YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dha İstanbul Bülteni - 3

  1- İSTANBUL'DA DEAŞ/IŞİD OPERASYONLARI * 6 Türk gözaltında. Suriye'deki çatışma bölgelerine geçme hazırlığındaki 25 yabancı uyruklu yakalandı.  İstanbulDHA İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele

1- İSTANBUL'DA DEAŞ/IŞİD OPERASYONLARI

* 6 Türk gözaltında. Suriye'deki çatışma bölgelerine geçme hazırlığındaki 25 yabancı uyruklu yakalandı.

İstanbulDHA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin DEAŞ/IŞİD terör örgütüne yönelik operasyanlarında 6 Türkiye vatandaşı gözaltına alındı, Suriye'deki çatışma bölgelerine geçme planı yapan yabancı uyruklu 25 kişi yakalandı. Yakalanan 25 kişinin sınırdışı edileceği belirtildi.
Terör örgütüne yönelik söz konusu operasyonlar Fatih, Bağcılar, Başakşehir. Eyüp, Sultangazi ve Gaziosmanpaşa İlçelerinde 12 adrese eş zamanlı olarak düzenlendi. 01.00 sıralarında gerçekleşen operasyon ve aramalarda çok sayıda örgütsel doküman, kurusıkı tabanca ve dijital materyallerin ele geçirildiği bildirildi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
Operasyonun polis kamerasına yansıyan görüntüleri.

=================

(aktüel görüntüyle)
2- BAŞBAKAN YILDIRIM: 'FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI NE OLDU?' DİYE SORULAR SORULUYOR

* Başbakan Binali Yıldırım,

" FETÖ'nün siyasi ayağı ne oldu?' diye sorular soruluyor. 'FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkmadı. AK Parti, FETÖ ile mücadele etmedi. Onun için bugünleri yaşadık' diye sık sık ana muhalefetten sözler duyuyoruz"

"Türk siyasi tarihine, bu örgütün ortaya çıktığı 1966'dan beri bakın, bu örgütle mücadele eden 2 dönem vardır; birisi rahmetli Erbakan'dır, diğeri de AK Parti iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan'dır"

"Ana muhalefetin, adalet adı altında FETÖ'cüleri masum gösterme çabalarına bugünlerde milletçe şahit oluyoruz. 15 Temmuz'u kontrollü darbe diye niteleyenler baktı ki tutmadı, tornistan yaptı, şimdi 20 Temmuz darbesi diye bir şey icat etti. Bu akıl tutulmasıdır"

Haber: İhsan YALÇIN - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Başbakan Binali Yıldırım, SETA Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu'nda konuştu.
Başbakan Yıldırım, "Ana muhalefetin, adalet adı altında FETÖ'cüleri masum gösterme çabalarına bugünlerde milletçe şahit oluyoruz. 15 Temmuz'u kontrollü darbe diye niteleyenler baktı ki tutmadı, tornistan yaptı, şimdi 20 Temmuz darbesi diye bir şey icat etti. Bu akıl tutulmasıdır. 15 Temmuz gecesi verdiğimiz kutsal mücadele hain terör örgütüyle nihai mücadelenin ilk adımıdır. İlki kadar hayati derecede öneme sahip ikinci adım; örgütün tamamen tasfiyesidir. Milletimize ve devletimizin bütün kurumlarına sızan bu alçak yapının tamamen ortaya çıkarılması ve devletin bütün kademelerinden tasfiyesi için milletimize söz verdik. 15 Temmuz'dan bu yana geride bıraktığımız 1 yıl içerisinde FETÖ terör örgütüyle kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz. Tabi sadece FETÖ ile değil aynı zamanda 3 terör örgütüyle mücadele eden ülkeyiz. Böyle bir mücadeleyi de başarıyla sürdüren dünyada başka bir ülke yok" dedi.

"KARARLI MÜCADELE DEVAM EDECEKTİR"
"KHK'lar ile FETÖ mensubu olduğu belirlenenlerin kamuyla ilişiği kesildi, görevlerinden uzaklaştırıldı" diyen Başbakan Yıldırım, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin her kademesine sızmış terör elemanları büyük oranda tasfiye edildi. Örgütün, medya, finans, bürokrasi ayağı hepsi açığa çıkarıldı. Örgütle çalışan STK'lar, okullar, yayın organları kapatıldı. Bu kararlı mücadele ilerleyen süreçte de hiç şüphesiz devam edecektir" ifadesini kullandı.

"BİZE DESTEK VERMEYE DEVAM EDİN"
Başbakan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"'FETÖ'nün siyasi ayağı ne oldu?' diye sorular soruluyor. 'FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkmadı. AK Parti, FETÖ ile mücadele etmedi. Onun için bugünleri yaşadık' diye sık sık ana muhalefetten sözler duyuyoruz. Türk siyasi tarihine, bu örgütün ortaya çıktığı 1966'dan beri bakın, bu örgütle mücadele eden 2 dönem vardır; birisi rahmetli Erbakan'dır, diğeri de AK Parti iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bunun dışındaki siyasi liderler, hep örgütle iyi geçinmişlerdir. Tarihi olaylara dönün bir bakın, bunu göreceksiniz. Kuşkusuz FETÖ terör örgütü ile ilgili mücadelede atılacak daha adımlarımız var. Mücadele kararlılıkla devam edecek. Benim burada milletimden istediğim şu; bu mücadelede inancınızı kaybetmeyin, bize destek vermeye devam edin. OHAL dolayısıyla memuriyetten çıkarılanlarla
ilgili yaptığımız yeni bir düzenlemeyle itiraz yolunu açtık. Yani normal şartlarda OHAL ile memuriyetine son verilenler, yargıya gidemiyorlar; ancak yaptığımız yeni bir düzenlemeyle, 685 sayılı KHK ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurduk. Şimdi bu komisyon 17 Temmuz itibarıyla çalışmalarına başlıyor. Hazırlıkları bitti, dosya kabul etmeye başlayacak ve bu dosyaları inceleyip karara bağlayacak."

Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Başbakan Yıldırım'ın konuşması
-Genel ve detaylar

AKTÜEL EK GÖRÜNTÜ
- Seta binası çevresinde alınan güvenlik tedbirlerinden detay
- Başbakanın gelişi, karşılanması, içeriye girmesi
- Bina önünde toplanan çocuklara oyuncak dağıtılması
- Başbakanın çıkışı, uğurlanması
12.07.2017 - 11.56 Haber Kodu : 170712060

==========================

3- "RAMAZANDA SİGARA İÇENE YUMRUK" DAVASINDA KARAR:

* "İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" den beraat, "yaralama" dan mahkumiyet

Hayati KILIÇ, İstanbulDHA
Fatih'te geçen ramazan ayında meydana gelen olayda, sigara içen Gökay Çetin'e (24) yumruk atan Ufuk Tekel " kasten yaralama" suçundan 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanığa iddianamade yöneltilen "İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçundan ise beraatini kararlaştırdı.

SANIK KATILDI, ŞİKAYETÇİ KATILMADI
İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, "Hayati tehlike geçirtecek şekilde kasten yaralama", "İnan düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçlarından 9 yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanık Ufuk Tekel, avukatıyla birlikte katıldı. Duruşmaya müşteki Gökay Çetin katılmazken avukatı Efkan Bolaç hazır bulundu.

GÖRÜNTÜLER İZLENDİ
Duruşmada, olay günü yaşanan olayın güvenlik kamera görüntüleri izlendi. Sanık Ufuk Tekel izlenan görüntülere bir diyeceğinin olmadığını belirterek "Görüntülerdeki motosikletten inen kişi benim. Arkamda oturan eşimdir. Görüntülerde sigaranın dumanının yüzüme geldiği açık ve net şekilde görünmüyor. Ancak, şikayetçinin bana yakınlığı, yüzünü bana dönerek sigara içmiş olması nedeni ile dumanın kokusunu çok net hissettim. Bu nedenle kendisini uyardım. Küfürle karşılık verince bir anlık sinirle bir kez vurdum. Yere düşünce, hemen başına gidip başını tuttum. Dilini çıkartmaya çalıştım. Suni teneffüs yaptım. Öldürme kastım olsaydı unları yapmazdım. Kasten yaralama suçunu kabul ediyorum" dedi.

MAHKEME KARARINI AÇIKLADI
Duruşma sonunda mahkeme kararını açıkladı. Sanık Ufuk Tekel'in "İnan düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçundan beraatine karar verildi. Tekel "Kasten yaralama" suçundan ise 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verildi.

İDDİANAMEDEN
İddianamede, şüpheli Ufuk Tekel'in "hayati tehlike geçirtecek şekilde kasten yaralama", "İnan düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçlarını işlediği belirtiliyordu. Tekel'in tutuklama istemiyle sorguya sevk edildiği ancak Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği'nce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtilen iddianamede, şüphelinin 3 yıldan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyordu.

Görüntü Dökümü (arşiv)
-----------------
- Olay anı

12.07.2017 - 12.14 Haber Kodu : 170712069

4- İSTİKLAL CADDESİ'NDE MAĞAZALARA "15 TEMMUZ" POSTERİ

Haber-Kamera:Ersan SAN - İSTANBUL DHA
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB), 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Taksim'de mağaza vitrinlerine 15 Temmuz posterleri astı.
İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'un Türkiye'nin tarihi dönüm noktası ve günü olduğunu söyledi.
Yılmaz, "Bu sebeple 15 Temmuz'u yıl dönümünde gururla, onurla, şerefle anıyoruz. Bundan dolayı 15 Temmuz'a özel hazırladığımız posterlerimizi İstanbul'daki esnaflarımızın vitrinlerine asacağız" dedi.
Açıklamanın ardından grup İstiklal Caddesi'nde bulunan mağazaların vitrinlerine 15 Temmuz posterlerini astı.

Görüntü Dökümü:
-----------
-Grubun görüntüsü
-Yılmaz'ın açıklaması
-Mağazalara afiş asılması
12.07.2017 - 12.21 Haber Kodu : 170712073

5- BEBEĞİNİ DENİZE ATAN KADIN HAKİM KARŞISINDA

* Fatma K.,

"Çocuk çok ağlıyordu. Taksici, 'hastaneye götürelim mi' dedi. Kabul etmedim. Eminönü iskelesinde taksiden indim. Bir süre sonra da bebeği denize attım"

Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA
40 günlük kız bebeğini denize attığını söyledikten sonra bebeğin babası Mustafa T., ile çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan Fatma K.'nın yargılanmasına başlandı. Fatma K., birlikte yaşadığı Mustafa T.'nin, 'Kurtul bebekten, denize at' demesi üzerine bebeği denize attığını savundu. Mustafa T., ise suçlamayı reddederek, "Çocuğumuzu öldür şeklinde hiçbir telkinde bulunmadım" dedi. Mahkeme, Mustafa T.'nin tahliyesine karar verdi.
Fatih'te 25 Ocak 2017 tarihinde polis merkezine giderek 40 günlük Tuğçe isimli bebeğini denize attığını itiraf eden Fatma K., nikahsız eşi Mustafa T., ile birlikte çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Çift 6 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Fatma K., ile Mustafa T., hazır bulundu.

"BEBEĞİ DENİZE ATMAMI MUSTAFA İSTEDİ..."
İfadesinde 2015 yılından beri birlikte yaşadığı Mustafa T.'nin kendisine şiddet uyguladığını ileri süren Fatma K., "Olay günü bebeğin kırkı çıktığı için ablamlara gitmiştim. Eve döndüğümde Mustafa ile aramızda tartışma çıktı. Tartışma sırasında bana 'senin yüzüne vurmayacağım, belli olmasın' diyerek vücuduma vurmaya başladı. Daha sonra çocuğu alarak koltuğa fırlattı. Çocuğun sesi kesilir gibi oldu. Bana 'çocuğu öldür' dedi. Ben cesaret edemedim. Bu kez para verip, 'Kurtul bebekten, denize at' dedi" diye konuştu.

"TAKSİDEN İNDİM... DENİZE ATTIM"
Mustafa T., işe gittikten sonra dışarı çıktığını ve taksiye bindiğini anlatan Fatma K., "Çocuk çok ağlıyordu. Taksici, 'hastaneye götürelim mi' dedi. Kabul etmedim. Eminönü iskelesinde taksiden indim. Bir süre sonra da bebeği denize attım" dedi.

"GÜVENLİK GÖREVLİSİNE PUSETİ ATTIM DEDİM"
Bebeği denize atınca iskelede bulunan güvenlik görevlisinin kendisini görüp yanına gelerek, 'Denize ne attın' diye sorduğunu, kendisinin de 'Bebeğim öldü. Pusetini getirip denize attım' dediğini belirtti. Fatma K., "Bir süre sonra kendime geldim ve pişman olup karakola giderek olanları anlattım" diye konuştu.

YAZILI İFADESİNİ KABUL ETMEDİ
Mahkeme başkanı, Fatma K.'nın cezaevinden mahkemeye gönderdiği ifadesinde, "Bebeğinin ölmediğini, eniştesinin bebeği evinde sakladığı" yönündeki ifadesini hatırlatması üzerine Fatma K., kendisinin böyle birşey yazmadığını, okuma yazma bilmediğini, başkasına da yazdırmadığını savundu. Bunun üzerine mahkeme başkanı, tanık olarak çağırdığı Fatma K.'nın eniştesi Yılmaz D.'ye söz konusu ifadeyi sordu. Yılmaz D., "Böyle birşey söz konusu değil" dedi.

"ARAMIZDA SORUN YOKTU... BEBEĞİ ÖPEREK İŞE GİTTİM..."
Bebeğin babası Mustafa T., ise Fatma K.'yla aralarında herhangi bir sorun bulunmadığını savunarak, "Bir buçuk yıldır birlikteydik. Bir kız çocuğumuz oldu. Aramızda herhangi bir problem yoktu. Olayın olduğu gün ablasına gitmiştik. Hatta oradayken ablasının arkadaşı Emine adlı kadın 'bu çocuğu bize verin' dedi. Böyle bir şeyin olamayacağını söyleyerek tepki gösterdim. Eve geldik. Fatma ile tartıştık ama tartışmamız büyümedi. Daha sonra uyuduk. Sabah 11.00 civarında evdeki 350 TL'yi kirayı ödemesi için verdim. Geri kalanını da ablasından almasını söyledim. Akşam 20.00'da da işe gittim. Aramızda herhangi bir olay çıkmadı. Çocuğumu da öperek işe gittim. Sabaha kadar çalıştım. 9 gibi eve döndüm. Polisler gelmişti. Fatma'nın çocuğumuzu öldürdüğünü orada öğrendim. Ortak çocuğumuzu öldür şeklinde hiçbir telkinde bulunmadım" şeklinde konuştu.

BEBEĞİN BABASINA TAHLİYE
Tanık olarak dinlenen Fatma K.'nın ablası ile eniştesi ise ikili arasında herhangi bir kavgaya şahit olmadıklarını söyledi. Daha sonra ara kararını veren mahkeme heyeti, bebeğin babası Mustafa T.'nin tahliyesine karar verirken, Fatma K.'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, Fatma K.'nın avukatının akıl hastanesinde tedavi altına alınsın talebini ise Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek rapor doğrulturusunda değerlendireceğini belirtti. Duruşma ertelendi.

İDDİANAMEDEN..
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüphelilerin olay günü bebeğin masrafları hususunda tartıştıkları ve şüpheli Mustafa T'nin bebeği fırlatarak sesinin kesilmesine sebebiyet verdiği, Fatma K'ye de "Bu çocuktan kurtul. İntihar et" diyerek yönlendirdiği, Fatma K'nin de olayın etkisiyle Tuğçe bebeği denize attığı belirtildi. Şüphelilerin "Altsoydan akrabayı kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisleri talep ediliyor.

Görüntü Dökümü:
--------------------------
- Arşiv görüntü
12.07.2017 - 12.20 Haber Kodu : 170712072

6- GÜNGÖREN'DEKİ VAHŞETE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS İSTEMİ

* 34 yaşındaki Hakan Öner baltayla öldürüldü, cesedi çekyatın içinde başka bir eve taşındı, ardından cesedi parçalanarak poşetler içinde ormanlık alana gömüldü. Yapılan tüm çalışmalara rağmen Öner'in cesedi bulunamadı.

* "Yasak aşk" nedeniyle işlendiği belirtilen belirtilen cinayette 9 şüpheli hakkında dava açtı. 5 şüphelinin ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenirken, 4 şüphelinin de 20'şer yıla kadar hapsi talep edildi.

Haber: Serpil KIRKESER / Kamera: İstanbul DHA
Güngören'deki vahşetle ilgili soruşturma tamamlandı. 3 yıl önce Hakan Öner (34)'i baltayla öldürüldükten sonra cesedini parçalayarak poşetler içinde ormanlık alana gömdüğü öne sürülen 5'i tutuklu 9 şüpheli hakkında "Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme", " Öldürme suçuna yardım etme" ve "öldürme suçuna azmettirme" suçlarından dava açıldı.
5 şüphelinin ağırlaştırılmış müebbet hapsini isteyen savcılık, 4 şüphelinin ise 20'şer yıla kadar hapsini talep etti.

İDDİANAMEDE OLAY ANLATILDI
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre, 2011 yılında refakatçi olarak kaldıkları hastanede tanışan Nurşen E. ile Hakan Öner'in arkadaşlıkları zaman içerisinde gönül ilişkisine dönüştü. 29 Kasım 2013 günü Hakan Öner ile Nurşen E. tartıştı, komşuların sesi duyması üzerine ikili evden ayrıldı. Nurşen'in eşi Bilal E. eve geldiğinde durumu komşularından öğrendi ve eşi Nurşen'in yasak ilişkisi olduğunu anladı. Bilal E. eşi Nurşen'in yaşadığı yasak ilişkiyi aile bireylerine anlattı. Bilal E., kardeşleri Ahmet E., Muzaffer E. ve Nurşen E.'nin aile bireyleri babası Salim E., annesi Naciye E., kardeşleri Metin E., Gökhan E. ve Cihan E., aile meclisi kararıyla Hakan Öner'i öldürmeye karar verdi.

"VÜCUDU PARÇALANARAK ÖLDÜRÜLDÜ"
Naciye E. kızı Nurşen E.'yi arayarak, Hakan Öner'i aramasını ve Güngören'deki evine çağırmasını istedi. Eve gelen Hakan Öner, Bilal E., Muzaffer E., Metin E. ve Salim E. tarafından namus ve töre saiki ile planlanarak ve tasarlanarak vücudu parçalanarak 6 Aralık 2013 tarihinde öldürüldü. Hakan Öner'in cesedi aynı adreste 2 gün boyunca çekyatın baza kısmında muhafaza edildi. Daha sonra Bilal E. Esenler'de bir ev kiraladı ve eşyalarını ve cesedin bulunduğu çekyatı bu eve taşıdı. Yeni taşınılan evin banyo kısmında Bilal E., Salim E., Metin E. ve Muzaffer E.'nin yardımıyla Hakan Öner'in cesedini parçaladı ve parçalanan cesedi poşetlere, poşetleri de bir valize koydu.

"HAKAN ÖNER'İN CESEDİ BULUNAMADI"
Salim E., Muzaffer E. ve Bilal E. cesetlerin bulunduğu poşetleri Arnavutköy'de bir ormanlık alana gömdü. Olayda kullandıkları bıçak ve baltayı olay sonrası çöpe atan Salim E., Muzaffer E. ve Bilal E., cesedi taşıdıkları valizi de ormanda yaktı. Salim E., Muzaffer E. ve Bilal E. cesedi gömmek için çukur açtıkları kazma ve küreği de işin bitiminde ormanlık alanda yaktı, metal kısımları ise çevreye attı. HTS kayıtları ve tanık beyanlarından maktül Hakan Öner'in cesedinin ve eşyalarının taşınmasında şüphelilerden Talip Ç.'nin de yardımda bulunduğu tespit edildi. Yapılan tüm çalışmalara rağmen Hakan Öner'in cesedi ve suçtan kullanılan aletler ise bulunamadı.

HAPİS İSTEMLERİ
Soruşturma sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı hazırladığı iddianamede, tutuklu şüpheliler Bilal E. ve Salim E. ile hakkında yakalama kararı bulunan Muzaffer E. hakkında "Canavarca hisle veya acı çektirerek öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Tutuklu şüpheliler Ahmet E., ve Naciye E. hakkında "Öldürme suçuna azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen iddianamede, Cihan E., Gökhan E. Nurşen E. ve Talip Ç. hakkında ise "Öldürme suçuna yardım etme" suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapsi talep edildi. Olaya karışan Metin E. ise yaşı küçük olduğu için dosyası ayrıldı. İddianame kabul edildi, şüpheliler önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.

Görüntü Dökümü:
--------------
-Şüphelilerin adliyeye sevki arşiv (30 Aralık 2016)
12.07.2017 - 12.39 Haber Kodu : 170712087_

(ek bilgilerle düzelterek yeniden)
7- ATATÜRK HAVALİMANI'NDA VALİZ ARAMA KAVGASINDA GÜMRÜK MEMURU KAŞINDAN YARALANDI

Haber-Kamera: İbrahim YILDIZ/İSTANBUL, (DHA)
Holllanda'dan İstanbul'a gelen anne baba ve 2 çocuktan oluşan bir aile ile Atatürk Havalimanı'nda bir gümrük memuru arasında 'arama' tartışması kavgayla sonuçlandı. Gümrük memuru kaşından yaralandı, aile fertleri gözaltına alındı.
Atatürk Havalimanı Geliş Katı Arındırılmış Salonda meydana gelen olay, iddialara göre şu şekilde gelişti:
Hollanda'nın Amsterdam kentinden gelen aile pasaport kontrolünün ardından Atatürk Havalimanı'ndan çıkmak için gümrük memurlarının bulunduğu alana doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada aldıkları bir istihbarat nedeniyle kaçakçılık uygulaması yapan gümrük ekipleri, aileyi durdurarak valizlerini aramak istedi. Gümrük memuru İ.S kimliğini göstererek ailenin arama yapılmak üzere kendisiyle gelmelerini istedi. Gümrük memuru İ.S'nin tüm ısrarlarına rağmen durmak istemediği ve çocuklarını göndermek istemedikleri iddia edilen anne Y. S., bu sırada dengesini kaybederek yere düştü. Bunun üzerine, baba M. S ile oğullarından Y. S., geri dönerek gümrük memurunun üzerine yürüdü. Kısa bir arbedenin ardından olay yerine gelen polis ve gümrük memurları aile fertlerini gözaltına aldı. Kaşından yaralanan ve aileden şikayetçi olan Gümrük memuru İ.S, ambulans ile hastaneye kaldırılırken, Atatürk Havalimanı Gümrük Müdürlüğü'ne götürülen aile, gözaltına alındı. Bu arada aileye ait valizlerde herhangi bir suç unsuru malzemeye rastlanmadı.
Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Gümrük memurundan görüntü
-Gümrük memuruna saldıranlardan görüntü
-Gümrük memurunun ambulansa bindirilmesi
-Detaylar

12.07.2017 - 10.56 Haber Kodu : 170712040_

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler