YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dha İstanbul Bülteni - 3

1 - DENİZ SEKİ TAHLİYE OLDU Haber: Özgür ALTUNCU - Kamera: Güven USTA, İstanbulDHA Deniz Seki, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan

1 - DENİZ SEKİ TAHLİYE OLDU

Haber: Özgür ALTUNCU - Kamera: Güven USTA, İstanbulDHA
Deniz Seki, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan tahliye oldu. Deniz Seki için sabahın erken saatlerinden itibaren hayranları ve çok gazeteci Cezaevi önünde beklemeye başladı. Seki ancak saat 15:40 sıralarında cezaevinden çıktı.

SIRTINDA GİTARIYLA GÜVERCİN UÇURDU
Deniz Seki'nin çıkışı sırasında izdiham yaşandı. Kameralar ve hayranları aynı anda kapıya yüklenince Seki için konuşmak zor oldu. Sırtında gitarıyla dışarı çıkan Seki, özgürlüğünün sembolü olarak hayranları tarafından getirilen beyaz güvercini uçurdu.

SEKİ'DEN İLK AÇIKLAMA
"Allah'ıma çok şükür ediyorum" diyerek sözlerine başlayan Deniz Seki, " Bu kadar güzel bir sevgi seliyle karşılaştığım için teşekkür ediyorum. Hepiniz gelmişsiniz, zahmetler etmişsiniz. Bunca zaman sesim oldunuz. Benim dimdik ayakta durmamı sağladınız. Sizi çok özledim. Çok zorlu bir yolculuktu" dedi. Seki iki gün sonra basın toplantısı düzenleyeceğini söyleyip dinlenmek istiyorum diyerek müsaade istedi. Kendisini karşılamaya gelen araca binen Seki hayranlarına el salladı.

Görüntü Dökümü:
------------------------------
- Seki'nin çıkışı
- Yaşanan izdiham
- Güvercin uçurması
- Açıklaması
- Araca binmesi
- Araç içinden el sallaması
- Aracın uzaklaşması

DHA FEED

05.06.2017 - 16.05 Haber Kodu : 170605151

=========================

2 - ÖLDÜRÜLEN ÇEVRECİ ÇİFT 'DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ'NDE ANILDI

* Antalya'da cinayete kurban giden çevreciler Ali Ulvi Büyüknohutçu ile eşi Aysin Büyüknohutçu 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde, İstanbul'da anıldı.

Haber-Kamera: Yaşar KAÇMAZ / İSTANBUL DHA
Yaşam Savunucuları, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde eylem yaparak Antalya'da cinayete kurban giden çevreciler Ali Ulvi Büyüknohutçu ile eşi Aysin Büyüknohutçu'yu andı. Üzerinde 'Ali ve Aysin Büyüknohutçu'nun katillerini tanıyoruz, doğa ve yaşam için mücadeleden vazgeçmiyoruz' yazılı pankart açan çevreci oluşumun üyeleri Büyüknohutçu çiftinin fotoğraflarını havaya kaldırarak 'Biz bir aradayız, bir arada yaşamı savunacağız' şeklinde sloganı attı. Eski CHP Milletvekili Melda Onur ile avukat Can Atalay'da eyleme katılarak destekte bulundu. Grup adına açıklama yapan Yaşam Savunucusu Çağdaş Öztürk, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü Ali ve Aysin Büyüknohurçu çiftine adadıklarını, çevreci çifti unutturmayacaklarını söyledi. Öztürk, Yaşam Savunucuları olarak devam eden mahkeme sürecinin takipçisi olacaklarını ifade ederek, "Bu karanlık cinayetin üzerini örtmeye yönelik tüm girişimleri boşa çıkarmak için elimizden gelen her şeyi yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Katillerinin yakalanması, bu karanlık cinayetin tüm boyutlarıyla aydınlatılması ve Türkiye'nin her yanında yaşam savunucularına yönelik devam eden saldırıların son bulması için mücadele etmeye devam edeceğizö diye konuştu.
Eylem, açıklamanın ardından olaysız bir şekilde son buldu.
Geçtiğimiz Mayıs ayında, Finike İlçesi'ndeki evlerinde av tüfeğiyle öldürülmüş olarak bulunan Büyüknohutçu çifti, bölgede faaliyet gösteren mermer ocaklarına karşı yürüttükleri çevreci eylemlerle tanınıyordu.

Görüntü Dökümü:
--------------------
-Pankart ve fotoğraflardan görüntü
-Melda Onur ve Can Atalay'ın görüntüsü
-Basın açıklaması
-Slogan atılması
-Genel ve detaylar

05.06.2017 - 15.55 Haber Kodu : 170605142

3 - TURİSTLERİ MÜZELERİ GEZERKEN SOYMUŞLAR

Ali AKSOYER / İstanbul DHA
İstanbul'da müzelerde, alışveriş merkezlerinde tesettür kıyafetiyle dolaşarak gözlerine kestirdikleri turistlerin çantalarını çalan 3'ü kadın 4 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin Topkapı, Panorama Müzesi'nde gerçekleştirdikleri bir olayda Filistin uyruklu bir turistten 35 bin euro çaldıkları öğrenildi. Biri teşebbüste kalan 6 olay gerçekleştirdikleri tespit edilen 4 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.

POLİSİN DİKKATİ SAYESİNDE YAKALANDILAR
Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler önceki gün Sultanahmet bölgesinde daha önceden kapkaç ve hırsızlık olaylarında kullandıkları bir aracı takibe aldı. Polis içinde 3 kadın bir erkek bulunan aracın turist kafilelerinin bulunduğu bölgelerde dolaştığını, ara sıra şüpheli kadınların araçtan inerek turistlerin yanına gittiğini tespip etti. Bir süre takip edilen araca Cağaloğlu bölgesine geldiği sırada operasyon yapıldı. Polis araç içindeki Ceylan Y.(40), Gamze G.(20), Çiler T.(40), Seçkin A.(39)'yı gözaltına aldı.
Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliğine getirilerek sorgulanan şüphelilerin 2016-2017 yıllarında İstanbul'un çeşitli ilçelerinde yaptıkları hırsızlıklarda turistleri kendilerine hedef seçtikleri tespit edildi. Hırsızlıklar sırasında tesettür kıyafeti giyerek güven sağlayan şüphelilerin müzeleri gezen ya da alışveriş yapan turistlerin dalgınlığından faydalanarak çantalarını çaldıkları öğrenildi

6 OLAYLARI ORTAYA ÇIKTI
Polis yaptığı çalışmada şüphelilerin 19 Nisan 2017 tarihinde Topkapı Panorama Müzesi'nde filistin uyruklu bir kişinin 35 bin eurosunu çaldıklarını tespit etti. Şüphelilerin Alışveriş merkezleri ve marketlerde toplam 6 olay gerçekleştirdikleri ortaya çıktı.

TUTUKLANDILAR
Poliste işlemleri tamalanan şüpheliler adliyeye sevk edilirken 4'ü tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü:
----------------------
- Zanlıların polis merkezinden çıkarılması

05.06.2017 - 14.51 Haber Kodu : 170605121

===============================

4 - HRANT DİNK CİNAYETİNDE KAMU GÖREVLİLERİNİN İHMALİ DAVASI...

* ESKİ POLİS BAŞMÜFETTİŞİ: SORUMLULARI ORTAYA ÇIKARABİLECEKKEN NEDEN ENGELLENDİK

Özden ATİK, İstanbulDHA
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 35 sanıklı davada, tanık olarak dinlenen eski Polis Başmüfettişi Levent Yarımel, sorumluların tespiti için o dönem talep ettiği log kayıtlarının (bilgisayarın gerçekleştirdiği hareketlerin kayıt altına alındığı dosyalar) kendilerine verilmediğini ve 2009 yılında kasıtlı olarak silindiğini söyledi. Yarımel, "Biz sorumluları ortaya çıkarabilecekken neden engellendik? Trabzon ve İstihbarat Daire Başkanlığı bu operasyonu sürdürmeliydi. Takip edilen bir olay nasıl cinayetle sonuçlanır?" dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 45. celsesi görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstanbul İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, tutuksuz sanıklar eski Trabzon emniyet müdürü Reşat Altay, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü eski görevlilerinden Muhittin Zenit katıldı. Duruşmayı CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da izledi.

"ELİMİZE VERDİĞİ DOSYADAN ARAŞTIRMA YAPMAMIZI İSTEDİ"
Duruşmada, eski Polis Başmüfettişi Levent Yarımel, Trabzon'dan İstanbul'a gönderilen "Ses getirecek bir eylem yapılacağı" yazısıyla ilgili araştırma yapması için görevlendirilmesine ilişkin tanıklık yaptı. Bilirkişi olarak Dursun Demirbaş ile birlikte görevlendirilmesinin ardından dönemin Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız'ın İçişleri Bakanlığı'ndaki odasında konuyu kendilerine anlattığını belirten Yarımel, "Şükrü Yıldız'ın gösterdiği yazıya bakınca ilk dikkatimi çeken Yardımcı İstihbarat Elemanı ve telefon numarasıydı. İşin gereğinin yapılıp yapılmadığını rahatlıkla buluruz diye düşündüm. Bizden önce rapor yazmış Yunus Yazar'ın raporunu inceledim. Kendisiyle de konuştum. Ancak kendisi, istihbaratın 'i' sini bilmez, bilirkişi olarak rapor yazmasına şaşırdım. Sorumluları bulmak için istihbarat çalışanlarına ait log bilgilerini istediğimize dair bir yazı yazdık. Yazıyı Ramazan Akyürek'e teslim ettik. 2 gün sonra Ramazan Akyürek bize, 'Log bilgilerini sormuşsunuz. Bu yazı bizi sıkıntıya sokar' dedi. Ben de log bilgileri istihbaratın can damarıdır, bu olayı bunlarla çözeceğiz dedim. Daha sonra Şükrü Yıldız da arayarak 'Hakkınız yok. Hiçbir şeye karışmıyorsunuz. Sadece İstanbul'a bakın siz' dedi. Elimize verdiği dosyadan araştırma yapmamızı istedi" dedi.

"BİLEREK GÖZ YUMMA VAR. NEDEN ENGELLENDİK?"
Tüm bunların kasıtlı yapıldığını düşündüğünü belirten Levent Yarımel, "Ortada bir cinayet var, bilerek göz yumma var. Planlı istihbarat operasyonu nasıl yapılmaz? Burada kesinlikle kasıt var. Bir yıl önceden bilinen cinayet nasıl gerçekleşebilir? Yıllarca istihbaratta çalıştım. Son derece rahatsız oldum. Biz sorumluları ortaya çıkarabilecekken neden engellendik? Trabzon ve İstihbarat Daire Başkanlığı bu operasyonu sürdürmeliydi. Takip edilen bir olay nasıl cinayetle sonuçlanır? Olamaz bu. " dedi.

"TEHDİT EDİLDİM"
Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu ise "Talepleriniz karşılanmamasına rağmen 'Niçin bu raporu hazırlayamam' demediniz?" diye sorması üzerine Levent Yarımel, "2011, FETÖ örgütünün en yoğun olduğu dönemden bahsediyoruz. Tehdit edildim. Kasıp kavurdular. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında ifade verdim diye bir yıl benimle kimse konuşmadı. 10 yıldır niye görev almadım bunu sorarım" diye yanıt verdi.

"ASIL SORUMLU İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANLIĞIDIR"
Yarımel, Mahkeme Başkanı Ali İhsan Horasan'ın Dink'in öldürüleceğine ilişkin istihbarat raporlarındaki "Ne pahasına olursa olsun öldürüleceği" ve "Ses getirici eylem" ifadelerinin arasındaki farkı sorduğu Yarımel, "Ses getirecek eylem' yazısı bir tahkikat yazısıdır. İstanbul sadece Osman Hayal'in yerini bildirmekle yükümlüdür. Asıl sorumlu İstihbarat Daire Başkanlığı'dır. Çünkü planlı istihbarat operasyonunun talimatını vermesi gereken yer orası" diye cevap verdi.

ŞÜKRÜ YILDIZ TANIK İFADESİNİ KABUL ETMEDİ
Duruşmaya Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan sanık Şükrü Yıldız söz alarak aleyhe beyanları kabul etmediğini, o dönem Levent Yarımel'in elinden talep ettiği log kayıtlarının istenmesine ilişkin yazıyı almasının mümkün olmadığını söyledi.

"BU LOG KAYITLARI SIRF BU CİNAYETLE İLGİLİ SİLİNMİŞTİR"
Daha sonra söz alan sanık Ali Fuat Yılmazer ise Levent Yarımel'in bilmediği konular ithamda bulunduğunu söyleyince Yarımel, "İstanbul İstihbarat'ın başına nasıl geldiğini açıklasın. İstanbul istihbaratın sistemini ben kurdum" dedi. Yılmazer, "Bunlardan nasıl bir istihbarat anlayışını devraldığımızı burada anlatsam çok şaşırırsınız" diyerek teknik olarak çalışma tarihlerinin değiştirilebileceğini savundu. Yılmazer ayrıca "Biz bu işe ömrümüzü verdik. Sonuçları ortada. O dönem Başbakan'ın talimatıyla yaptık. O dönem FETÖ, metö yoktu. Ve halen yok. Tahşiye davasında anlatacağım. Tutuklandığımda adı konmuş bir terör örgütü yoktu. Tanığın yalan beyanları dolasıyla hakkında işlem yapılmasını talep ediyorum" dedi. Levent Yarımel ise kimseye iftira atmadığını belirterek "Kendisi C Şube Müdürüydü. Tüm operasyonları yürüten müdür,Dink öldürülecek deniyor. 1 yıl boyunca görevdeydin, operasyonu niye yapmadın? Trabzon ile İstanbul'u niye toplayamadın? Onu yapamıyorsan C Şube Müdürü olarak Dink'i korumaya aldıracaksın. Niye yapılmadı?" dedi. Yarımel, "2009'da İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından log kayıtları neden silindi. 17 senedir istihbaratta duran bu kayıtlar, benim o raporumdan sonra neden silindi? Bu log kayıtları, sırf bu cinayetle ilgili silinmiştir. Neden bunlara cevap verilmedi?" diye konuştu.

AKYÜREK: "NE GEREKİYORSA YAPILSIN TALİMATI VERDİM"
Sanık Ramazan Akyürek de söz alarak "Aleyhime hususları kabul etmiyorum. Ben ne gerekiyorsa yapılması talimatı verdim. Bir tarafı kurtarmak amacıyla bu yönde beyanda bulunduğunu düşünüyorum. Teknik bölümlerde çalışmış bir kişi değilim. Log kayıtlarıyla ilgili hukuki olarak ne gerekiyorsa imzaladım" dedi. Duruşma yarına ertelendi.

===================================

5 - ÇOCUĞA SICAK SU DÖKEREK YARALAYAN RESTORAN ÇALIŞANINA 1,5 YIL HAPİS İSTEMİ...

Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
Şişli, Harbiye'deki ünlü bir fast food restoranında müşterileri rahatsız ettiği gerekçesiyle 7 yaşındaki P.K'nin üzerine sıcak su dökerek haşlayan restoran çalışanı Mutlu H. hakkındaki soruşturma tamamlandı. Savcılık, sıcak suyu silahtan sayarak Mutlu H. hakkında 6 aydan 1,5 yıl kadar hapis talep etti.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 10 Mayıs günü 7 yaşındaki P.K.'nin arkadaşlarıyla birlikte hamburger yemek için restorana girdiğini söylediği ifade edildi. Restoran çalışanı Mutlu H. ise küçük çocuğun dilenmek için geldiğini, müşterileri rahatsız ettiğini, bunun üzerine korkutmak amacıyla suyu fırlattığını, suyun ılık olduğunu söylediği belirtildi. Savcılık, olay sonrası alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, P.K.'nin vücudunda birinci dereceden yanık meydana geldiğinin belirtilmesi üzerine "sıcak suyu" silahtan saydı. Savcılık, şüpheli Mutlu H. hakkında "Silahla kasten yaralama" suçundan 6 aydan 1,5 yıla kadar hapis cezası talep etti. iddianame kabul edilirse şüpheli İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.

ŞÜPHELİYİ İTEKLEYEN HAKKINDA TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ
Öte yandan olayı görüp çocuğa su döktüğü için şüpheliyi iteklediği belirtilen bir kişi hakkında da şikayet olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildi.

Görüntü (ARŞİV)

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler