1- SUUDİ HEYET, İNCELEME YAPILACAK KONUTA GELDİ (1)
Haber-Kamera: Erhan TEKTEN - Hasan YILDIRIM - İSTANBUL DHA
İnceleme heyetindeki Suudiler, başkonsolosluk konutuna geldi.
Görüntü Dökümü:
-------------
-Heyetin gelişi
==============
(ÖZEL)
2- EMİNÖNÜ'NDE "ÖLÜM" GEÇİŞİ...
- 150 metre yürümek yerine canlarını tehlikeye atıyorlar
Gökhan ÇELİK / Güven USTA, İSTANBUL(DHA) - EMİNÖNÜ'nde çok sayıda kişi yaya geçidini kullanmak yerine akrobatlara taş çıkaracak hareketlerle yolun karşısına geçmeyi tercih ediyor.
Yer Eminönü Meydanı. İstanbul'un en yoğun yollarından birinde tüm önlemlere rağmen çok sayıda kişi canını hiçe sayarak Ragıp Gümüşpala Caddesi'nde yolun karşısına geçiyor. 150 metre ilerideki yaya alt geçidini kullanmak yerine yolu ikiye ayıran demir parmaklıkların arasından ya da üstünden geçenler sürücüleri de tehlikeye sokuyor.
Kadını, erkeği, yaşlı, genci çok sayıda kişinin mazereti ise zaman kaybetmemek... Yetkililerin tüm önlemlerine rağmen yaya alt geçidini kullanmak yerine buradan geçenler oldukça fazla. Yolda büyük boyutta "Lütfen Yaya Geçidini Kullanınız" yazılı uyarı levhası da var.
ÖNLEMLER VATANDAŞLARI DURDURMUYOR
Yetkililer, daha önce vatandaşların demir parmakları kırarak geçiş yaptığı yeri farklı bir demir parçasıyla kapatmış. Ancak bu önlem üzerine, caddedeki yolu kullanan vatandaşlar kendilerine yeni bir yer açmış. Söz konusu yerin paslı demirlerle dolu olması da olası bir yaralanma durumunda tehlike oluşturuyor.
"TEHLİKEYE ATMAYA DEĞMEZ AMA OLSUN…"
Kestirme olduğu gerekçesiyle bu yolu kullanan vatandaşların birçoğu tehlikenin farkında. O kişilerden biri, "Yaya alt geçidi çok uzakta o yüzden biz de bu yolu tercih ediyoruz. Bizim güvenlikten ziyade zaman sıkıntımız var. Evet tehlikeye atmaya değmez ama olsun" ifadelerini kullandı. Bazı kişiler ise, söz konusu geçişlerin daha kolay olduğunu savundu. Bir kişi de, "Burası kolay olduğu için buradan geçiyoruz. Ama tehlikesi de var. Sürekli bu yolu tercih etmiyorum. Mısır Çarşısı'nda çalışıyorum genellikle de alt geçidi kullanıyorum" dedi. Bazı kişiler ise mevcut alt geçidin yetersiz olduğunu düşünüyor. Bu kişilerden biri, "Biz buradan mevcut alt geçidin yetersiz olduğundan dolayı buradan geçiyoruz. Alt geçit içinde olan işletmelerin tezgahları yolu daraltıyor ve orada yoğunluk oluşturuyor. Burası tabiî ki sağlıklı bir geçiş yeri değil. Kimseye de buradan geçmeyi tavsiye etmiyorum" diye konuştu.
Ragıp Gümüşpala Caddesi'nde 27 Ekim 2010'da, cadde üzerindeki demir parmaklıktan atlayarak karşıya geçmek isteyen bir vatandaş kamyon altında kalarak feci şekilde can vermişti.
Görüntü dökümü
------------------------------------
-Demir parmaklıkların arasından geçenler
-Demir parmakların üzerinden atlayanlar
-Cadde üzerindeki uyarı levhası
-Caddedeki araç trafiği
-Yetkililerin kapattığı yer
-Eminönü yaya alt geçidinden ayrıntı
-Muhabir anonsları
-Vatandaş röportajları
3- BAKAN VARANK VE BAKAN DÖNMEZ AR-GE VE İNOVASYON ZİRVESİ VE SERGİSİNİN AÇILIŞINI YAPTI
* Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,
"Sizler, bugün ve ileride yapacaklarınızla daha müreffeh Türkiye'ye ulaşmak için çalışan Nuri Demirağlar, Aziz Sancarlar gibi hatırlanabilirsiniz"
"Ya da faydalı her projeye karşı çıkan mimar ve mühendisler gibi de hatırlanabilirsiniz.Seçim yapmak sizin elinizde"
Haber- Kamera: Cansel KİRAZ- İdris TİFTİKCİ-İSTANBUL DHA
3'üncü AR-GE ve İnovasyon Zirvesi ve Sergisi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in katılımıyla açıldı.
Sergiye bakan Varank ve bakan Dönmez'in yanı sıra kalkınma ajansları, AR-GE merkezleri, üniversite projelerinin temsilcileri de katıldı. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde açılan sergide sağlıktan uzay araştırmalarına, savunma sanayiinden enerjiye, iletişimden çevre konularına kadar buluş ve icatlar sergilenecek.
"SON 14 SENEDE TEKNOPARKLARA 750 MİLYON LİRA ÖDENEK SAĞLADIK"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank konuşmasında son 14 senedeki AR-GE çalışmalarıyla ilgili konuştu. Milli gelir içindeki AR-GE harcamalarının payını 2'ye katladıklarını söyleyen bakan Varank, "Özel sektörün AR-GE harcamaların içindeki payını yüzde 29'dan yüzde 54'e yükselttik. AR-GE alanında bakanlığımız, KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla birçok destek ve kolaylık sağlıyoruz. AR-GE ve tasarım faaliyetlerini kendi bünyesinde yapmak isteyen firmalara AR-GE merkezi ve tasarım merkezi belgesi veriyoruz. Bu vergiye sahip firmalar, vergi indirimi sigorta pirim desteği, gelir vergisi stopajı ve damga vergisi istisnası gibi imkanlardan faydalanabiliyor. Şu an faaliyette bulunan 998 AR-GE merkezinde 54 bin AR-GE personeli çalışıyor. Bu merkezlerde biten proje sayısı 21 bine, devam eden proje sayısı ise 12 bine ulaşmış vaziyette" dedi.
Faaliyetteki 58 teknoparkta yüksek teknolojili ürünlerin yerli imkan ve kabiliyetler ile geliştirildiğini belirten bakan Varank, "Son 14 senede teknoparklara 750 milyon lira ödenek sağladık. Önümüzdeki dönemde teknopark ekonomi sistemini daha da güçlendirecek, yeni fikirlerin ve girişimcilerin desteklenmesine odaklanacağız. Konya ve Kocaeli'nde projeler tamamlanmış olup, bu projelere toplamda 69 milyon lira destek sağladık.Bursa, Kayseri ve Elazığ bilim merkezlerine ilişkin çalışmalarımız hızla devam ediyor.Ayrıca yıl sonunda Üsküdar Bilim Merkezi'nin 1'inci fazını açmayı planlıyoruz" diye konuştu.
BİLİM İNSANLARI İÇİN 'YURDA DÖNÜŞ SEFERBERLİĞİ PROGRAMI'
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Bilim insanlarımızın yurda dönüş seferberliği programıyla ülkemiz açısından stratejik değer taşıyan projelere katkı sağlamak için aralarında uzman, nitelikli araştırmacıların ülkemize gelmesini teşvik ediyoruz. Tersine beyin göçünü sağlamak adına, "Uluslararası lider Araştırmacılar Meslek Programı'nı tasarladık. Bu programı daha önce sayın cumhurbaşkanımız ilan etmişti. Altını dolduruyoruz. Bu program, araştırmacılara sağlanan imkanlar açısından dünyada yeni ve öncü olma özelliği taşıyor. Bu programı hazırlarken diğer ülkelerin aynı maksatla uygulamakta oldukları programları inceledik. Açıkçası gördük ki, bilim ve teknolojide ileri seviyede kabul edilen ülkeler dahi araştırmacıları ülkelerine çekebilmek için ciddi destekler sunmaktalar"
"MADENLERİMİZE DEĞER KATACAK TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜ BAŞLATIYORUZ"
Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ise konuşmasında, enerjide bağımsızlığı sağlamak için sadece enerji kaynaklarını keşfetmenin değil aynı zamanda bu kaynakları işleyecek teknolojik alt yapıyı kurabilmenin önemli olduğunu kaydetti. Dönmez, "Yenilenebilir enerjide son zamanlarda çok önemli adımlar atmaya başladık. Nükleer enerjide yaptığımız ortaklıklar, hem enerjimizi daha bağımsız hale getirecek hem de gelecekteki projelerimizi tamamen yerli olarak yapmak imkanını bize sağlamış olacak. Madenlerimizle ilgili yıllardır hep yakınılan ancak bir türlü yapılamayan bir hususu da tekrar hayata geçiriyoruz. Hep söylenir; zengin maden kaynaklarımız var ancak dışarıya 1'e sattığımız bir ürün, bunun 20 katı 50 katı zaman zaman 100 katına geri aldığımız. Burada madenlerimize değer katacak teknolojik dönüşümü başlatıyoruz. Madenlerimizi fabrika ve teknoloji yatırımı şartıyla ihale çıkartmaya başlıyoruz. Böylece bu alanda katma değerli ürün dönemini de başlatmış olacağız. Bor madeni ile ilgili birçok AR-GE projesine imza attık. Savunmadan tarıma, sağlıktan inşaata kadar birçok projeye bakanlığımız destek verdi. Bu sayede daha katma değerli ürünler üretilmesinin yolunu açmış oluyoruz" şeklinde konuştu.
"SEÇİM YAPMAK SİZİN ELİNİZDE"
Bakan Dönmez, genç mühendis ve mimar adaylarına da seslenerek, "Yeniliğe öncülük etmekten ve risk almaktan asla çekinmeyin. Uzun vadeli girişiminizden kısa vadeli karlar karşılığında vazgeçmeyin. Kişisel ve mesleki gelişiminizi medeniyet değerlerinizle harmanlayarak yarın ki Türkiye'yi sizler kuracaksınız. İç ve dış düşmanlar spekülatif saldırılarla bizi derin geri bırakmaya çalıştıkça daha fazla yerli teknolojide üretim yaparak onlara gereken cevabı hep birlikte vereceğiz. Sizler, bugün ve ileride yapacaklarınızla daha müreffeh Türkiye'ye ulaşmak için çalışan Nuri Demirağlar, Aziz Sancarlar gibi hatırlanabilirsiniz. Ya da faydalı her projeye karşı çıkan mimar ve mühendisler gibi de hatırlanabilirsiniz.Seçim yapmak sizin elinizde" ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından 3'üncü AR-GE ve İnovasyon Zirvesi ve Sergisi'nin açılış kurdelesi kesildi.
Görüntü Dökümü:
-Bakan Mustafa Varank'ın konuşması
-Bakan Fatih Dönmez'in konuşması
-Açılış kurdelesinin kesilmesi
-Genel ve detaylar
4- ESRA ALBAYRAK: MÜSLÜMANLAR AVRUPA DEĞERLERİNE KARŞI BİR TEHDİT OLARAK GÖSTERİLMEKTEDİR
Haber-Kamera: Gülseli KENARLI - Güven USTA / İSTANBUL DHA
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tarafından düzenlenen, "İslamofobi: Bir insan hakkı ihlali ve ırkçılığın çağdaş görünümüö başlıklı seminer'de konuşan İİT Kadın Danışma Konseyi Başkanı Esra Albayrak, "Müslümanlarla ilgili savaşçı, kadın düşmanı, iptidai, cinsel sapık gibi algılar yapılıyor. Müslümanlar Avrupa değerlerine karşı bir tehdit olarak gösterilmektedir." dedi. Albayrak, "Avrupa nüfusunun yüzde 8'ini oluşturan 55 milyonluk bir Müslüman kitleden söz ediyoruz. 2050 yılı itibarıyla Müslüman oranı yüzde 8'den yüzde 20'lere ulaşması bekleniyor. Elbette bu rakamlar Avrupa için önemli bir rahatsızlık sebebi. Batı medeniyetinin bu tehlike algısına karşı geliştirdiği ultranasyonalist ırkçı refleksler ise doğrudan aydınlanmadan bu yana Batının üzerinde inşaa ettiği bütün değerlere yönelik, demokrasi gibi, insan hak ve özgürlükleri gibi değerlere yönelik, ciddi bir tehdidi ifade etmektedir" dedi.
RAKAMLARLA BATIDAKİ SALDIRILAR
Albayrak, "Sadece 2017 yılında Fransa'da 121 İslamofobik olay gerçekleşmiş, Müslümanlara ait 19 ibadethane devlet tarafından kapatılmıştır, 749 kişi ev hapsine alınmış, 4 bin 500 polis baskını gerçekleşmiştir. Yine 2017 yılında Almanya'da 100 camiye saldırı düzenlenmiş, Müslüman Almanlara yönelik 908 bireysel saldırı gerçekleşmiş, öğretmenlik yapan Müslümanların yüzde 60'ı ayrımcılığa uğradıklarını hissettiklerini ifade etmiştir. Göçmenlere karşı 1906 saldırı gerçekleşmiş, göçmen kamplarına yönelik 286 saldırı, göçmenlere yardım eden gönüllülere karşı ise yani sadece Müslümanlara yönelik değil bu nefret aynı zamanda onlara yardım eden Batılılara karşı da 132 kriminal ve fiziksel saldırı ile kendini gösterilmiş" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
---------------
- Albayrak'ın açıklamaları
- Detaylar
5- ILICAK VE ALTAN KARDEŞLER DAVASINDA GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI
Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA
Fetulahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri gerekçesi ile Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın almış olduğu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını onaylayan İstinaf Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, şüphelilerin "terör örgütünün 'gizlilik' ve 'tedbir' stratejisi doğrultusunda hareket ettikleri" belirtildi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, açıkladığı 42 sayfalık gerekçeli kararında, FETÖ'nün lideri Fetullah Gülen'in örgüte yakınlığıyla bilinen bir sitede, Sızıntı dergisinde ve örgüte ait Zaman Gazetesi'nde değindiği siyasal konularda darbeye yönelik subliminal mesaj verdiği savunuldu.
SUBNİMİNAL MESAJ VERDİLER İDDİASI
Sanıklar Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan'ın 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce Can Erzincan TV'de canlı olarak yayınlanan "Özgür Düşünce" programında, "Darbenin artık kaçınılmaz olduğu" yönünde konuşmalar yaptıkları ve mesaj verdiği savunulan gerekçeli kararda, program arasında yayına, "Yine yeşillendi fındık dalları" şarkısının çalındığı, koyu yeşil bir fon üzerine büyük harflerle, "Anlayana sivri sinek az anlamayana..." yazısı ile devam edildiği, katılımcıların buna kahkahalarla güldüğü, "Bir ümidimiz var" başlığı altında VTR gösterildiği ve katılımcıların birden fazla kez darbeye ilişkin subliminal mesaj verdiği iddia edildi.
HÜKÜMETİ VE CUMHURBAŞKANINI TEHDİT ETTİLER İDDİASI
Adı geçen programda darbeye ilişkin subliminal mesaj veren sanıkların söylemleri kapsamında Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve Cumhurbaşkanını tehdit ettikleri belirtilen gerekçeli kararda, "Darbe girişimini terör örgütünce fikir ve eylem birliği içerisinde olmadan bilmelerinin ve bir gün önce kamuoyu algısını şekillendirecek şekilde beyan etmelerinin mümkün olamayacağı, hiçbir demokratik düzende darbe girişimini desteklemenin veya darbe ile seçilmiş hükümeti tehdit etmenin basın ve ifade hürriyeti ile açıklanamayacağı" belirtildi.
DARBE SÜRERKEN DARBEYİ ÖVDÜ İDDİASI
Sanıklardan Şükrü Tuğrul Özşengül'ün darbe günü Youtube üzerinden 4 saat 8 dakika süren bir yayına bağlandığı kaydedilen gerekçeli kararda, programdaki konuklarla darbe girişimi sürerken askeri darbeyi övücü söylem ve açıklamalarda bulunduğu belirtilen gerekçeli kararda, "Terör örgütüyle iltisakı sabit olan medya unsurlarının darbe girişimi öncesinde örgüt faaliyetini önceden ima eden, haber veren yazılar yazarak darbeye toplumsal zemin hazırladıkları, darbe girişiminden Ak Parti'yi ve hükümeti sorumlu tuttukları, gelinen noktada darbe girişimini haklı, gerekli ve meşru göstermeye çalıştıkları, demokratik tepkisini göstermek için meydanlara, sokaklara çıkan milletimize karşı telkinde bulundukları, bu şekilde terör örgütünün 'gizlilik' ve 'tedbir' stratejisi doğrultusunda hareket ettikleri" belirtildi.
Gerekçeli kararda, "Devletin başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere örgütle etkin bir şekilde mücadele sürecine girdiği" belirtilerek, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, sanıkların İstinaf taleplerinin reddine karar verildiği kaydedildi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede davanın istinaf aşamasında tahliye olan Mehmet Altan ile tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Turgut Özşengül, Yakup Şimşek ve tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddia ediliyor. Davanın görüldüğü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Şubat 2018 tarihinde yaptığı karar duruşmasında, Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Turgut Özşengül, "Anayasayı ihlal etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar. Sanıkların cezasında indirime gidilmedi. Tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman'ın ise beraatine karar verildi.
Sanıkların avukatları davayı İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı. Dosyanın geldiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 18 Haziran 2018 tarihinde Mehmet Altan'ın tahliyesine karar vermişti.
İstanaf Mahkemesi, 2 Ekim 2018 tarihinde yaptığı duruşmada sanıkların İstinaf taleplerini reddederek yerel mahkemenin mahkumiyet kararını onamıştı.
Görüntü Dökümü:
-Arşiv
17.10.2018 - 14.50 Haber Kodu : 181017119
==============