YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dha İstanbul Bülteni - 3 

1- ERDOĞAN: BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ  * Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, " (K.IRAK'TAKİ REFEDANDUM) Sonucuna bakmaksızın yok hükmünde kabul ediyoruz, gayrimeşrudur diyoruz" "Bir

1- ERDOĞAN: BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ

* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

" (K.IRAK'TAKİ REFEDANDUM) Sonucuna bakmaksızın yok hükmünde kabul ediyoruz, gayrimeşrudur diyoruz"

"Bir gece ansızın gelebiliriz"

"Silopi'de boşuna şu anda Silahlı Kuvvetler orada gerekli adımları atmadı. Taviz yok"

" Kuzey Irak Yerel Yönetimi, bakalım petrolünü hangi kanallarla nereye akıtacak veya nereye satacak? Vana bizde. Vanayı kapattığımız anda o iş de bitti"

"Artık giriş-çıkış, bunlar da kapatılacak"

" (AB ÜYELİĞİ) Ama şunu herkes bilsin ki Avrupa Birliği ile Türkiye arasında artık bir tiyatro oyununa dönen bu mücadelede, havlu atan taraf biz olmayacağız. Bu konuda karar vermesi ve bunu tüm dünyaya ilan etmesi gereken taraf, Avrupa Birliği'dir. Versinler kararlarını."

" (ARAKAN'DA YAŞANANLAR) Şu anda tamamen Myanmar'da 'Budist terörü' var. Şu anda Erdoğan'a yüklenecekler, varsın yüklensinler. Öyle yogayla mogayla bilmem neyle filan bu işi geçiştiremezsiniz, ortada bir vakıa var.

Haber: Özgür ALTUNCU - Gülseli KENARLI - Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Ombudsmanlık Toplantısı'na katıldı.
Erdoğan toplantıda yaptığı konuşmada AB üyeliği sürecine değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinde samimiyetle ve süratle hayata geçirdiği düzenlemeler belki bizi tam üye yapmaya yetmedi ama demokratik standartlarımızı bir hayli yükseltti. Bunun için AB ikircikli bir tutuma girdiğinde biz çıktık 'Kophenag kriterlerinin adını gerekirse Ankara kriterleri yapar yine de yolumuza devam ederiz' dedik. Açık ve net söylüyorum şu anda gidiş oraya. Bunlar hala bizi böyle oyalama oyalama yaptıkları sürece artık vakit yaklaşıyor. Başka çare yok. İşte bakın Almanya seçimleri bir derstir. Çünkü artık insanlar her şeyi çok açık net görüyor. Biz bir çok şeyleri fakat ters düz ettiler. Şimdi de ortaya çıktı. Bizim demokrasiyle, halklarla, haklarla, özgürlüklerle ilgili standartlarla konusun hiçbir sıkıntımız yok. Hiçbir ülkenin halkıyla, halklarıyla bizim sorunumuz olmaz. Bizim sorunumuz olsa olsa oralardaki yönetimlerledir, oralardaki yönetimlerin idare tarzıyladır. Çünkü eğer bize karşı yapılan bir şey varsa susacağız diye bir durum yok. Gereken neyse bunun cevabını vermek zorundayız. AB veya bir başka kurum talep etmese dahi biz bu reformalar kendimiz için, milletimiz için hayata geçirmekte kararlıydık, nitekim öyle de yaptık. Biz bütün bu reformlar birileri istedi, birileri sipariş etti diye yapmadık, milletimizi buna layık olduğu için bu reformları yaptık. Bizim itirazım ne biliyor musunuz? Maç oynanırken kuralların değiştirilmesinedir. Penaltının kuralı belli, maç oynanıyor, penaltının kuralı değişiyor. Böyle şey olur mu? İşte bunlar bunu yaptılar bize" dedi

"BİRÇOK SÖZÜNÜ YERİNE GETİRMEYEREK GÜVENİLİRLİĞİNİ YERLE BİR ETMİŞTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AB'nin kuralları belli, fasılların sayısı 15 ve liderler zirvelere katılıyor, müzakereciyiz biz de katılıyoruz. İsim vermeyeceğim şimdi, liderler değişiyor, 'liderler zirvesini' kaldıralım, fasılları da 35'e çıkaralım' diyorlar. Buna itirazın olmayacak da neye olacak. Aç kapa yapılıyor yani fasıllar hem açılıyor, hem kapanıyordu. Dediler 'olmaz'. Ne olacak? Sadece fasıl açılır ama kapanmaz ve liderler zirvesi bundan sonra yapılmaz. Şimdi bunlara itirazın olmayacak mı? Yaptığımız bu ve yapmaya da devam ediyoruz, edeceğiz. Diğer aday ülkeler söz konusu olduğunda gündeme dahi getirilmeyen kuralların konu Türkiye olduğunda adeta icat edilmesini kabul etmedik, etmeyeceğiz. Türkiye AB tam üyelik takvimini harfiyen işletmiştir. Fasıllar konusunda, mevzuat uyumu
konusunda hiçbir eksiğimiz, hiçbir sıkıntımız yoktur. Sadece Avrupa Birliği'nin kendi yükümlülüklerini yerine getirmemesi sorunuyla karşı karşıyayız. Avrupa Birliği, fasılları kapatmayarak, serbest dolaşım hakkımızı adeta gasp ederek, mültecilerle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ve daha birçok sözünü yerine getirmeyerek güvenilirliğini yerle bir etmiştir" diye konuştu.

"ARTIK BİR TİYATRO OYUNUNA DÖNEN BU MÜCADELEDE, HAVLU ATAN TARAF BİZ OLMAYACAĞIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere'nin Brexit'ine dikkat çekerek, "Yaptı oylamayı ayrıldı. Bunun daha gerisi gelecek. Ama şunu herkes bilsin ki Avrupa Birliği ile Türkiye arasında artık bir tiyatro oyununa dönen bu mücadelede, havlu atan taraf biz olmayacağız. Bu konuda karar vermesi ve bunu tüm dünyaya ilan etmesi gereken taraf, Avrupa Birliği'dir. Versinler kararlarını. Onlar kararını versinler biz kararı rahat veririz, merak etmesinler. Biz bu kararı duyana kadar sabırla bekleyeceğiz" şeklinde konuştu.

"ÖYLE YOGAYLA MOGAYLA BİLMEM NEYLE FİLAN BU İŞİ GEÇİŞTİREMEZSİNİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu Arakan'a Allah aşkına böyle mi sahip çıkılır? On binlerce insan ölüyor, 600 bin insan topraklarından sefil bir şekilde Bangladeş'e yaslanıyor. O derelerden, ırmaklardan geçerken televizyon ekranlarında izliyoruz. Kimsenin sesi çıkmıyor. 'Sadece Myanmar'a kınama yaptık.' Söylenen bu. 'Kınamamızı yaptık, en şiddetli şekilde yaptık.' Peki başka ne yaptık? Yaptırım yok. Bu yaptırımları ortaya çok farklı şekilde koymak lazım ki ona göre onlar da kendilerine bir çekidüzen versinler. Burada çok açıkça bir
soykırım var. Açık söylüyorum rahatsız olabilirler. Dünyaya 'İslami terör' diye konuşanlar, 'Hristiyani terör' diyorlar mı, 'Yahudi terörü' diyorlar mı, 'Budist terörü' diyorlar mı? Demiyorlar. Budistleri böyle iyiniyet elçisi gibi hep gösterirler. Şu anda tamamen Myanmar'da 'Budist terörü' var. Şu anda Erdoğan'a yüklenecekler, varsın yüklensinler. Öyle yogayla mogayla bilmem neyle filan bu işi geçiştiremezsiniz, ortada bir vaka var. Bunu tüm insanlığın bilmesi lazım. Eğer bildiğimizi, bilmeyenlere anlatmazsak dünyada daha çok on binler, yüz binler gider. Biz buna fırsat veremeyiz."

"SURİYE'DE BM'Yİ GÖRDÜNÜZ MÜ, SESİNİ DUYDUNUZ MU?"
Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile Başbakan Yardımcısı'nın, Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın Arakanlı sığınmacıların Bangladeş'te barındıkları kampları ziyaret edeceğini, nasıl kamplar kurulabileceği konusunda inceleme yapacaklarını belirtti.
Erdoğan, "Suriye'de son 7 yılda 1 milyonu aşkın insan hayatını kaybettiği, ülke çeşitli devletlerin ve terör örgütlerinin güç savaşlarının arenasına döndüğü halde BM kılını kıpırdatmadı ve kıpırdatmıyor. Suriye'de BM'yi gördünüz mü, sesini duydunuz mu? Savaştan ve baskılardan kaçan Suriyelilerin 3 milyondan fazlası ülkemizde olmak üzere 5 milyonu başka ülkelere sığınmış durumda. BM'nin bu sığınmacıların hayatlarını kolaylaştırmak için de ciddi bir yardım yaptığı söylenemez. Örneğin ülkemizdeki sığınmacılar için BM Mülteciler Komiserliği'nden gelen ne biliyor musunuz? 520 milyon dolar. Peki bizim harcadığımız ne? 30 milyar dolar. AB de doğru konuşmuyor. Söz verdiler, '2016'nın 1 Temmuz'una kadar 3 milyar avro göndereceğiz.' dediler. 'Yıl sonuna kadar bir 3 milyon avro daha vereceğiz.' dediler. AB'den gelen ne biliyor musunuz, o da 820 milyon avro. İşte bunlar böyle. Arakan Müslümanlarının yaşadığı insani dram konusunda da aynı şeyleri görüyoruz. Şu anda dünya oraya hala çok çok yabancı. Daha Arakan'daki saldırılarda ve kaçış yollarında hayatlarını kaybeden insanların sayısını bile tam olarak öğrenebilmiş değiliz" diye konuştu.

"SADECE BİR ŞAHSIN VEYA AŞİRETİNİN HAYAT ALANI DEĞİLDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin referandum kararı, ülkenin içinden geçtiği durum göz önüne alındığında buram buram fırsatçılık kokan bir girişimdir. Irak'ın hem toplum olarak hem de ülke olarak birliğe, beraberliğe bütünleşmeye her zamankinde ihtiyacı bulunduğu bir dönemde ayrılık yönünde adımlar atılması asla kabule edilemez. Bizim herkes gibi Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimizin de haklarına, hukuklarına, güvenliklerine, müreffeh bir hayat taleplerine sonuna kadar saygımız vardır. Nitekim bu çabalarında daima Kuzey ırak yönetiminin yanında olduk. En sıkıntılı zamanlarında kimse onların yanında olmadığı dönemde kendilerine gerekli hizmeti, desteği vererek onları ayakta tuttuk. Ancak bizim aynı zamanda Irak'ta Arap, Tüken, Ezidi kardeşlerimiz de var. Onlarında haklarına bizim saygımız var. Kuzey Irak tüm bu halkların ortak hayat alanıdır. Sadece bir şahsın veya aşiretinin hayat alanı değildir, bunun böyle bilinmesi lazım" dedi.

"REFERANDUMU SONUCUNA BAKMAKSIZIN YOK HÜKMÜNDE KABUL EDİYORUZ, GAYRİMEŞRUDUR DİYORUZ"
Erdoğan, "Bu bölgeyi sadece tek bir grubun kontrol altına almaya çalışması, orada uzun yıllar sürecek çatışmaların, yeni acıların, yeni, zulümlerin yeni katliamların habercisi olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır. Kontrolleri altına aldıkları gücü ve imkanları diğer gruplarla paylaşma konusunda hiç de iyi bir imtihan vermeyen mevcut yönetime olan güvensizlik sözde bağımsızlık ilanı sonrası çok daha artacaktır. Kimse bizden sınırlarımızın hemen yanı başında 350 km, yeni bir kriz ve çatışma alanı oluşmasına göz yummamızı bekleyemez. Bu konudaki tavrımız açıktır. Buna rağmen yapılan ve Irak'taki cari hukuka da uygun olmayana referandumu sonucuna bakmaksızın yok hükmünde kabul ediyoruz, gayrimeşrudur diyoruz" şeklinde konuştu.

"MAKARAM SARI BAĞLAR, KIZ OYNAR GELİN AĞLAR, YAPTIĞI İŞ BU"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Irak'ın toprak bütünlüğü ve toplumsa birliği doğrultusunda çalışmayı sürdüreceğiz. Dün akşam İran Cumhurbaşkanı ile görüşmem oldu, uzunca görüştük. Bir gün önce gönderdiği heyetle uzunca görüşmeler yaptım. Neticesinde, bugün referandum yapıyorlar. Bir defa Irak'ın federal yapısı bunların yaptığı referandumu kabul etmiyor, anayasa mahkemesi gerekli kararını zaten verdi. Boşu boşuna, makaram sarı bağlar, kız oynar gelin ağlar, yaptığı iş bu" dedi.
Erdoğan ardından salonda bulunan tercümanlara "Tabi tercümeyi doğru yapamadınız biliyorum ama" dedi.

"VANAYI KAPATTIĞIMIZ ANDA O İŞ DE BİTTİ"
Erdoğan, "Şu anda bir şeyin bilinmesini özellikle istiyorum, siyasi olarak, ekonomik, ticari olarak, güvenlik noktasından bütün adımları atıyoruz, atacağız, Silopi'de şu anda boşuna silahlı kuvvetler, gerekli adımları atmadı. Taviz yok. Şu anada İran, aynı durumda. Aynı zamanda Hava Kuvvetlerimiz aynı durumda ve sınırlarda sadece Irak tarafına geçişe müsaade var, bu hafta içerisinde diğer tedbirleri de hemen açıklayacağız ve o adımlar da atılacak. Artık giriş-çıkış, bunlar da kapatılacak. Farklı tedbirlerimiz var, ayrı. Onları da ayrıca devreye sokacağız ve bütün bunlarla birlikte bundan sonra Kuzey Irak Yerel Yönetimi, bakalım petrolünü hangi kanallarla nereye akıtacak veya nereye satacak? Vana bizde. Vanayı kapattığımız anda o iş de bitti. Devlet yöneten bütün bunları A'dan Z'ye düşünmek durumunda. Şimdi hep söyledik ya bizler duygusal kararlar almadık. 10 düşündük bir adım attı. Bunları da uluslararası diplomasiyi işleterek yaptık. Bakın İsrail dışında şu anda Kuzey Irak bölgesel yönetimin aldığı kararları destekleyen bir başka ülke yok. Sadece İsrail" ifadelerini kullandı.

"BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ"
Erdoğan, "Biz adımlarımızı kararlı bir şekilde atmaya deva edeceğiz ve Kuzey Irak yerel yönetiminin bu adımdan geri adım atması şart, olmazsa olmaz. Federal devlet zaten kesinlikle kabul etmiyor, meclis aynı şekilde. Yine aynı şekilde Suriye'de bir veya birden fazla terör devleti kurulmasına izin vermeyeceğiz. Öle kuzey Suriye'de PYD, YPG, oralarda devlet kuracaklarmış... Bunların hepsi onlar için kuru bir rüya. başka bir şey olmaz. Başkaları için sadece stratejik birer halemden ibaret olan bu hamlelerin devletimizin ve milletimizin beka meselesi olduğunu buradan bir kez daha ifade ediyorum. 911 km bizim Suriye sınırımız var. Biz burada böyle bir yapılanmaya asla müsaade etmeyiz. Dedim ya bir gece ansızın gelebiliriz. Bunu Fırat Kalkanı Harekatında yaptık. Şimdi burada da bu tür gelişmeler müsaade etmemiz mümkün değil. Siyasetin ve diplomasinin üzerinde bir öneme sahip olan Irak ve Suriye konusunda ülkemiz için tehdit oluşturan konularda, gerektiğinde kullanmaktan çekinmeyeceğimiz tüm opsiyonlar, seçenekler önümüzdedir, masa üzerindedir. Suriye'de, Cerablus, Rai, Rabık, El-Bab, buraya kadar uzanan o 2 bin km alanı nasıl DEAŞ'tan temizlediysek, Şimdi aynı amaçla yeni bir adım daha atıyoruz. Gerektiğinde de Irak'ta bu tür adımları atmaktan geri durmayacağız" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
---------------------
- Erdoğan'ın açıklamaları
- Detaylar
25.09.2017 - 13.26 Haber Kodu : 170925078

2- CUMHURBAŞKANINA SESLENDİ: REİS SELFİ İSTİYORUZ

Haber: Özgür ALTUNCU / Kamera: İdris TİFTİKÇİ - İstanbul (DHA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş'ta bir otelde düzenlenen Uluslararası Ombudsmanlık Toplantısı'na katıldı
Konuşmasını tamamlayan Erdoğan salondan ayrılırken kapıda toplanan katılımcılar akıllı telefonlarını çıkarıp Cumhurbaşkanıyla fotoğraf çektirmek istedi. İçlerinden biri "Reis selfi çektirmek istiyorum" diyerek Cumhurbaşkanını yanlarına çağırdı.
Kabalalığa yaklaşan Erdoğan fotoğraf ricalarını geri çevirmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan otelden ayrılıp Yıldız Sarayı içindeki Mabeyn Köşkü'ne geçti.

Görüntü Dökümü:
-------------
- Cumhurbaşkanının kürsüdeki görüntüsü
- Salondan çıkışı
- Katılımcıların görüntü ve fotoğraf çekme çabasından görüntüler
- Cumhurbaşkanının kendisini çağıranların yanına gelmesi
- Cumhurbaşkanının ayrılması
- Detaylar
25.09.2017 - 14.30 Haber Kodu : 170925102

3- BOZDAĞ: IRKÇI BİR HAREKET BUGÜN IRAK'IN KUZEYİNDE BÖLGEYİ ATEŞE ATACAK BİR ADIMI BAŞLATTI

Haber-Kamera: Enver ALAS / İstanbul,DHA
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 'ırkçılık' hastalığıyla islamın kardeşlik hukukunun bombalandığını, bugün Irak'ın Kuzeyi'nde yapılan 'bağımsızlık referandumu'na ilişkin göndermede bulunarak, "Şimdi başka bir ırkçı hareket, bugün Irak'ın kuzeyi'nde bölgeyi ateşe atacak bir adımı başlattı. Irkçılık ateşi insanları teslim aldığı zaman bu ateşinin ne kadar yakacağı alan varsa bunu kestirmek imkanı yok" dedi.
Bekir Bozdağ, Taksim'de bir otelde düzenlenen 'Türkiye Azerbaycan Örneğinde İslam Dayanışması Uluslararası Konferansı'nın açılış programına katıldı. Bozdağ'ın yanı sıra konferansta Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Azerbaycan Cumhuriyeti Dini Kurumlarla İş Üzere Devlet Komitesi Başkanı Mübariz Gurbanlı, Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Şeyhülislam Allahşükür Paşazade, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Halit Eren ile her iki ülkenin siyasetçileri ve din adamları yer aldı.
Programın başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in konferansa yönelik mesajları okundu. Ardından açılış konuşmasını yapan Bekir Bozdağ, konferansın İstanbul'da yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu tür toplantıların İslamı doğru anlama ve anlatma, doğru öğrenme ve dini kavramların doğru algınlanması adına farkındalık yaratacağını belirtti.
İslam dünyasının bugün içinde bulunduğu sorunlar ve müslümanların yaşadığı sıkıntılara üzerine değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, bu sorunların ana nedenin Kuran ve İslam konusunda müslümanlar arasında yer eden cehaletin büyük yer tuttuğunu söyledi. Bozdağ, "Eğer müslümanlar, Kuran ve sünneti doğru anlamış olsalardı, islamı ve islamın kavramlarını doğru öğrenip doğru öğretmiş olsalardı bugün islam dünyasında tek bir terör örgütünün yer bulamamış olması lazım" dedi.

"ŞEYTANIN PEŞİNDEN KOŞAN PEK ÇOK TERÖR ÖRGÜTÜ GÖRÜYORUZ"
DEAŞ terör örgütü, FETÖ, El-Kaide, Boko Haram gibi terör örgütlerini buna örnek gösteren Bozdağ, "Nereden bakarsanız bakın islamı ve Kuran'ı istismar eden Allah ve peygamber ile insanları ölüme atan, daha ziyade şeytanın peşinden koşan pek çok terör örgütü görüyoruz. Bu örgütlerin ortaya çıktmasından sonra yeryüzünde insanlar 'müslümanım' diyerek çok rahat bir şekilde gezebilme imkanını neredeyse kaybetmek üzereler" diye konuştu.

"PANZEHİR, BİLİMDİR"
Bekir Bozdağ, başta ABD ve Batı olmak üzere 'İslamofobi' adı altında resmen islam düşmanlığı yapıldığına dikkat çekti. Bozdağ, "Başta DEAŞ olmak üzere İslam'ı istismar eden bütün terör örgütleri yaptıklarıyla Allah'a peygambere ve İslam'a en büyük düşmanlığı ve kötülüğü yapıyorlar. Bu terör örgütleriyle mücadelede en önemli görev İslam alimlerine düşüyor. Eğer biz dinimizi doğru kavramlarla iyi bir biçimde anlatmazsak o zaman bu terör örgütleri dinimizi ve hepimizi kirletmek için daha pek çok suçları maalesef işlemeye devam edecektir. Bunların panzehiri bilimdir, doğru bilgidir, Doğru din öğrenimi ve öğretimidir" dedi.

"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN VARLIĞI BU NOKTADA BİZLERİN BAŞARISIZLIĞININ SOMUT GÖSTERGESİDİR"
İslam alimlerinin ve din adamlarının dini doğru öğretememeleri halinde dinin altının terör örgütleriyle doluşacağını vurgulayan Bekir Bozdağ şunları söyledi:
"Eğer biz bu görevimizi iyi yaparsak çok büyük bir başarıya beraber imza atmış oluruz. Bugün Türkiye'de ve dünyanın değişik yerlerinde islamı istismar eden terör örgütleri varlığı bu noktada bizlerin başarısızlığının somut göstergesidir. İslamı kullanarak, 'Allah-u Ekber' diye bir insanı öldürdüğü halde cennete gideceğine inanan böylesine canavarların olduğu ve çoğaldığı bir ortamda İslam alimlerinin onların işlediği cinayetlerden manevi mesuliyetten kurtulamayacaklarına inananlardan birisiyim. Biz, bize ne diyemeyiz? Doğruları anlatarak terör örgütlerinin karşısına çıkacağız."

MEZHEPÇİLİK ANLAYIŞINI ELEŞTİRDİ
Bekir Bozdağ konuşmasında islam dünyasındaki mezhepçilik anlayışını eleştirerek, bu hususta da bütün müslümanlardan 'tek vücut' olmasını istedi. Mezhepçilikle Türkiye'de ve dünyada birbirine düşman insanlar türetilmeye çalışıldığına ifade eden Bozdağ, "Mezheplerin, dinin yerine Kuran'ın yerine ikame edilmesien yorum yoluyla İslam dininin tahrif edilmesine izin verilmemesi lazım" ifadelerini kullandı.

"İSLAM DÜNYASI NEREDEYSE AİLE AİLE BÖLÜNÜYOR"
İslamın kardeşlik hukukunu ortaya koyduğunu ancak 'ırkçılık' hastalığıyla bunun bombalanmış durumda olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "İslam dünyası neredeyse aile aile bölünüyor" diye konuştu. Bozdağ, "Her ailenin, her aşiretin bir devleti var. Şimdi başka bir ırkçı hareket bugün Irak'ın kuzeyi'nde bölgeyi ateşe atacak bir adımı başlattı. Irkçılık ateşi insanları teslim aldığı zaman bu ateşinin ne kadar yakacağı alan varsa bunu kestirmek imkanı yok. Bunun içinde bizim ırkçılığa karşı çok ama çok etkili bir mücadele ortaya koymamız lazım" şeklinde konuştu.
Açış konuşmasının ardından Bekir Bozdağ'a bir çini tabak takdim edildi. Programın açılış bölümünde diğer konuşmaların ardındna çeşitli oturumlarla devam etti.

Görüntü Dökümü
--------------------
-Konferansa katılanlar
-Konuşmacılar
-Davetlilerin konuşmaları dinlemesi
-Bekir Bozdağ'ın konuşması
-Genel ve detay
25.09.2017 - 14.13 Haber Kodu : 170925104

(aktüel görüntülerle)
4- SANCAKTEPE'DE ORMAN YANGINI (3)

Haber-Kamera: Uğur AYAZSIN - İSTANBUL DHA
Sancaktepe'de askeri bölgede yer alan ormanlık alanda yangın çıktı.
Yangın, General Nurettin Baransel Kışlası'nın Sancaktepe kısmında bulunan ormanlık alanda saat 13.30 sıralarında henüz belirlenemeyen bir nedenle çıktı. Rüzgarın etkisiyle kısa sürede geniş bir alana yayılan yangına çok sayıda itfaiye ekibi müdahale etti. Zeminin engeli olması nedeniyle ekipler karadan müdahale etmekte zorlandı. Daha sonra bölgeye itfaiye helikopterleri sevk edildi. Yangın müdahale devam ediyor.

Görüntü Dökümü
----------------
-Yanan orman
-Çıkan dumanlar
-İtfaiye
-Askerler
-İtfaiye araçları
-İtfaiye helikopteri
-Yangına müdahale edilmesi
-Genel ve detay
25.09.2017 - 14.26 Haber Kodu : 170925100_

5- METRO İSTASYONU GİRİŞİNDE YANGIN (2)

Sinan BİLGİLİ - İSTANBUL DHA
Şirinevler metrosu girişinde yangın çıktı. Yangın itfaiyenin müdahalesiyle kısa sürede söndürüldü.
Edinilen bilgiye göre saat 13.45 sıralarında, metro istasyonunun girişinde bulunan büfenin bacasının tutuşmasıyla çıktığı belirlenen yangın kısa sürede yayıldı. Yangına itfaiye ekipleri müdahale etti. Yangın kısa sürede kontrol altına alınarak söndürüldü.

Görüntü Dökümü:
--------
-Sosyal medyada paylaşılan yangın görüntüleri
-Yanan büfenin görüntüsü (aktüel)

25.09.2017 - 14.35 Haber Kodu : 170925105
25.09.2017 - 14.31 Haber Kodu : 170925103

6- DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ'TAN TERÖRÜN HER ÇEŞİDİYLE MÜCADELE AÇIKLAMASI

Haber-Kamera: Enver ALAS, İstanbul / DHA
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Terörün her çeşidine, ayrımcılığa, islamofobiye, toplumu bölücü aşırılıklara karşı hem teorik ve düşünce hem de pratik alanlarda karşılıklı dayanışma içerisinde olmak, ümmetimizin ve toplumlarımızın geleceği, maddi ve manevi inkişafımız bakımından fevkalade önem arz etmektedir" dedi.
Geçen hafta Diyanet İşleri Başkanlığı görevine atana Ali Erbaş, Taksim'de bir otelde düzenlenen 'Türkiye Azerbaycan Örneğinde İslam Dayanışması Uluslararası Konferansı'nın açılış programına katıldı. Burada bir konuşma yapan Prof. Dr. Ali Erbaş, Azerbaycan ve Türkiye'nin dostluk ve kardeşlik bağına vurgu yaparak, iki ülke arasındaki İslam işbirliğinin önemine dikkat çekmek için toplandıklarını belirtti. Erbaş, konferansın şimdiye kadar yapılanlara işaret etmek ve bundan sonra yapılacakları niyete ve pratiğe almak üzere kararlılık göstermek açısından önemli olduğunu dile getirdi.
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki din hizmeti ve eğitimi alanında karşılıklı dayanışma, yardımlaşma anlayışının işbirliği içinde sürdüğünü anlatan Erbaş, "Türkiye ile Azerbaycan arasındaki İslam dayanışmasının en güzel örneklerinden birisinin Bakü Devlet Üniversitesi bünyesindeki İlahiyat Fakültesi'dir. Azerbaycan Respublikasının neredeyse kuruluşuyla birlikte karşılıklı protokollerle faaliyet göstermeye başlayan İlahiyat Fakültesi'nde aynı fakülte mezunu Azerbaycanlı gençler Türkiye'de yüksek lisans ve doktoralarını tamamlayıp hoca olarak göreve başlayana kadar, Türkiye'den alanında uzman hocalar Diyanet İşleri Başkanlığımız aracılığıyla destek olmuşlardır. Şimdiye kadar 800'ün üzerinde mezun veren İlahiyat Fakültesinde 50'nin üzerinde doktorasını tamamlamış akademisyen, ilim adamı yetişmiştir; bir 50 kadarı da lisans üstü çalışmalarına devam etmektedir" diye konuştu.

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Türkiye devletinin ve halkının yanında olmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şunları söyledi:
"Birbirimizin derdini dert, sevincini sevinç olarak görmemizin bir eseri olarak kardeş Azerbaycan Devletinin Sayın Cumhurbaşkanını, Türkiye'yi bizzat ziyaret ederek halkımızın ve devletimizin yanında olan Şeyhülislam Allahşükür Paşazade'yi ve Sayın Mübariz Gurbanlı'yı 15 Temmuz FETÖ kalkışması karşısında verdikleri desteklerden dolayı teşekkürle yad etmek; şehitlerimiz için Azerbaycan camilerinde okutulan Kur'anları ve yapılan duaları minnettarlıkla anmak isterim. Terörün her çeşidine, ayrımcılığa, islamofobiye, toplumu bölücü aşırılıklara karşı hem teorik ve düşünce hem de pratik alanlarda karşılıklı dayanışma içerisinde olmak, ümmetimizin ve toplumlarımızın geleceği, maddi-manevi inkişafımız bakımından fevkalade önem arz etmektedir."
Konferansta ayrıca Azerbaycan Cumhuriyeti Dini Kurumlarla İş Üzere Devlet Komitesi Başkanı Mübariz Gurbanlı, Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Şeyhülislam Allahşükür Paşazade, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Halit Eren de birer konuşma yaptı.

Görüntü Dökümü
------------------------
-Konferansta katılanlar
-Diyanet İşleri Başkanı'nın konuşması
-Genel ve detay

=====================

7- İSTANBUL'DAKİ "ANA DARBE GİRİŞİMİ" DAVASI (1)

* Tutuklu sanık eski Kurmay Albay Müslüm Kaya,

" 'Yurtta Sulh Biziz' isimi Whatsapp grubunda yazdığım iddia edilen mesajları ben göndermedim"

" Bana ait hat üzerinden yazışma yapıldığını düşünüyorum. Alınacak bilirkişi raporunda net sonuca ulaşılacaktır diye düşünüyorum"

"Darbe teşebbüsü içinde olmadım, 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi değilim. FETÖ'cü değilim"

Haber: Serpil KIRKESER / İstanbul DHA
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul'daki eylemleri planladıkları iddia edilen 9'u firari 15'i tutuklu toplam 24 sanığın yargılandığı davanın 10. duruşması başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampusü'nun karşısında bulunan binada İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya 15 tutuklu sanık ile taraf avukatları hazır bulundu.

REDDİ HAKİM TALEBİ REDDEDİLDİ
Mahkeme Başkanı, tutuklu sanıklardan Murat Yanık'ın reddi hakim talebinde bulunduğunu, kendi mahkemelerinin ve bir üst mahkeme olan 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nin de bu talebi reddettiğini, kararın kesinleştiğini açıkladı.

"SUÇLU OLDUĞUMA İNANSAM YURTDIŞINA ÇIKABİLİRDİM"
Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık eski Kurmay Albay Müslüm Kaya, 15 Temmuz günü ordu komutanın emriyle kışlaya geldiğini, İstanbul'da büyük bir terör eylemi olacağı bilgisinin kendisine söylendiğini savundu. Darbe toplantısına katılmadığını, 15 Temmuz'da kışladan dışarı çıkmadığını, birliklerin kışladan sevkiyatı konusunda da emir vermediğini belirten sanık Kaya, "Durumu anlayınca (darbe teşebbüsünü) sahaya sürülen birliklerin geri çekilmesini tavsiye ettim. Araçlar geri döndü. Teslim olmayı düşündüm ancak medyada gözaltına alınan askerlerin işkence gördüğü haberlerini okuyunca teslim olmayı erteledim. Konya'da gözaltına alınınca işkence gördüm. Vücudumda işkence izleri kaldı. Suçlu olduğuma inansam hava, kara ya da deniz yoluyla yurtdışına çıkabilirdim, ancak çıkmadım. Mutlak itaat doğrultusunda komutanımın çağrısıyla kışlaya geldim. Yanıma sivil kıyafet almadım. Ayrıca bir albayın emirleri sorgulaması da hayatın olağan akışına aykırıdır" dedi.

"MESAJLARI BEN GÖNDERMEDİM"
"Yurtta Sulh Biziz" isimi Whatsapp grubunda kendisinin yazdığı iddia edilen mesajları da kabul etmeyen sanık Kaya şöyle konuştu: "Whatsapp grubunda yazdığım iddia edilen mesajları ben göndermedim. Telefonumdaki cevapsız aramaları da ben sabah gördüm. Telefonuma el konuldu ancak imajları tarafıma teslim edilmedi. Mesajların kimler tarafından yazıldığının tespiti için parmak izi tespit edilmesi konusunda talebim oldu, ancak bu talebim reddedildi. İkinci köprüye hava desteği istediğim iddia ediliyor. Ancak 16 Temmuz sabah saat 05.00'de kışladan çıktığım bellidir. 04.30'da telefonumu kapattım. Ama telefonum kapalı olduğu halde telefondan 05.44'te mesaj gönderilmiş. Bütün bu çelişkilerin giderilmesi için telefonumun bilirkişi tarafından incelenmesini ve telefon üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ediyorum. Bana ait hat üzerinden yazışma yapıldığını düşünüyorum. Alınacak bilirkişi raporunda net sonuca ulaşılacaktır diye düşünüyorum"

"BYLOCK KULLANMADIM"
Kaya, örgütün gizli haberleşme programı Bylock'u telefonuna indirmediğini ve kullanmadığını da söyledi.

"DARBE TEŞEBBÜSÜ İÇİNDE OLMADIM"
"Darbe teşebbüsü içinde olmadım, 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi değilim" diyen sanık Kaya, FETÖ'cü değilim. Benim ve ailemin cemaatle herhangi bir irtibatı yoktur. Böyle bir yapı içinde olmadım. Tüm terör örgütleriyle mücadele ettim. 22 yıl fedakarca ülkeme hizmet ettim" ifadelerini kullandı. Sanık Kaya, suçlamaları kabul etmediğini belirterek, beraatini ve tahliyesini talep etti.

HAKİMDEN TEPKİ
Mahkeme Başkanı, sanık Kaya'nın Whatsapp yazışmalarıyla ilgili hakimlik ve savcılıkta verdiği ifadelerini hatırlattı. Sanık Kaya da 17 gün hücrede kaldığını ve işkence gördüğünü belirterek söz konusu ifadeleri kabul etmediğini söyledi. Mahkeme Başkanı da "Savcılık ve hakimlikte de mi işkence yapıldı avukatınızın yanında…" diyerek tepki gösterdi. Sanık Kaya da telefon bilirkişi incelemesinin ardından her şeyin ortaya çıkacağını belirtti.

İDDİANAMEDE SANIK KAYA'NIN YAZIŞMALARI ŞÖYLE YER ALDI:
Sanık Müslüm Kaya'nın 15 Temmuz 2016 tarihinde "Yurt'ta Sulh Biziz" isimli Whatsapp haberleşme programından yazdığı iddia edilen mesajların bazıları iddianamede şöyle yer alıyor:
21.35: Gövde: 6.Alay AKOM çıktı varmak üzere 21:45AKOM'a müdahale edildi. Enterne ediliyor. Personel emrimize uyuyor. Birazdan kontrol altına alınacak
21:53: TRT Radyo yolda
21:56: Gövde: AKOM kontrol altına alındı. Çok acil havacıların teknik Ekibini istiyorlar. Görüntü izlemeyi kesmek için
21:57: Kendileri yapamıyor. Uğraşıyorlar. Lütfen yayın kesimi için teknik ekip arasın.22.29: AKOM'da görüntüler tamamen kesildi. Kontrol altına alındı.22.36: Lojistik Destek Üssü kontrol altına alındı. Yarın sabahtan itibaren Anadolu ve Avrupa yakasındaki tüm birliklerimizin yemek ihtiyacı için planlama yapıyoruz. Ben genel resmi bilmediğim için, genel resmi bilen bir arkadaşın LDÜ'ye gitmesi gerekiyor. LDÜ askerimizin üç öğün yemek ihtiyacını karşılarız diyor.
23.06:Taksim Meydanı yola çıktı
00.45: Taksim'e takviye ihtiyacı var. Zırhlı araç gönderilebilir mi?
01.44: Taksim'de çevrilmişler. Bizimkiler Ateş ediyor.
02.02: Yayınları kesmemiz lazım
02.34: Yalan haberlere devam ediyorlar
02.52: Taksim'de durum kritik
02.59: Polis AKOM'a operasyon yapacakmış. Hv desteği olamaz mı?
03.10: Uçak taksimde alçak uçuş yapsın.
03.13: Taksim'de askeri almışlar
03.21: Taksim dayanamıyoruz diyor
03.42: Uçaklar az önce üç defa ateş etti
03.47: Uçaklar yaramış taksime. Şu an sakinmiş
03.48: Uçaklar moral için önemli
04:15: Taksim'e hlk Ateş desteği ?
04:26: Taksim'de durum çok kritik
04:54: Taksim radyo çok kötü

İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede Terör örgütü FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen bir numaralı şüpheli olarak gösteriliyor. Gülen ile birlikte 11 sanık, İstanbul'da darbecilerin silahından çıkan kurşunla şehit olan 89 kişiden sorumlu tutuluyor.
Şüphelilerin işlediği iddia edilen suçlar ise şöyle: "Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme", "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme", "7 kez olmak üzere bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme", "82 kez olmak üzere tasarlayarak bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle kasten öldürme",
"2 kez cebir kullanarak, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfus kötüye kullanılmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs etme", "2 kez cebir kullanmak suretiyle gece vakti, silahla, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ve birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığını ihlal etme", "2 kez cebir kullanmak suretiyle gece vakti, silahla, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ve birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığını ihlal etme", "silahlı terör örgütü kurmak", "4 kez kara ulaşım araçlarının alıkonulması, "2 kez hava ulaşım araçlarının alıkonulması, "2 kez gece vakti, cebir kullanmak suretiyle, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işyeri dokunulmazlığını ihlal", "Haberleşmenin engellenmesi", "işyeri dokunulmazlığını ihlal", "7 kez olmak üzere silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi", "Silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi."

DARBECİ ASKERLERE 92'ŞER KEZE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ...
İddianamede Fetullah Gülen, Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık hakkında atfedilen tüm suçlardan ayrı ayrı 92'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56'şar yıldan 174'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor. Şüpheliler Engin Durmaz, Mehmet Kapan ve Fatih Karakaya hakkında 47 kez, şüpheli Sadık Cebeci hakkında 17 kez, şüpheliler Nebi Gazneli, Müslüm Kaya hakkında 6 kez, şüpheliler Şakir Çınar, Rıfkı Keser, İrfan Arat, Ömer Faruk Özköse, Ahmet Gümüş, Erdal Öztürk ve Yüksel Durak hakkında ise 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

YURTTA SULH KONSEYİ İSTANBUL YAPILANMASI...
İddianamede, "Yurtta Sulh Konseyi İstanbul Yapılanması"nın; Fethi Alpay, Mehmet Nail Yiğit, Özkan Aydoğdu, Eyyüp Gürler,Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık isimli şüphelilerden oluştuğu belirtiliyor.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler