1- TOPBAŞ: SİYASİ PARTİMİZLE ARAMIZDA HİÇBİR POLEMİK YOK
- TOPBAŞ'TAN İBB MECLİSİ'NE UYARI: YARIN BU MECLİS DE SORGULANIR
Haber-Kamera: Ezgi ÇAPA/İSTANBUL,(DHA) İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İBB Belediye Meclisi'nde CHP'nin muhalefetine karşın AK Parti grubunun oylarıyla kabul edilen 5 imar dosyasını meclise iade etmesi ile ilgili açıklamada bulundu. Dosyaların iadesi ile ilgili 'evet doğrudur' yanıtını veren Topbaş, "Dosyalarda bazı eksiklikler ve hatalar var. Bir teknik adam ve mimar olarak gözden geçirdiğimde bazı şeyler gözden kaçırılmış olabilir, düzeltilmesi gerekir. Yarın aldığı bu karardan dolayı bu meclis de sorgulanır. Bunu gözlemledim, imzayı ona göre attım ve geri iade ettim, tekrar görüşülecek" dedi.
1,5 MİLYON KİŞİNİN EVSEL ELEKTRİK İHTİYACINI KARŞILAYACAK
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Eyüp Kemerburgaz Evsel Atık Yakma Ve Enerji Üretim Tesisi İnşaatı Sözleşme imza törenine katıldı. Saraçhane'deki belediye binasındaki törene Japon Hitachi Zosen İnova Şirketi CEO'su Franz Josef Mengende, Makyol İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Çebi, İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı ve İBB Genel Sekreter Yardımcıları Çağatay Kalkancı-Mevlüt Bulut-Nihat Macit de katıldı. Törende konuşan Topbaş, İstanbul'da günde 17 bin 500 ton toplandığını belirterek, "2020'de hizmete almayı planladığımız bu tesis, günlük 3 bin ton kapasiteli ve çevreye hiçbir şekilde kirlilik vermeyecek, yaktığı çöpten 1,5 milyon kişilik nüfusun evsel elektrik ihtiyacını karşılayacak. Avrupa yakasının günlük çöpünün yüzde 25'ini burada bertaraf etmiş olacağız. Sera gazlarını ortadan kaldıracak tesisin çatısında güneş panelleri bulunuyor. Bir taraftan çöpü bertaraf ederken elektrik enerjisi üreten ve yılda 1 milyon ton karbondioksit salınımını ortadan kaldıracak olan müthiş bir çevre projesi. 2 milyar 638 milyon lira maliyetli bu tesis kenti kurtaracak dev bir proje, basit bir iş değil" dedi.
"VETO' DEĞİL, 'TEKRAR GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE' İADE ETMEK"
İBB Başkanı Topbaş, törende gazetecilerin, İBB Meclisi'nde AK Parti'nin çoğunluk oylarıyla kabul edilen ve CHP'nin muhalefet ettiği 5 imar dosyasının 'Ak Parti'ye veto' olarak yorumlandığı yönündeki iddialara yanıt verdi. Topbaş, "Teknik adam olmam sebebiyle bir başka hassasiyet göstermekteyim. 'Veto' olarak değerlendirmek doğru değil. 'Tekrar görüşülmek üzere iade etmek' daha doğru. Evet, doğrudur. 5 dosyanın tekrar gözden geçirilmesi için Meclise iade ettim" dedi. Dha önce de Yedikule Bostanları ve bazı imar dosyalarını iade ettiğini hatırlatan Topbaş, "Dosyalarda bazı eksiklikler ve hatalar var. Bir teknik adam ve mimar olarak gözden geçirdiğimde bazı şeyler gözden kaçırılmış olabilir, düzeltilmesi gerekir. Yarın aldığı bu karardan dolayı bu meclis de sorgulanır. Bunu gözlemledim, imzayı ona göre attım ve geri iade ettim, tekrar görüşülecek" dedi.
"SİYASİ PARTİMİZLE ARAMIZDA HİÇBİR POLEMİK YOK, OLAMAZ"
CHP'nin demagoji yaptığını, 'dumanlı bir ortam çıkartmaya' çalıştığı söyleyen Topbaş, "Yanlışları hatırlattıklarında değerlendiririz. Ama 'her şey kötü', 'her şey yanlış', '25 yıldan beri İstanbul'da bulunuyorlar, ne yaptılar ki' denildiği taktirde cevap dahi verilmez. Dikkate alınmaz. Zaten yurttaşlarımız dikkate almadıkları için şu anda muhalefetin ana bölümünde seyredip duruyorlar" diyerek CHP'yi eleştirdi. Topbaş sözlerine şöyle devam etti: "Siyasi partimizle aramızda hiçbir polemik yok, olamaz. Bu partinin kurucuları arasında sayılırım. İlk Beyoğlu Belediye Başkanlığı döneminde bu adımlar atıldı. O dönemden beri bunun içindeyim. Yıllardan beri siyasi hayatım var. Hep bu ülkenin geleceği için çalıştık, hak ettiği yere taşınması konusunda kendimizi ortaya koyduk. Kendi iş hayatımızda göstermediğimiz gayreti sorumluluk alanlarımızda göstermeye çalıştık".
EVSEL ATIK YAKMA VE ENERJİ ÜRETİM TESİSİNİN ÖZELLİKLERİ
Eyüp Kemerburgaz Evsel Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi, 3 bin ton/gün kapasite ile hizmet verecek. Tesiste, saatte 77 MWh güçte elektrik enerjisi üretilecek. Böylece Türkiye'nin enerji açığının giderilmesine katkı sağlanacak. Tesis, yaklaşık 1 milyon 500 bin kişilik nüfusun evsel elektrik ihtiyacını karşılayacak. Tesiste, İstanbul'da oluşan atıkların yüzde 15'i yakma yöntemi ile bertaraf edilecek. Aynı zamanda yılda 1 milyon ton karbondioksit salınımı engellenecek. Sera gazı emisyonu ve sera etkisi oluşturan fosil kaynaklı yakıtların kullanımı azaltılacak. Avrupa Yakası'nda düzenli depolama sahalarına giden atık miktarı yüzde 25 oranında azalacak.Türkiye'nin ilk evsel atık yakma tesisi ile yerli üretim desteklenecek. Tesis ile yaklaşık 100 ha'lık depolama alanı tasarrufu sağlanacak. Son teknolojinin kullanılacağı tesiste, emisyon değerleri AB limitlerinin altında olacak.
Görüntü Dökümü :
------------
- Topbaş'ın konuşması
- İmza töreninden görüntü
- Topbaş'ın soruları yanıtlaması
14.09.2017 - 13.56 Haber Kodu : 170914089
=================================
(geniş haber)
2- GAZETECİ OĞUZ GÜVEN HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in trafik kazasında ölümüne ilişkin Cumhuriyet Gazetesi'nin twitter hesabında yapılan paylaşım gerekçesiyle hakkında "Terör örgütünün propagandasını yapmak" ve "Terör örgütlerinin yayınlarını basmak veya yayınlamak" suçlamasıyla dava açılan Cumhuriyet Gazetesi İnternet Sitesi Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven ilk kez hakim karşısına çıktı. Savunmasına başlamadan önce kazaya ilişkin haber görüntülerini heyete izleten Oğuz Güven, başlık atılmasında gazetecilik merak ve şüphesiyle hareket ettiklerini söyledi. Güven, internet medyasındaki rekabetin getirdiği acelecilikle hatalar olabileceğini belirterek "Yanlış anlaşılmaya yol açılabilecek bir anlam düşüklüğü yaşanmıştır. Kasıt, istem yoktur. 52 saniye sonra bu hatayı gördüm, sildirdim" dedi.
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 2,5 yıldan 10,5 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanan Oğuz Güven katıldı. Güven savunmasına başlamadan önce Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in ölümüne trafik kazasına ilişkin haber görüntülerini izletmek istediğini belirtti. Talebin kabul edilmesi üzerine Güven'in sunduğu görüntüler duruşma salonunda izlendi.
"BİR KASIT YOKTUR"
Güven, "Gördüğünüz gibi insanın tüylerini ürperten bir kaza yaşanmış. Başsavcı kamyonun altında ezilerek maalesef yaşamını yitirmiştir. İlk tweet saat 10.00'da 'başsavcı ve koruma polisi trafik kazasında yaşamını yitirdi' şeklindeydi. Daha sonra ajanstan ilk FETÖ iddianamesini düzenleyen savcı olduğu haberi gelince arkadaşlara bu şekilde düzeltmelerini istedim. Tam o sırada kamera görüntülerinin geldiği söylendi. Hep beraber izlendi. İzleyince 'kamyon resmen biçmiş' dedi arkadaşlar. Bunun üzerine bu başlığı kullanmayı uygun gördük. Gazetecilik merak ve şüphesiyle hareket ettik. İnternetin getirdiği rekabet ve hız faktörü dikkate alındığında 'aracı' kelimesi unutulmuştur. Bu kelime unutulduğundan bir yanlış anlaşılmaya yol açabilecek bir anlam düşüklüğü yaşanmıştır. Bir kasıt, istem yoktur. 52 saniye sonra bu hatayı gördüm, sildirdim" dedi.
BERAATİNİ TALEP ETTİ
Söz konusu silinen başlığın haberde kullanılmadığını belirten Güven, "İddia edildiği gibi Gülen cemaati propagandası yapmak istesek haber içerisinde örgüt olarak bahsetmezdik" diyerek daha önceki yazılarına bakılsa FETÖ ile nasıl mücadele ettiğinin görüleceğini vurguladı. Güven, bir gün sonra kazayla ilgili haber yapan gazetelerin başlıklarını da göstererek "Görüldüğü gibi kazadan 8-9 saat sonra çıkan gazetelerde 'kağıt gibi ezdi', 'biçti' kelimeleri kullanılmıştır. Onlara neden dava açılmadı. Nedense ben tutuklandım" dedi. Bir diğer suçlamanın gazetede yayımlanan Kandil röportajlarını twitter hesabında paylaşmak olduğunu belirten Güven, çözüm sürecinin olduğu günlerde PKK'lılar ile çeşitli kurumlarca birçok röportaj yapıldığını da ifade ederek beraatini talep etti.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, varsa kovuşturmayı genişletme talebini aksi halde esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için dosyanın savcıya verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Cumhuriyet Gazetesi'nin internet sitesinde, "İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper'i kamyon biçti" şeklinde atılan tweet nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Oğuz Güven, 15 Mayıs'ta tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Basın Bürosu'nca hazırlanna iddianamede, meydana gelen trafik kazasına ilişkin haberin aktarılmasında "ilk FETÖ İddianamesi", "biçti" şeklinde ibarelere yer verilerek FETÖ silahlı terör örgütünün eylemleri meşru gösterilip övüldüğü ve teşvik edildiği ileri sürüldü. Ayrıca "facebook ve twitter hesapları üzerinden terör örgütü PKK/KCK'nin lideri kadrosuna ait tehdit, şiddet içerikli açıklamaların paylaşılarak örgütün eylemlerinin meşru gösterilmek istendiği, bu şekilde şüphelinin yaptığı paylaşımların basın özgürlüğü kapsamında kalmadığının anlaşıldığı" öne sürüldü. Oğuz Güven hakkındaki iddianameyi kabul eden İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Haziran'da tahliyesine karar vermişti.
===========================
3- GÜRSEL TEKİN: TERÖR ÖRGÜTLERİ NE KADAR TEHLİKELİYSE, İMAR ÇETELERİ DE O KADAR TEHLİKELİDİR
* CHP Milletvekili Gürsel Tekin,
"İstanbul'un başına bir şey gelirse Türkiye'nin bağımsızlığı tehlikeye girer"
"Yani bugün ismini zikrettiğimiz terör örgütleri ne kadar tehlikeliyse, imar çeteleri imar terörleri de o kadar tehlikelidir İstanbul açısından"
"Bugün terör örgütü dedikleri FETÖ'ye üç tane deprem toplanma alanını peşkeş çektiler. Onun halen hesabı sorulabilmiş değil"
"Bir ülkede hukuk işlemiyorsa bir ülkede vicdanlar durmuşsa yapılması gereken bir tek şey var. Maalasef yalvarmak durumunda kalıyoruz. Çünkü buralar İstanbul'un kaderini belirleyecek yerlerdir"
Haber-Kamera: Erhan TEKTEN İstanbul DHA
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, CHP İstanbul İl Binası'nda basın toplantısı düzenledi.
"İSTANBUL'UN BAŞINA BİR ŞEY GELİRSE, TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞI TEHLİKE'YE GİRER"
İstanbul'daki imar uygulamaları ile ilgili yaptığı açıklamada Tekin, Türkiye'nin dört bir yanında imar uygulamalarıyla ilgili sürekli itirazları olduğunu, İstanbul'daki uygulamalarla ilgili çok sayıda basın toplantıları yaptıklarını, İstanbul'un geleceği ile ilgili kaygılarını ifade etti. Gürsel Tekin, "Ama bu kaygılarımıza bugünkü yöneticilerin tamamı kulaklarını kapattılar. Ne zaman ki; bilim insanları gerek iklim değişimi gerekse Türkiye'nin dört bir yanında parça parça olan depremlerden kaynaklı bir İstanbul hassasiyeti oluşmaya başladı. Bu aslında gecikmeli de olsa bizi mutlu eden bir tabloydu. Bu tabloda gerek Sayın Erdoğan, gerek Başbakan, gerekse Çevre Şehircilik Bakanının önemli açıklamaları oldu" ifadelerini kullandı.
Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin konu ile ilgili açıklamalarını cep telefonundan basın mensuplarına gösterdi. Kendilerinin zamanında bu tür ağır ifadeleri kullanamadıklarının altını çizen Tekin, " 'İmar hırsızlığı var' diyemedik biz. Daha kibar davrandık. İmar yolsuzlukları var dedik. Sayın Başbakan gibi 'beton canavarı' diyemedik. Bütün bu cümleler bütün söylemlerden sonra acaba nasıl uygulamalar var. Bu uygulamaları sizlerle paylaşmak istiyorum. İstanbul Türkiye'nin kalbi, Türkiye'nin geleceği, yarın Allah göstermesin İstanbul'un başına bir şey gelirse Türkiye'nin bağımsızlığı tehlikeye girer. Yani bugün ismini zikrettiğimiz terör örgütleri ne kadar tehlikeliyse, imar çeteleri imar terörleri de o kadar tehlikelidir İstanbul açısından. Bilim insanlarının ifade ettiği gibi, hatta bilim insanları değil Çevre Şehircilik Bakanı istisnasız her hafta çıktığın da İstanbul'da yüksek oranda bir deprem olabileceğini söylüyor. Böyle bir deprem karşısında hazırlığımız var mı? Asla. Sıfır noktasındayız. İstanbul'un deprem dönüşümü için hazırlanması gereken, ayrılması gereken dönüşüm yerlerinin tamamı ne yazık ki birilerine peşkeş çekildi" dedi.
"ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN VE DERHAL BU İHALEYİ İPTAL EDİN"
Gürsel Tekin, "Bugün terör örgütü dedikleri FETÖ'ye üç tane deprem toplanma alanını peşkeş çektiler. Onun halen hesabı sorulabilmiş değil. Nasıl hazırlık yapacağız. Şimdi elimizde kala kala üç beş tane yer kaldı. Birisi Florya Polis Okulu. Ne yapılması lazım burası, bu kadar itiraz eden bu şahsiyetlere söylüyorum. Elinizi vicdanınıza koyun. Sizin cümleleriniz referans olarak kabul ediyoruz. En azından bundan sonra kötülük yapmamak için Bakırköy'deki kamu arsası dediğimiz polis okulunun yerinin kamu için kullanılsın. Deprem toplama alana için kullanılabilir. Vazgeçin bu betonlaşmadan. Maalesef burası 26 'sında ihalesi var. Yine bir yandaş firmaya peşkeş çekilecek. Sayın Binali Yıldırım'ın gözü aydın. Bakırköy'ü yine beton canavarına teslim edeceğiz. Başta Sayın Erdoğan'a, Sayın Binali Yıdırım'a ve Sayın Bakan'a çağrıda bulunmak istiyorum. Elinizi vicdanınıza koyun ve derhal bu ihaleyi iptal edin. Tabi ki arkadaşlarımız gereken itirazları yaptılar. Bu itiraza gerek duymaksızın ihaleyi iptal etmenizi bekliyoruz" diye konuştu.
"SİZE YALVARIYORUZ"
Gürsel Tekin ikinci bir arazi olarak Küçükçekmece'de D-100 Karayolu yanında bir alanın haritasını göstererek, "Küçükçekmece'de yine kamu alanı dediğimiz bir alan. 1 milyon metrekare yer. Kimin bu devletin yeri. Milletin yeri daha doğrusu. Çeşitli kurumlara bakanlıklara ait yerlerin hiçbir tanesi kalmadı. Adeta beton canavarı şehrin tamamını kapladı. Burada nefes alınabilecek yer kalmadı. Küçükçekmece ve hemen yanı komşusu Avcılar dahil olmak üzere deprem konusunda en sorunlu yer olduğunu çok iyi biliyoruz. Şimdi bu kadar sorun varken bu acele ne. Kime peşkeş çekmek istiyorsunuz burayı. Sayın Başbakan, Sayın Erdoğan siz en azından İstanbul'u bilen ve biraz önce de İstanbul'la ilgili hassasiyetinizi ifade ettiniz. Size yalvarıyoruz. Çünkü başka yapabilecek bir şeyimiz yok. Bir ülkede hukuk işlemiyorsa bir ülkede vicdanlar durmuşsa yapılması gereken bir tek şey var. Maalasef yalvarmak durumunda kalıyoruz. Çünkü buralar İstanbul'un kaderini belirleyecek yerlerdir" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
----------------
-Tekin'in açıklamaları
-Salondan detaylar
===========================
- (ÖZEL)
4 - YAN YANA SON YOLCULUKLARINA UĞURLANDILAR
- Ankara'daki kazada hayatını kaybeden aynı aileden 5 kişi, İstanbul'da toprağa verildi.
Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN-İSTANBUL-DHA
Ankara'da park halindeki TIR'a arkadan çarpan otomobilde hayatını kaybeden aynı aileden 5 kişi gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlandı.
Ankara Çamlıdere TEM'deki Cankurtaran Rampası Su deposu mevkiinde Oktay Aslantaş yönetimindeki otomobil, emniyet şeridinde park halinde bulunan TIR'a arkadan çarpmıştı. Kazada otomobilde bulunan Oktay Aslantaş ile aynı aileden 61 yaşındaki Cemal, 53 yaşındaki Sare, 30 yaşındaki Selma ve 19 yaşındaki Seda Nur Aslantaş hayatını kaybetti.
Kazada hayatını kaybeden aynı aileden 5 kişi için Maltepe'de bulunan Altayçeşme Sarı Camii'nde öğle namazına mütakip cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç da katıldı.Cenazeye katılanlar tabutlara sarılarak uzun süre gözyaşı döktü.Dua ve helallik alındıktan sonra cenazeler Yenidoğan mezarlığında yan yana toprağa verildi.
Görüntü Dökümü:
----------
-Cenazelerin camiye gelmesi
-Cenazeye katılanlardan görüntü
-Cenazelerden görüntü
-Yakınlarının cenazeye sarılarak ağlaması
-Dua ve helallik alınması
-Cenaze namazının kılınması
-Genel ve detay görüntüler
======================================
5- BOŞANMAK İSTEYEN KARISINI KURŞUNLAYARAK FELÇLİ BIRAKAN KOCA: MAĞDURUM; TAHLİYEMİ TALEP EDERİM"
- Duruşma sonrası açıklama yapan felçli kadına, kocasının yakınları sataştı. Kısa süreli arbede yaşandı.
Haber-Kamera: Özden ATİK - İdris TİFTİKCİ / İstanbul, DHA
Gaziosmanpaşa'da 1,5 yıl önce boşanma davası açan karısı Handan Aşkın ve ağabeyi Sedat Sevin'i kurşunlayarak Handan Aşkın'ın felç kalmasına neden olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Emre Aşkın, "Mağdurum, tahliyemi talep ederim" dedi. Mahkeme heyeti, sanığın tahliye talebini reddetti.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci celsesi görülen duruşmaya, tutuklu sanık Emra Aşkın getirildi. Şikayetçi Handan Aşkın'ı duruşmada avukatı Gül Erdoğmuş temsil etti. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili de duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Handan Temel, "Olay günü temizliğe gidiyordum. Bir münakaşa oldu. Handan ve Emre tartışıyorlardı. Emre silahını ateşleyince dondum kaldım. Rastgele ateşledi. Handan, 'O çocuk senden değil' diye bağırıyordu. Emre, 'Çocuklarımız var, barışalım'diyordu" şeklinde konuştu.
"MAĞDURUM, TAHLİYEMİ TALEP EDERİM"
Sanık Emre Aşkın ise, "Böyle bir olay olduğundan üzgünüm. Mağdurum, tahliyemi talep ederim" dedi.
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA...
Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu'na yazı yazılarak müştekinin yaralanmasının öldürücü mahiyette olup olmadığı konusunda rapor düzenlenmesini istedi. Heyet, sanık hakkında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ayakta tedavi ünitesinde dosyası bulunduğunu, sanığın yeniden hastaneye sevk edilerek suçun anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı konusunda heyet raporu aldırılmasını da karara bağladı. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, duruşmayı erteledi.
DURUŞMA SONRASI ARBEDE
Duruşma sonrası İstanbul Adalet Sarayı önünde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri ve adliyeye tekerlekli sandalyeyle gelen Handan Aşkın basın açıklaması yaptı. Aşkın, "Umarım en ağır cezayı alır" dedi. Handan Aşkın, "DNA testi isteyeceğim,11 yıllık eşi olarak öyle ahlaksız bir değilim" ifadesini kullandı. Yaşadığı olay nedeniyle sıkıntılar çektigini belirten Aşkın çevresindeki insanların yardımıyla hayatını devam ettiğini söyledi. Açıklama sırasında Emre Aşkın'ın annesi, babası ve kardeşi, Handan Aşkın'a sözlü sataşmalarda bulundu. Arbede yaşanması üzerine çevredeki polisler tarafları ayırdı. Avukatı Gül Erdoğmuş da davanın takipçisi olacaklarını söyledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Savcılık tarafından hazırlanan iddianameye göre, Handan Aşkın ile kocası Emre Aşkın arasında yaşanan sorunlar nedeniyle ayrı yaşıyordu. Eşini telefonla arayan Handan Aşkın, evde bulunan bazı eşyalarını almak istediği, bunun için eve geleceğini söylediği Emre Aşkın'ın ise bunu kabul ettiği belirtildi. Eve ağabeyi Sedat ile birlikte giden Handan Aşkın, eşinin kaldığı eve birlikte girdikleri belirtilen iddianamede, sanık Emre Aşkın'ın müştekilerle konuşmak istediği ancak Handan Aşkın ve ağabeyinin konuşmak istemedikleri ifade edildi. Evden dışarı çıktıkları sırada sanık Emre Aşkın'ın, eşi ve ağabeyine "Size bunun hesabını tek tek soracağım. Sizleri tek tek öldüreceğim" diyerek tehdit ettiği belirtilen iddianamede, yanında bulunan ruhsatsız silahla önce Sedat Sevin'e ateş ettiği, daha sonra da eşi Handan Aşkın'a ateş ederek yaraladığı belirtildi. Olayda kullandığı ruhsatsız silahı daha sonra arkadaşı olduğu belirtilen Fatih Uzun'a saklaması için verdiği öne sürüldü.
Sanık Emre Aşkın ilk duruşmada verdiği ifadesinde, "Eşim hakkımda iftiralarda bulundu. Ben buna çok kızdım. Üstümdeki silahla kaç el ateş ettiğimi bilmiyorum. hatta bunu yaralama kastıyla da yapmadım. Eşimin söylediği sözlerin tahrikine kapıldım. Onun üzerine ateş etmeye başladım. Derin bir rehavete kapıldım. Öldürmek maksadıyla ateş etmedim" demişti.Emre Aşkın'ın silahını gizlediği iddia edilen sanık Fatih Uzun ise delil gizlemek amacıyla davranmadığını söylemişti.
Şikayetçi Handan Aşkın ise olayı şöyle anlatmıştı: "Kendisi beni aradı, evde olduğunu eşya almak istediğini söyledim. Bana Sedat ağabeyinle gelin dedi. Eşyalarımı aldım. Ağabeyime hakaret etti. Ağabeyim cevap vermedi. Dışarı çıktıktan sonra sanık bizi tehdit etmeye başladı. 'Bunun hesabını soracağım' dedi. 'Giderim cezaevinde paşalar gibi yatarım" dedi. Arkamızdan ayak sesleri duydum. Belinden silah çıkarttı, ağabeyimin üzerine yürüdü. İlk önce silahı ağabeyimin kafasına dayadı. Tetiğe bastı, kurşun kalmamış olacak ki, o esnada bana zarar vermemesi için boğuştum. Sonra kaçtığımı hatırlıyorum."
6- KKTC CUMHURBAŞKANI AKINCI: TÜRKİYE'NİN 82. VİLAYETİ OLMAK DA İSTEMEYİZ
* KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı,
"Türkiye'nin 82. vilayeti olmak da istemeyiz. Bunu samimi olarak söylüyorum, halkımız bu tercihte değil. Türkiye'nin de 82. vilayete ihtiyacı yok. Yeni dertlere de gerek yok siyasal anlamda"
"Bunları gündem yapıp da gereksiz yere Türkiye'nin başını ağrıtmaya da ihtiyacımız yok. Bunları konuşmaya gerek yok. Ama Türkiye ile çok yakın sağlıklı ilişki içerisinde olmaya çok büyük bir ihtiyacımız var"
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile İktisadi Kalkınma Vakfı tarafından düzenlenen "Güncel Gelişmeler Işığında Kıbrıs Görüşmelerinin Geleceği ve Türkiye İçin Çıkarları" konulu toplantıya katıldı.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs doğal gazı konusunda değerlendirmelerde bulundu. Akıncı, "Bize Türkiye'den gelen su var. Bu su 75 milyon metreküp yıllık. Yarısı evlerde kullanılacak diğer yarısı tarımsal amaçlar için kullanılacak. Ama artık kanıtlanmış teknoloji var ortada. Güney'e de bu sudan yararlandırma fırsatı doğabilir. Doğalgaz da ortaklaşa olabiliriz. Suyu kullanabiliriz. Bu adanın geleceğinde iş birliği olanakları yaratabiliriz. Doğalgazın güzergahı da çok çok basit. Bunu ben değil uzmanlar söylüyor. İsrail gazı ile Kıbrıs gazı birleşsin Türkiye'ye gelsin, hem Türkiye'nin ihtiyacına, hem oradan Avrupa Birliği'ne gitsin. En kısa, en hızlı, en ucuz yol bu, çözüm yolu bu. Ama tabi ki bunu yapmak isterseniz en mantıklısıdır. Yapmak istemezseniz İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan, İtalya diye başka güzergahlar kurarsınız. AB'de bunun projesini destekler daha pratik yollar varken bunlara kaynak ayırır, bunun gerçekleştirilmesi için Akdeniz yerine daha derin Ege sularından bu borunun geçirilmesi planlanır. Bir proje daha finanse ediyor AB. İsrail'den Güney Kıbrıs'a Güney Kıbrıs'tan Girit'e oradan da yine Avrupa'ya elektrik kablosu… Bizim şu anda gündemimizde Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a bir elektrik kablosu var. Kıbrıs'ta bir çözüm perspektifi, Ortadoğu'dan, İsrail'den bir elektrik kablosu Kıbrıs'a gelir. Türkiye'ye zaten Bulgaristan, Yunanistan üzerinden elektrik entegre vaziyette. Otomatikman Ortadoğu ile Avrupa entegre hale gelir Türkiye üzerinde" dedi.
"TÜRKİYE'NİN 82. VİLAYETİ OLMAK DA İSTEMEYİZ"
Akıncı, toplantıda KKTC'nin Türkiye'ye entegrasyonun söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine "İki seçenek ne Türkiye'nin ne Kıbrıs Türklerinin gündeminde yok. Nedir bunlar? Biz Kıbrıs Türkleri olarak her şeyden önce Güney Kıbrıs'ın üniter yapısı içinde azınlık olmak istemiyoruz. Böyle bir niyetimiz yok. Aynı şekilde Türkiye'nin 82. vilayeti olmak da istemeyiz. Bunu samimi olarak söylüyorum, halkımız bu tercihte değil. Türkiye'nin de 82. vilayete ihtiyacı yok. Yeni dertlere de gerek yok siyasal anlamda. Bunları gündem yapıp da gereksiz yere Türkiye'nin başını ağrıtmaya da ihtiyacımız yok. Bunları konuşmaya gerek yok. Ama Türkiye ile çok yakın sağlıklı ilişki içerisinde olmaya çok büyük bir ihtiyacımız var. Türkiye ile hem siyaset anlamında hem ekonomik anlamda iş birliği, dayanışma ruhu için hareket etmemizde, bugüne kadar yaptığımız gibi çok büyük ihtiyaç var. Bu ihtiyacın elbette devam edeceğini görüyoruz, hissediyoruz. Bugüne kadar istediklerimiz de samimiydik. Biz Kıbrıs'ta iki eşit kurucu devletli federal bir yapılanma isteğimizde, talebimizde samimiydik. Bunun iyi bir çözüm olacağını değerlendirdik. Hem bizim için hem bölge için hem Türkiye için. Türkiye'nin ilişkilerini de rahatlatan bir formül olacağına inanıyorduk" diye konuştu.
"GİDİP RUM TARAFININ DA AZINLIĞI OLACAK DEĞİLİZ"
"O nedenle Rumları yüzleşmeye çağırıyorum" diyen Mustafa Akıncı, "Rumlara 'artık bu eşitliği içinize sindirip sindirmeyeceğinize karar verin' çağrımı yapıyorum. Çünkü formül basitti. Ya tek çatı altında bu iki kurucu devletli yapıyı oluşturacağız çünkü onlar kabul etse de etmese de KKTC bir varlık, bir gerçekliktir. Bu bir devlettir, tanınmıyor olabilir. Ama bir yapıdır meclisi ile hükümeti ile cumhurbaşkanıyla ve en önemlisi ayrı halkıyla bir devlettir, bir demokrasidir. Eksikleri, yanlışları var mı? Var. Ama bu varlığın orada olduğu bir gerçektir. Bunu kimse de görmezden gelemez. O halde ya bu varlığı biz bir çözüm çerçevesinde onlara eş değer bir yeni kurucu devlet yapılanması haline getirip, federal çatıda buluşacağız. Ya da yan yana iki ayrı çatı olarak devam edeceğiz. Bunun başka yolu yok. Ben bunu söylediğim zaman sesler yükselir 'vay Akıncı ayrılıkçı mı oldu?' Hayır. Ben yıllardır çözüm için, Kıbrıs'ta birleşmek için federal bir yapı için mücadele etmiş olan bir insanım. Ama bu sadece bizim taleplerimizle olmuyor. Olmadığı noktada da kendi varlığımızdan vazgeçecek değiliz, gidip Rum tarafının da azınlığı olacak değiliz" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------------
- Akıncı'nın açıklamaları
- Detaylar
14.09.2017 - 14.15 Haber Kodu : 170914104_
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz