(ÖZEL)
1- BOĞAZ'IN İNCİSİ İNEKLERE KALDI
* İstanbul Boğazı'nın en uç noktasında yer alan Rumeli Feneri Kalesi kaderine terkedildi.
* Kaleyi gezmeye gelenler gördükleri manzara karşısında şok oluyor. Kaleye girenler inekler ile karşılaşıyor.
* Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller, 15 yıl önce restorasyon için ihaleye çıkıldığını ancak bir türlü çalışmaların başlamadığını belirtti.
Haber- Kamera : Cansel KİRAZ- Ali AKSOYER- Yılmaz BEZGİN - İdris TİFTİKCİ, İSTANBUL (DHA)
İstanbul Boğazı'nın Karadeniz'e en uç noktasında yer alan Rumeli Feneri Kalesi kaderine terkedildi. Tarihi kalenin içi adeta harabeye dönmüş durumda. Kaleyi ziyarete gelenler inekler ile karşılaşıyor.
TARİHİ YAPININ İÇERİSİNDE İNEKLER VAR
Sarıyer'de bulunan Rumeli Feneri Kalesi, 1769 yılında Kuzeyden gelen Kazak baskınlarına karşı ilk önlem noktasını oluşturmak amacıyla Osmanlı mimarları tarafından inşa edildi. Boğazın en uç notkasında yer alan kale geçen yıllar içinde kaderine terkedildi. Restorasyon çalışmaları bir türlü başlamayan kalenin duvarlarında derin çatlak ve çökmeler oluştu. Ziyaretçiler ve çevredekilerin verdiği zarar da kaleyi harabeye çevirdi. Kaleyi ziyarete gelenler gördükleri manzara karşısında şok yaşıyorlar. Kalenin duvarlarına sprey boya ile yazılar yazılmış durumda. Kalenin içi de ahırı andırıyor. Çevre köyden çobanlar büyükbaş hayvanları kalenin içine getiriyor. Kalenin içine girenler inekler ile karşılaşıyor. Hafta sonları da kale içinde mangal yapanlara da rastlamak mümkün.
"UZUN SÜRE DAYANABİLECEĞİNİ ZANNETMİYORUM"
2004 yılında bir restorasyon projesi kapsamında ihaleyi alan firmaya projenin geliştirilmesi için danışmanlık yapan İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller, "Restorasyon projesini gerçekleştirmek üzereyken kurumlar arası iletişimsizlik nedeni ile çalışma durduruldu. Üzerinden neredeyse 15 yıl geçmesine rağmen bu yol tekrar açılmadı" dedi.
Rumeli Feneri Kalesi'nin halkın çok kolay ulaşabileceği bir noktada olduğunu belirten Eyüpgiller, "Halk çok rahat ulaştığı için taşlarını sökebiliyor, yazılar yazabiliyor. 18 yıllık süreçte epey binanın eridiğini gözlemledim. Özellikler giriş bölümü yoğun tahribata uğradı. Doğanın da tahribatı var elbette. Kuvvetli rüzgar, dalgalarla gelen tuz, taşlar da yapının bünyesinde bozulmasına neden oluyor. Arzu ettiğimiz şey, buranın bir an önce ihya edilerek, özgün görünümüne uygun olarak restore edilerek İstanbul halkına ve konu ile ilgilenen kişilere sunulması" diye konuştu. "Kalenin müthiş bir manzarası var" diyen Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller," Kültürel amaçlı etkinliklere olanak verebilir. Çok da uzun süre dayanabileceğini ben zannetmiyorum. Belki 10 yıllık bir süreçte artık restore edilemeyecek düzeye geleceğinden korkuyorum. Hayvanların girişine izin verilmemeli elbette. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir kültürel değere bu şekilde bir muamelenin uygun görülebileceğini zannetmiyorum" şeklinde konuştu.
"KALENİN İÇİNDE İNEKLER GÖRDÜK"
Kaleye ilk defa yaklaşık iki yıl önce geldiğini ve ikinci gelişi olduğunu söyleyen Gözde Sebzeci, "Daha da fazla pislenmiş gözlemlediğim kadarıyla. Çok bakımsız gözüküyor. Kalenin içinde inekler gördük. Etraf pislik ve çöp dolu. Buraya restorasyon, bir şey yapılması gerekiyor. Yoksa güzel bir şeyi kaybedeceğiz, bunu görebiliyorum" dedi.
Bir diğer ziyaretçi Atilla Özçelik de, " Kalenin görünümü şu an çok bakımsız. Ben daha önce de ziyaret etmiştim buraları hiçbir değişiklik olmuyor. Yazılar var görüntü olarak çok kötü. Tarihimizin aslında çok da güzel bir yeri fakat bakımsızlıktan dolayı insan üzülüyor bunları görünce" diye konuştu.
Görüntü dökümü
--------------
-Kalenin havadan görüntüleri
-Kalenin dışarıdan görüntüsü
-Kaleye gelen ziyaretçilerin görüntüsü
-Muhabir anonsu
-Kalenin içindeki ineklerin görüntüsü
-Kalenin içeriden görüntüsü
-İÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller ile röportaj
-Ziyaretçilerle röportaj
======================
(geniş haber)
2- TEM OTOYOLUNU KİLİTLEYEN KAZA
*TEM'de oluşan trafik havadan da görüntülendi
Haber-Kamera: Alper KORKMAZ- Ersan SAN / İSTANBUL, (DHA)
TEM Otoyolu Büyükçekmece mevkiinde saman yüklü kamyon devrildi. Kaza sonrası TEM, Edirne istikametine trafiğe kapandı. Yaklaşık 2 saat süren çalışmaların ardından yol trafiğe açılırken, TEM otoyolunda kilometrelerce araç kuyruğu oluştu.
Kaza saat 10.50 sıralarında Tem Otoyolu Beylikçayır Viyadüğü üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Eyüp Bayram (49) yönetimindeki saman yüklü kamyonu başka bir araç sollamak istedi. Bu sırada önüne geçen araca çarpmamak için direksiyonu kıran kamyon sürücüsü kontrolü kaybetti. Kamyon yola devrilirken, üzerinde yüklü olan saman balyaları da yola saçıldı. Kaza nedeniyle trafik Edirne istikametinde durdu. Hafif yaralanan kamyon sürücüsü vatandaşların yardımıyla kamyondan çıkarılarak, sağlık ekiplerine teslim edildi. Hafif yaralanan sürücü Bayram ambulansla hastaneye kaldırıldı. Süren çalışmalar nedeniyle Ankara yönünde de trafik yoğunluğu oluştu. Polis ekipleri yolun trafiğe kapanması nedeniyle sürücüleri D-100 karayoluna yönlendirdi.
2 SAAT SONRA AÇILDI
Karayollarına bağlı ekipler kazanın yoldan kaldırılması ve yolun trafiğe açılması için çalışma başlattı. Yaklaşık 2 saat süren çalışmaların ardından devrilen kamyon vinçler yardımıyla yoldan kaldırıldı. Yola saçılan saman balyaları da olay yerine gelen dozer yardımıyla bir kısmı yol kenarındaki yeşil alana atılırken, bir kısmı da yol kenarına çekildi. Kamyonun ve saman balyalarının yoldan kaldırılmasıyla trafik tekrar açıldı. Yaşanan kazayı anlatan bir başka kamyon sürücüsü , önümüzdeki bu saman yüklü kamyonun önünde bir araç daha vardı. Önünde ki araç şerit değiştirince kamyon ona vurmamak için direksiyonu kırınca devrildi. Şoförün durumu iyiydi. Saatlerdir bekliyoruz" diye konuştu. Öte yandan kaza nedeniyle oluşan kilometrelerce araç kuyruğu da havadan görüntülendi.
Görüntü Dökümü
Kaza yerinden görüntü
ekiplerden görüntü
Vatandaşlar ile röportaj
Havadan görüntüler
kamyonun ve balyaların kaldırılması
Yolun açılması
Detaylar
=================================
3- TÜRSAB BAŞKANI BAĞLIKAYA'DAN HİNTLİ MİLYARDER AÇIKLAMASI
* TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya,
"Tek bir müşteriden tek bir organizasyonla çok ciddi bir gelir kaynağı"
Haber-Kamera: Enver ALAS - Kaan ULUS / İSTANBUL,DHA
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Hindistanlı dolar milyarderi bir işadamının, bu ay içerisinde 3 bin 500 çalışanını tatil için İstanbul'a getirmesinin turizm sektörü açısından çok önemli olduğunu, tek bir müşteriden bir organizasyonla çok ciddi bir gelir kaynağı elde edileceğini söyledi. Bağlıkaya, "Bu tür organizasyonlar, İstanbul'da şu anda ihtiyaç olan gelir ve harcama düzeyi yüksek turistin yolunu, kapısını açacaktır. İstanbul'da otel fiyatları geçen seneyle mukayese edildiğinde yüzde 10, yüzde 11 civarında yukarıya doğru hareketlendi. 2015 rakamlarına henüz ulaşmış değiliz. Çünkü harcama düzeyi yüksek, gelir düzeyi yüksek turiste henüz ulaşmış değiliz. Dolayısıyla bu segmentin açılıyor olmasından dolayı bir katkısı olacaktır ve bunun arkası da gelecektir" dedi.
Dünyanın en zengin iş adamları arasında yer alan Hintli iş adamı 3 bin 500 çalışanını ödül olarak İstanbul'a getiriyor. Adının şu an açıklanması istenilmeyen dolar milyarderi Hintli patron, çalışanlarının 7 günlük tatil için de 10 milyon dolarlık bir bütçe ayırdı. Hintli işadamının bu aktiviteyi Türkiye'de gerçekleştirmesinde emeği olanlardan biri de TÜRSAB oldu.
TÜRSAB BAŞKANI BAĞLIKAYA'DAN DHA'YA AÇIKLAMA
TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, 3 bin 500 Hintli turist grubunun tatilini kapsayan etkinliği DHA'ya değerlendirdi.
Aynı işadamının bu organizasyonu daha önce 2016'da İstanbul'da yapmak istediğini ama gerçekleştirilemediğini aktaran Bağlıkaya, gösterdikleri her türlü çabayla organizasyonun bu sene yapılacağını dile getirdi.
"TURİZM AÇISINDAN AYRI BİR ÖNEMİ VAR"
Bağlıkaya, "Bu aynı zamanda bir şirket motivasyon toplantısı. Bunun İstanbul'da yapılması için elimizden gelen her türlü çabayı sarf ettik. Bu tür toplantıların, etkinliklerin burada yapılıyor olması turizm açısından ayrı bir önemi var. Türkiye, turizmde 2018 yılında rekora gidiyor. 40 milyon turist hedefiyle devam ediyoruz. Ancak zengin kitleye hitap eden, gelir düzeyi daha yüksek segmenti ortalama paket ücretlerinin üstünde olan turist kısmında bir takım eksikliklerimiz var. Bu tür etkinliklerle ve tanıtımlarla bu organizasyonların Türkiye'de yapılabildiği algısının büyütülmesi ve genişletilmesi gerekiyor" dedi.
"TEK BİR MÜŞTERİDEN TEK BİR ORGANİZASYONLA ÇOK CİDDİ BİR GELİR KAYNAĞI"
Hintli patronun tatil için 10 milyon dolarlık bir harcama bütçesi ayırdığını söyleyen Firuz Bağlıkaya, "Boğaz bandındaki bütün otellere rezervasyonlarını geçtiler. Bu Türkiye geneline baktığınız zaman çok önemli bir rakam gibi gözükmeyebilir ama tek bir müşteriden tek bir organizasyonla çok ciddi bir gelir kaynağı. Dolayısıyla bunun kendisinden fazla bu organizasyonların Türkiye'de yapılabiliyor olması, bu yolun tekrar geri dönüyor olması çok büyük önemi var. Bizim için uzun süre sonra Türkiye'de yapılacak ilk 'event' olduğu için önemli" diye konuştu.
"GELİR VE HARCAMA DÜZEYİ YÜKSEK TURİSTİN YOLUNU AÇACAKTIR"
TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya şunları söyledi:
"Organizasyon, İstanbul'da şu anda ihtiyaç olan gelir ve harcama düzeyi yüksek turistin yolunu açacaktır. İstanbul'da otel fiyatları geçen seneyle mukayese edildiğinde yüzde 10, yüzde 11 civarında yukarıya doğru hareketlendi. 2015 rakamlarına henüz ulaşmış değiliz. Çünkü harcama düzeyi yüksek gelir düzeyi yüksek turiste henüz ulaşmış değiliz. Dolayısıyla bu segmentin açılıyor olmasından dolayı bir katkısı olacaktır ve bunun arkası da gelecektir. Ayrıca başka ülkelerden bu tür organizasyonların Türkiye'ye gelmesine yol açacağı içinde önemli."
HİNT DÜĞÜNLERİ ANTALYA VE İSTANBUL İÇİN ÖNEMLİ GELİR KAYNAĞI
2018'in ilk beş aylık dönemde Hintli turist sayısında neredeyse yüzde 100'e yaklaşan bir artış olduğunu aktaran Firuz Bağlıkaya, "Hindistan pazarı bizim için önemli bir pazar. Özellikle düğün gibi aktiviteleri için Türkiye'yi seçiyorlar. Bu organizasyonlar Türk otelleri açısından özellikle Antalya ve İstanbul için baya gelir kaynağı oluyor. İnşallah önümüzdeki dönemde İstanbul'da başlayan bu organizasyon başka organizasyonlar olarak da Türkiye geneline yayılacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
------------------
-Firuz Bağlıkaya ile röp
-Bağlıkaya'nın soruları yanıtlaması
=====================
4- ALİ AĞAOĞLU'NA ZORLA GETİRME KARARI...
Haber: Özden ATİK - Şengüler YEŞİL / İstanbul, DHA
Yurt dışına kaçan eski savcı Zekeriya Öz'ün "kasası" olduğu iddia edilen ve Öz'ün Dubai tatilinin masraflarının kendisi tarafından karşılandığına ilişkin belge almaları için iş adamı Ali Ağaoğlu'nun ofisine yolladığı kişilerden olduğu iddia edilen avukat Tayfun Aktaş'ın, "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, Ali Ağaoğlu hakkında tanık olarak dinlenmesi için yeniden zorla getirilmesine karar verdi.
İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Tayfun Aktaş getirildi. Duruşmada, avukat Ali Demirhan ile işadamı ağabeyi Halil İbrahim Demirhan tanık olarak dinlendi.
Avukat Ali Demirhan, iş adamı Ali Ağaoğlu'na hukuki danışmanlık, ağabeyi Halil İbrahim Demirhan'ın ise satış danışmanlığı yaptığını belirterek, sanık Tayfun Aktaş'ı dava konusu olay yaşanmadan önce tanımadığını söyledi. Demirhan, "Ağaoğlu şirketler grubundayken (firari) Aytaç Ocaklı, yanındaki bir kaç kişiyle ofise geldi. Terasta, bir takım tehdit olayları oldu. Zekeriya Öz'ün Dubai tatili masraflarını kendisinin yaptığına ilişkin makbuz istedi. Ağaoğlu da, 'Kardeşim masrafları ben yaptım, biz buradan gönderdik Öz'ü Dubai'ye. Ağabeyim Halil İbrahim de, 'Orada ağırladık, parasını da ben verdim' dedi. Orada tehdit ve küfürleşmeler oldu. Ağaoğlu, Fetullah Gülen'e kadar küfür etti. Daha sonra içeride, masaya geçtik. Tayfun Aktaş da o sırada geldi ve 'Bu işi çözün, faturayı verin' dedi. 'İlla faturayı vereceksiniz' diyordu. Siyasi tartışmaya girildi, hükümetin gitmesiyle ilgili tartışmalar. 'Bu adamlar gidecek ve başınız belaya girecek' dediler. Ben, 'Bu olay bizi aşar' dedim. Tayfun Aktaş özellikle beni hedef gösterdi. O olayda en masum insan da benim" dedi. Bu olayların yaşanmasının ardından ofise gelenlerle ilgili suç duyurusu yaptığını söyleyen Ali Demirhan, "Tayfun Aktaş ile ilişkim yoktu ki. Orada bulunma sebebi, toplantının amacı neydi bilmiyorum. Beni tehdit ettikten sonra neden başıma bir şeyler geldi? Evime girildi, tehdit edildim, eşimin arabası çalındı. Usulsüz dinlemeleri Youtube'da yayımladılar. Bunları bir güç, bir örgüt yaptı. Tayfun neresinde ben bilemem, onu yargı bilir" diye konuştu. Demirhan, sanık avukatının sorusu üzerine de "Aytaç Ocaklı fatura isteyince Ali Ağaoğlu, hem Zekeriya Öz'e hem Fetullah Gülen'e ana avrat küfretti" ifadelerini kullandı.
"TATİL FATURASINI ALİ AĞAOĞLU ÖDEDİ"
Diğer tanık Halil İbrahim Demirhan da 25 Aralık sürecinden önce, Ali Ağaoğlu'nun "Zekeriya Öz gelecek, orada ağırlayın" dediğini belirterek, tatil faturasının bedelini de Ağaoğlu'nun kendisinin ödediğini ifade etti. 17-25 Aralık sürecinden sonra, Başakşehir'deki ofisinden çıkarken bir kaç kişinin gelip kendisine, "Zekeriya Öz, ülkenin en önemli insanlarından biridir, bizim kurtarmamız lazım bu adamı, bize fatura vermen lazım" dediklerini de belirten Demirhan, "Fatura vermem' dedim. Beni iki kişi silahla arabaya bindirdi. Sonradan öğrendim Giresunlu Aytaç Ocaklı olduğunu. Kaçak şu anda. 'Biz savcımızı yedirmeyiz, ülkenin başbakanı olacak' dediler. 'Fatura vereceksin' diyerek ayaklarıma vurmaya başladılar. Telefonla da kaydediyorlardı" dedi.
"TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ"
Sanık Tayfun Aktaş ise, tanık anlatımlarını doğru olmadığını ileri sürdü. Sanık Aktaş, "İki yıldır tutukluyum. Sabit ikametgahım var. Yurt dışından ailemle beraber geldim, kaçma şüphem olsa 15 Temmuz'dan sonra ailemin tamamını alarak kaçardım. Tahliyemi istiyorum" dedi.
ALİ AĞAOLU VE HÜSEYİN SİPAHİ'YE ZORLA GETİRME KARARI
Sanık Tayfun Aktaş'ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, tanık olarak dinlenilmesine karar verilen Orhan Konak, Hüseyin Sipahi ve Ali Ağaoğlu ile ilgili yeniden zorla getirilme kararı verdi. Heyet, tanıklar Adnan Kılıç ve Hasan Rahvanlı'nın da zorla getirilmesini karara bağladı. Heyet, haklarında daha önce zorla getirme kararı verilen tanıklar Konak, Sipahi ve Ağaoğlu hakkında, "yerine getirilmemesi halinde suç duyurusunda bulunulacağı" şeklinde uyarı yazılmasına rağmen, bu tanıkları hazır etmeyen sorumlular hakkında gereği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını da kararlaştırdı. Duruşma ertelendi.
15 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
İddianamede, örgütün yargı alanındaki kumpaslarında kilit rol oynayan ve hakkında yürütülen soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen eski savcı Zekeriya Öz'ün, Dubai tatilinin masraflarının sanık Tayfun Aktaş tarafından karşılandığına ilişkin belge almaları için Aktaş ile bazı kişileri, iş adamı Ali Ağaoğlu'nun ofisine yolladığı belirtiliyor.
İddianamede, sanık Aktaş'ın Zekeriya Öz'ün "kasası" konumunda olduğu öne sürülerek silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.