılmasına ilişkin hazırlanan iddianame tamamlandı. Darbecilerin ateşi sonucu bir kişinin şehit olduğu 4 kişinin de yaralandığının belirtildiği iddianamede 19 darbeci asker hakkında, "Darbeye teşebbüs suçundan" 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Şüphelilere ayrıca, 'kasten öldürme', 'basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi', 'kasten öldürmeye teşebbüs, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından da çeşitli oranlarda hapis cezaları istendi.
254 SAYFALIK İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar koordinesinde savcı Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan iddianame 254 sayfadan oluşuyor. İddianamede darbeci askerlerin ateşiyle hayatını kaybeden Vedat Barceğci 'maktul', aralarında sunucu Başak Şengül ve Orgeneral Ümit Dündar'ın da bulunduğu 5 kişi ise mağdur olarak yer aldı. Yine aralarında, D Yapım Reklamcılık, Doğan Uydu Haberleşme, Hürriyet Radyo, DTV Haber ve Görsel Yayıncılık, Doğan TV Digital Platformu, Doğan Müzik ve CNN Türk Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni A. Ferhat Boratav'ın da bulunduğu 21 kurum ve kişi de müşteki olarak yer aldı.
DARBECİLERİN MOTİVASYONUNU SAĞLAMAK, HALKTA ŞOK ETKİSİ YARATMAK AMACIYLA...
İddianamede 15 Temmuz darbe girişiminde, darbecilerin motivasyonunu sağlamak ve görsel basın üzerinden halkta şok etkisi yaratmak amacıyla CNN TÜRK, Kanal D ve Hürriyet binalarının işgal edilerek yayının kesilmesine karar verildiği belirtildi.
"YAYINI KES" EMRİ ALBAY GEREHAN'DAN
Yayının kesilmesi emrinin ise 1. Ordu Komutanlığı'nda bulunan Albay Ahmet Zeki Gerehan tarafından yüzbaşı Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan'a verildiği kaydedildi. Alınan talimat doğrultusunda şüpheli yüzbaşılar Kaya, Şeker, ve Aslan ile şüpheli 14 er helikoptere binerek Doğan Medya Center'a intikale geçtikleri anlatılarak, helikopterde bulundukları sırada yüzbaşıların erlere, şarjör takmalarını, tüfeğin kayışını ellerine dolamalarını, eğer tüfeklerini almak isteyen olur ise çekinmeden vurmalarını emrettikleri kaydedildi.
"KIPIRDAYAN OLURSA VURUN"
İddianamede, darbeci askerlerin saat 03.00'da Doğan Medya Center'in açık otoparkına indikleri, ellerinde uzun namlulu silahlar ile havaya ateş ederek, 'Genelkurmay yönetime el koydu. Asker yönetime el koydu' şeklinde bağırdıkları belirtildi. Güvenlik personelinin kapıları kilitlemeye çalıştıkları ancak darbeci askerlerin silahlarını güvenlik görevlilerine doğrultarak, "Açın kapıyı yoksa vururum" diyerek tehdit ettikleri belirtilerek, darbeci komutanın binadan içeri girerken erlere, "Kıpırdayan olursa vurun" dediği ifade edildi.
DARBECİ YÜZBAŞININ ATEŞİ SONUCU VEDAT BARCEĞCİ YAŞAMINI YİTİRDİ
Daha sonra katlara çıkarak silah zoruyla yayını kesmeye çalıştıkları ve kendilerine direnenleri silahla tehdit ettikleri anlatılan iddianamede, polis ve vatandaşların Doğan Medya Center'a gelmeye başlamasıyla darbecilerin sıkıştığı anlatıldı. Polisin, teslim olmaları çağrılarına yüzbaşı Kaya'nın önce, "Mühimmatımız var. Çatışırız" diye bağırdığı sonra da polis ve vatandaşın üzerine ateş ettiği, bu atışlar sonucu Vedat Bağcerci isimli vatandaşın yaşamını yitirdiği belirtildi. İddianamede gazeteyi basan darbeci guruba destek için helikopter ile gelen başka darbeci askerlerin polisin yoğun ateşi sonrası binanın çatısına inemeden uzaklaştığı anlatıldı. İddianamede darbeci yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya'nın bir odaya saklandığı ve teslim olmayı reddettiği, polis tarafından ayağından vurularak gözaltına alındığı ifade edildi.
ŞÜPHELİLER İÇİN İSTENEN CEZALAR
Darbeye teşebbüsten 3'er kez ağırlaştıtılmış hapis cezası istenen şüphelilerin diğer eylemlerine ilişkin ceza istemleri ise şöyle;
Şüpheli yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya için çıkan olaylardan hayatını kaybeden Vedat Barceğci için "kasten öldürme" suçundan müebbet ve "silahla tehdit", "kasten öldürmeye teşebbüs Şüpheli yüzbaşı Mehmet Akif Aslan, "silahla tehdit", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" Diğer şüpheli 14 er için ise 4 yıldan 200 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edilen iddianamede, 2 şüpheli astsubay için başka bir ceza istenmedi. Başsavcıvekili İsmail Uçar tarafından onaylanan iddianame İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Görüntü Dökümü ------------------------------------
-Askerlerin binaya girişi
-Katlarda ve binanın dışında yaşananlar
16.03.2017 - 10.41 Haber Kodu : 170316025
=======================
3- TEĞMEN SANIK KÜRSÜSÜNDE BAYGINLIK GEÇİRDİ
* 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Hava Harp Okulu öğrencilerinin de bulunduğu 75 sanıklı davada komutanların ifadesine başlandı.
* Sanık kürsüsünde başından geçenleri anlatırken gözyaşı da döken sanık Teğmen Harun Ay, olay gecesi eşiyle yaptığı telefon mesajlaşmaları sorulduğu sırada baygınlık geçirdi.
* Harun Ay, askerlerin yardımıyla bir sandalyeye oturtuldu. Başkan Pur, "Kahvaltı etmedin mi?" diye sordu. Sanık Ay, "Etmedim" deyince sanığa ayran getirildi. Bunun üzerine 15 dakikalık ara verildi.
Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında Hava Harp Okulu öğrencilerinin de bulunduğu 75 sanığın yargılandığı davaya devam ediliyor. Davanın dördüncü gününde rütbelilerin sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, ilk ifadesi alınan tutuklu sanık Teğmen Harun Ay ile savunması esnasında ilginç diyaloglara girdi. Sanık kürsüsünde başından geçenleri anlatırken gözyaşı da döken sanık Ay, olay gecesi eşiyle yaptığı telefon mesajlaşmaları sorulduğu sırada baygınlık geçirdi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'de görülen duruşmaya, 72'si tutuklu 75 sanık ve avukatları katıldı. Sanıkların aileleri de duruşma salonunda izleyici olarak bulundu.
Teğmen Harun Ay savunmasına başlamadan önce "Bana verilen tüm görevleri mutlak itaat çerçevesinde yapmaya çalıştım. Rütbem elimden alındı. Hakkımda henüz bir ceza verilmemişken ihraç edildim. Hayatımı seve seve bu vatan için feda edeceğini söyleyen şahsıma bu durum çok ağır gelmektedir. Canımdan çok sevdiğim milletime hizmet etmeye devam etmek istiyorum" dedi.
"HALKTAN KİMİ YUHALIYORDU, KİMİ KÜFREDİYORDU"
Sanık Ay, olay günü Yüzbaşı Metin Kazancı'nın filoyu içtima alanında toplaması emri üzerine kendisinin Kazancı ile minibüse bindiklerini, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne doğru ilerlediklerini söyledi. Binbaşı Gazi Odacı'nın da Osmangazi Köprüsü'ne kadar kendi minibüslerinde bulunduğunu belirten Ay, gece 01.00 sıralarında trafiğin durmaya başladığını, insanların ellerinde bayraklarla gördüğünü anlattı. Harun Ay, "Halktan kimi yuhalıyordu. Kimisi de küfrediyordu. Bunun üzerine şüphelendim. Telefonuma baktığımda Cumhurbaşkanı küçük bir grubun kalkışma yaptığını öğrendim. Kazancı komutana gösterdim. O da şaşırdı. Sonra 'komutanım' diye hitap ettiği birini ama kim olduğunu bilmediğim birini aradı. Telefon konuşmasından sonra Kazancı, bizim bununla alakamız olmadığını, öğrencileri emniyete alarak Hava Harp Okulu'na gideceğimizi söyledi. Halktan birileri de 'Nereye gidiyorsunuz' deyince Kazancı aynı şeyi söyledi. Ben halkla herhangi bir diyaloğa girmedim. Olayın şokunu yaşamaktaydım" diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, "Biz de şok yaşamıştık" dedi.
"BU RÜTBELERİ SÖKMEK LAZIM"
Halkın kimisinin kendilerini anlayışla karşıladığını, kimisinin de provoke etmeye çalıştığını, dışarıda helikopterin uçtuğunu, ortalığın karışık olduğunu belirten Ay, Başkan Pur'un "Halk sizi samimi bulmadı mı?" sorusuna, "Kimisi inanmadı. Neden inanmadı bilmiyorum. Anlam veremiyordum" dedi. Bunun üzerine Başkan Pur, "Cumhurbaşkanı açıklama yapıyor, halk tepki gösteriyor, helikopterler uçuyor, siz hala anlam veremiyorsunuz. Nasıl askeri eğitim aldınız da bu hale geldiniz? Bu rütbeleri sökmek lazım" deyince sanık Ay, "Anlam veremiyorum derken, Cumhurbaşkanı küçük bir grup demişti, helikopterlerin neden orada bulunduğunu anlamamıştım" diye cevap verdi.
GÖZYAŞI DÖKTÜ
Sanık Ay, trafiğin tamamen durmasının ardından halkın yine toplanmaya başladığını, bazılarının 'Siz de onlardansınız' diyerek inanmadığını, kimisinin de ekmek, su verdiğini ama kendisinin kimseyle diyaloğa girmeyip olanları izlediğini anlattı. Sabah polislerin gelerek öğrencileri belediye otobüslerine bindirildiğini, kendisinin de mühimmatlar alınana kadar otobüslerin başında beklediğini, bu sırada halkın bazısının doğmamış çocuğuna küfrettiğini ifade eden Ay, "O an yerin dibine girdim. Hiç suçum yokken bu tarz suçlamaya tabi tutuldum" diyerek gözyaşı döktü. Başkan Pur, "Türk askeri ağlamaz, merhametlidir ama" deyince Ay, "O an bunları yaşamak farklı bir şey" dedi. Başkan Pur, "Hep halka yüklendin, sorumlu halk mı?" diye sorunca Ay, "Hayır, sadece bazısı provoke ediyordu" dedi.
"SANA MANGA TESLİM ETMEM, HİÇBİR ŞEYDEN HABERİN YOK"
Başkan Pur, minibüste bir binbaşı, teğmen ve yüzbaşının olmasını sorması üzerine Ay, "Bu tür şeyler sürekli olduğu için garipsemedim" dedi. Yüzbaşı Metin Kazancı'nın sabaha kadar toplantı yapılması sorusuna ve öğrencilere plansız eğitim denildiğinden haberi olmadığını söylemesi üzerine Başkan Pur, "Ben sana manga teslim etmem. Bu devlet sana teğmen rütbesi vermiş hiçbir şeyden haberin yok" dedi. Başkan Pur, "Yüzbaşı Kazancı, plansız eğitim demiş. Öğrencileri kandırdınız mı?" deyince sanık Ay, öBenim bilgim yok, ne amaçla söyledi bilmiyorum" dedi.
SANIK KÜRSÜSÜNDE BAYGINLIK GEÇİRDİ
Daha sonra Harun Ay'a olay günü eşiyle saat 23.33 sıralarında yapmış olduğu telefon mesajları soruldu. Eşinin "Genelkurmay Başkanı alınmış. Emniyet karşılık verirse" şeklindeki mesajına "Bakıp geleceğiz, bir şey olmaz" şeklinde cevap verdiği belirtilmesi üzerine Ay, "Terör saldırısı olduğunu söylüyordum" dedi. Bunun üzerine Başkan Pur, "Eşin Genelkurmay Başkanı alıkonulduğunu söylüyor, emniyet karşılık verirse diyor. Emniyet mi terörist" diye sorunca sanık kürsüsünde bulunan Ay, baygınlık geçirdi. Harun Ay, askerlerin yardımıyla bir sandalyeye oturtuldu. Başkan Pur, "Kahvaltı etmedin mi?" diye sordu. Sanık Ay, "Etmedim" deyince sanığa ayran getirildi. Bunun üzerine 15 dakikalık ara verildi. Aradan sonra da Harun Ay'ın savunmasına devam edildi. Başkan Pur, "Emniyet mi terörist diye sorunca bayıldın" deyince sanık Ay, "Emniyet mensubunun terörist olduğuna dair bir düşüncem yok. Koşturma içerisinde ne dediğimi hatırlamıyorum" dedi.
"BU KLİŞE SÖZ MÜ?"
Eşinin Bankasya'da hesabı olduğu sorusuna "bilmiyorum" diyen Harun Ay'ın bylock kullanmadığının tespit edildiği de belirtildi. Ay, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabileceği hatırlatılması üzerine "Bu yasa bana hitap etmiyor" dedi. Başkan Pur, "Öğrencisi de, teğmeni de 'hitaptan' söz ediyor. Bu klişe bir söz mü?" diye sorunca Ay, "Sadece bunu kullanmayı tercih ettim" diye cevapladı.
İDDİANAME
Darbe girişimi sırasında Yalova Hava Meydan Komutanlığı'nda kamp yapmakta olan 70 Hava Harp Okulu öğrencisi, bu öğrencilerden sorumlu 3 rütbeli komutan ile şoför olarak görev yapan 2 er "şüpheli" sıfatıyla yer alıyor. Tüm şüphelilerin "Anayasal düzeni, TBMM'yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. 73 askerin "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar; 2 erin ise "Örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar hapsi talep ediliyor.
================================
4- HRANT DİNK CİNAYETİ DAVASI; YILMAZER GÜLEN GURUBUNU TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMEDİĞİNİ SÖYLEDİ
Haber: Yüksel KOÇ/İSTANBUL, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hırant Dink'in öldürülmesinde ihmali bulunan kamu görevlilerinin de aralarında bulunduğu 35 sanıklı davanın 40. duruşması yapıldı. Duruşmada çapraz sorgusu yapılan tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer, Erhan Tuncel'in cinayetle ilgili bilgileri kendilerinden sakladığını savundu.
15 Temmuz darbe girişimi, meclisin bombalanması, onlarca kişinin katledildiği hatırlatılarak Gülen gurubunu terör örgütü olarak görüp görmediği sorulan Yılmazer, Gülen gurubunu terör örgütü olarak görmediğini söyledi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen 40. duruşmaya, tutuklu sanıklar eski İstihbarat Daire Başkanı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ile tutuksuz sanıklar dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada tutuklu sanık Al Fuat Yılmazer'in çapraz sorgusu yapıldı. Yılmazer'e, Tahşiye gurubu ile ilgili çalışma yapıldığı halde Gülen gurubu ile ilgili olarak 2003 yılından sonra neden çalışma yapılmadığı sorusu soruldu. Yılmazer, Tahşiye gurubu radikalleştiği için onlar hakkında çalışma yapıldığını belirterek, "Tahşiye ile ilgili MİT'ten, jandarmadan bilgi geldi. Radikalliği, cihadist bağlantısı olduğu tespit edilmiş. Öbür taraftan ne gelmiş de ben yapmamışım" dedi.
GÜLEN GURUBUNU TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYOR
15 Temmuz darbe girişimi, meclisin bombalanması, onlarca kişinin katledildiği hatırlatılarak Gülen gurubunu terör örgütü olarak görüp görmediği sorulan Yılmazer, Gülen gurubunu terör örgütü olarak görmediğini söyledi.
CEMAATİN ÖNDE GELEN İSİMLERİNE İLİŞKİN SORU
Yılmazer, "Gülen gurubunun önde gelen isimleri kimlerdir" sorusunu, "Hanefi Avcı ve Sabri Uzun. Sabri Uzun ve Hanefi Avcı tarafından yapılandırılmıştır bu kadro ve o gurubun önde gelen isimleridir bunlar" şeklinde yanıtladı.
Bu davadan terörist olarak yargılandığını hatırlatan Yılmazer, "Şu anda ben teröristim. Benim bu dosyada terörist olarak yargılanmamı gerektirecek ne var. Bir gün bunları izah etmek durumunda kalmayacak mı Türkiye. Bu dosyada terör örgütü üyeliğini, yöneticiliğini gösteren bir evrak okuyun bana" dedi.
ERHAN TUNCEL BİLGİ SAKLADI İDDİASI
Yılmazer bir soru üzerine, ilk başta Erhan Tuncel'in cinayetle ilgisi olduğunu düşünmediğini belirterek, Tuncel'in sonradan kendilerinden bilgi sakladığını anladığını söyledi.
===================================
5- ESKİ EŞİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN KADININ CENAZESİ ADLİ TIP KURUMU'NDAN ALINDI
Sarıyer'de eski eşi tarafından silahla vurularak öldürülen 2 çocuk annesi Türkan Tankut'un Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemleri tamamlandı. Tankut'un cenazesi yakınları tarafından alınarak defnedilmek üzere Şanlıurfa Siverek'e götürüldü.
6- FİNANCELL CEP TELEFONLARI İÇİN 2.9 MİLYAR LİRA KREDİ KULLANDIRDI
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Türkcell Grubu'nun tüketici finansman şirketi Financell'in 2016 yılında cep telefonu satışlarında toplam 2.9 milyar lira kredi kullandırdığını açıkladı.
Vestel ve Turkcell'in telefon kampanyası "Hızlı ve yerli İşbirliği Vestel Venus 5000" bir basın toplantısıyla tanıtıldı. Toplantıya Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan ve Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu katıldı.
Toplantıda konuşan Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, "Türkiye'de şu anda her satılan 5 telefonun 1 tanesi yerli. Bizim mağazalarımızda da sattığımız her üç telefona bakarsak, tüm operatörler olarak konuşuyorum. Her yerli 3 telefonun ikisini de Turkcell satıyor" dedi.
Terzioğlu, 2016 yılı 1 Nisan'ında Financell'i hayata geçirdiklerini belirterek, "Bir seneden az bir süre içinde Türkiye'deki toplam tüketici kredilerinin adetsel olarak yüzde 85'ini verdi. Finans sektöründeki toplam kredilerin yüzde 13'ünü verdi; Türkiye'nin en yüksek ödenmiş sermayeli tüketici finansman şirketi oldu ve 2016 senesinde 2.9 milyar liralık kredi kullandırdı" dedi.
Terzioğlu, cep telefonu pazarında yerlilik oranındaki artış önümüzdeki dönemde ne kadar aratacağı şeklindeki soruya, "Yerlilik oranında önümüzdeki 24-26 ay içinde yüzde 50-50 noktasına geleceğimize inanıyorum" dedi.
Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, bir gazetecinin telefonların yurtdışında satılıp satılmayacağı yönündeki sorusuna şöyle yanıt verdi:
"İhracat konusunda biz Turkcell'in faaliyet gösterdiği diğer ülkelere gerekli numuneleri gönderdik. Oradaki görüşmelerimiz devam ediyor. Ben inanıyorum ki çok kısa bir sürede bu ihracat başlayacak. Henüz çok daha deneme, pilot ihracatlarımız oldu. İhracat kolay değil çünkü dünyada da ciddi bir rekabet var. O yüzden ilk başta operatörlerimizin faaliyet gösterdikleri diğer ülkelere başlayacağımıza eminin. Bir takım ihracatlarımız oldu, yüzler mertebesinde, bin mertebesinde. Bunlar daha çok deneme amaçlı oldu. Ama biz her yaptığımız şeyi global düşünüyoruz. Sadece Türkiye pazarında mobil telefon üretmek gibi bir hedefimiz asla olamaz. O yüzden bizim ihracat hedeflerimiz, çalışmalarımız devam ediyor."
Turan Erdoğan, "Yüzde 100 yerli telefon ne zaman gelecek?" sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"Yerlilik açısında soruyorsanız dünyada hiçbir ürünü yüzde 100 yerli yapmak diye bir şey mümkün değil. Apple Amerikan telefonu diye düşünüyorsunuz. Apple'ın içindeki bütün komponentlerin yüzde 80'i zaten Amerika'nın dışından geliyor. Burada mühim olan bu tasarımı yerli mi? Tasarımı Türkler yapmış mı, özgün bir tasarım mı? Bu çalışır ve ticari olabilen bir ürüne dönüşüp istihdama da yaratabilir mi? Artık dünyada bu globalleşen dünyada bizim burada oturup cip yapmamızı beklemiyorsunuz. Dünyada zaten 2 tane firma var. Dünyada 1.2 milyar adet cep telefonu üretiliyor. Bunlarda kullanılan toplam çip sayısı üç tane. Bunu üç tane firma yapıyor. Milyonlarda, milyarlarca yapıyor. Burada artık mühim olan unu, şekeri bulup bunu helvayı nasıl yaparsınız yapmak. Böyle bir istihdam yaratan ve ticari olarak başarılı olan bir ürünü nasıl tasarlayıp satabilirsiniz. Bununla da sürdürülebilir bir istihdam yaratabilir misiniz? Bu şekilde bakmak lazım."
Vestel mühendisleri tarafından Turkcell için özel olarak tasarlanan ve üretilen, Vestel'in giriş segmentindeki Venus5000, 5 inç HD ekran, 4 çekirdekli işlemci, 8 MP arka, 5 MP ön kamera ve 2230mAh bataryası ve uygun fiyatı ile kullanıcıya sunuluyor. Turkcell'lilere özel aylık 28 TL'den başlayan fiyatı ile Venus 5000, Turkcellportföyündeki 5 inç ekran büyüklüğüne sahip en uygun fiyatlı 4.5G uyumlu telefon olma özelliğine sahip. Turkcell'inBiP, fizy, lifebox, TV+, Hesabım ve Akademi gibi popüler servislerinin yüklü olarak geldiği akıllı telefonu alanlar fizy ve TV+ servislerinden de 2 ay boyunca ücretsiz olarak yararlanabiliyor. Vestel akıllı telefon Turkcell bayileri tarafından 799 liraya satışa sunulacak.
Görüntü Dökümü:
---------------------
- Terzioğlu'nun açıklamaları
- Erdoğan'ın açıklamaları
16.03.2017 - 13.21 Haber Kodu : 170316073
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz